• Sonuç bulunamadı

1. BÖLÜM

1.2. Irak Kürt Bölgesel Yönetimi’nin Oluşum Süreci

1.2.6. Yönetim Sorunları

Son yirmi yıl içerisinde, Kuzey Irak, IKBY ve bölgesel aktörler arasındaki çekişmelerin ortasında kalmıştır. Bu nedenle KDP ve PUK arasında devam etmekte olan gerginlikler, İran, Türkiye ve gelişim desteği üzerinden etki sağlayan diğerleri dahil olmak üzere bölgesel aktörlerin247 sürekli arabuluculuğu bağlamında anlaşılmalıdır. IKBY’nin genel dinamiği, ekonomik faydalar için dış etkilerin kabul edilmesidir. IKBY’nin bu aktörlerin gündemleri ve desteklerine tepkisi, büyük oranda kısa vadeli olmuştur.

Irak’ta yaşayan Kürtler, Saddam’a karşı savaşlarında doğal bir müttefik olan İran ile iyi bir ilişki kurmak dışında başka seçeneğe sahip değildir. İlişki, İranlı Kürtlerin bölgelerinde özerklik için mücadele etmesinden dolayı karmaşıktır. Açıkça söylenmeyen karmaşıklık yüzünden, PUK ve KDP İran’la sadece güçlü bir ilişki kurmakla kalmamış; aynı zamanda Kuzey Irak’ta serbestçe hareket etmesine izin vermiştir. Örneğin, İslam Cumhuriyeti, büyük Kürt şehirlerinde Qarargay Ramadan adı altında istihbarat ofisleri kurmuştur. Sheri Lazier’e göre, bu ofisler sayesinde İran, Kuzey Irak’ta sığınmakta olan 300’den fazla İranlı Kürt siyasi aktivistin suikastini gerçekleştirmiştir. PUK ve KDP, asla bu suçları şikayet konusu etmemiştir. Irak’ın 2003’te işgal edilmesinden bu yana, İran, Kuzey’ta üç hedef gözetmiştir: Irak’ta ABD’ye karşı koymak, Kuzey Irak’ın ekonomik açıdan İran’a daha bağımlı hale getirmek ve Kürt bölgesindeki İranlı Kürt aktivistleri takip etmek. ABD ve İran

246 Gareth R. V. Stansfield, a.g.e., s. 145

247 Ofra Bengio, "Iraqi Kurds: Hour Of Power?," Middle East Quarterly, cilt 10, sayı 3, Yaz 2003, s.

arasında iyi bilinen ihtilaflar, bu belgenin kapsamının ötesindedir ancak bazılarından bahsetmek önemlidir. Liven Magazine’e göre, Kuzey Irak’ın mallarının – meyveler, sebzeler ve inşaat malzemeleri – yüzde 30-40’ı İran’dan ithal edilmekte ve 150’den fazla İran şirketi bu süreçte yer almaktadır. İran, IKBY’nin piyasalarını İran ürünleri ve mallarına bağımlı olmasını sağlamak için bu şirketleri kullanmaktadır. Ayrıca bu ekonomik ilişkiyi, siyasi menfaatlerini geliştirmek için de kullanmıştır. Örneğin, İranlı Kürt siyasi partileri özerklik istediğinde, İran sınırlarını kapatarak IKBY’ye İranlı Kürtleri bu düşüncelerinden vazgeçirme konusunda baskı yapmıştır. Kürtleri birbirleri ile mücadelede kullanmak, İran için kendi muhaliflerinin sayısını azaltmanın etkin bir yolu olmuştur. 248

Türkiye’nin Kuzey Irak’ta özerk bir devlet kurulmasına yönelik tavrında, PKK ile devam etmekte olan çatışmaların etkisi büyüktür. Bu durum, Türkiye, 1995 yılında KDP ve PUK arasındaki iç savaşı durdurmak için Kuzey Irak’ta bir barış sağlayıcı olarak müdahalede bulunmaya davet edildiğinde başlamıştır. Türkiye birlikleri 2006’da geri çekilse de, arkada Türkiye’nin menfaatlerini Kuzey Irak’ta korumak üzere birçok kurum ve organizasyon bırakmıştır. İran gibi, Türkiye de Irak’ta yaşayan Kürtlerin Irak’tan tam bağımsızlığını istememektedir. IKBY’nin işbirliği ile MİT, Kuzey Irak’taki duruma etkide bulunmak için Özel Tim, Jit Tim, Oyak, Türk Kızılayı ve diğer basın kurumları gibi birçok küçük örgüt ve birim oluşturmuştur. Bu Türk kurumlarının hepsinin amacı aynıdır: PKK’yı destekleyen Irak üsleriyle mücadele etmek, Kürtlerin özerkliklerini geliştirmelerine engel olmak ve Kuzey Irak’taki Türkmen etnik grupları korumak.249

Gunter’e göre, Iraklı Kürtler, Türkiye’nin desteğini almak için 1992 yılında PKK’ya karşı büyük bir saldırı başlatmış; ancak KDP ve PUK arasında başlayan iç savaş, PKK’nın hayatta kalmasını sağlamıştır. Türkiye’nin baskısı altında, Celal Talabani, PKK’yı Türk ordusuna karşı saldırılarını durdurmaya zorlamıştır. PUK, PKK aktivistlerini ortadan kaldırarak Türkiye ile müttefik olmuştur. Buna ek olarak, Türk ordusu 35.000 asker ile 1995 yılında Kuzey Irak sınırına giderek PKK’yı yok

248 David Romano, The Kurdish Nationalist Movement: Opportunity, Mobilization, and Identity,

Cambridge University Press, New York 2006, s. 236-238.

etmeyi istemiş; ancak KDP ve PUK sadece Türklerle kısmen işbirliği yapmıştır.250 Türkiye aynı zamanda Kürtlerin Kerkük şehrini eyaletlerine dahil etmesine itiraz etmektedir.

Diğer aktörler de IKBY’nin geleceğinde doğrudan paylara sahip olmak istemelerinin yanı sıra, KDP ve PUK ile aynı türde patronaj ilişkilerine sahiptir. 1996 yılında, gıda için petrol programı resmi olarak sona ermiş ancak uluslararası örgütlerden yardımlar Kuzey Irak’a akmaya devam etmiştir. 251 Dahası, “1991’den

1996’ya kadar, Kuzey Irak ABD’nin Irak’a yaptığı toplam yardımın yaklaşık üçte ikisini veya 1 Milyar Doların üzerinde mal ve hizmeti almıştır.” 252 IKBY’nin resmi websitesine göre, “Amerikan şirketleri ve onların ortakları halihazırda Kuzey Irak’ta

eğitim, konut ve endüstriyel mallar gibi farklı sektörlerde 600 Milyon Dolardan fazla ticari yatırım planlamıştır.” 253 Buna ek olarak, İngiliz Deniz Aşırı Geliştirme İdaresinin Irak’a yaptığı yardımların %75’i Kuzey Irak’a gitmiş ve toplam BM kaynaklarının yüzde 65’i de Kuzey Irak’a gönderilmiştir. BM yardımı ve Kuzey Irak’a verilen hizmet gelirleri 1997’de 1 Milyar Dolardan yaklaşık 10 Milyar Dolara yükselmiştir. Ayrıca, yolsuzluk ve teslimattaki gecikmelere rağmen, 2003’e kadar BM Kuzey Irak’ta fazladan 4.1 ila 6.1 Milyar Dolar harcamıştır. Dahası, “UNOPS

toplamda Fon için 238 Milyon Dolarlık toplam bütçe değerine sahip 43 projeyi yürüten ITF için projelerin en büyük ikinci uygulayıcısı olmuştur.” Bununla birlikte,

Michael Rubin, IKBY’ye aktarılmış nakitler ve kaynakların büyük kısmının kayıp olduğunu iddia etmiştir. O’na göre, bu fonları bölgeyi kalkındırmaya harcamak yerine, KDP ve PUK içerisinde bir takım yüksek rütbeli siyasi liderler “uluslararası

ödemelerden gelen açıkça havale edilmiş fonları Çin’deki şirketlere, Birleşik Arap

250 Michael Gunter, “Kurdish Infighting: The PKK-KDP Conflict”, The Kurdish Nationalist

Movement in the 1990s: Its Impact on Turkey and the Middle East, Der. Robert W Olson-Gülistan Gürbey-Aram Nigogosian-Michael Gunter-Henri Barkey, University Press of Kentucky, Lexington 1996, s. 50-65.

251 United Nations Development Plan, “Drought Impact Assessment, Recovery and Mitigation

Framework and Regional Project Design in Kurdistan Region (KR)”, Aralık 2010, s.30-

54, https://reliefweb.int/sites/reliefweb.int/files/resources/B03750804A0EB2EC85257830006B6A97- Full_Report.pdf, (13.06.2017).

252 Denise Natali, a.g.e., s.30-31.

253 “Kurdistan Board of Investment”, Kurdistan’s Economy, Şubat

Emirliklerindeki otellere ve Amerikan şirketlerindeki hisse senetlerine veya kişisel banka hesaplarına yatırmıştır.”254

Güney Kore, IKBY’ye yardım etmiş olan önemli bir aktördür. Güney Kore hükümetinin Kuzey Irak’ta yer alması, 2003’te İkinci Körfez Savaşı’nda Güney Kore ordusunun yer almasına kadar gitmektedir. Güney Kore, Saddam’a karşı savaşlarına katkı olarak 2004’ten 2008’e kadar birliklerini Erbil’de tutmuştur. Bununla birlikte, şehir savaştan kurtulduğunda, Kore ordusu çoğunlukla Kuzey Irak’a altyapı geliştirme ve sivil yardımlar sunmuştur. Ordusunun yanı sıra, Güney Kore’den KOICA, çeşitli gelişim projelerinde IKBY’ye yardım etmiştir. Okullar, hidro-enerji santralleri, eğitim merkezleri, hastaneler, su kaynakları ve bir kanalizasyon sisteminin inşası ve devlet binalarının kapasitesinin iyileştirilmesi, ağır inşaat taşıtlarının satın alınması ve laboratuarlar inşa edilmesi gibi yardımlar yapılmıştır. Michael Rubin’in iddiasına göre, bu fonlar, Kürt şehirleri arasında eşit olarak dağıtılmamıştır, bunlarda Erbil yüzde 67, Süleymaniye yüzde 24.4 ve Duhok sadece yüzde 8.6 pay almıştır. Rubin’e göre, Güney Kore fonlarının bu üç şehir arasında eşit olmayan dağılımı, KDP ve PUK arasındaki ayrımla ilişkilendirilebilir. KDP, Güney Kore birliklerinin kaldığı Erbil’de hakim güçtür. KOICA ayrıca IKBY’nin PUK veya KDP ile alakalı olan veya bunların üyeleri olan kişilere verdiği burs programları da sunmuştur. Bu nedenle, Güney Kore yardımının bir kısmı bölgenin altyapısının geliştirilmesine gitse de, büyük bir kısmı KDP’ye ve daha az oranda PUK’a gitmiştir.255