• Sonuç bulunamadı

2. KAYNAK ARAŞTIRMASI

2.2. Koruma-Planlama İlişkisi

2.2.2. Tarihi alanların yönetimi

2.2.2.1. Yönetim planı

Yönetim Planı, UNESCO Dünya Miras Merkezi’nin (UNESCO World Heritage

Center) Dünya Miras Listesine kabul edilecek değerler için oluşturmuş olduğu bir

uygulama aracıdır (Gülersoy, 2012). UNESCO’ya üye ülkeler, 1972 yılında Dünya Miras Merkezi tarafından hazırlanan ve tüm kamuoyuna sunulan dünya kültürel ve doğal mirasının üstün evrensel değerinin olabildiğince anlaşılabilir ve kabul edilebilir şekilde tanımlanmasını, muhafazasını ve sürdürülebilirliğini sağlamak için Dünya

Mirası Sözleşmesi’ni (World Heritage Convention, 1972) kabul etmişlerdir ve Türkiye de bu sözleşmeye 1983 yılında taraf olmuştur (Gülersoy, 2012).

Dünya Mirası Sözleşmesi’nin uygulama rehberi niteliğindeki “Dünya Mirası Sözleşmesinin Uygulanmasına Yönelik İşlevsel İlkeler Uygulama Rehberi’ne (Operational Guidelines for the Implementation of the World Heritage Convention

1977, 2008) göre “Her varlık uygun bir yönetim planına veya varlığın üstün evrensel değerinin katılımcı yollarla nasıl korunması gerektiğini belirten bir yönetim sistemine sahip olmalıdır. Bu yönetim sisteminin amacı, bugünkü ve gelecek nesiller için varlığın etkin korunmasını sağlamaktır”. Dünya Miras Merkezi, Dünya Mirası olarak önerilen,

ilan edilen ve Dünya Miras Listesi’ne alınan alanlar için bu uygulama rehberi doğrultusunda hazırlanan bir yönetim planının olmasını zorunlu görmektedir (Gülersoy, 2012). Tarihi çevre açısından değerlendirildiğinde yönetim planı; kentsel, kırsal, doğal ve arkeolojik sitler için hazırlanması öngörülen ve o alanın hangi kaynaklar, uzamanlar ve program ile nasıl korunacağını tanımlayan belgelerdir (Ahunbay, 2019).

Yönetim Planı taslağı alan başkanının başkanlığında alana özgü özelliklerin ön planda tutulduğu ve farklı meslek disiplinlerinin birarada çalışarak ilgili yönetmelik hükümleri doğrultusunda ve mutlaka KAİP hükümlerine uygun olarak hazırlanmalıdır.

Yönetim planının içeriği, alan içerisinde kültürel değeri bulunan varlıkların sürdürülebilirliğini sağlayarak gelecek nesillere aktarabilme amacını savunmasından dolayı oldukça önemlidir. Plan içeriği ise, alan bütününde yapılmış olan tüm analiz çalışmaları sonucunda tespit edilen tahribat nedenleri, bakım, onarım ve belgeleme çalışmalarına, kazı uygulamalarına ve sürdürülebilir korumaya katkı sağlayacak ekonomik girdilerin sağlanmasına cevap verir nitelikte olmalıdır.

Yönetim alan sınırı kentsel sit alanını içerisine alıyor ise; yönetim planı taslağı ilgili belediyesince, eğer yönetim planı sınırı arkeolojik, tarihi ve doğal sit alanlarını kapsıyor ise Bakanlıkça onaylanmaktadır. Yönetim alan sınırı herhangi bir belediye sınırı içerisinde yer almıyor ve kentsel sit alanı kapsamında hazırlanması gereken bir çalışma ise yine Bakanlıkça onaylanmaktadır.

52264 sayılı Kanuna göre Yönetim Planları; “Yönetim alanının korunmasını,

yaşatılmasını, değerlendirilmesini sağlamak amacıyla, işletme projesini, kazı planı ve çevre düzenleme projesi veya koruma amaçlı imar planını dikkate alarak oluşturulan

koruma ve gelişim projesinin, yıllık ve beş yıllık uygulama etaplarını ve bütçesini de gösteren, her beş yılda bir gözden geçirilen planlardır” (Url9.).

Yönetim planı sürecinde alanın farklı özelliklerine göre ihtiyaç duyulabilecek konularda farklı disiplinler arası iş birliği sağlanmalıdır. Yönetim planında olması gereken özellikler ise5

;

 Alana ait araştırma yapılarak alanın tanımlanması ve çalışma sınırının belirlenmesi,

 Kültür varlıklarının tespiti yapılarak değerlendirilmesi,  Hedefin ortaya koyulması,

 Alana yönelik farklı ölçeklerde projelerin tanımlanması,

 Çalışma programının hazırlanarak iş programının oluşturulması,  Çalışmanın uygulaması,

 Sonuçların değerlendirilerek göden geçirilmesi ve bilgi arşivinin oluşturulmasıdır.

Thomas ve ark. (2003) başarılı bir yönetim planının özelliklerini şu şekilde açıklamışlardır:

 Plan yapımı ile sona ermemekte, uygulama ve ötesine devam etmektedir.

 Gelecek ile ilgili olup eylemin gelecekteki alternatif gidişlerini tanımlamakta ve şimdiki kararların sebep olduğu bağlantılı nedenler ve etkileri incelenmektedir.  Tehditler ve imkanlarla ve problem çözümleriyle ilgili düşünmek için bir

mekanizma sağlamaktadır.

 Sistematik olan yönetim planı, birçok planlama uygulamasında olduğu gibi önceden tanımlanan bir dizi basamakla çalışmaktadır. Bu basamaklar süreci biçimlendirerek mantıksal yaklaşıma teşvik etmektedir. Sistematik yaklaşım aynı zamanda bilgi, analizler ve içeriğe dayanan kararları kesinleştirmeye ve önerilen hareketlerdeki mantığın anlaşılmasına yardımcı olmaktadır.

 Değer yargıları içermekte olan yönetim planı, koruma alanının ne olduğu, nasıl olması gerektiği ve değişen iç ve dış koşullarda istenilen durumlara nasıl ulaşılabileceğini tanımlayan bir süreçtir.

 Bütünsel bir bakış açısı olan planlama sürecinde açık ve kapsamlı bir şekilde çok geniş bir dizi sorunları, bakış açılarını ve fikirleri dikkate almaktadır. Belirli bir alana uygulandığında bütün süreçleri ve onunla birlikte ortaya çıkan sorunları

5

“Alan Yönetimi ile Anıt Eser Kurulunun Kuruluş ve Görevleri ile Yönetim Alanlarının Belirlenmesine İlişkin Usul ve Esaslar Hakkında Yönetmelik” kapsamında elde edilmiştir.

içerebilmesi gerekmektedir. Sürecin nasıl bütünleşeceği, nasıl tamamlanacağı ve son kararların nasıl alınacağına bağlı olmalıdır.

 Devamlı bir süreç olarak tanımlanan yönetim planı, asla durağan olmadığı gibi değişen koşullara ve hedeflere göre de ayarlanmalıdır.

Yönetim planlarının hazırlanma sürecinde yetkili idareler tarafından konusunda uzman kişilerden oluşan bir planlama ekibi oluşturulmalıdır. Bu ekip içerisinde; kentsel sit alanı özelinde, mimarlık, şehir planlama ve kamu yönetimi bölümleri başta olmak üzere uzmanlar yer almalı, arkeolojik sit alanlarında ise ekip içerisine sanat tarihçisi ve arkeolog eklenmelidir. Doğal sit alanlarında ise çalışma ekibi içerisinde mutlaka çevre mühendisi yer almalıdır.

Alan Yönetim Birimleri

2004 yılında 2863 sayılı Kültür ve Tabiat Varlıklarını Kanunu kapsamında yapılan değişiklik sonucunda kanun içeriğine eklenen “Alan Yönetimi” ve ''Yönetim Planı'' kavramların uygulanmasına ilişkin yasal çerçeve de geliştirilmiştir. Bu doğrultuda; Alan yönetiminin idari yapılanması Danışma Kurulu, Eşgüdüm ve Denetleme Kurulu, Denetleme Birimi ve Alan Başkanından oluşmaktadır. Bu idari yapılanmaya göre;

 Yönetim alanlarında alan yönetimi kurulacaktır.

 Alan yönetim sınırıkapsamında alanın korunması, değerlendirilmesi ve geliştirilmesine yönelik yönetim planı taslağı hazırlanacaktır.

 Yönetim planı taslağı çalışma alanının sit statüsüne göre hazırlanacak veya hazırlatılacakır.

 Hazırlanan taslağın karara bağlanması ve uygulanması konusunda önerilerde bulunmak amacıyla, alanda mülkiyet hakkı bulunanlar, meslek odaları ve sivil toplum örgütleri ile üniversitelerin ilgili bölüm temsilcilerinden oluşan bir danışma kurulu kurulacaktır.

 Eşgüdümün sağlanması amacıyla, kentsel sitlerde ilgili belediye diğer yerlerde Kültür ve Turizm Bakanlığı'nca bir alan başkanı belirlenecektir.

 Yönetim plan taslağı kapsamında hizmetine ihtiyaç duyulan idarelerin birer temsilcisi ve danışma kurulunca seçilecek iki üyenin katılımıyla eşgüdüm ve denetleme kurulu kurulacaktır. Alan başkanı, kurulun da başkanıdır.

 Kurulun denetim görevini yerine getirebilmesi amacıyla ilgili kurum uzman personelinden ve denetim elemanlarından oluşan bir denetim birimi kurulabilecektir.

 Kamu kurum ve kuruluşları, belediyeler ile gerçek ve tüzel kişiler, eşgüdüm ve denetleme kurulunca onaylanan yönetim planına uymak, ilgili idareler, plan kapsamındaki hizmetlere öncelik vermek ve bu amaçla bütçelerine gerekli ödenekleri ayırmak zorundadırlar.

 Alan yönetiminin sekretarya hizmetleri yetkili idare tarafından yürütülür. Yetkili idarelerce, alan yönetimi birimlerinin çalışmalarını yürütmek üzere uygun bir yer tahsis edilir. Bu iş için yeterli sayıda personel görevlendirilir ve bütçelerinden yeterli miktarda ödenek ayrılır.