• Sonuç bulunamadı

Türk Yükseköğretim Sisteminde Saydamlık ve Hesapverebilirlik

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "Türk Yükseköğretim Sisteminde Saydamlık ve Hesapverebilirlik"

Copied!
221
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

1

TELİF HAKKI ve TEZ FOTOKOPİ İZİN FORMU

Bu tezin tüm hakları saklıdır. Kaynak göstermek koşuluyla tezin teslim tarihinden itibaren 36 ay sonra tezden fotokopi çekilebilir.

YAZARIN Adı : ADEM Soyadı : YAMAN

Bölümü :Eğitim Yönetimi, Teftişi, Planlaması ve Ekonomisi İmza :

Teslim tarihi :

TEZİN

Türkçe Adı : Türk Yükseköğretim Sisteminde Saydamlık ve Hesapverebilirlik

İngilizce Adı : Transparency And Accountability in The Turkish Higher Education System.

(2)

2

ETİK İLKELERE UYGUNLUK BEYANI

Tez yazma sürecinde bilimsel ve etik ilkelere uyduğumu, yararlandığım tüm kaynakları kaynak gösterme ilkelerine uygun olarak kaynakçada belirttiğimi ve bu bölümler dışındaki tüm ifadelerin şahsıma ait olduğunu beyan ederim.

Yazar Adı Soyadı: ADEM YAMAN İmza:

(3)

3

Jüri onay sayfası

ADEM YAMAN tarafından hazırlanan “Yükseköğretim Sisteminde Saydamlık ve Hesapverebilirlik” adlı tez çalışması aşağıdaki jüri tarafından oy birliği ile Gazi Üniversitesi Eğitim Bilimleri Anabilim Dalı’nda Doktora Lisans tezi olarak kabul edilmiştir.

Danışman: Prof. Dr. Servet ÖZDEMİR

(Eğitim Bilimleri Anabilim Dalı, Başkent Üniversitesi) ...

Başkan: Prof. Dr. Temel ÇALIK

(Eğitim Bilimleri Anabilim Dalı, Gazi Üniversitesi) ...

Üye: Prof. Dr. Muhittin ACAR

(Yönetim Bilimleri Anabilim Dalı, Hacettepe Üniversitesi) ...

Üye: Doç. Dr. Bekir BULUÇ

(Sınıf Eğitimi Anabilim Dalı, Gazi Üniversitesi) ...

Üye: Doç. Dr. Adnan BOYACI

(Eğitim Bilimleri Anabilim Dalı, Anadolu Üniversitesi) ...

Tez Savunma Tarihi: /0 /2016

Bu tezin Eğitim Bilimleri Anabilim Dalı’nda Doktora tezi olması için şartları yerine getirdiğini onaylıyorum.

Eğitim Bilimleri Enstitüsü Müdürü

Prof. Dr. Tahir ATICI ...

(4)

4

(5)

5

TEŞEKKÜR

Bu zor ve oldukça emek isteyen doktora eğitimi ve tez sürecimde bana inanarak beni destekleyen tüm değerli hocalarıma, aileme, dostlarıma teşekkür etmek istiyorum.

Bu sürecinin başından sonuna kadar beni her konuda destekleyen, benim yükseköğretim alanında çalışmama neden olan ve bana hep vizyonu ile ışık tutan sayın hocam Prof. Dr. Servet ÖZDEMİR’e, her aşamada desteğini esirgemeyen hocalarım sayın Prof. Dr. Muhittin ACAR’a, sayın Prof. Dr. Ahmet AYPAY’a, Prof.Dr. Temel ÇALIK’a, Prof.Dr. Necati CEMALOĞLU’na, Prof.Dr. Nezahat GÜÇLÜ’ye, Doç. Dr. Bekir BULUÇ’a, Doç. Dr. Adnan BOYACI’ya, Doç. Dr. Ferudun SEZGİN’e, Yrd. Doç. Dr. Türker KURT’a, Yrd. Doç. Dr. Hüseyin ASLAN’a, Dr. Zeki ÖĞDEM’e, ve adını sayamadığım birçok değerli hocalarım ve arkadaşlarıma sonsuz teşekkür ederim.

Ayrıca doktora öğrenimim ve tez çalışmalarım süresince desteğini esirgemeyen, fedakar eşim Elif Sevim YAMAN’a çok teşekkür ederim.

(6)

6

TÜRK YÜKSEKÖĞRETİM SİSTEMİNDE SAYDAMLIK VE

HESAP VEREBİLİRLİK

(Doktora Tezi)

Adem YAMAN

GAZİ ÜNİVERSİTESİ

EĞİTİM BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ

Ocak, 2016

ÖZ

Bu araştırma, Türk yükseköğretim sisteminde saydamlık ve hesapverebilirlik olgusunun değerlendirildiği tarama modelinde bir çalışmadır.

Araştırma, yükseköğretim yönetici görüşlerine göre Türk yükseköğretim sisteminde saydamlık ve hesapverebilirlik olgusunun; (a) sorumluluk, yetki kullanımı ve karar süreci, (b) finansal kaynak yönetimi ve (c) kurumsal standart ve prosedürlerin işlerliği ana temalarıyla ilgili yapılan tespitleri ortaya koymaktadır.

Arastırmanın örneklemini ve veri kaynaklarını, araştırma evrenini oluşturan kamu üniversiteleri içinden Ortadoğu Teknik Üniversitesi tarafından akademik performans genel sıralamasında tespit edilen 2013-2014, 2014-2015 ve 2015-2016 dönemlerine ilişkin ilk onda yeralan kamu üniversiteleri arasından, bünyesinde tıp fakültesi araştırma hastanesi bulunan ve ayrıca 2015 yılı merkezi yönetim bütçesi toplam bütçe büyüklüğü bakımından ilk on üniversite içinde yeralmış olan biri teknik diğer ikisi normal statülü üç devlet üniversitesinde yöneticilik yapan/yapmış olan yöneticilerden oluşan 13 katılımcı ile yükseköğretim konusunda çalışmaları bulunan geçmişte rektörlük,

(7)

7

dekanlık, Milli Eğitim Bakanlığında genel müdürlük ve Bakan danışmanlığı yapmış 6 kişi olmak üzere toplamda 19 katılımcıdan oluşmaktadır.

Araştırmada yarı yapılandırılmış görüşme formu kullanılmıştır. Görüşme formunda, katılımcılara yönelik kişisel bilgilerin yanı sıra problem durumuna yönelik temel sorular ve bu soruları destekleyen alt sorular bulunmaktadır. Bu araştırmada, 34 yıl önce askeri bir darbe sonucu merkezi ve hiyerarşik bir bakış açısıyla oluşturulan 2547 sayılı Yükseköğretim Kanunu ve uygulamalarının yeni kamu yönetimi anlayışında öngörülen saydam ve hesapverebilir yapıya ne oranda uyarlı olup olmadığı detaylı olarak değerlendirilmektedir.

Araştırmada, üniversite yöneticilerinin yönetimde saydamlık ve hesapverebilirlik mekanizmasına ilişkin sorumluluk, yetki kullanımı ve karar sürecine ilişkin rektörlerin yetkilerinin çok fazla olduğu, yönetimde yetki gaspının olabildiği; üniversite yöneticilerinin finansal kaynak kullanımlarında takdirin bulunduğu, kurumsal stansartların yeterince işlevsel olmadığı yönünde çeşitli görüşler ileri sürülmüştür.

Araştırma sonucunda üniversitelerin yönetim sistemlerinin saydamlık ve hesapverebilirlik mekanizmasının başarılı bir şekilde kurulabilmesi, yükseköğretim yönetiminin kurumsal itibarını arttıracak ayrıca güven düzeyi ve çalışma barışını da önemli oranda etkileyecektir.

Ayrıca bu araştırma ile uygulayıcılara, politikacılara ve araştırmacılara yönelik çeşitli öneriler sunulmuştur.

Bilim Kodu :

Anahtar Kelimeler : Yükseköğretim, hesapverebilirlik, saydamlık. Sayfa Adedi : XVI+205

(8)

8

TRANSPARENCY AND ACCOUNTABILITY IN THE

TURKISH HIGHER EDUCATION SYSTEM

(Ph.D. Thesis)

Adem YAMAN

GAZİ UNIVERSITY

GRADUATE SCHOOL OF EDUCATIONAL SCIENCES

January, 2016

ABSTRACT

This research is a survey study evaluating the Turkish higher education system in the case of transparency and accountability.

Research, higher education administrators in the Turkish higher education system according to the opinion of transparency and accountability cases; (a) responsibility, authority and decision-making processes of use, (b) financial resource management, and (c) the functioning of the corporate standards and procedures reveals the findings related to the main theme.

The sampling and data sources, research universe forming public universities within identified in academic performance in the overall standings by Middle East Technical University, 2013-2014, 2014-2015 and 2015-2016 periods among the top ten in quite a bit of public universities for offers on-site with medical research hospitals and also one of the central government budget for 2015 in terms of total budget size, which is located in the top ten universities

(9)

9

techniques other two normal status of a manager in three state universities / have done is composed of executives of 13 past rector who work in higher education with participants, deanery, general manager of Ministers and the Ministry of Education It consists of a total of 19 participants including 6 people have done consulting.

Research in the form of semi-structured interviews were used. Interview form, there are basic questions and sub-questions, as well as supporting these questions for problem situations of personal information for the participants. In this research, 34 years ago as to whether a military coup in the center and a hierarchical perspective created 2547 Higher Education Act and the proposed new public management approach to application transparent and accountable structure to what extent adaptation is considered in detail.

In this study, the mechanism responsible for deliverability management, transparency and accountability of university administrators, authorization and use of the powers of the rector for the decision-making process is too much, it can usurp the authority of government; If university administrators where the use of financial resources, a variety of opinions that it is not functional enough institutional stansart been proposed.

The results of the university management systems of transparency and accountability mechanisms to be established successfully, to improve the corporate reputation of higher education management it will also significantly affect the level of trust and work for peace.

In addition to implementing this research, several recommendations for policymakers and researchers presented.

Science Code:

Key Words : Higher education, accountability, transparency and autonomy.

Page Number : XVI+205

(10)

10

İÇİNDEKİLER

TELİF HAKKI ve TEZ FOTOKOPİ İZİN FORMU ... 1

ETİK İLKELERE UYGUNLUK BEYANI ... 2

JÜRI ONAY SAYFASI ... 3

TEŞEKKÜR ... 5 ÖZ ... 6 ABSTRACT ... 8 BÖLÜM I ... 17 GİRİŞ ... 17 1.1. Problem Durumu ... 17 1.2. Araştırmanın Amacı ... 23 1.3. Araştırmanın Önemi ... 25 1.4. Araştırmanın Varsayımları ... 27 1.5. Araştırmanın Sınırlılıkları ... 27 1.6. Tanımlar ... 27 BÖLÜM II ... 29 KAVRAMSAL ÇERÇEVE ... 29

2.1. Üniversite Kavramı ve Yükseköğretim Kurumlarının Tarihsel Gelişimi ... 29

2.2. Yükseköğretimde Yapı, İşleyiş ve Küresel Eğilimler ... 33

2.3. Türk Yükseköğretiminde Mevcut Durum ve Güncel Sorunlar ... 48

2.4. Yükseköğretimde Özerklik, Saydamlık ve Hesapverebilirlik İlişkisi ... 57

(11)

11

2.5.1. Yükseköğretimde Akademik Özerklik ... 64

2.5.2. Yükseköğretimde İdari Özerklik ... 67

2.5.3. Yükseköğretimde Mali Özerklik ... 69

2.6. Saydamlık ve Hesapverebilirlik ile İlişkili Kavramlar ... 74

2.6.1. Kamusal Sorumluluk ... 74 2.6.2. Denetim ... 77 2.6.3. Etik ... 78 2.7. Saydamlık Kavramı ... 79 2.7.1. Mali Saydamlık ... 85 2.7.2. Performans Saydamlığı ... 87 2.7.3. Parasal Saydamlık ... 87 2.8. Hesapverebilirlik Kavramı ... 88

2.8.1. Akademik Hesap Verebilirlik ... 95

2.8.2. Politik Hesap Verebilirlik ... 97

2.8.3. Yönetsel Hesap Verebilirlik ... 98

2.8.4. Profesyonel Hesap Verebilirlik ... 99

2.8.6. Yasal Hesap Verebilirlik ... 100

2.8.7. Beş S ( 5-S ) Hesap Verebilirlik Modeli ... 100

2.9. Eğitim Yönetiminde Saydamlık ve Hesapverebilirlik ... 102

2.10. Yükseköğretimde Saydamlık ve Hesapverebilirlik ... 104

2.11. Bazı Ülke Uygulamaları: Yükseköğretimde Saydamlık ve Hesapverebilirlik ... 109

2.11.1. Amerika Birleşik Devletleri ... 110

2.11.2. Almanya ... 112

2.11.3. Fransa ... 114

(12)

12 2.11.5. Kanada ... 117 BÖLÜM III ... 119 YÖNTEM ... 119 3.1. Araştırma Modeli ... 119 3.2. Çalışma Grubu ... 120

3.3. Veri Toplama Aracının Geliştirilmesi ... 121

3.4. Verilerin Toplanması ... 122

3.5. Verilerin Analizi ... 123

BÖLÜM IV... 127

BULGULAR ve YORUM ... 127

4.1. Yükseköğretim Yönetiminde Sorumluluk, Yetki Kullanımı Ve Karar Süreci Ana Temasına İlişkin Bulgular ... 128

4.1.1. Sorumluluk ve Yetki Kullanımı Alt Boyutuna İlişkin Bulgular ... 129

4.1.2. Yetki kullanımında Temel Yasanın Yeterliği Alt Boyutuna İlişkin Bulgular ... 135

4.1.3. Karar sürecinde Öğrenci ve Toplum Çıkarlarının Gözetilmesi Alt Boyutuna İlişkin Bulgular ... 140

4.1.4. Bölüm ve Fakülte Kurul Kararlarının Üniversite Yönetiminde Alınan Karalara Etkisi Alt Boyutuna İlişkin Bulgular ... 146

4.2. Yükseköğretim Yönetiminde Finansal Kaynak Yönetimi Ana Temasına İlişkin Bulgular ... 150

4.2.1. Birimlere Finansal Kaynak Aktarımı Alt Boyutuna İlişkin Bulgular .... 151

4.2.2. Finansal Kaynakların Harcanması Alt Boyutuna İlişkin Bulgular ... 155

4.3. Yükseköğretim Yönetiminde Kurumsal Standartlar Ana Temasına İlişkin Bulgular ... 161

4.3.1. Kurum İçi Şikâyet ve Eleştiri Standartları Alt Boyutuna İlişkin Bulgular ... 162

(13)

13

4.3.2. Kurumsal Standartların Kurulabilmesine Yönelik Temel Öneriler

Alt Boyutuna İlişkin Bulgular ... 167

BÖLÜM V ... 174

SONUÇ VE ÖNERİLER ... 174

5.1.Sonuçlar ... 174

5.1.1. Yükseköğretim Yönetiminde Sorumluluk, Yetki Kullanımı ve Karar Süreci Ana Temasına İlişkin Bulgular ... 175

5.1.2. Yükseköğretim Yönetiminde Finansal Kaynak Yönetimi Ana Temasına İlişkin Sonuçlar ... 177

5.1.3. Yükseköğretim Yönetiminde Kurumsal Standartlar Ana Temasına İlişkin Sonuçlar ... 178 5.2. Öneriler ... 179 5.2.1. Uygulayıcılara Öneriler ... 179 5.2.2. Politikacılara Öneriler ... 180 5.2.3. Araştırmacılara Öneriler ... 180 KAYNAKLAR ... 181 EKLER ... 212

EK: 1. GÖRÜŞME SÖZLEŞME FORMU ... 213

(14)

14

TABLOLAR LİSTESİ

Tablo 1. Üniversite Algısında Gelişim Süreci 35

Tablo 2. Yüksek Öğretimin Toplumsal ve Kişisel Faydaları 38 Tablo 3. Üniversitelerde Uluslarasılaşma Stratejilerinin Gelişimi 41

Tablo 4. Yükseköğretimde Hedefler 47

Tablo 5. Özerkliğin Yapısı (Avrupa Birliği Üniversiteler Birliğine Göre) 59 Tablo 6. Ülkelere Göre Üniversitelerde Özerklik Düzeyi 60 Tablo 7. Üniversitelerin Harcama Birimleri ve Harcama Yetkilileri 70 Tablo 8. Yükseköğretim Bütçesinin Milli Gelire Oranı 71

Tablo 9. Hesap Verebilirlikte Yeni Çerçeve 92

Tablo 10. 5-S Hesapverebilirlik Modeli 98

Tablo 11. Katılımcılara İlişkin Mesleki Kıdem ve Görüşmeye İlişkin Veriler 120 Tablo 12. Üniversite Yöneticilerinin Sorumluluk Alanları 124 Tablo 13. Üniversite Yönetiminde 2547 Sayılı Kanunun Yeterliği 129 Tablo 14. Karar Sürecinde Öğrenci ve Toplumun Çıkarlarını Gözetmeleri 134 Tablo 15. Bölüm ve Fakülte Kurul Kararlarının Üniversite Yönetiminde Alınan

Kararlara Etki Düzeyi

139

Tablo 16. Üniversitelerde Birimlere Finansal Kaynak Aktarımı 144 Tablo 17. Üniversitelerde Finansal Kaynakların Harcanması 148 Tablo 18. Üniversitelerde Paydaşların ve İlgililerin Şikâyet ve Eleştiri Başvuru

Prosedürleri

(15)

15

Tablo 19. Yükseköğretimde Kurumsal Standartların İyileştirilmesi ve Geliştirilmesi

158

(16)

16

SİMGELER ve KISALTMALAR

AAUP American Association of University Professors

AB Avrupa Birliği

ABD Amerika Birleşik Devletleri

DPT Devlet Planlama Teşkilatı

DÜS Dünya Üniversiteler Servisi

AKTS Avrupa Kredi Transfer Sistemi

FATİH Projesi Fısratları Artırma ve Teknolojiyi Harekete Geçirme Projesi

KMYKK Kamu Mali Yönetimi ve Kontrol Kanunu OECD Ekonomik Kalkınma ve İşbirliği Örgütü ÖSYM Öğrenci Seçme ve Yerleştirme Merkezi PISA Uluslararsı Öğrenci Değerlendirme Programı UNESCO Birleşmiş Milletler Eğitim, Bilim ve Kültür

Komisyonu TBC

TBMM

Treasury Board of Canada Türkiye Büyük Millet Meclisi

TÜBİTAK Türkiye Bilimsel ve Teknolojik Araştırma Kurumu

(17)

17

BÖLÜM I

GİRİŞ

Bu bölümde araştırmanın problemi, amacı, önemi, varsayımları ve araştırmada kullanılan kavramlar açıklanmıştır.

1.1. Problem Durumu

Günümüz rekabet anlayışı sadece ülke sınırlarında değil, sınır ötesi boyutlarda da artarak sürmektedir. Yaşanan bu kıyasıya rekabet sürecinde girişimci bir anlayışı tesis etmek gerekmektedir. Küreselleşme nedeniyle birey ve toplum kendi yaşam kültüründe önemli değişiklikler ve yenilikler yapmak zorunda kalmıştır (Charle ve Verger, 2005).

Rasyonalite ve yasallık üzerine temellenen Weberyen bürokrasi anlayışı ya da geleneksel bürokratik paradigma bu değişimin gereklerini karşılayamamakta ve yeni bir paradigmaya olan ihtiyaç artmaktadır (Taner, 2012). Kaynakların kıtlığı ve çağdaş gelişmeler nedeniyle kamu yönetim sisteminin demokrasi ve vatandaş odaklı hizmet sunumu boyutlarında gelişmesi; “kamu işletmeciliği”, “girişimcilik”, “kamusal hesap verebilirlik”, “vatandaş odaklı hizmet” gibi yeni yaklaşımları daha da tartışılır hale getirmiştir (Acar, 2002; Bok, 2007; Bülbül, 2010; Eryılmaz ve Biricikoğlu, 2011; Özdemir, Bülbül ve Acar, 2010). Kamu yönetiminde yaşanan bahsekonu tartışmalar ile birlikte kamusal hizmet kavramının kapsam ve niteliği ile sunulan hizmetlere yönelik toplumsal beklenti düzeyinde de önemli değişimler yaşanmaktadır (Taner, 2012). Örneğin toplum, daha az maliyetle daha nitelikli hizmet almak istemektedir. Eğitimin

(18)

18

insan sermayesine katkısı nedeniyle eğitim için yatırım yapılması gerektiğine ilişkin görüşler günümüzde daha ağırlıklı olarak tartışılmaya başlanmıştır. Yaşam kalitesinin arttırılması için eğitimin ve özellikle yükseköğretimin önemi yadsınamaz. Üniversiteler, hem ülkelere hem de kurumlara rekabet ortamında ihtiyaç duyulan “bilgi”, “teknolojik iyileşme” ve “katma değer” sağlayabilecek en önemli kurumlardan biridir. Yirminci yüzyılda toplumda ve endüstri alanında nitelikli işgücüne olan ihtiyacın artması yükseköğretim kurumlarının önemini daha da öne çıkarmıştır (Köse, 2012). Yükseköğretim, özellikle sanayi devrimi sonrasında büyük bir ivme kazanmış ve büyük bir değişim geçirmiştir. Günümüzde, özellikle gelişmekte olan ülkelerde yükseköğretime yoğun bir talep görülmektedir. Üniversite artık basit yapıda öğretmen ve öğrenci topluluğu değil, bilgi fabrikası ve fevkalade büyümüş karmaşık bir yapıya ulaşmış bir işletme halindedir (Doğramacı, 2009; Günay, 2011; Gürüz, 2001). Yükseköğretim hizmeti, ülkelerin yasal, politik, ekonomik ve sosyal politikalara göre genel bütçeden veya özel kişi, vakıf ya da firmaların katkılarıyla finanse edilmektedir (Maliye Bakanlığı, 2013; Gölpek 2011; Kavak, 2011). Küreselleşmenin yarattığı ivme ve kitlesel eğitim talepleri nedeniyle girişimci üniversite, şirket üniversitesi, sanal üniversite vb. yeni üniversite türleri tartışılmaktadır. Tartışmaların temelinde öne çıkan ana sebeplerden birisi olarak üniversitelerin yeni kaynak arayışları ifade edilmektedir (Kavak, 2011; Sakinç ve Bursalıoğlu, 2012; Wissema, 2009). Günümüzde yükseköğretim yönetiminde saydam ve hesap verebilirlik ile ilgili beklenti düzeyinin son zamanlarda daha çok artmaya başladığı, özellikle Amerika Birleşik Devletleri’nde (ABD) bazı eyaletlerde (Kansas, New Jersey, Ohoio ve New Mexico), yükseköğretim kurumlarının, kendilerinden finansal destek talep ettiklerinde eyalet yönetim kurullarında üniversitelerin daha önce verilen kaynakların nasıl kullanıldığı, stratejik hedef ve amaçlarına ne oranda ulaştığı vb. konularda önemli tartışmalar ve itirazlar yapıldığı belirtilmektedir (Coble, 2001)

Ekonomik Kalkınma ve İşbirliği Örgütü - (Organization for Economic Co-operation and Development- OECD) ülkeleri ile Türkiye’de yükseköğretime ayrılan mali kaynaklar mukayese edildiğinde, Türkiye’nin son sıralarda olduğu

(19)

19

görülmektedir. OECD, (2012, 2014) verileri incelendiğinde, Türkiye’de yükseköğretime ayrılan finansal kaynakların, küresel ekonominin gereklerini karşılayacak düzeyin altında kaldığı, GSMH’den eğitime ve özellikle yükseköğretime ayrılan payın yeterli olmadığı düşünülmektedir (OECD, 2014). OECD ülkelerinde yükseköğretimdeki öğrenci başına ortalama harcama, Türkiye'de öğrenci başına yapılan harcamanın yaklaşık 3.5; ABD’de ise yaklaşık 5 katı düzeyindedir (Aslan, 2011).

Avrupa yükseköğretimi ve araştırma alanının (European Higher Education and Research Area-EHERA) kurulduğu Bologna bildirisi ve dünya çapındaki kalite güvence taleplerinin ortaya çıkışı yükseköğretimde uluslararasılaşma konusunda önemli bir göstergedir (Mızıkacı, 2006; Sursock ve Smidt, 2010). Bu gelişmelerin de etkisiyle eğitimdeki talebi karşılamak, küresel eğilimlere duyarlı kalmak ve uluslararasılaşmaya cevap vermek bağlamında, üniversitelerin yapılarını, uygulamalarını yeniden tasarlamak ve yapılandırma gereği geniş bir kesimce de kabul edilmektedir (Yükseköğretim Kurulu Başkanlığı-YÖK, 2014). Dünyanın farklı ülkelerinde faaliyet gösteren yükseköğretim kurumları, artan rekabet ve daha iyi hizmet sunumu yapabilmek adına azımsanmayacak ölçüde çalışmalar yapılmaktadır. Bu çalışmaların da etkisiyle yükseköğretimde öğrenci ve öğretim elemanlarının hareketlilik süreci hız kazanmaktadır (Aypay, 2015; Aytaç vd., 2001; Gürüz vd., 1994; Küçükcan ve Gür, 2009; Marangoz, 2004). Üniversitelerin uluslararasılaşması temelde hareketlilik olgusuna dayanmaktadır. Bu, diğer bir ifadeyle öğrenci, öğretim üyesi, program ve proje hareketliliği ile sınır ötesi yükseköğretim hizmeti sunumu anlamındadır. Küreselleşmenin etkisiyle hemen hemen tüm ülke üniversitelerinde bu süreç yaşanmaktadır (Selvitopu, 2015).

Türkiye’de faaliyet gösteren üniversite sayısı 200’e (19 Ocak 2016 itibariyle 193) yaklaşmaktadır. Nicel ve nitel bakımdan daha da büyüyen ve gelişim gösteren Türk yükseköğretim alanı, uluslararasılaşma bağlamında önemli avantajlara sahip olduğu belirtilmektedir (YÖK, 2014). Ekinci’ye (2009) göre, yükseköğretim talebi için bazı farklı gerekçeler sıralanabilir. Öğrenciler ve gençler açısından öncelikli neden gelecekte mesleki gelişim ve sosyal statü ile ilişkili tatminkâr bir seviye ve gelir düzeyine ulaşmaktır. Bazı ülkelerde ise nüfus artış hızının yüksekliği, dış göçler ve okullaşma oranlarında yaşanan

(20)

20

artışlar eğitim talebini artırmaktadır. Yükseköğretimin yaygınlaştırılması ve yükseköğretime yönelimin artmasının bir başka nedeni ise demokratikleşme ve insan haklarında yaşanan iyileşmenin yanı sıra yükseköğretim yoluyla zenginliğe ulaşma ve yoksulluğu azaltma düşünceleridir (Aytaç, Aytaç, Fırat, Bayram ve Keser, 2001; Gürüz, Suhubi, Şengör, Türker ve Yurtsever, 1994; Marangoz, 2004).

Türkiye’deki yükseköğretim kurumlarında 1982 yılında yaklaşık 22 bin, 1992’de 38 bin, 2002’de 76 bin öğretim elemanı bulunmakta iken bu sayı 2013’de 133 bine ulaşmıştır. Yükseköğretim Kurulunun Nisan 2014 verilerine göre ise, 141.674 öğretim elemanı bulunmaktadır. Bu sayının 19.877’si profesör, 12.634’ü doçent, 30.750’si yardımcı doçent, 44.440’ı araştırma görevlisi, 20.325’i öğretim görevlisi, 9.942’si okutman, geriye kalan 3.696’sı ise uzmanlık ve diğer öğretim elemanı kadrolarında çalışmaktadır. Öğretim üyelerinin, tüm öğretim elemanları içindeki payı % 45 düzeyindedir (YÖK, 2014). Kavak (2010), Türkiye’de mevcut yükseköğretime katılım düzeyinin oldukça düşük olduğunu ileri sürmektedir. Ona göre Türkiye’de yükseköğretim görmüş nüfus % 10 düzeyindedir, Avrupa Birliği (AB) 2020 hedefi % 40, Amerika Birleşik Devletleri (ABD)’nin hedefi ise % 60’dır. Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) verilerine göre ise 2014 yılı itibariyle toplam nüfusun 7.447.269’u yüksek okul veya fakülte mezunu, 579.730’u yüksek lisans mezunu ve 160.410’u da doktora düzeyinde öğrenim görmüştür. Türkiye’nin toplam nüfusu dikkate alındığında bu rakamların yetersiz olduğu düşünülmektedir.

2010 yılı itibarıyla 42.181 olan öğretim üyesi sayısının; 105.427 olan öğretim elemanı sayısının ve 1.972.117 olan örgün yükseköğretim öğrenci sayısının; 2025 yılında muhtemel ulaşacağı düzeyin sırasıyla 66.179 öğretim üyesi; 160.660 öğretim elemanı ve 3.110.425 düzeyinde de öğrenci sayısına ulaşacağı tahmin edilmektedir (Tanrıkulu, 2011).

Kamuda, kurumsal büyüme sürecindeki gelişmeler (özellikle bütçe ve personel sayısındaki artışlar), kurumların üst yöneticilerinin yetki ve sorumluluklarını da arttırmıştır. Yetki ve sorumluluktaki bu artış beraberinde hesap vermekle yükümlü olunan kesimlerin de büyümesine neden olmuştur. Kamudaki bu

(21)

21

hesap verebilir yapının sağlıklı işleyebilmesi için bürokrasi ile siyaset ve kamu yönetimi arasındaki sorumluluk bağlarının güçlü olması, kamu politikalarının hazırlanması ve uygulanması süreçlerinde etkinliğin ve katılımın sağlıklı olmasını gerektirmektedir. Kamu yönetiminde, kalkınma planlarında artık kaçınılmaz olarak esneklik, saydamlık, katılımcılık, hesap verme sorumluluğu, öngörülebilirlik gibi kavramları öne çıkaran çağdaş bir anlayışın, yapının ve işleyişin tesis edilmesinin bir gereklilik olduğu belirtilmiştir (DPT, 2009). Kamu hizmet sunumunda saydamlığın sağlanması; paydaşların, vatandaşların, sivil toplum örgütlerinin ve dahası toplumun, kamu politikalarının oluşturulması ve uygulanmasında daha aktif katılımını ön plana çıkmaya başlamıştır. Bu durum, kamu yönetim sisteminin hesap verebilirlik ilişkisinin kamuoyu ve hesap verebilirliği sağlayan mekanizmalarda iyileşme ve dönüşümü beraberinde getirmektedir (Balcı, 2008; Saygılıoğlu ve Arı, 2002). Bahse konu saydamlığın ve hesapverebilirliğin kurumsal düzeyde işlevsel olabilmesi için kurumların, güçlü bir denetim prosedürlerinin olması gerekmektedir (Taner, 2012).

Kamu yönetimi içerisinde yükseköğretim kurumlarının önemli bir nicel kapasitesi ve küçümsenmeyecek bir kaynak büyüklüğü bulunmaktadır. Değişim rüzgârı ve konjonktürel gelişmeler, yükseköğretim kurumlarını da etkilemiş ve üniversitelerde inovasyona dayalı bir bakış açısını zorunlu kılmıştır. (Ergüder, Şahin, Terzioğlu ve Vardar, 2009). Bu durum, eğitimde inovasyon kültürü ve girişimcilik boyutlarının nasıl olması gerektiğine ilişkin önemli tartışmalara neden olmaktadır (Aydın, 2014; Benek ve Yıldız, 2012). Türkiye’de her ile üniversite açılması, üniversite sayısındaki artış, eğitimde nitelik sorununu gündeme getirmekte ve yaşanan rekabet nedeniyle üniversiteler, yeni hizmet arayışlarına yönelmektedirler (Erkut, 2015). Bu nedenle Türkiye’de “yükseköğretim” alanı önümüzdeki dönemlerde akademik bir çalışma alanı olarak büyümesi beklenen en doğal alanlardan birisi durumundadır (Aypay, 2015). Türk yükseköğretim kurumlarının, dünyadaki uluslararası öğrenci havuzundan aldığı pay 2006 yılında % 0,54; 2012 yılında % 0.64; 2013 yılında ise % 0,76 düzeyinde gerçekleşmiştir. 2018 yılında ise uluslararası öğrenci havuzundan alınan payın % 1,50 düzeyde gerçekleşmesi hedeflenmiştir. Türk yükseköğretim sisteminin belirtilen hedeflere ulaşabilmesi

(22)

22

için kurumsal yapı ve işleyiş bakımından yükseköğretim sisteminin yeniden düşünülmesi gerektiği ileri sürülmektedir (Mızıkacı, 2006).

Yükseköğretim yönetimi ve hizmet sunumu sürecinde birçok faaliyet yapılmakta, kararlar alınmakta ve yüzlerce farklı konuda harcamalar yapılmaktadır. Yapılan tüm bu harcamaları yerindeliği bakımından-“hesapverilebilirlik” yönünden, değerlendiren kesimlere (öğrenciler, öğretim elemanları, siyasiler, medya, işverenler, şirketler…vb. (Kısacası kamuoyu) bilgi sağlayan etkin bir hesap verme sorumluluğu bulunmaktadır (MacBeath, 1999).

Toplumun ve ekonominin ihtiyaçlarına duyarlı; paydaşlarıyla etkileşim içerisinde olan, ürettiği bilgiyi ürüne, teknolojiye ve hizmete dönüştüren, akademik, idari ve mali açıdan özerk; üniversite modeli çerçevesinde küresel ölçekte rekabetçi bir yükseköğretim sistemine ulaşılması hedeflenmektedir (Kalkınma Bakanlığı, 2014).

Türkiye’nin 2023 hedeflerinden birisi, dünyanın ilk 10 ekonomisi arasında yer almaktır. Güçlü ekonomiler, itibarlı ve etkin bilim kurumlarıyla kuşatılmış olmalıdır. O nedenle bu hedefe ulaşılmasında en etkili ve temel gerekliliklerden birisinin de yükseköğretim sisteminin etkili, hesapverebilir ve saydam bir yapıda olması durumudur. Belirtilen nedenlerden dolayı Türkiye’de yükseköğretim yönetim sisteminin iyileştirilmesi öncelikli konular arasında yer alması gerekmektedir. Bu konudaki beklenti literatürde de dillendirilmektedir. Ekinci (1999), Türk yükseköğretim sisteminin, kaynakların daha etkin kullanımı, yönetimde adaletin tesisi ve topluma karşı sorumlulukların ifası bakımından saydam ve hesapverebilir bir yapının kurulması gerektiğini vurgulamaktadır (Ekinci, 1999).

Diğer yandan, 12 Eylül askeri müdahalesinden kısa bir zaman sonra (yaklaşık 14 ay) çıkarılan 2547 sayılı Yükseköğretim Kanunu, yükseköğretim kurumlarını tek bir merkezden kontrol etmeyi ve otoriter bir yapıyı öngörmektedir (Kavuncu, 2010). Yükseköğretim Kurulu’nun kurulması sonrasında, 2914 sayılı Yüksek Öğretim Personel Kanunu; 2809 sayılı Yüksek Öğretim Teşkilât Kanunu; 18 Şubat 1982 tarihinde Üniversitelerde Akademik İşleyiş Yönetmeliği, 6 Ekim 1982 tarihinde Lisans Üstü Eğitim Öğretim

(23)

23

Çerçeve Yönetmeliği gibi mevzuat ve düzenlemeler kısa süre içinde tamamlanmıştır. Yükseköğretim Kurulu, 1982 Anayasanın halkoyuna sunulduğu 7 Kasım 1982 tarihinde, hemen hemen bütün mevzuatı ve diğer idari prosedürlerini tamamlanmıştır (Kavuncu, 2010). Belirtilen nedenlerden dolayı mevcut yükseköğretim sisteminin temelleri, askeri darbe döneminin şartları altında, merkezi ve otoriter bir yönetim anlayışının kurulması amacıyla oluşturulmuştur.

Yükseköğretim yönetim sisteminin saydamlığı ve hesapverebilirliğinin değerlendirilmesi ve günümüze uygun olabilecek çağdaş ve modern bir yapının oluşturulması son derece önemli görülmektedir. 5018 sayılı Kamu Mali Yönetim ve Kontrol Kanunun’da açıkça belirtildiği üzere kamu kaynaklarının etkin, ekonomik kullanımı ile saydam ve hesapverebilir bir yönetim anlayışının yükseköğretim kurumlarında da tesis edilmesi yönünde hükümler içermektedir. 2547 sayılı kanunun eski olması nedeniyle yeni bakış açılarını yeterince yansıtmamaktadır. Bu nedenle yükseköğretimde paydaşlar, etkin bir şekilde yönetim sürecine katkı sağlayamamaktadır. Yükseköğretim kurumlarında hesapverebilir ve saydam bir yönetim anlayışı ile sistemin sağlıklı kurgulanması bakımından konunun derinlemesine araştırılması, incelenmesi ve tartışılması gerekmektedir (Arap, 2010; Aypay, 2003; Ergüder vd., 2009; Kavak, 2010; Kılıç, 2012; Korkut, 1984; Şimşek, 1999; Şenses, 2007; Aypay, 2015). AyrıcaTürkiye'nin, Avrupa Birliği’ne uyumu sürecinde üniversitelere büyük görev ve sorumluluk düşmektedir. Çağdaş kamu yönetimi anlayışının da etkisi ile Türk yükseköğretim sisteminin kendisinden beklenen çıktıları verebilmesi için çağdaş kamu yönetimi ilkelerine göre yeniden örgütlenmesi gerekmektedir. Üniversitelerin, rol ve sorumluluklarının layıkıyla yerine getirilebilmesi için öncelikle kendi yönetim standartlarının, saydamlığının ve hesapverebilirlik düzeyinin sorgulanması gerekmektedir.

1.2. Araştırmanın Amacı

Bu araştırmanın amacı, Türk yükseköğretim yönetim sistemindeki saydamlık ve hesapverebilirlik olgusunun incelenmesi ve hesapverebilirlikle ilgili

(24)

24

uygulamalar hakkında üniversitelerde görev yapan yöneticilerin (Rektör, rektör yardımcısı, dekan ve enstitü müdürü) görüşlerinin saptanmasıdır.

Bu amaca ulaşabilmek için aşağıdaki sorulara cevap aranmıştır:

1. Üniversitede yöneticilerin hesapverebilirliğin sorumluluk boyutuna ilişkin görüşleri nelerdir? (Yöneticilerin, sorumluluk alanları nasıl belirlenmiştir?, Yöneticilerin yetki ve sorumluluklarınının anlaşılırlığını nasıl değerlendiriyorsunuz?)

2. Üniversite yöneticilerinin, saydam ve hesapverebilir yönetim çerçevesinde yetki ve sorumluluklarının adil düzeyde dağıtımına ilişkin görüşleri nelerdir? (Yükseköğretim yönetiminde iş ya da görevlerin dengeli dağıtımına ilişkin 2547 sayılı Yükseköğretim Kanunu’nun yeterliği üzerine görüşleri nelerdir?)

3. Üniversite yöneticilerinin, hesapverebilirliğin sağlama boyutuna ilişkin görüşleri nelerdir? Üniversite yöneticileri, yetkilerini kullanırken öğrencilere ve topluma karşı sorumluluklarını nasıl değerlendirmektedirler?

4. Üniversite yönetiminde, bölüm ve fakülte kurul kararlarının üniversite yönetiminde alınan kararlara etkisi nasıldır?

5. Üniversitelerin eğitim hizmeti dışında değerlendirilen uğraşlarını, yönetimde saydamlık ve hesapverebilirlik bakımından nasıl değerlendiriyorsunuz?

6. Üniversitelerde, birimler arası finansal kaynak aktarımının kurumsal amaçlarla tutarlılığına ve hesapverebilirliğin saydamlık boyutuna ilişkin düşünceleriniz nelerdir?

7. Üniversite yönetiminde finansal kaynakların kullanımına/harcanmasına ilişkin hesapverebilirliğin sorgulayıcılık boyutunda görüşleriniz nelerdir?

8. Üniversitede, saydamlık ve hesapverebilirliğin standartlar boyutunda yöneticilerinin davranışlarını şekillendiren kurallar ve normlara ilişkin görüşleri nelerdir?

(25)

25

9. Akademik paydaşların veya ilgililerin şikâyetlerini çekinmeden yapmalarına ilişkin prosedürler hakkında üniversite yöneticilerinin görüşleri nelerdir?

10. Yükseköğretim kurumlarında saydam ve hesap verebilir bir yapının kurulabilmesine yönelik üniversite yöneticilerinin görüşleri nelerdir?

1.3. Araştırmanın Önemi

Türkiye’de yükseköğretim sisteminin 12 Eylül askeri darbe anlayışının oluşturduğu bir yapı tarafından kurgulanması; üniversiteler ve diğer yükseköğretim kurumlarının işleyiş ve sorumluluklarına ilişkin mevzuatın yaklaşık otuz dört yıl önce yapılmış olması çeşitli tartışmalara zemin hazırlamaktadır. Askeri yönetim tarafından yapılan kanunun, otoriter ve merkezi bir yapıda olması nedeniyle paydaşların yükseköğretimin gelişimine ilişkin katkılarını sınarlamaktadır. Kaynakların verimsiz kullanımı, idari makamların ve akademik kadroların adil dağıtılmaması, ulusal ve uluslararası akademik çalışmaların yeterince yapılmaması vb. bir çok olumsuz durum yaşanmaktadır. Yeterince işlevsel olmadığı ve reform yapılması gerektiği düşünülen yükseköğretim yönetim sisteminde, mevcut olan saydamlık ve hesap verebilirlik mekanizmalarının yetersiz düzeyde olduğu düşünülmektedir (Batırel vd., 2014; Barnett, 2008; Doğan, 1996; Ergüder vd. 2009; Günay ve Kılıç 2011; Üçışık, 2011).

Kamu yönetiminde hesapverebilirlik sisteminin etkin bir raporlama içermesi, kamuda güven düzeyini arttıracak ve yükseköğretime ilişkin yeni bir uzlaşma alanı sağlayacaktır (Middaugh, 2007). Yükseköğretimde finansal kaynak kullanımları ve daha yüksek miktarda fon talepleri konusunda yöneticilerin nitelikli ve ikna edici düzeyde hesap verememeleri, kamunun fon desteğini azaltmakta ve üniversite yöneticilerinin fon arama problemlerini arttırmaktadır (Wellman, 2006). Gershberg, González ve Meade’ye (2012) göre üniversite bütçe harcamalarının izlenmesi ve saydamlığının sorgulanması, fakülte ve bölümlerin faaliyetlerine ilişkin performans göstergesi olarak görülebilecek ve diğer bir çok akademik faaliyet açısından da bir teşvik kaynağı olması mümkün olabilecektir. Akademik bölümler düzeyinde yapılan kaynak kullanımlarına

(26)

26

ilişkin bütçe bileşenlerinin, periyodik düzeyde paydaşların bilgisine sunulması, mevcut yönetimin hesap verebilirliği ve saydamlığı bakımından önemli fikirler verecektir (Middaugh, 2007).

Yükseköğretim hizmetinin büyük oranda vergilerle finanse edildiği ve neredeyse bedelsiz, yeterince etkin ve adil olmayan bir yapıda olduğu belirtilmektedir Türk yükseköğretim sisteminde finansman yönetimi genelde merkeziyetçi, piyasaya duyarsız, rekabetten uzak bir yapıdadır (Aslan, 2011). Yükseköğretim kurumlarına ilişkin yapı ve işleyiş, demokratikleşme ve yeni kamu yönetimi anlayışındaki değişim, kamuoyu nezdinde yükseköğretim sisteminin hesap verebilir ve saydam olma beklentisini artırmaktadır (Erkut, 2015; Aypay, 2015; Gürüz vd., 1994; Küçükcan ve Gür, 2009). Yükseköğretim kurumlarında hesap verebilirlik, demokrasi ile bürokrasinin uzlaştırılması anlamına gelmektedir (Demirkıran, Eser ve Keklik, 2011).

Genel olarak eğitim yönetiminde ve özellikle yükseköğretim yönetimine ilişkin saydamlık ve hesapverebilirliğin yeterince araştırılmadığı ve sorgulanmadığı düşünülmektedir. Türkiye’de yükseköğretim sisteminde hesap verebilirlik olgusuyla ilgili olarak alanda yeterince çalışmaya rastlanmamıştır. Rektör, dekan, ve diğer yöneticilerin, kendi tercihleri doğrultusunda hareket etmesi ve uyguladıkları yönetim politikaları nedeniyle azalan ve kaybolan güveninin yeniden kazanılmasının bir aracı olarak saydam ve hesapverebilir bir mekanizmanın kurulması gereklidir (Bakkal ve Kasımoğlu, 2014). Belirtilen mekanizmanın kurulabilmesi bakımından da yükseköğretimde saydamlık ve hesapverebilirlik olgusunun yeterince araştırılması ve tartışılmasılması gerekmektedir.

Bu araştırmada, 2547 sayılı Yükseköğretim Kanunu ve uygulamalarının yeni kamu yönetimi anlayışına ne oranda uyarlı olup olmadığı detaylı olarak değerlendirilmektedir. Mevcut yükseköğretim yönetim sistemine ilişkin saydamlık ve hesapverebilirlik düzeyinin paydaşlarca değerlendirilmesi ve sorgulanması ileride yapılacak başka araştırmalar ve çalışmalar için de önemli bir veri sağlayacaktır.

Bu çalışma Türk yükseköğretim yönetim sistemindeki hesap verebilirlik olgusuyla ilgili olarak çok farklı paydaşlardan görüş alması yönüyle de

(27)

27

önemlidir. Bu araştırmanın, konuya ilgi duyan araştırmacılara, uygulayıcılara, politikacılara ve bu konuda ulusal ve uluslararası düzeyde sağlıklı bir katkı sunması açısından da önemli olduğu düşünülmektedir.

Bu araştırma ile yükseköğretim yöneticilerinin saydamlık ve hesap verebilirliğe ilişkin görüşleri belirlenerek, elde edilen sonuçların üniversite yöneticilerinin etkinlik düzeyi ile üniversitelerde yapılan öğretim faaliyetlerinin veriminin arttırılmasına katkı sağlanması beklenmektedir.

1.4. Araştırmanın Varsayımları

Görüşme grubunun, Türk yükseköğretim sistemine ilişkin saydamlık ve hesapverebilirlik konusunda bilgi ve donanımının yeterli olduğu varsayılmıştır. Türk yükseköğretim sisteminde saydamlık ve hesapverebbilirlik araştırma konusunun, yapılan nitel görüşmeler vasıtasıyla değerlendirilebileceği varsayılmıştır.

1.5. Araştırmanın Sınırlılıkları

Bu araştırma, devlete ait bazı yükseköğretim kurumlarının mevcut ve eski yöneticileri ile yapılan görüşmelerde verdikleri cevaplar ve alan araştırmalarında elde edilen bilgiler ile sınırlandırılmıştır.

1.6. Tanımlar

Etik: 1. Ahlak felsefesi. 2. Felsefenin “ödev”, “yükümlülük”, “sorumluluk” ve “erdem” gibi kavramları analiz eden, “doğruluk” veya “yanlışlık” ile “iyi” veya ‘kötü’yle ilgili ahlaki yargıları ele alan, ‘ahlaki eylem’in doğasını soruşturan ve iyi bir yaşamın nasıl olması gerektiğini açıklamaya çalışan dalı (Türk Dil Kurumu [TDK], 2014). Etik, insan tutum ve davranışlarının iyi ya da kötü; doğru ya da yanlış açılarından değerlendirilmesidir (Aydın, 2006).

Mali Saydamlık: “Mali Saydamlık” terimi; devletin hedeflerini, bu hedeflere ulaşmak için hayata geçirdiği politikaları ve bu politikaların yarattığı sonuçları izlemek için gerekli olan bilgiyi düzenli, anlaşılabilir, tutarlı ve güvenilir bir

(28)

28

biçimde sunmasıdır (Atiyas ve Sayın, 2000). Diğer bir tanım da hükümet politikaları hakkındaki düzenli bilgi akışının sağlanması, yasaların oluşumunda veya mali mevzuattaki politik amaçlı teşviklerde bilgi verilmesi, kamu sektörünün politik kontrolünün izlenmesi ve değerlendirilmesine imkan vermektir (OECD, 2003)

Şeffaf Yönetim: Kararların (yönetimde), kurallar ve düzenlemeler doğrultusunda alınması ve uygulanması, alınan kararlardan etkileneceklerin bilgiye erişiminin sağlanması ve bu bilginin de ulaşılabilir, anlaşılır ve somut olması prensibidir (Seffaflik, 2014). Şeffaf yönetim, faaliyetlerin yerindeliği üzerine yönetilenlerin de katılımıyla uzlaşmanın sağlanması sürecidir. Diğer bir ifadeyle şeffaf yönetim, yönetim erkini çevreleyen gizemin dağıtılmasını sağlar, böylece yönetimin sosyal çevresi ile olan iletişimini güçlendirir (Şengül, 2005).

Yönetici: 2547 sayılı Yükseköğretim Kanunu kapsamında yükseköğretim kurumlarında rektör, rektör yardımcısı, dekan ve enstitü müdürlüğü görevi yürüten veya bu görevi daha önce ifa etmiş kişilerdir.

Yükseköğretim: Milli eğitim sistemi içinde, ortaöğretime dayalı, en az dört yarı yılı kapsayan her kademedeki eğitim – öğretim kurumlarının tümüdür (YÖK, 1982).

(29)

29

BÖLÜM II

KAVRAMSAL ÇERÇEVE

Bu bölümde, araştırmanın amacıyla ilişkili alanyazın incelenmiştir. Öncelikle yükseköğretim kurumlarının kısa tarihsel gelişimi, amaç ve etkileri üzerinde durulmuş ve yeni kamu yönetimi anlayışı, yönetimde saydamlık ve hesap verebilirlik kavramları ayrıntılı olarak incelenmiştir.

2.1. Üniversite Kavramı ve Yükseköğretim Kurumlarının Tarihsel Gelişimi

Üniversite kavramı, latince kökenli olan “üniversitas” kavramından türetilmiştir. Orta Çağdan bu yana kullanılan kelime, “herhangi bir birlik” anlamına gelmektedir (Güler, 1994; İnan, 1988; Vakur, 1988).

Üniversite sözcüğü farklı disiplinlerin yüksek düzeyde öğrenim yapmak amacıyla bir araya gelmiş hocalardan ve öğrencilerden oluşan “özerk bir topluluk” olarak tanımlanmaktadır (Charle ve Verger, 2005). Sur (1950), üniversitenin XIII. ve XIV. yüzyıllarda bugünkü anlamının ötesinde “ayrıcalıklardan yararlanan bir kısım topluluk” olarak anlaşıldığını belirtmiştir. O dönemde “Tuluz Üniversitesi” veya “Avignon Üniversitesi” gibi ifadelerden o bölgede yaşayan burjuvazilerin kastedildiği vurgulanmıştır. Diğer yandan günümüzdeki üniversite anlamına yakın kurumlar olarak Orta Çağda “studium generale” adı verilen ve içinde her türlü bilimin öğretildiği yapıların bulunduğuna da işaret edilmektedir (Sur, 1950). Orta Çağda üniversiteler,

(30)

30

“magister”lerin (hocaların) ve Latincede “discipulus”ların (öğrencilerin) bir araya gelerek oluşturdukları bir kurum olarak anlaşıldığı belirtilmektedir (Çotuksöken, 2012). Bu kurumlarda bina ya da yapı pek önemsenmemiştir. Fakat oluşturulan kurumlarda insan eksenli bir yapılanmanın sağlandığı dikkati çekmektedir. Bosch, yükseköğretimi (aktaran Hesapçıoğlu ve Balyer) şöyle ifade etmektedir: Bilgi kaynağı olarak üniversite, fabrika olarak üniversite, bilgelik kaynağı olarak üniversite, bir fikir olarak üniversite ve ortak (partner) olarak üniversite şeklindedir (Doğramacı, 2007). Yükseköğretim kurumları, belirsizliklerin üzerinde düşünülen ve belirsizlikler ile ilgili bazı yargılarda bulunulan kurumlardır (Charle ve Verger, 2005).

Üniversite benzeri kurumların ilk zamanlarda Çin’de, Hindistan’da (Nalanda Üniversitesi), Fas’ta (milattan sonra 859 yılında kurulan El-Karaviyyin Üniversitesi) ve Mısır’da ortaya çıkmış oldukları, sonraları eski Yunanda, Pitagor tarafından kurulan okul, Eflatun'un “Akademi”si, Aristo'nun “Liceum”u ve Romanın özellikle retorik ve tartışmanın usul ve esaslarının öğretildiği okullar da bu üniversitelerin ilk örnekleri olarak kabul edilmektedir (Guinness World Records, 2015; Nalanda’s History, 2015; Vakur, 1988). İslam ülkelerinde düzenli ve organizasyonel ilk üniversite olarak nitelendirilebilecek yapı, Buhara’da 937 yılında açıldığı bilinen medresedir. Osmanlı Devletinin kuruluşundan yaklaşık iki yüz yıl evvel Selçuklu Veziri Nizamülmülk tarafından Bağdat’ta Nizamiye Medresesi ve Urfa’daki Harran Medresesi’dir (Özer, 2008). XI. yüzyılda İtalya’da kurulan “Salerno Tıp Fakultesi” ile X. yüzyılda kurulan “Bologna Hukuk Fakultesi”; daha sonraki yıllarda ise Fransa’da Paris (1150-1170) ve Toulouse (1229); İngiltere’de Oxford (1168) ve Cambridge (1212); İspanya’da Alamanca (1243) ve Seville (1254); Orta Avrupada Prague (1344) ve Vienna (1365) ve Almanya’da Heidelberg (1384) ve Koln (1388) üniversitelerinin bilinen ilk kurumlardan olduğu belirtilmektedir (Vakur, 1988).

Avrupa’da ilk üniversitelerin hukuk ve tıp alanlarında olduğu ifade edilmektedir (Özipek, 2004). Çağdaş üniversitelerin temelleri 11. ve 12. yüzyıllarda Avrupa’ da kurulan Bologna, Paris ve Oxford Üniversiteleri ile atılmıştır. 1088 yılında eğitim-öğretime başlayan Bologna Üniversitesi’nin

(31)

31

öğrenciler tarafından kurulduğu ifade edilmektedir (Doğramacı, 2000). Avrupa’nın büyük şehirlerinde ilahiyat, hukuk, tıp ve felsefe alanları odaklı üniversiteler kurulmuştur.

Fakat, Orta Çağ Avrupa üniversitelerinden 1810 yılında Berlin’de Wilhelm von Humboldt tarafından kurulan üniversitenin diğerlerinden farklılıklarının olduğu belirtilmektedir. Sözkonusu üniversitenin, zaman içinde toplum üzerinde önemli etkiler yaratması ve pogram çeşitliliği toplumsal beğeni oluşturduğu belirtilmektedir (Arslanoğlu, 2002; YÖK, 2014). Humboldt Üniversitesi modeli, Türkiye’de ve diğer birçok ülkede yükseköğretim kurumlarının oluşturulmasında dikkate alınmıştır (Tekeli, 1994; YÖK, 2014).

Amerika Kıtasında kurulan ilk üniversitelerin, İspanyollar tarafından (Mexico Üniversitesi – 1551; Lima Universitesi - 1553) tarihlerinde kurulduğu; Harvard Üniversitesi’nin ise Cambridge Üniversitesi mezunu olan John Harvard tarafından 1634’te kurulduğu ifade edilmektedir (Vakur, 1988; Wissema, 2009). Amerikan üniversiteleri, 19. yüzyıldan bu yana çeşitli eyaletlerde halkın başvurusuna açık, farklı alanlarda çok sayıda üniversite ve kolej kurulmuştur. Amerikan üniversitelerin lisansüstü programlara önem vermesi nedeniyle araştırma yönü öne çıkan yükseköğretim kurumları haline dönüşmüşlerdir (Tekeli, 1994; YÖK, 2014).

Günümüzde ise Amerikan üniversiteleri arasından öne çıkan Harvard Üniversitesi (Modelinin) birçok ülke ve üniversite tarafından model olarak alınmaktadır. Teknolojik araçların ve sosyal paylaşım programlarının etkisiyle sıralamalarda (rankinglerde) ilk on içinde yeralan üniversitelerin faaliyet ve çalışmaları “inovasyon” olarak adlandırılmakta ve diğer üniversiteler tarafından benimsenmektedir (Bok, 2007; Erkut, 2014; Rosovsky, 2003). İstanbul’da Türk kültür ve medeniyetinin kuruluşu olan 1453 yılından sonra Fatih Sultan Mehmet döneminde kurulan vakıflar ile birlikte önemli gelişmeler yaşanmıştır. XIX yüzyıl başında (1834) ordunun yönetici ve subay ihtiyacının karşılanması amacıyla "Harbiye Mektebi" kurulmuştur (Vakur, 1988). 1839 Tanzimat Fermanı ilanı sonrasında, Avrupa tarzı eğitim kurumlarının kurulmasına önem verilmiştir. 1846 yılına gelindiğinde ise, yükseköğretim kurumu ihtiyacına karşılık “Darülfünun” adı verilen bir kurum oluşturulmuş ve

(32)

32

burada 1863'te eğitim ve öğretim hizmeti verilmeye başlanmıştır. Osmanlı padişahlarından Sultan 3. Selim, Sultan 2. Mahmut, Sultan Abdülmecit ve Sultan Abdülaziz’in yükseköğretim kurumlarının kurulabilmesine yönelik önemli katkıları sonucunda Darülfünun, Sultan 2. Abdülhamit tarafından 1900 yılında açılmıştır (Hatiboğlu, 1998).

Türkiye’de eğitim yönetimi alanında, üniversitelerin kurulması sürecinde yabancı uzmanlardan yardım istenilmiş ve bu süreçte yapılan bazı çalışmalar ve düzenlenen raporlar şöyle sıralanabilir (Malche, 1939):

1924 yılında Türkiye’ye gelen Amerikalı John Dewey’in iki raporu; 1925 yılında Alman Müşavir Kühne’nin “Teknik Tedrisata”a dair raporu; 1927 yılında Belçikalı Omer Buyse’nin “Ertik ve Teknik Okullar” Raporu; 1934 yılında Amerikalı Mis Parker’in “Mekteplerimizin Tetkikat” Raporları; 1932 yılında İsviçreli Albert Malche’nin “İstanbul Üniversitesi” raporu ve 1933-1934 yıllarında ülkemize gelerek inceleme ve tetkiklerde bulunan Walker Hines, Brehon Somervell, O.F. Gardner, Walter Kemmerer, C. R. Whitlesey, W.L. Wright Jr. Bongt Wasted, Goldthwaite H. Dorr, H. Alexandre Smith, Vaso Trivanovith’den oluşan Amerikan heyetinin raporlarıdır.

Yapılan bu çalışmaların etkisiyle de yeni düzenlemelere gidilmiş ve Darülfünun kapatılarak 1 Ağustos 1933 tarihinde İstanbul Üniversitesi açılmıştır. Cumhuriyet döneminin modern anlamda ilk üniversitesi olan İstanbul Üniversitesi, Cumhuriyetin kuruluşundan on yıl sonra modern bir yükseköğretim kurumu olarak faaliyetlerine devam etmiştir (Namal ve Karakök, 2011, s.27).

Türkiye’de yükseköğretimin günümüzdeki konumuna nasıl geldiği ile ilgili yapılan yasa çalışmaları özetle şöyledir (Hesapçıoğlu ve Balyer, 2008):

1. 1933 yılında 2252 sayılı İstanbul Darülfünunun Kapatılması Ve Milli Eğitim Bakanlığınca Yeni Bir Üniversite Kurulmasına İlişkin Kanun, 2. 1946 yılında 4936 sayılı Üniversiteler Kanunu,

3. 1973 yılında 1750 sayılı Üniversiteler Kanunu,

(33)

33

1946 yılında 4936 sayılı Üniversiteler Kanunu (K.Tarihi: 13 Haziran 1946) yürürlüğe konulmuştur. Bu Kanuna göre, üniversitelere “genel özerklik ve tüzel kişilik”; fakültelere ise “yönetim özerkliği” verilmiştir. Türk yükseköğretim sistemi ve üniversiteler üzerinde 1933, 1946, 1960, 1973 ve 1981 yıllarında yürürlüğe giren kanunlar vasıtasıyla önemli dönüşümler gerçekleştirilmiştir. Yükseköğretimin esaslı olarak hukuksal çerçevesi 1961 ve 1982 Anayasalarıyla oluşturulduğu söylemek mümkündür (Küçükcan ve Gür, 2009).

2547 sayılı Yükseköğretim Kanunu’ndan önce yükseköğrenim; üniversiteler, akademiler ve yüksekokullardan oluşmuştur. Türkiye’de üniversiteler ve akademiler kendi kuralları içinde açılmış ve kendi kurallarıyla yönetilmişlerdir (Karayalçın, 1988). 1959 yılında İktisadi ve Ticari İlimler Akademisi ve 1969 yılında ise Devlet Mühendislik ve Mimarlık Akademileri kurulmuştur.

2547 sayılı Yükseköğretim Kanununda çaşıtli zamanlarda ilave ve değişiklikler yapılmış ve farklı nitelikte bazı yükseköğretim kurumları kurulmuştur. 41 Sayılı Kanun Hükmünde Kararname ile özel hükümlere tabi olan Türk Silahlı Kuvvetleri ve Emniyet Teşkilatına bağlı akademiler kurulmuştur. Karayalçın’a (1972) göre yükseköğretim konusunda sürekli yasal düzenleme ve değişiklik çalışmalarının olması, konunun sağlıklı ve etraflıca çalışılmamasından kaynaklanmaktadır. Bu durumun temel sebebini ise üniversitelerin rol ve çalışmalarının tesis ve tespitinde söz hakkı bulunan kurumların (MEB, YÖK, TÜBİTAK, DPT vb…) yeterince eşgüdüm içinde olmamaları ve her zaman başarılı bir çalışma yürütememelerine bağlamaktadır.

2.2. Yükseköğretimde Yapı, İşleyiş ve Küresel Eğilimler

Örgütlerin bilgi kullanımı, kendi yapıları ve özellikle kurum kültürü ile yakından ilgilidir. Özellikle kurumsal hafızanın oluşumunda bilginin daha sistematik bir şekilde işlenmesi, örgüt üyelerinin eğitilmesi ve gerekli kontrolün sağlanması sürecinin önemli olduğu belirtilmektedir (Etzioni, 1964). Örgütün etkililiğinin sağlanması ve örgüt üyelerinin iş barışı ve memnuniyetlerinin sağlanması bakımından yükseköğretim kurumlarının örgütsel değişme ve yenileşmeye karşı uyumunun sağlanması gerekmektedir

(34)

34

(Özdemir, 2013). Yapılan bir araştırmada yükseköğretim kurumlarının bölgesel potansiyelinin bünyesinde barındırdığı örgüt üyelerinin davranış ve aktiviteleri ile yakından ilişkili olduğu belirtilmektedir (Aypay ve Bektaş, 2010).

Yükseköğretim kurumlarının çok yönlü bir çevresel etkileşim içinde olduğu düşünüldüğünde üniversite örgütünün değişim ve yenileşme kapasitesinin önemi tartışma götürmez bir gerçektir. Bu noktadan bakıldığında yükseköğretim kurumları, prensipte üç esasa göre hizmet üretmektedirler: Araştırmalar vasıtasıyla bilgi sağlamak, eğitim ve öğeretim sunarak sonraki nesillere bilgiler aktarmak, toplumsal ihtiyaç ve beklentilere uygun hizmetler üretebilmektir (Küçükcan ve Gür, 2009; Wissema, 2009). Marangoz (2004, s.160) ise üniversitenin üç önemli özelliğinin bulunduğunu ileri sürmektedir. Bunlar, yeni bilgi üretme, ölümsüz doğruları koruma ve sonraki nesle taşımak ve son olarak da insanlığa hizmettir.

Üniversite kurumu bir örgüt olarak daha çok otonom bir yapı olarak değerlendirilmektedir (Soyer vd., 2015). Yükseköğretim yönetimine ilişkin geleneksel modeller iki temel ayrımda şöyle özetlenebilir (Soyer, Özdemir ve Aypay, 2015): a) Yükseköğretimde yönetsel davranış; üniversite örgütünün niceliksel büyümesi beraberinde nitelik boyutunda da önemli bir değişim yaşanmasını gerektirmektedir. Bu durum da yükseköğretim yönetim tekniklerinin önemini daha da arttırmaktadır. Bu noktada en önemli unsur ise yönetimin göstereceği yönetsel davranış yapısı olmaktadır. Belirtilen nedenle yöneticiler, astlarıyla uyumu ve koordinasyonun tesis edilmesi daha önemli hale gelmektedir. b) Yönetsel ve profesyonel otorite; yükseköğretim kurumlarında çalışanların uzman olması ve önemli düzeyde bir bilgi birikiminin olması otoritenin kullanılmasında güçleştirici bir rol oynamaktadır. Dünya’da 19. yüzyıldan bu yana akademik yapı bakımından üniversitelerin dört kategorik yapıda ele alındığı görülmektedir. Bunlar (Öztunalı, 2001; Tekeli, 2003; Wissema, 2009);

1. Kilise Merkezli Üniversite Modeli (Napolyon Bonoparte Üniversite de France); Eğitimin bir kamu hizmeti olarak görülmesi ve devlet tarafından kilise ile ilişkilendirilerek sürdürülmesi benimsenmiştir. Kilise etkisinden arındırılarak devletin siyasi istikrarının sürdürülmesi hedeflenmiştir.

(35)

35

Bunun ilk örneği 1806 yılında kurulan Universite de France olmuştur. Papalık tarafından izlenmesi ve denetimi öngörülmüştür.

2. Ulus-Devlet Üniversite Modeli (Wilhelm von Humboldt Araştırma Üniversitesi); Üniversitelerin temel amaçlarıü, araştırma, uzman yetiştirme, bilginin gelecek nesillere aktarımının sağlanması ve öğrenme-öğretme özgürlüğü olarak sayılmaktadır. Bu üniversite anlayışı, 17. yüzyılda ruhban sınıfından ayrılmış fakat seçkin zümrelerin yoğunlaştığı model olarak bilinmektedir. Model üniversitelerde mali denetim ve izleme üniversiteden bağımsız birimlerce yapılmaktadır. Fakat mali denetim dışında plan ve müfredat denetimi bulunmamaktadır.

3. Kitlesel Eğitim Üniversiteleri: İkinci dünya savaşı sonrasında yükseköğrenim talebinin karşılanması ve mesleki uzman yetiştirilmesi amacına yönelik oluşturulmuş üniversitelerdir.

4. Bilim ve Teknoloji Üniversiteleri Modeli (Amerikan Modeli): Daha organize ve modern bir yapı oluşmuştur. Üniversite yönetimi, akademik kurullar ve finansman yönetimi ayrı birimler olarak tesis edilmiştir. Yükseköğretim kurumlarının akreditasyonu ve insan kaynaklarının performans esaslı yönetimi ve kalitesi önemsenmektedir.

Üniversiteler, kendisinden beklenen nitelikli hizmet miktarındaki artış nedeniyle üniversiteleri önemli ölçüde kaynak arayışına itmiştir (Wissema, 2009). Çünkü birçok üniversite kendisine verilen kamu kaynakları ile iş ve amaçlarını bir yere kadar yürütebileceklerini düşünmektedir.

Üniversite algısındaki değişim ve arayışlara yönelten temel sebepler Wissema’ya (2009) göre şöyle sıralanabilir. Büyük üniversitelerin uluslararası düzeyde finansman arayışları, gelecek için rekabet gücünün sürdürülebilmesi, ulusal hükümet politikalarındaki değişim, disiplinler arası araştırmalar, öğrenci sayılarındaki büyük artış, küreselleşme ve kamu kurumlarınca kurulan araştırma kuruluşlarıdır. Bu süreci sağlıklı yürütmek ve çeşitli araştırma sahalarında yer bulmak isteyen üniversiteler, dünyanın örnek aldığı birçok yükseköğretim kurumunu (Harvard, Standford, MIT, Cambridge vb.) sürekli izlemektedir. Bahse konu üniversiteler gibi dünyanın birçok yerinden öğrencilerin ilgisini çekebilmek ve araştırma faaliyetleri için kendilerine

(36)

36

kaynak sağlamak için çeşitli endüstriyel kuruluşlar ile ortak çalışmalar yürütmektedirler.

Yükseköğretim kurumlarının fonksiyonunda ve toplumsal rol bakımından önemli değişim ve dönüşümler yaşanmıştır. Yaşanılan bu değişime ilişkin gelişim süreci Tablo 1’de özetlenmiştir.

Tablo 1. Üniversite Algısında Gelişim Süreci

Konu İlk Üniversiteler Humbold Tipi Üniv. 3.Nesil üniversiteler Yöneticiler Seçkinler Akademisyenler Profesyoneller Eğitim Ortamı

Katedral-Manastır-Blok Yapılar

Kampus Kampus ve On line

Hedef Öğrenci Kitlesi Bölgesel Ulusal Global

Kurumsal Amaç Eğitim, Eğitim, Araştırma Araştırma, Uzmanlaşma ve Bilginin Kullanılması Üstlenilen Rol Gerçeğe ulaşmak Dünyanın keşfi,

Uzmanlaşma

KatmaDeğer Yaratmak BenimsenenEğitim

Yöntemi

Skolastik Yöntem. Modern bilimsel Yöntemler

Disiplinlerarası, Strateji Odaklı Ar-Ge ve AR-İn, Vaka Çalışmaları.

Çıktı Bilim İnsanı ve

Uzman yetiştirmek

Bilim İnsanı ve/veya Profesyonel

girişimciler yaratmak Eğitim/Öğretim Dili

Latince-Arapça-Farsca

Ulusal Diller İngilizce

Eğitim Kadrosu Birey Odaklı Kadro Odaklı Çok Boyutlu-Yüksek Rekabet

Kaynak: Çiftçi, (2010); Demir, (2013); Doğramacı, (2007); Erkut, (2015); Erkut, (2014); Gürüz, (2001); Ülker, (2010) ve Wissema, (2009)’dan hareketle oluşturulmuştur.

Yaşanan değişim ve gelişim bağlamında üniversiteleri çeşitli kuşaklar altında sınıflandırmak mümkündür (Wissema, 2009): Orta Çağ yükseköğretim kurumlarına “birinci kuşak”, Humbolt Üniversite Modeli olarak adlandırılan

(37)

37

yükseköğretim kurumlarına ise “ikinci kuşak” ve multi disipliner, global düzeyde rekabet, inovasyon ve girişimciliği teşvik eden ve çalışmalarını endüstri ile işbirliği kurarak yürüten günümüz üniversitelerine ise “üçüncü kuşak” üniversiteler adı verilmektedir. Üçüncü kuşak üniversiteler, küreselleşmenin etkisiyle ortaya çıkmış olan üniversitelerdir. Üçüncü kuşak üniversiteler, daha fazla özgürlüğün olduğu üniversitelerdir. Bu üniversitelerin temel özellikleri şöyle özetlenebilir (Ülker, 2010; Wissema, 2009):

1. Üniversitenin merkezi etkinliği temel araştırmalardır.

2. Araştırmalar disiplinlerarası ve disiplinler üstüdür. Araştırmalarını akılcı bilimsel yöntemlere uygun sürdürürler.

3. Bilgi tekerleği ve yaptığı Ar-Ge çalışmalarıyla bir network üniversitedir.

4. Uluslararası rekabet işletilmektedir. Dünyanın her yerinde en iyi öğrenci ve hocalar taranmaktadır.

5. Kitle üniversiteleri olmalarının yanı sıra çift kanallı (two-track) üniversitedirler. Parlak öğrenci ve itibarlı hocaları çekmek için cazip programlar uygulayabilmektedirler.

6. Çalışma ve öğretim alanları çok kozmopolit olduğundan evrensel bir eğitim dili kullanılır.

7. Üniversitelerde sadece bilimsel bilgi elde edilmesi değil aynı zamanda bilginin kullanımı da üniversite tarafından hedeflenmektedir.

8. Kamu kaynaklarının daha az kullanılması nedeniyle mevzuata bağlılık düzeyi de daha az olmaktadır. Araştırma ve diğer harcama maliyetlerinin önemli bir kısmı bağımsız kuruluşlarca karşılanmaktadır. Uluslararası süreçte üniversitelere verilen itibar, üretilen bilginin kalitesi, etkisi ve ekonomiye olan katkısı ile yakından ilgilidir. O nedenle de yükseköğretimi ve üniversiteyi ilgilendiren sorunlar, sadece Türkiye’de değil diğer tüm ülkelerde de üzerinde çok düşünülen, araştırma yapılan ve kafa yorulan temel sorunların başında gelmektedir (Marangoz, 2003, s. 2).

Aktan (2007), yükseköğretim kurumlarında dış faktörlerin de etkisiyle yaşanan yapı ve işlevsel boyuttaki gelişme ve eğilimleri şöyle sıralamaktadır:

(38)

38

 Hesapverebilirlik temelinde üniversite özerkliği,  Paydaşların katılımını öngören toplumsal sorumluluk.

Yükseköğretim kurumlarında değişimi doğru yönetmek ve kurumsal kazançlarını zirvede tutmak için çeşitli kuruluşlar ve araştırma enstitüleri kurulmuştur. Amerika’da yükseköğretim alanında çalışmalar yapılması için kurulan ilk kuruluş 1956 yılında University of California’da “The Center For Studies in Higher Education” adıyla kurulmuştur. Daha sonrasında ise Japonya, Almanya, Çin, Hollanda, İngiltere ve diğer bazı ülkelerde de benzer araştırma kurumları kurulmuştur (Gök ve Gümüş, 2015). Yükseköğretim alanındaki ilginin artması ve yükseköğretim alanında çalışmalar yapan kurum çalışanlarının oluşturduğu sivil toplum kuruluşları da sektör ile birlikte gelişmiştir. Bu kuruluşların öne çıkanları, Washington D.C.’de 1976’da kurulan The Association for the Study of Higher Education (ASHE) ve The European Association of Institutions in Higher Education (EURASHE) adıyla 1990 yılında Patras’ta (Yunanistan) kurulmuş kurumlardır (ASHE, 2015; EURASHE, 2015). Amerika Birleşik Devletleri’nin ve dünyanın başarılı üniversitelerinden biri olarak gösterilen Harvard Üniversitesinin eski dekanlarından Henry Rosovsky de dünyadaki en iyi üniversitelerin üçte ikisinin, hatta dörtte üçünün ABD’de olduğunu söyleyerek bunun nedenlerini şöyle özetlemektedir (2003, s. 21–27):

 Ulusal zenginlik,  Büyük nüfus,

 Devletin özellikle fen dallarına verdiği büyük destek,

 İkinci Dünya Savaşı sırasında Hitler’den kaçarak ABD’ye yerleşen Avrupalı bilim adamlarının katkıları,

 Kişilerin kurumlara özel bağışta bulunma geleneği ve bunun vergi politikalarıyla desteklenmesi şeklindedir.

Bir ülke ekonomisinde, sosyal yapıda ve diğer bazı alanlarda yaşanan olguların üniversite kurumlarına yansımaması düşünülemez. Sosyal bir kurum olan üniversiteler, toplumsal değişim ve dönüşümlerden etkilendiği kadar toplumu yönlendiren de bir kurumdur. Bu dinamik süreçte önemli olan değişim ve

(39)

39

dönüşümden olumlu yönde kazanım elde edebilmek ve daha iyi bir konuma ulaşabilmektir. O nedenle daha nitelikli ve çağdaş bir yükseköğretim kurumu ve üniversite eğitiminin kurgulanması tüm ülkelerin tartışma konusudur.Yükseköğretim kurumlarının işlevleri düşünüldüğünde kişisel ve toplumsal boyutta faydaları Tablo 2’de sunulmaktadır.

Tablo 2. Yükseköğretimin Toplumsal ve Kişisel Faydaları

A. Toplumsal B. Kişisel

Ekonomik  Vergi gelirlerindeki artış  Üretkenlikteki artış  Tüketimdeki artış  İşgücü esnekliğinin

artışı

 Devletten beklenen mali desteğin azalması

 Yüksek kazanç düzeyi  İş bulmada kolaylık  Yatırımda artış

 Daha iyi çalışma koşulları

 Kişisel/Mesleki hareketlilik Sosyal  Suç oranındaki azalma

 Bağış ve topluma hizmette artış  Vatandaşlık bilincinin gelişmesi  Sosyal kenetlenme  Teknolojiye uyum sağlama ve kullanma becerisinin gelişimi

 Daha sağlıklı ve uzun yaşam

 Çocuklar için daha iyi yaşam koşulları

 Müşteri olarak daha iyi karar verebilme

 Kişisel statünün yükselmesi

 Daha fazla hobi ve boş zaman aktiviteleri

Kaynak: YÖK, (2004, s.14).

Global düzeyde yaşanan değişim ve dönüşüm üniversitelerin fonlanması, özerklik düzeyi, rekabet ortamı ve ticarileşmesi boyutlarında yeni tartışmalara yol açmıştır. Başta Amerika ve Japonya gibi ülkelerin de kendi eğitim

(40)

40

sistemlerine ilişkin bazı kaygıları bulunmaktadır (Marangoz, 2004, s.160). Özellikle kamu kaynaklarını kullanan üniversitelerde topluma karşı saydam olma ve yapılan işler ile ilgili hesap verme sorumluluğunun daha çok hissedildiğini belirtmektedir (Erdem, 2015). Yükseköğretimde yaşanan küresel eğilimlerden bazıları şöyledir (Ergüder ve vd. 2009; Wissema, 2009; Yavuz, 2012):

AB ve Bologna Süreci: 1999 yılında 29 ülke tarafından başlatılan Bologna süreci ile Avrupa ülkelerindeki yükseköğretim sistemlerinin birbirleri ile ilişkilendirilmesi hedeflenmiştir. 2010 yılına kadar bir Avrupa Yükseköğretim Alanı (AYA) yaratılması (AYA, ülke üniversiteleri tarafından tanınması; istihdam yelpazesinin arttırılması; öğretim üyeleri ve öğrenci hareketliliğinin arttırılması ve üniversitelerarası rekabet düzeyinin arttırılması hedeflenmiştir) hedeflenmiştir. Türkiye, Bologna Süreci'ne 19 Mayıs 2001 tarihinde Prag'da yapılan bir toplantı sonrasında katılmıştır.

Bilginin Toplum Hayatında Oynadığı Rol: Son zamanlarda beşeri sermaye yatırımının önemi giderek artmaktadır. Bilgi üretimi ve nitelikli bireyler yetiştirilmesi ülkelerin rekabet güçlerinin arttırılmasında önemli bir rol oynamaktadır.

Eğitim ve Yükseköğretim Talebindeki Artış: Yükseköğretim, kitleselleşme yolunda ilerlemektedir. OECD verilerine göre, 1980'li yıllarda 50 milyon olan öğrenci sayısının 2000’li yıllarda 100 milyon, 2020 yılı sonrasında ise 200 milyon düzeyine ulaşmasını beklendiği ifade edilmektedir.

Ulusal ve Uluslararası Öğrenci Hareketliliği: Günümüzde eğitim “bir yaşam biçimi” halini almıştır. O nedenle yaşam boyu devam eden eğitim arayışı sınır ötesi düzeyde devam etmektedir. Üniversiteler ülke dışından öğrenci çekebilmek amacıyla yoğun çalışmalar yürütmektedir.

Üniversitelerarası Rekabet ve Yükseköğretimde Çeşitlilik: Üniversitelerarası rekabet, çeşitli toplumsal ihtiyaçlar ve arayışlar nedeniyle yeni üniversite modelleri ortaya çıkmaktadır. Bu modellerden bazıları araştırma ağırlıklı üniversiteler, sanal kurumlar, kar amacı gütmeyen kurumlar, kar amaçlı üniversiteler, şirket üniversiteleri (Motorola, Oracle, Disney vb.), sınır ötesi üniversiteler şeklindedir.

Şekil

Tablo 1. Üniversite Algısında Gelişim Süreci
Tablo 2. Yükseköğretimin Toplumsal ve Kişisel Faydaları
Tablo 3. Üniversitelerde Uluslarasılaşma Stratejilerinin Gelişimi Stratejik
Tablo 5. Özerkliğin Yapısı (Avrupa Birliği Üniversiteler Birliğine Göre)
+7

Referanslar

Benzer Belgeler

Kurumsal ve örgütsel değişim dinamiklerinin sadece sosyal çevrenin oluşturduğu kurumsal alan üzerinden gerçekleşmediği, bu dinamiklerin teknik ve kurumsal çevrenin

a) Değerlendirme takımı, kurum ziyaretinin son etkinliği olarak kanıta dayalı bulgularını, kurumun rektörü ve rektör tarafından davet edilen gruba sözlü olarak sunar.

ÖSYM tarafından yerleştirilen, herhangi bir spor dalında milli takım kadrosunda yer alan veya spor yaptığı dalda en üst ligde lisanslı olarak spor yapan öğrencilerin öğrenim

Bunun için Erasmus+ Programı kapsamındaki ikili anlaşma ve kontenjan sayıları alındı, tüm kurumların ortalama değeri hesaplandı ve ortalama değerden oransal

Öğrencilerin ödemeleri, standart öğrenci sözleşmesinde yer aldığı üzere, %70 ile %100 arasında hangi oranda olacağı yükseköğretim kurumu tarafından belirlenen

Öğrencilerin ilk ödemeleri, standart öğrenci sözleşmesinde yer aldığı üzere, %70 ile %100 arasında hangi oranda olacağı yükseköğretim kurumu tarafından belirlenen

[24.08.2015 tarih ve 997 sayılı başkanlık oluruyla değişik] Yükseköğretim kurumunun öğrenim ve staj hareketliliği seçimlerini aynı başvuru ve değerlendirme

Öğrencilerin ödemeleri, standart öğrenci sözleşmesinde yer aldığı üzere, %70 ile %100 arasında hangi oranda olacağı yükseköğretim kurumu tarafından belirlenen ve