• Sonuç bulunamadı

Yükseköğretimde Saydamlık ve Hesapverebilirlik

Saydam ve hesapverebilir bir yönetim mekanizması, yükseköğretim yönetiminde öncelikle etik olmayan davranış ve faaliyetlerin olmasını engelleyici ve caydırıcı bir rol oynamaktadır. Yükseköğretim kurumlarında özgürlüklerin kısıtlayıcı etkisi olduğu düşünülen hesapverebilirlik sistemleri, aksine kurumların gelişmesi ve akademik özgürlük açısından güçlü bir araçtır (Doğramacı, 2007; Leveille, 2006). Diğer bir ifadeyle bir üniversite ya da bir yükseköğretim kurumunun amaçlarına ulaşması için yönetim süreçleri bakımından saydam ve hesapverebilir bir yapının kurulması son derece önemlidir. Hesapverebilir bir mekanizma, yükseköğretim kurumlarının

105

uygulama ve işlemlerinin amaçları ile uyumluluğu ve sonuçlarının ise tarafları açısından değerlendirme imkanı tanıyacaktır.

Yirmibirinci yüzyılda üniversiteler misyonlarını sürdürebilmek için öncelikle üç esası sağlamak durumundadırlar (Thompson, 2007): Birincisi kendi özerkliklerinin sağlanması, ikincisi çalışmalarının ülke amaçlarıyla uyumlu olması için gerekli yapının kurulmuş olması ve üçüncüsü ise yüksek kalite ve donanımda hizmet verebilmesi için fonksiyonel bir sürecin kurulmasıdır. Yükseköğretim kurumlarında saydamlık ve hesapverebilirlik unsurları, kurumsal düzeyde yürütülen faaliyet ve çalışmaların çıktıları üzerinden şeffaf bilgi sağlanmasından üniversitelerin diğer tüm danışma kurullarının rol ve çalışmalarına kadar geniş bir kesimi kapsamaktadır (Visakorpi vd., 2008). Yükseköğretim yönetim sisteminde iki tür hesapverebilirlikten bahsedilebilir (Thompson, 2007); birincisi iç hesapverebilirlik, planlama, bütçe, izleme ve finansal kontrol odaklı olarak yürütülmektedir. Üniversite ya da kurumların bütçe uygulama sürecinde mali planlamanın yapılması ve en önemlisi de ilgili taraflar ile saydamlığın ve uzlaşının sağlanması gerekir. Bir üniversitede şeffaf ve saydam bir yönetimin tesisi için rektör, rektör yardımcısı, finans müdürü gibi tüm üst düzey personelin görev tanımları yapılmış olmalı ve ehil kişilerce atanmalıdır. İkincisi de dış hesapverebilirlik, üniversitenin bütün finansal hesaplarının yayınlanması, özellikle paydaşların bilmesi gereken bilgilerin saydamlığının sağlanması ile mümkün olabilecektir.

Üniversitelerde hesap verme sorumluluğu denildiğinde ilk etapta daha çok parasal harcamalar anlaşılmaktadır. Fakat, yükseköğretim kurumlarında hesapverebilirlik, çok boyutlu, kapsamlı ve karmaşık bir konudur. Kamu mali kaynakların yanı sıra yükseköğretim yönetim politikaları, müfredat uygulamaları, öğrenci başarıları, bilimsel araştırma imkanları, akademisyen yetiştirme süreçleri vb… sayılabilir (Aypay, 2015a; Leveille, 2006). Yükseköğretimde hesapverebilirlik konusunun daha doğru ve net anlaşılabilmesi bakımından sorumluluk, cevap verebilirlik, denetim, iç denetim, kontrol, iç kontrol ve izleme gibi kavramları ayrıntılı olarak anlamak gerekmektedir. Üniversitelerde hesap verme sorumluluğu konusunda bazı kurumsal risklerin nasıl yönetildiğine ilişkin 2000 yılında, 250 tıp fakültesini

106

kapsayan bir araştırmaya yapılmıştır. Aaraştırma sonucunda yükseköğretim kurumlarının risklere karşı yeterli tedbirleri almadığı anlaşılmıştır. Kullandıkları tıbbi tedavi konusunda klinik testlere katılan hastalarına, hekimlerden sadece üç tanesinin gerekli prosedürleri uyguladığı anlaşılmıştır (Aktaran Bok, 2007).

Üniversitedeki yönetim sistemi, yöneticilerinin gerektiği gibi adil ve objektif davranmasını sağlayacak çeşitli ihtiyati tedbirleri ve hesap veren bir sistemi içermiyor ise para kazanmanın cazibesi zamanla kurumun standartlarını eritecek ve kurumu etik olmayan işlerin içine sokacaktır (Bok, 2007, s.181). 1998 yılında Amerika’da öğretim üyeleri arasında yapılan bir araştırmaya göre, araştırmaya katılan öğretim üyelerinin %73’ ü fakülte yönetiminde alınan karar sürecinin bürokratik, tepeden inmeci, merkezi ve işletmevari şekilde olduğunu ve kendilerine pek danışılmadığını ifade etmişlerdir. Aynı yöndeki araştırma Avustralya’da yapılmış ve yükseköğretim kurumlarının yöneticilerinin büyük bir kısmı “…karar alıcı çeşitli kurulları, yöneticiliğin önünde bir çeşit engel olarak gördüklerini ..” belirtmişlerdir (Aktaran Bok, 2007).

Yükseköğretim kurumlarının yönetimde saydam ve hesapverebilirliği sağlayabilmeleri bakımından aşağıdaki davranış ve yaklaşımları yapmaları beklenmektedir (Gedikoğlu, 2013; Huisman ve Currie, 2004; Leveille, 2006);

a. Kurum kaynaklarının kullanım (satın alma-ödeme aşamaları) süreçlerinin saydam bir şekilde belirlenmesi,

b. Kurumdaki kişi ve paydaşların, yapılan mali işlemler konusunda istedikleri zaman bilgi sahibi olabilmesi,

c. Yapılan alım ve ihalelerin zamanında kamuoyuna duyurulması, d. Yöneticilere, yaptıkları tasarruf ve işlemlerden dolayı hesapverme

sorumluluğunun öngörülmesi şeklindedir.

Hesapverme sorumluluğu, yükseköğretim kurumlarında yöneticilere çok önemli rol ve sorumluluk vermektedir. Yöneticilerin rol ve sorumlulukları özetle (Cendon, 2005; Gedikoğlu, 2014; Gülener, 2011);

107

a. Yükseköğretim kurumlarının kurumsal amaç ve misyonlarına uygun yönetildiğini izlemek ve bu konuda gerekli mekanizmaları işlevsel tutmak,

b. Yükseköğretim kurumlarında yapılan / yapılacak şikayet işlemleri için mevzuatın uygulanabilirliğini sağlamak,

c. Yapılan şikayet ve işlemlerin hukuka uygunluğu ve gerekli işlemlerin tesisi bakımından süreci izlemek,

d. Topluma hizmet bakımından kullanılan program ve hizmet çalışmalarının belirli bir kalitede yürütülmesini sağlamak,

e. Yükseköğretim kurumlarının kaynaklarının etkin ve verimli kullandıkları konusunda kamuoyunu bilgilendirmek ve gerekli saydamlığı sağlamak,

f. Görev alanları boyutunda kurum ve yöneticilerin performanslarını izlemek ve kamuoyu ile paylaşmak,

g. Üst yönetici ve diğer yöneticilerin güç ve pozisyonlarını adil ve yerinde kullanmalarını sağlamak şeklindedir.

Marangoza (2004, s. 171) göre, üniversitelerde rektör, dekan ve diğer yöneticilerin mütevelli heyeti gibi ehliyetli ve objektif bir kurul tarafından belirlenmesi gerekmektiğini ileri sürmektedir. Ona (2004) göre; yükseköğretim kurumlarında saydam ve hesapverebilir bir yapı için iktidarın görevi, doğrudan yükseköğretim yönetimi ve denetimi olmamalı onun yerine izleme ve gözetim olmalıdır. Makam ve görevlilerin sorumluluk ve hesapverebilirlik düzeyleri açıkça belirlenmelidir. Kimlerin kime ve ne şekilde hesap vereceği net olarak düzenlenmedir. Görevini kötüye kullanan, taraflı davranan ve başarısız olan rektör ve dekandan hesap soracak etkili bir mekanizma kurgulanmalıdır. Yasal açıdan hesap vermek durumunda olmayan kişi ve kurullara aşırı bir yetki verilmemelidir. Yöneticilere verilen yetki ile sorumluluk mutlaka dengeli verilmelidir. Akademik pozisyonlara yapılacak atamalarda, şeffaf, saydam, rekabete dayalı, fırsat eşitliğini zedelemeyen, bilim terbiyesi olan bir mekanizma kurulmalıdır. Batı üniversitelerinin önemli bir çoğunluğunda mali özerkliklerine yönelik bir çerçeve tanımlanmıştır. Ancak tanınan bu mali

108

özerklik yükseköğretim kurumlarının topluma karşı sorumluluklarını ortadan kaldırmamaktadır (Yalçın, 2015).

Braskamp, Poston ve Wergin’e (1998) göre yükseköğretimde hesapverebilirliğin sağlanmasında dört mekanizmadan yararlanılır. Bunlar; üniversite içi denetim, merkezi idare denetimleri, akademia ve kurumsal akreditasyondur. Üniversite içi denetim, mevzuat tarafından öngörülen “iç denetim birimi” tarafından ifa edilir. Merkezi idare denetimleri ise Yükseköğretim Kurulu Başkanlığı, Maliye Bakanlığı ve Sayıştay tarafından yerine getirilir.

Yükseköğretimde hesapverebilirlik bakımından temel prensipler şöyle sıralanabilir (Graham, Lyman ve Trow’dan aktaran, Bakioğlu ve Baltacı, 2010);

1. Hesapverebilirlik ileriye dönük olmalıdır, hesapverebilirlik mekanizması değişen şartlara göre esnek olmalıdır.

2. Dışşal hesapverebilirlik, içsel hesapverebilirliği desteklemelidir. Kurum içinde varolan mekanizma ve iç denetim yapısı, dış izleme unsurları tarafından önemsenmeli ve kabul görmelidir.

3. Hesap verme sürecinde yapılanlar, kuruma zarar vermemeli aksine katma değer sağlamalıdır.

4. Kurumsal yapılara yönelik farklılıkları makul görmelidir.

5. Hesap verme sorumluluğunun etkinliği bakımından, üniversite yönetimlerinin sorumluluğu net olmalıdır.

Yükseköğretim kurumlarında hesapverebilirlik mekanizmalarının işlevselliği ve başarısı esasen iyi planlanmış performans standartlarının geliştirilmesi ile yakından ilgilidir. O nedenle yükseköğretim kurumları, kurumsal ve akademik özerkliğe zarar vermeksizin, problemlerin ve olası sıkıntılı uygulamaların halledilmesine yönelik alanında uzman akademisyenlerin fikir ve görüşlerini açıklayabilecekleri bir yapının da sağlanması gerekmektedir.

Üniversiteyi üniversite yapan anlayışın akademik özerklik ile özgürlük ortamı olduğu ifade edilmektedir. Türkiye’de günümüz anlayışına uygun yapıda bir yükseköğretim kurumunun tesisi için örgüt yöneticilerinin gerekli yönetim ve

109

liderlik becerilerine sahip olan şahıslar içinden atanması gerekmektedir (Koç, 2012; Soyer vd., 2015) .

Bütün usul ve yönetim sistemlerinin birincil amacı üniversitelerin topluma karşı sorumlu olması ve faaliyetleri nedeniyle topluma hesapverme zorunluluğunun sağlanmasıdır. Çağdaş ve demokratik ülkelerin her birinde yükseköğretim sistemi, o ülkeye özgü bir nitelik taşımaktadır. Ayrıca bir çok ülkede, Yükseköğretim Kurulu Başkanlığı benzeri bir merkezi koordinasyon birimi bulunmaktadır. Üniversitelere hesap sorma mekanizması olmaksızın kaynak tahsis edilmemelidir (Ergüder, 2015). O nedenle bu mekanizmanın kurulmasına ilaveten, üniversitelerin bütçe planlaması İngiltere ve Amerika’da olduğu gibi birçok tertip ve kalem yerine torba bütçe uygulaması şeklinde yapılmalıdır (Doğramacı, 2000, s.33).

Üniversitelerin, faaliyetlerini köklü örgütsel değişiklikler yapmadan artık sürdüremeyeceğine yönelik bir noktaya gelinmiştir (Greenwood ve Levin, 2003). Üniversite toplumumun yeniden örgütlenmesi ve yapıya ilişkin mekanizmanın yeniden tesis edilmesi gereklidir. Modern üniversite niteliği kazanabilmenin yolu bilimsel özgürlük, zihniyetin bilimsel meşruluğu ve demoktatik anlayış içinde düşünce, araştırma ve eleştiriden milli kültürü, milli hüviyeti ayırmamak gerekmektedir (Bolay, 2012). Esasen 5018 sayılı Kamu Mali Yönetimi ve Kontrol Kanunu bağlamında her mali yıl sonrasında müteakip yılın Nisan ayında kurumlar amaç ve faaliyetleriyle ilgili saydamlık ve hesapverebilirlik bakımından “Faaliyet Raporu” düzenleyerek kamuoyuna ilan etmek durumundadır. Fakat bu raporlar kamuoyunun anlayabileceği açıklıkta ve detayda olmadığı ve sadece seçilmiş bilgilere yer verildiği görülmektedir.

2.11. Bazı Ülke Uygulamaları: Yükseköğretimde Saydamlık ve