• Sonuç bulunamadı

3. AVRUPA BİRLİĞİ’NDE SOSYAL VATANDAŞLIK MODELLERİ VE

3.2. Avrupa Birliği Gelecek Senaryolarında Bütünleşme Modelleri

3.2.3. Çok Vitesli Avrupa

Değişken Geometrili Avrupa yaklaşımında olduğu gibi Çok Vitesli Avrupa yaklaşımında ortak bütünleşme düzeyi zorunluluktur. Bütünleşmenin belirlenen ortak hedeflerine ülkeler farklı tarihlerde erişebilecektir. Bu konuda esneklik gösterilmektedir ancak son tahlil de ortak politikalara katılım diğer pek çok yaklaşımın aksine mecburidir. Ekonomik ve parasal birliğe ülkelerin katılımın farklı tarihlerde gerçekleşmesi Avrupa bütünleşmesinin Çok Vitesli Avrupa yaklaşımı ile uyumlu olduğunu göstermektedir.

Çok vitesli Avrupa yaklaşımı geniş bir ortak amaçlar bütününü tanımlamaktadır. Yaklaşıma göre bütünleşme, uluslar üstü niteliğe sahiptir. Genellikle AB'nin ilk ayağı kapsamında yer alan politikalara uygulanmıştır. Ekonomik ve parasal birliğe uyum, KDV'lerin uyumlaştırılması, katılım anlaşmaları, çok vitesli Avrupa yaklaşımının benimsendiği önemli politikalar veya uygulama

175

alanlarıdır. Söz konusu yaklaşıma göre bütünleşme, Topluluk müktesebatı çerçevesinde gerçekleşir (Dağdemir, 2001, s.24).

Modele göre Avrupa kıtası her ne kadar geçmişten gelen ortak değerlere sahipse de, sosyal, ekonomik ve kültürel olarak farklı toplumlardan oluşmaktadır. Devletler farklı durumda olduğu için her devletin AB içerisinde aynı kuralları uygulaması zor olacaktır. Bu sebeple devletler gücü yettiği oranda AB’ye entegre olmalıdır. Modelde politikalara farklı tarihlerde erişim serbest olmasında rağmen hızlı entegre olan devletlerin bütünleşmeyi daha da derinleştirmesi, yavaş entegre olanların bütünleşmenin dışında kalması söz konusu değildir. Günümüzde gittikçe daha çok üzerinde durulan ve desteklene model özellikle Euro krizi sonrası daha çok ülke tarafından desteklenmiştir. Özellikle Almanya ve Fransa tarafından destek bulmaya başlamıştır.

8 Aralık 2011 yılında toplanan özellikle Euro krizi gündem başlıklı AB Devlet ve Hükümet Başkanları zirvesi AB içerisindeki fikir ayrılıklarını tekrar gün yüzüne çıkarmış olsa da çoğunluğun kararıyla ortak bir politika uygulama kararı alınabilmiştir. Almanya’nın bütçe disiplini anlayışını bir kural haline getiren yaklaşımı, 17 Euro ülkesi tarafından kabul edilmiştir. David Cameron önderliğinde İngiltere’nin karşı çıktığı, Macaristan’ın çekince koyduğu ancak sonunda Almanya ve Fransa’nın önerilerinin kabul edildiği zirve Avrupa bütünleşmesi açısından çok vitesli Avrupa yaklaşımına dönüldüğünün kanıtı olmuştur. İkili AB ya da çok uzun zamandır konuşulan, Jacques Delors'un 1992'te Maastricht sistemiyle oluşturmaya çalıştığı çok vitesli Avrupa, böylece kurumsallaşmaya doğru ilk adımı atmış olmuştur. Eğer Berlin Duvarı yıkılmamış olsaydı uygulanması kesin olan bu yaklaşım, Merkez ve Doğu Avrupa ülkelerini üye yapabilmek için 1993'te terk edilmiştir ve şimdi yeniden hayata dönmektedir. Açıkça federal bir ekonomik üst yapı oluşturma girişimi olarak da nitelendirilen zirve AB için temel bir siyasi girişim olmuştur (Gümüştekin, 2011).

176

Çok vitesli Avrupa yaklaşımı esasında yeni değildir ve tarihi Maastricht öncesine kadar dayanmaktadır. 1975 yılında Tindemans tarafından hazırlanan raporda ve Spinelli’nin 1984 yılında Avrupa Birliği Anlaşması Taslağı’nda da bu kavrama yer verilmiştir (Ülger, 2003, s. 119). Başta eski AB Komisyonu Başkanı Jacques Delors ve bir dizi devlet adamı çok vitesli Avrupa adı verilen ve 2000 yılında Joschka Ficher’in sahiplendiği görüşleri daha önceleri de ifade etmişlerdir. Alman Dışişleri Bakanı Fischer’in Almanya Başbakanı Gerhard Schröder tarafından da desteklenen konuşmasıyla birlikte Avrupa bütünleşmesinin odak noktasına, AB bütünleşmesinin “egemenliklerini koruyan ulus devletler arasında giderek gelişen işbirliği” yönünde mi, yoksa “egemenliğin ulus devletler arasında paylaşıldığı bir federasyon” yönünde mi ilerleyeceği sorusu yerleşmiştir (Karluk, 2003, s.49).

Tek pazara ilişkin düzenlemelerden kimi üyelerin geçici olarak muaf tutulması, AB’ye yeni katılan üye ülkelere ekonomik ve parasal birliğe katılım konusunda zaman esnekliği sağlanması o tarihlerde de çok vitesli Avrupa yaklaşımının benimsendiğini göstermektedir. Kuruluşundan itibaren sosyal politikalar da gerektiği ölçüde yani asgari seviyede politikalara dâhil edilmiştir. Ayrıca ülkeler arasında da sosyal politika uygulama farkları görünmüştür. Bu açıdan Birliğin geçmişten günümüze uyguladığı sosyal politika anlayışının çok vitesli Avrupa anlayışı ile bağdaştığı görülmektedir.

Şekil 20’de görüleceği şekilde Avrupa entegrasyonu sosyal vatandaşlık konusunda karşılıklı etkileşimin birlikte yürütüleceği aktif bir politika yürütmelidir. Nested model olarak ileri sürülen sosyal vatandaşlık türü de buna imkân sağlamaktadır. Birlik vatandaşlığının sınırlanın çizilmesinde hem Birlik seviyesi belirlenecek hem de ulusal kurumlar yeniden yapılandırılacaktır. Uzun vadede yönetim ağları ve vatandaşlar arasındaki bağlar genişleyip güçlendirilmelidir. Aksi

177

halde sosyal hakların ülkeler üstü seviyede demokratik yasallaşmaya etkileri sınırlı kalacaktır.

Şekil 20: Sosyal Vatandaşlığın Avrupa Entegrasyonuna Etkisi

Kaynak: Maurizio Ferrera, 2003, s.30.

Günümüzde Avrupa Temel Haklar Şartında belirtildiği şekilde asgari bir standart öngören AB daha ileri seviyede sosyal politika uygulamalarını devletlerin yetkisinde bırakmaktadır. Belli bir seviyede de olsa bütün bir görüntü verebilen AB’nin, vatandaşlık bağlamında Nested sosyal vatandaşlık kuramını uygulayabilmesi ve siyasi olarak ortak kararlarda çok vitesli Avrupa kuramını esas alması durumunda gelecekte gücünü arttırabileceği ve tam anlamıyla ekonomik, siyasi ve sosyal olarak bütünleşik Avrupa halini alabileceği iddia edilebilir.

178

4.AVRUPA BÜTÜNLEŞMESİNDE AVRUPA SOSYAL POLİTİKASI VE AVRUPA VATANDAŞLIĞI İLİŞKİSİ

4.1. Avrupa Sosyal Politikasının Bütünleşme İçerisindeki Yeri Ve Sosyal