• Sonuç bulunamadı

2.1 Varlıkların Değerlemesi

2.1.3 Maddi Duran Varlıkların Değerlemesi

2.1.3.5 Maddi Duran Varlıklarda Amortisman

2.1.3.5.2 VUK’a Göre Amortisman Uygulaması ve Amortisman

VUK 313. maddede amortismanın konusu açıklanmıştır. Buna göre; işletmede bir yıldan fazla kullanılan ve yıpranmaya, aşınmaya veya kıymetten düşmeye maruz bulunan gayrimenkullerle 269. madde gereğince gayrimenkul gibi değerlenen iktisadi kıymetlerin alet, edavat, mefruşat, demirbaş ve sinema filmlerinin birinci kısımdaki esaslara göre tesbit edilen değerinin, bu kanun hükümlerine göre yok edilmesi amortisman mevzuunu teşkil eder. VUK’da bir duran varlığın amortismana tabi tutulabilmesi için bazı şartlar aranmaktadır. Bu şartlar duran varlığın (Erkan v.d, 2010: 133):

67

 İşletmede bir yıldan fazla kullanılabilir olması

 Eskime, yıpranma, aşınma, demode olma gibi durumlara açık olması

 Değerleme gününde envantere dahil ve kullanıma hazır olması  İktisadi kıymetin değerinin (2013) yılı itibari ile 800 TL’yi aşması

gerekir ve

 VUK nun 313. maddesinde "Boş arsa ve araziler amortismana tabi değildir" hükmü yer almaktadır. Maddede, arazi ve arsaların amortismana tabi tutulmama koşulu "boş" , olmalarına bağlanmıştır. Yıpranma, aşınma, ya da değerden düşmeye maruz bulunmayan, doğal olarak sonsuz yararlı bir ömre sahip olan doğal kaynaklar ilke olarak amortismana tabi olmamaktadır. Arsa ve binalar genelde ayrı ayrı ekonomik değer almalarına rağmen, uygulamada değerlerinin birleştirilmesi durumunda arazi ve arsalarda amortismana tabi tutulmaktadır.

2.1.3.5.2.1 Amortismana Tabi Değerin Tespiti

VUK’da genel ilke olarak amortismana tabi iktisadi kıymetlerin, söz konusu Kanun’un değerleme hükümlerine göre belirlenen değerleri olması gerekmektedir. VUK 269. maddesinde bu değerin maliyet bedeli olduğu açık bir şekilde belirtilmektedir. Bu açıklamalar sonucunda VUK’ göre amortismana tabi değerin maliyet bedeli olduğu sonucu çıkmaktadır. VUK’nun 262’nci maddesi maliyet bedelini; iktisadi bir kıymetin iktisap edilmesi veya değerinin artırılması için yapılan ödemelerle bunlara ait bilumum giderlerin toplamı olarak tanımlamaktadır. Kanun’un amortismana tabi tuttuğu, gayrimenkuller ile gayrimenkuller gibi değerlenen sabit kıymetler, esas itibariyle ya satın alınarak ya da imal veya inşa edilerek iktisap edildiklerinden, maliyet bedelinin temel unsuru ya satın alma bedeli ya da imal veya inşa bedelidir.

Kanun’un 270’inci maddesine göre, satın alınan bir duran varlığın maliyet bedeline, satın alma bedelinin yanında; makine ve tesisatta gümrük vergileri, nakliye ve montaj giderleri ile mevcut bir binanın satın alınarak

68

yıkılmasından ve arsa tesviyesinden doğan giderlerin de dahil edilebileceği belirtilmiştir. Aynı madde hükmü uyarınca noter, tapu, mahkeme, kıymet takdiri komisyon ve tellaliye giderleri ile emlak alım ve taşıt alım giderlerinin maliyet bedeline dahil edilmesinin işletmelerin kararlarına bırakıldığı görülmektedir. İşletmeler söz konusu giderleri, maliyet bedeline dahil edebilecekleri gibi, doğrudan gider olarak da kaydedilebileceklerdir.

Kanun’un 271’inci maddesinde ise bir diğer iktisap şekli olan imal ve inşa konusu ele alınarak, inşa edilen binalarla, gemilerde inşa giderlerinin, imal edilen makine ve tesisatta ise, imal giderlerinin satın alma bedeli yerine geçeceği belirtilmektedir. Kanun’a göre, inşa ettirilen binalarda bina inşaat vergileri, emlak alım vergileri gibi harcamalar işletmelerce inşa ettirilen binanın maliyet bedeline dahil edilebilir veya gider olarak kaydedilebilir. İnşa ettirilecek binanın yerinde işletmeye ait eski bir bina olması durumunda, eski binanın yıkım masrafları yeni binanın maliyet bedeline dahil edilecektir. Yıktırılan eski binanın amorti edilmemiş değeri mevcut ise bu bakiye net defter değerinde Maliye Bakanlığı'nın görüşüne ve Danıştay kararlarına istinaden yeni gayrimenkulün maliyet bedeline dahil edilmelidir. Yıktırılan binanın yıkıntı değerlerinin satılması veya yeni binada kullanılması durumunda, elde edilen değer eski binanın amorti edilmemiş net defter değerinden fazla ise, aradaki fark mali kazancın belirlenmesi sırasında vergiye tabi bir gelir olarak dikkate alınır (Deran ve Yakupçebioğlu, 2006).

2.1.3.5.2.2 Amortismana Tabi Varlığın Hizmet Süresi

VUK 320. maddeye göre amortisman süresi kıymetin işletmeye dahil edildiği yıldan başlar. Aktife alındığı yıl işletmede kullanılmaya başlanan veya en azından kullanıma hazır durumda bulunan iktisadi kıymet için yılın hangi gününde aktife girmiş olursa olsun amortisman yıllık olarak ayrılır. Ancak VUK'un 320. maddesinde sözü geçen binek otomobilleri bu durumun istisnasıdır. Adı geçen maddede "Faaliyetleri kısmen veya tamamen binek otomobillerinin kiralanması veya çeşitli şekillerde işletilmesi olanların bu amaçla kullandıkları binek otomobilleri harç olmak üzere, işletmelere ait binek otomobillerinin aktife girdiği hesap dönemi için ay kesri tam ay sayılmak suretiyle kalan ay süresi kadar amortisman ayrılır. Amortisman ayrılmayan süreye isabet eden bakiye değer, itfa süresinin son yılında tamamen yok

69

edilir." Bu istisnai hal dışında iktisadi kıymetler için aktife yılın son gününde dahi dahil olsalar kullanıma hazır durumda bulunmak kaydıyla yıllık amortisman ayrılır (Tire, 2009: 110).

VUK’da amortisman süresi 320. maddede açıklanmıştır. Amortisman süresi, kıymetlerin aktife girdiği yıldan başlar. Bu sürenin yıl olarak hesaplanması için (1) rakamı uygulanan nispete bölünür (1/amortisman oranı). Her yılın amortismanı ancak o yıla ait değerlemede nazara alınabilir. Amortismanın herhangi bir yıl yapılmamasından veya ilk uygulanan nispetten düşük bir hadle yapılmasından dolayı amortisman süresi uzatılamaz.

Faaliyetleri kısmen veya tamamen binek otomobillerinin kiralanması veya çeşitli şekillerde iletilmesi olanların bu amaçla kullandıkları binek otomobilleri hariç olmak üzere, işletmelere ait binek otomobillerinin aktife girdiği hesap dönemi için ay kesri tam ay sayılmak suretiyle kalan ay süresi kadar amortisman ayrılır. Amortisman ayrılmayan süreye isabet eden bakiye değer, itfa süresinin son yılında tamamen yok edilir

Maddi olmayan duran varlıklarda sözleşme süresine veya 5 yıllık süreye göre amortisman ayrılmaktadır. Ancak özel maliyetlerde eğer belirli ise kira süresine, haklarda anlaşma süresi belirli ise anlaşma süresine, göre amortisman ayrılmaktadır. Özel tükenmeye tabi varlıklarda ise imtiyaz süresine veya üretim miktarına göre amortisman süre ve oranları belirlenmektedir (www.erkankaraaslan.org ).

2.1.3.5.2.3 VUK’da Yer Alan Amortisman Yöntemleri

VUK’da yer alan amortisman yöntemleri; normal amortisman yöntemi, azalan bakiyeler amortisman yöntemi, fevkalade amortisman yöntemi ve madenlerde amortisman yöntemi olarak sınıflandırılabilir. Bu yöntemlere ilişkin açıklamalara aşağıda yer verilmiştir.

Normal Amortisman Yöntemi: Normal amortisman usulünde,

amortismana tabi iktisadi kıymetin değerine her yıl aynı oran uygulanmaktadır. Bir iktisadi kıymet üzerinden normal amortisman usulüne göre amortisman ayrılmasına başlandıktan sonra bu usulden dönülmesi mümkün değildir (Arslan, 2012: 215).

70

Azalan Bakiyeler Usulü ile Amortisman: Vergi mevzuatının

uygulanmasını kabul ettiği bir yöntemdir. Bu yöntemde her yıl üzerinden amortisman hesaplanacak değer, evvelce ayrılmış olan amortismanlar toplamının indirilmesi suretiyle tespit olunur. Bilanço esasına göre defter tutan mükellefler isterlerse azalan bakiyeler yöntemini uygulayarak varlıklar üzerinden amortisman tutarlarını hesaplayabilirler (Türedi, 2011: 290). Azalan Bakiyeler Yönteminin uygulanma esasları şunlardır (VUK, madde: 315):

 Her yıl, üzerinden amortisman hesaplanacak değer, evvelce ayrılmış olan amortisman toplamının tenzil suretiyle tespit olunur.

 Bu usulde uygulanacak amortisman nispeti % 50'yi geçmemek üzere normal amortisman nispetinin iki katıdır.

 Bu usulde amortisman süresi normal amortisman nispetlerine göre hesaplanır.

 Bu sürenin son yılına devreden bakiye değer, o yıl tamamen yok edilir.

Fevkalade Amortisman: Fevkalade amortisman uygulaması VUK’nun

317. maddesine göre amortismana tabi olup;

 Yangın, deprem, su basması gibi afetler neticesinde değerini tamamen veya kısmen kaybeden,

 Yeni icatlar dolayısıyla teknik verim ve kıymetleri düşerek tamamen veya kısmen kullanılmaz bir hale gelen,

 Ağır çalışmaya tabi tutulduğu için normalden fazla aşınma ve yıpranmaya maruz kalan;

İktisadi varlıklar ve haklara, işletmelerin başvurusu üzerine, Maliye Bakanlığı gerekirse ilgili Bakanlıklarında görüşünü alarak her işletme için işin niteliğine göre ayrı ayrı “Fevkalade Amortisman” nispeti tespit eder ve işletmeler bu oranı kullanarak amortisman ayırabilirler (Erkan v.d, 2010: 137).

Madenler Amortisman: İşletme sebebiyle içindeki cevherin

71

imtiyaz veya maliyet bedelleri, ilgililerin, müracaatları üzerine bunların büyüklük ve mahiyetleri göz önünde tutulmak ve her maden veya taş ocağı için ayrı ayrı olmak üzere Maliye ve Sanayi Bakanlıklarınca belli edilecek nispetler üzerinden yok edilir (VUK madde 316).

2.1.3.5.3 Amortisman Uygulaması ve Amortisman Yöntemlerinin