• Sonuç bulunamadı

Yükseköğretimde Akademik Özerklik

2.5. Yükseköğretimde Özerklik

2.5.1. Yükseköğretimde Akademik Özerklik

Akademik Özerklik kavramı İngilizce’ de “academic freedom” olarak karşılık

bulmaktadır, fakat bazı yerlerde ise akademik özgürlük” olarak da kullanımına rastlanmaktadır (Seggie ve Gökbel, 2014).

Akademik özerkliğin mevzuattaki yeri konusunda şunlar söylenebilir. Resmi Gazetenin 17863 sayısında (Mükerrer) yayımlanan 2709 sayılı Türkiye Cumhuriyeti Anayasası’nın 130. maddesinde:

“…Üniversiteler ile öğretim üyeleri ve yardımcıları serbestçe her türlü bilimsel araştırma ve yayında bulunabilirler… Üniversite yönetim ve denetim organları ile öğretim elemanları; …. yetkili organlar dışında … her ne suretle olursa olsun görevlerinden uzaklaştırılamazlar….”

65

hükümlerine yer verilmiştir. Yine aynı maddede;

“…Ancak, bu yetki, Devletin varlığı ve bağımsızlığı ve milletin ve ülkenin bütünlüğü ve bölünmezliği aleyhinde faaliyette bulunma serbestliği vermez. …Üniversiteler ve bunlara bağlı birimler, Devletin gözetimi ve denetimi altında olup, güvenlik hizmetleri Devletçe sağlanır…. Yükseköğretim kuruluna ve üniversitelere Devletin sağladığı mali kaynakların kullanılması kanunla düzenlenir…” hükümleri bulunmaktadır.

Anayasanın 130. maddesi ile verilen yetkinin, 2547 sayılı yasa ve diğer mevzuatta nasıl kullanılacağı ve bu akademik özgürlüğün sınırlarının nasıl anlaşılması gerektiği hususları yeterince açık olmadığı ifade edilmektedir (Gedikoğlu, 2013). Bu durum Feyzioğlu’na (1981) göre daha evvelki yasa ve anayasalarda verilen hak ve yetkilerin de ortadan kaldırılması anlamına geldiğinden üniversite özerkliğinde bir geriye gidiş şeklinde yorumlanmaktadır.

Üniversitelerde akademik özerklik denildiğinde, öğretim üyeleri ve yardımcılarının serbestçe (hiçbir makamın ön izin almaksızın) bilimsel çalışma yapmaları, öğretim programı hazırlamaları, ders içeriği belirlemeleri, ders saatleri ve uygulaması bazında serbestçe belirlemeleri ile bilimsel öz denetim ve otokontrol ilkesine göre gerçekleştirmeleri anlaşılmaktadır (Erdem, 2013). Akademik özgürlük, yükseköğretim kurumlarında görev yapan akademisyen ve görevlilerin araştırma ve çalışma yaptıkları bilim alanları içerisinde gerçeği arama ve bulma, konuları sınıf içinde tartışma, araştırma ve inceleme sonuçlarını yayımlama konularında tam özgürlükleri bulunmaktadır (American Association of University Professors [AAUP], 2015). Akademik özerklik, ilgili üniversitenin kurumsal yapısı, öğretim üyelerinin kişisel özellikleri, kişiler arası husumet, etik algıları, ideolojik farklılıkları vb. durumlar gibi tutum ve davranışlar ile yakından ilişkilidir (Aktan, 2008).

Akademik özgürlüğün gerekli olduğu neredeyse her kesimce ifade edilmekte fakat akademik özgürlüğün tanımı ve sınırları hakkında net bir uzlaşı

bulunmamaktadır (Balyer, 2011; Seggie ve Gökbel, 2014). Akademik

özgürlüğün ve özerkliğin sağlanmasında hesap verebilirlik, kalite güvencesi ve şeffaflık birer ön şart olarak kabul edilmektedir (Jarab, 2006). Bu yapıların sürekli ve birlikte olması aranmaktadır.

66

Akademik özerklik konusunda Karayalçın, (1988), Atatürk'ün direktifleri ile üniversite reformu ile ilgili önerilerde bulunmak üzere davet edilen İsviçre'li akademisyen Malche’in; "…Hiçbir mesele üniversite'nin istikbali için profesörlerin seçimi ve atanması kadar önemli değildir....” şeklindeki ifadelerinin önemine dikkat çekmektedir. Akademik özgürlük, üniversite ve akademisyenlerin denetim dışı kalması veya keyfi davranması anlamına gelmeyeceği gibi tüm akademisyen ve araştırmacıların akademik etik kurallarına, kamusal çıkarlara ve mevzuatın kendilerine ilişkin hükümlerine uygun davranmalarını gerektirmektedir (Gedikoğlu,2013). Erdem’e göre (2013) Türkiye’de yükseköğretim kurumları yeterince akademik özerklik düzeyine ulaşamadığı gibi ilaveten “akademik özgünlük” sorununu da yaşadıklarını ileri sürmektedir.

Üniversite, bilimsel, tutarlı ve nitelikli bir eğitim sağlamak amacına yönelik olarak çeşitli ülkelerden 430 üniversite rektörü tarafından 1988 yılında Bolonya'da imzalanan "Magna Charta Universitatum" da önemle vurgulanan konulardan biri de “bilimsel araştırma ve etik” bağlamındadır. Akademisyenlerin çalışmalarını hiçbir etki altında kalmaksızın bilimsel sürece uygun ve objektif bir şekilde yürütebilmeleri bakımından çeşitli güç odaklarından bağımsız olmaları gerektiği vurgulanmıştır (Magna Charta Universitatum, 1988). Akademik özgürlük denildiğinde doğal olarak “akademik etik” de düşünülmelidir. Bilim insanları, yaptıkları çalışmalarda ve araştırmalarda etik dışı davranışlardan kaçınmalıdırlar (Aydin, 2006; Karakütük, 2002).

Sabancı Üniversitesi tarafından yapılan bir araştırma sonrasında akademik özgürlük konusunda bazı ilke ve normlar belirlenmiş ve bu prensiplere öğretim üyelerinin uymaları istenmiştir. Bu ilkeler kısaca şöyledir (Sabancı, 2015):

 Akademisyenler, gerçekleştirdikleri bilimsel çalışma ve araştırma sonuçlarını yayınlamak, tartışmak ve yorumlamakta özgürdür.

 Üniversite, akademisyenlerinin bilimsel görüş ya da sanatsal ifade hakkını korumakla yükümlüdür.

 Üniversite, hiçbir üyesinin bireysel görüşünü ve bu görüşün kamuoyuna etkisini etkilemeye ya da denetlemeye teşebbüs etmez.

67

 Üniversite, üyelerinin yurttaş olarak her türlü tercihlerine saygı gösterir.

 Üniversite, etik yükümlülük ve sorumluluklarını yerine getirir.  Üniversite, mükemmelliğe ve yenilikçiliğe bağlı kalarak bireysel ve işbirliği ruhu içerisinde bilginin sınırlarını ileriye götürür.

 Üniversite, toplumsal sorumlulukları bireysel haklardan ayrı tutar.

 Üniversite, bireysel düzeyde kamuoyuna açıklanan görüşleri kurumsal kimliği ile ilişkilendirmez.

 Üniversite, akademisyenleri, öğrencileri ve yöneticileri ile ilgili “akademik dürüstlük” ilkelerini ihlal etmez, başkalarının ihlal etmesine de izin vermez.

Akademik özgürlüğün önüne geçen çeşitli sınırlılıklar zaman zaman ortaya çıkabilmektedir. Bu sınırlamalar, ideolojik, psikolojik baskı (mobbing), mevzuat ya da akademisyenlerin sadece kendi uzmanlık alanlarıyla yetinmelerinin istenmesi boyutlarında olabilmektedir (Balyer, 2011; Seggie ve

Gökbel, 2014). Bir profesör kendi uzmanlık alanıyla ilgili araştırma yapma,

yayımlama ve gerçeği kendi düşündüğü gibi öğretmesi bakımından özgür olmalıdır. Bu durum akademik özgürlüğün temelidir (Brubacher, 1980). Akademik özerklik herhangi bir toplumsal zaman boyutunun dışında ele alınmalıdır. Diğer bir ifadeyle akademik özgürlük, sadece üniversite eğitimi dönemine has olmamalıdır. Akademik özerkliğin sağlıklı uygulanabilmesi bakımından yönetsel özerklik de tesis edilmeli ve işlevsel hale getirilmelidir.