• Sonuç bulunamadı

2.10 Wansbrough’ya Yöneltilen Eleştiriler

2.10.1 Bazı Oryantlalistlerin Eleştirileri

2.10.1.1 William A Graham

Graham, QS üzerine yazdığı değerlendirmede Wansbrough’nun edebî incelemeye dayanarak ortaya attığı hipotezin dört tarihsel varsayım içerdiğini ifade etmiştir. Bunlar: 1) İslamî yazılı kaynakların, Kur’an dahil, 3./9. Yüzyıldan önce varlığını kabul etmenin her hangi bir dayanağı olmadığı; 2) Bunun sonucu olarak, bu kaynakların hiç birinin İslamî kaynakların tarihi için bir temel oluşturamayacağı; 3) Bunun yerine, bu kaynakların aslında Arabistanın dışında, esas olarak Irak’ta, bir araya gelmiş bir geleneğin Hicaz kaynaklı olarak geriye dönük projeksiyonunu sundukları; 4) bu anlayışlar için gerekli şey de Müslüman geleneğinin uzun süren formatif gelişimi ve onun otoriter edebî kaynakları üzerindeki Rabbinik Yahudi etkisinin önceliğinin anlaşılması olduğudur.167

Bu varsayımları eleştirirken Graham birinci varsayımın Joseph Schacht’ın (The Origins of of Muhammadan Jurisprudence, 1950) yazılı ahkam hadislerinin geç ortaya çıkışı ve Hz. Peygamber (s)’e nisbet edilmesi konusundaki tartışmalı hükümlerinin kabulüne dayandığını, Wansbrough’nun bunları ahkam alanının dışına taşırıp Kur’an’a ve diğer erken dönem metinlerine de uyguladığını, bunun sonucu olarak da gerçekte olduklarından bir ya da iki yüzyıl sonra ortaya çıkdıklarını ifade eden sonradan yapılma kompozisyonlar olarak göründüğünü ifade etmektedir. Graham’a göre, İslamî yazılı geleneğin doğruluğu ve eskiliği konusunda Fuat Sezgin ve Nabia Abbott’un çalışmalarında görülen iyimserliğin tam zıttına gidilemese de Joseph van Ess’in erken dönem teolojik hadisler konulu çalışmasında kaynakların güvenirliği ve yaşı hakkında verilen hüküm daha makuldür. Graham’ın ifadesine göre, aslında, 3./9. Yüzyıldaki muazzam yazılı kaynakların esas itibariyle, belirlenmiş bir kutsal kitap da dahil, dini otoritesiyle kabul edilmiş kaynakları olan (kendi içinde çeşitliyse) tespit edilebilir dini bir toplumdan çıkmış, daha önceden hem sözlü hem de yazılı bir geleneğin özeti olmadığını iddia etmek için pratik olarak tarihsel bir komplo teorisi gerekmektedir.168

Graham’ın belirttiğine göre, birincinin sonucu olan ikinci varsayım, kaynakların edebi tahliline dayanarak İslamî kaynakların tüm geleneksel kronolojisini, iki yüzyıl süren polemik tartışmaların ve Yahudi geleneğinden alınma bir kutsal kitap otoritesi ve bir kurtuluş tarihinin kademeli olarak benimsenmesi sonucunda ortaya çıkan geç,

167 Graham, “Review of Quranic Studies: Sources and Methods of Scriptural Interpretation by John

Wansbrough”, Journal of the American Oriental Society, Vol. 100, S. 2 (1980), s. 140.

‘karma’ çalışmalar olarak reddetmektedir. Ancak, yazarın Kur’an’ın tarzına yönelik ortaya koyduğu parlak türsel analizlerden ortaya çıktığı şekliyle Kur’an’ın oluşumunu tamamlaması için nasıl olup da bir nesil değil de sekiz ya da on nesil sürmesi gerektiğini anlamak zordur. Çeşitli pasajların, eski kitaplara ait motiflerin ve Yahudi kullanımından alınan bir dilin var olduğu tespiti pek çok yeni yorumsal ihtimaller akla getirmektedir, ancak, bunun hicrî 200 den önce (özellikle de böyle bir metin olmaksızın 3. Yüzyıldaki gibi bir toplumun gelişimini hayal etmenin zorluğu ışığında) genel olarak kabul edilmiş, sabitleşmiş bir Kur’an metni olmadığı şeklinde radikal bir sonucu gerektirdiği belli değildir. Wansbrough’nun en erken İslam kaynaklarının oluşumu için öngördüğü liturjik ve teşvik edici ortam ve Kur’an dilinin göndergesel üslubu konularındaki vurguları, 8. Yüzyıl sonunda Irak’ta bir toplum oluştuğuna dair verdiği anlam kadar 7. Yüzyıl erken döneminde Mekke ve Medine’de bir toplum oluşumuna da uygulandığında aynı şekilde anlamlı gelmektedir.169

Büyük ölçüde Yahudiliğe dayanan, gereğinden fazla Arap bir çevre tarafından İslam için sonradan Arap kaynaklar ortaya koyan geriye dönük yansıtma yapılması şeklindeki üçüncü varsayım da, Graham’a göre, benzer şekilde yanlızca sunulan edebi analizelere dayandırıldığında ikna edici değildir. Graham, bununla beraber yazarın önceki modern araştırmalarda Hz. Muhammed (s)’in hayatının resmini çizmek için Kur’an’ın ve ilgili kaynakların kullanımı konusunda yapılan aşırı vurgulamaları eleştirmesini haklı bulurken, bir taraftan Rabbinik ve Müslüman kaynaklarındaki türsel uyumlulukların yanyana konulmasının diğer taraftan da Irak’ın hem bir Tevrat merkezi ve önde gelen İslamî hukukî ve doktrinsel okulların [mezheplerin] beşiği olarak ilk Müslüman mezhep mensuplarının makul bir fazlaca Arap, Yahudi prototipi üzerine nasıl bir toplum inşa ettiklerini ve sonradan ayrıntılı bir Arabî köken ve gelişim uydurarak bir kutsal kitap oluşturduklarını anlamanın zor olduğunu söyler. Buradaki edebî algılamalar ne kadar mükemmel olsalar da açık bir şekilde varsayılan tarihsel sonuçları gerektirmezler.170

Graham’a göre son olarak şu söylenmelidir ki, İslamın kutsal kitabı ve diğer erken dönem metinlerindeki kullanımları ve formları açıklamak için yaygın şekilde Yahudi geleneğine bel bağlamak, bu makalelerde ileri sürülen pek çok hükmü önceden belirleyen temel bir ön yargılı eğilim oluşturmaktadır. Yazarın metotlarının ve

169 Ay. 170 Ay.

fikirlerinin çoğu, yenilikçi oldukları kadar sürekli olarak İslamî fikir ve formların Yahudi kökenleri[olduğu]ni göstermeye çalışan M. Grünbaum ve A. Geiger kadar giden uzun bir oryantalist geleneğin uzantısı olarak görülmelidirler. Müslüman dini materyallerine Yahudi kategori (haggadic, halakhic, vs.) tanımlamalarının seçilmesi çok güçlü bir şekilde, daha eski olan gelenekten daha yeni olana doğru direk etkiyi, ya da paralel kaygılar ve fikirler tespitine dayanarak paralel tarihsel bir gelişimi ön gören, tek yönlü bir teori doğrultusunda hareket eden bir kültürel-tarihsel [önyargılı] eğilim olduğu izlenimini vermektedir. Kimse Kur’an’ın kesinlikle yapmadığı gibi İslamî geleneğin kendinden önce gelen Yahudi (ve Hıristiyan) monoteizm geleneğine dayandığını inkar etmek istemeyecektir. Fakat bu nedenle sadece eski gelenekten çıkarılan yorumsal kategorileri kullanarak yeni geleneğin bağımsız değerlendirmesini kendi tarihsel kavramlarıyla tanımlamayı imkansız kılmak gerekli değildir.171

Graham değerlendirmesini sonlandırırken QS’deki temel hipotezlerin çok radikal olmasından dolayı ulaşılan sonuçların pek çok kişi tarafından düşünülmeden reddedileceğini, ancak kendisinin bu son analizde kısmen kitabı yeterince anlamış olmayabileceğini itirafla ve daha ziyade yazarın kuramsal çıkarımlarının daha fazla açıklamalar ve detaylandırmalar gerektirdiğinden dolayı bu gruba dahil olamayacığını ifade etmektedir.172