• Sonuç bulunamadı

En temel anlamıyla spor ve rekreatif etkinlikler için risk yönetimi, spor ve rekreasyon programları ve hizmetleri kapsamında ortaya çıkabilecek sakatlanma ve ölüm riski ile devamında oluşabilecek olası sorumlulukları azaltma veya ortadan kaldırmaya yönelik çalışmalardır. Ancak, bu derece etkili bir risk yönetimi oluşturabilmek birçok önemli karar almayı gerektirir (Spengler ve diğ., 2006, s. 2).

Risk yönetiminin tam olarak amacı gerçek risklerden sakınmak, gerçek riskleri azaltmak veya mümkünse ortadan kaldırarak spekülatif riskin sağlayabileceği getiriden faydalanmaktır. Kazanç ve kayıp yönünden bakıldığında iki çeşit riskten bahsetmek mümkündür. Bunlar (King ve O’Conor, 2000, s. 16):

 Saf riskler: Saf riskler (Pure Risks) güvenlik, yangın, donanım arızası, sağlık gibi elle tutulabilir riskleri kapsar. Asla %100 güvenli bir duruma gelmek mümkün olmasa da, bu sınıfa giren riskleri uygun yönetsel araçlar ile azaltmak veya ortadan kaldırmak mümkündür. Bu risk türünde kazanç ihtimali bulunmaz, sadece kayıp riski bulunur.

 Spekülatif riskler: Spekülatif riskler (Speculative Risks) genellikle iş planlama, insan kaynakları veya iş politikaları gibi alanlarla ilişkilidir. Mevcut pazarın durumu, rakiplerin performansı gibi risk oluşturabilecek unsurlar ortadan kaldırılamasa da sakınılarak olası riskten bir kazanç elde edilmeye gayret edilir. Yaşanabilecek olumsuz ve beklenmedik durumlara karşı hazırlıklı olunabilmesi için hizmet sağlayıcıların risk yönetim planlarına sahip olmaları bir zorunluluktur. Suya dayalı rekreasyon işletmesi açısından iki tip riskten söz etmek mümkündür: Birincisi ekonomik

kayba sebep olabilecek riskler, ikincisi ise çalışanların veya müşterilerin yaralanmasıdır. Elbette ki çalışanların yaralanması o kişilerin çektikleri acının yanı sıra bir süreliğine de olsa iş ile ilgili becerilerini kullanmalarına engel olarak ekonomik kayba da neden olabilir (Dougherty, 1998, s. 19). Ekonomik kayba sebep olacak riskler müşteri kaybı, pazar kaybı şeklinde olabileceği gibi makine-araç gereç-teçhizat kaybı şeklinde de olabilir. Bunlara ilave olarak üçüncü grup riskler olarak tüketicilerin ürün satın alırken karşılaşabilecekleri riskleri de ilave etmek gerekir.

Risk yönetimine yönelik olarak yapılan bir çalışmada “Çevresel Tehlikeler” ve “Katılımcıdan Kaynaklanan Tehlikeler” ‘i kapsayan bir kaza denklemi oluşturulmuştur. Buna göre rekreatif etkinlikler esnasında yaşanabilecek riskler katılımcının yetersiz bilgisi veya bir anlık dikkatsizliği nedeniyle oluşabileceği gibi çevresel (hava, etkinlik alanı vb.) tehlikelerden de kaynaklanabilir. Bu iki etkenin bir araya gelmesi ile ise “Kaza Denklemi” oluşmakta ve kazanın oluşma olasılığı en üst seviyeye çıkmaktadır. Bu durum Şekil 2.1’de gösterilmiştir (Martin ve diğ., 2006, s. 253).

Şekil 2.1. Kaza Denklemi Kaynak: Martin ve diğ., 2006, s. 253.

Ardahan’a göre (Ardahan, 2010, s. 45) ise kaza denkleminde yer alan tehlikelere “Etkinlikten Kaynaklanan Riskler” de eklenmelidir. Risk bu üç faktörün kendinden kaynaklanır. Bu risk faktörlerinin etkileşmesi ile de riskin olma ihtimali artacaktır. Buna göre her üç riskin kesişim noktasında oluşabilecek riskler birinci derece risk durumunu ifade eder. İki riskin kesişim noktası 2. Derece Risk Durumunu; her bir risk ise bağımsız olarak 3. Derece Risk Durumunu ifade eder. Suya dayalı rekreatif etkinlikler için risk yaratabilecek kaynakları aşağıdaki şekilde de gruplandırmak mümkündür.

 Etkinliğin gerçekleştiği ortamdan kaynaklanan riskler: Bu riskler etkinliğin gerçekleştiği ortamdan kaynaklanmaktadır. Örneğin; denizdeki dalga yüksekliği ile

rüzgâr kuvvetinin ani bir şekilde değişmesi riskleri de beraberinde getirir. Bu nedenle aktivitenin gerçekleştirileceği bölgenin yapısı ve hava şartları önceden bilinmelidir. Etkinliğin sahip olduğu özelliklere göre önlemler alınmalıdır.

 Katılımcıdan kaynaklanan riskler: Katılımcıların etkinlikler için bedensel ve psikolojik olarak hazır olması gerekir. Birey uzun bir dağ bisikleti faaliyetine katılıyorsa, dayanıklılık açısından yeterli seviyede olmalıdır. Hasta olanlar etkinlik öncesi tedavi olmalı, gerekli ilaçlarını yanında taşımalı ve hizmet sağlayıcılara bilgi vermelidir. Özellikle açık alan etkinliklerine katılanların üzerlerinde tedavi ve ilaç bilgilerini içeren bir kart taşımaları acil durumlar için faydalı olacaktır. Uzun sürecek bir kano safari turu için katılımcının hem bedensel hem de psikolojik yeterliliğe sahip olması gerekir.

 Etkinlikten kaynaklanan riskler: Açık alan etkinlikleri, özellikle bazı suya dayalı rekreatif etkinlikler, yüksek risk içermektedirler. Örneğin, yüksek zorluk derecesine sahip nehirlerde rafting ve kayak etkinlikleri esnasında çok tecrübeli ve eğitimli katılımcıların dahi hayatlarını kaybetme riski bulunmaktadır.

 Bunların etkileşimiyle oluşan riskler: Aktivite öncesinde alınması gereken önlemler etkinliğin planlaması aşamasında ortaya konulmalıdır. Farklı kaynaklardan doğan her bir riski engellemek mümkünken, farklı kaynaklardan aynı anda ortaya çıkan birden fazla riskin önlenmesi özellikle etkinliğin devamı esnasında oldukça zordur.

Şekil 2.2. Açık Alan Rekreasyonunda Riskler ve Etkileşimleri Kaynak: Ardahan, 2010, s. 45.

Aşağıda verilen beş madde rekreatif etkinliklerde kazaların azaltılması ve risk yönetimi için kullanılabilir (Ibrahim & Cordes, 2002, s. 322–323):

1. Düzenli raporlama ve kayıtların saklanması: Hizmet sağlayıcılar, geleceğe yönelik olası tedbirler için mevcut eğilimlerin ve durumun tam bir resmini çekmelidirler. Kaza istatistiklerini tutmalı ve en sık tekrar eden risklerden başlayarak frekansı an az olan risklere doğru riskler belirlenmeli ve yönetilmelidir.

2. Tesislerin denetlenmesi ve riskin azaltılması: Kaygan kayalıkların bulunduğu alanlar, keskin dönüşler, ince buzlu alanlar gibi özel riskleri barındıran etkinlik ortamlarının düzenli olarak denetlenmesi gerekir. Bunun yanı sıra kullanılan donanımlar da düzenli olarak kontrol edilmelidir.

3. Katılımcıya yönelik emniyet süreci: Bütün katılımcılar, özellikle katılacakları açık alan etkinliklerinin içerdiği riskler hakkında bilgilendirilmeli; güvenli olmayan ve tehlikeli alanlar duyuru, işaret ve söylenerek (oral warning) belirtilmelidir.

4. Çalışanların eğitimi: Çalışanların güvenlik bilincini kazanması ve önlemler çalışanların eğitim ve uyum sürecinin önemli bir parçası olmalıdır. Çalışanlar, ziyaretçileri riskli davranışlar hakkında bilinçlendirmeyi ve ziyaretçilerin bunlara uygun şekilde hareket etmelerini sağlamayı kendilerine görev edinmelidirler. Bunun yanında çalışanlar ilk yardım konusunda lisansa sahip olmalıdırlar.

5. Acil durumlara yönelik süreçler: Acil durumlara yönelik süreçler sadece oluşturulmakla kalmamalı, bütün çalışanların bunları öğrenmesi sağlanmalıdır. Uzak alanlar ile hızlı ve etkili iletişim sağlayacak düzenli tatbikatlar düzenlenmelidir. Bu alanlara ulaşım hızlı bir şekilde sağlanabilmeli, tahliye yolları ve kaçış rotaları belirlenmelidir.

Suya dayalı rekreasyon işletmelerinin Deniz Turizmi Yönetmeliği’nin (Resmi Gazete Tarihi/ Sayısı: 24.07.2009/ 27298) 51. maddesi uyarınca işletme belgelerinde belirtilen deniz turizmi araçlarının mürettebatına, ziyaretçilerine ve üçüncü şahıslara verebileceği zararları kapsayan bir sigorta yaptırmaları zorunludur. Böylece zarar görme riski altında bulunan bütün şahıslar bu tür risklere karşı mali açıdan güvence altına alınmış olacaktır.

Günümüzde milyonlarca insan, yüzme ve yelken gibi suya dayalı rekreatif etkinliklere katılmaktadırlar. Bu durum, bu etkinliklerin gerçekleştikleri ortamın taşıdığı tehlikeler nedeniyle birçok yaralanma ve ölüm vakasının yaşanmasına zemin hazırlar. Suya dayalı etkinlikler esnasında yaralanmaya veya ölüme neden olabilecek tehlikeleri ve riskleri tamamen ortadan kaldırmak mümkün değildir. Ancak bu tür tehlike ve riskleri azaltacak önlemleri almak bir zorunluluktur (Spengler ve diğ., 2006, s. 102).

Bu nedenle, su emniyetine yönelik uygun ve kapsamlı önlemler göz önünde bulundurulmalıdır. Engellenebilecek su kazalarında her yıl binlerce kişi ölmektedir. Etkinliğin planlanması esnasında sadece çalışanların değil katılımcılarında dâhil edildiği yöntemler ile suda emniyet sağlanmaya çalışılabilir. Bu sistemler arasında en çok kullanılanlardan birisi “buddy” sistemidir. Bu sistemde her katılımcı kendisine bir arkadaş seçer ve her ikisi birbirine karşı sorumlu olur. Arkadaşlar suya girişlerinden ve çıkışlarından emin olurlar ve sürekli olarak birbirlerini göz kontağı kurarak takip ederler (Edginton ve diğ., 2005, s. 334–335).

Etkinliğin türüne ve yapıldığı yer ile hava şartlarına göre değişiklik gösterse de suya dayalı etkinlik sorumlusunun görevlerini genel olarak aşağıdaki gibi sıralayabiliriz (Dougherty, 1998, s 162–163):

 Katılımcıları, riskleri ve tehlikeleri en aza indirmek için eğitmek,

 Gerekli etkinliklerde kişisel yüzdürme gereçlerinin (Personal Floatation Device- PFD) uygun bir şekilde giyilmesini sağlamak,

 Her etkinlikte en az bir destekleyici çalışanın bulundurulmasını sağlamak,

 Etkinliğe dâhil olan katılımcı ve çalışan sayısından emin olacak bir sistemi kurmak,

 Bir “Suyu Terk et!” sistemi kurmak ve herkesin bu uyarıya uymasını sağlamak,  Katılımcılar için ihtiyaçları olduğunda gösterebilmeleri için bir tehlike işareti oluşturmak,

 Bütün katılımcıların ve çalışanların hava şartlarına uygun bir şekilde giyinmiş olduklarından emin olmak,

 Emniyet kurallarına, uygun davranışlara ve etkinliğin süresine riayet etmek,

 Suya kurtarma gereçlerinden başka cisimlerin veya atıkların atılmasını yasaklamak,

 Kişiler arası iletişimi kısa ve öz tutmak,

 Gözlem alanını bir saniyeliğine de olsa gözden kaçırmamak,  Sosyal ilişkileri görev dışında gerçekleştirmek.

Güvenli bir şekilde etkinliklerin yürütülmesi için gerekli olan diğer önlemleri ise aşağıdaki şekilde sıralanabilir (Edginton ve diğ., 2005, s. 334–335):

 Suya dayalı rekreatif etkinlikler sorumlularının tamamı Suda Can Kurtarma Belgesine ve eğitimine sahip olmalı,

 İnsanların yalnız yüzmelerine izin vermeyin, sürekli ve sorumlu gözetim bir zorunluluktur,

 Temel kurtarma ve can kurtarma donanımını sürekli olarak ulaşılabilir bir yerde bulundurun,

 Acil durumlar için talimatları ve aranması gereken telefon numaralarını ilan edin,  Su etkinliklerine özel bir ilk yardım çantası bulundurun,

 Genel emniyet kurallarına yönelik bir genel bilinç oluşturun ve en az bir kişinin suni solunum ve ilk yardım uygulayabildiğinden emin olun,

 Derin ve sığ yerleri görülür şekilde işaretleyin,

 Su etkinliği ile uyumsuz tehlikeli hareketleri engelleyin,

 Cam, şişe veya keskin nesnelerin yüzme alanında kullanılmasına izin vermeyin,  Mümkünse yüzme alanlarını küçük çocukların izinsiz girişlerini engelleyebilmek için çit ile çevirin ve kilitleyin,

 Bütün botçuların uygun ve onaylı bir can yeleği giymelerini sağlayın.