• Sonuç bulunamadı

8 ARALIK 2001 — Sayı: 24607)

TÜRKİYE BÜYÜK MİLLET MECLİSİ BAŞKANLIĞINA Adalet Bakanlığınca hazırlanan ve Başkanlığınıza arzı Bakanlar Kurulunca

B) KİŞİLER HUKUKU

3) VESAYET KISMI

Aile hukuku kitabının üçüncü kısmında düzenlenen vesayet, “Vesayet Düze-ni”, “Vesayetin Yürütülmesi” ve “Vesayetin Sona Ermesi” başlıklarını taşıyan üç bölümden oluşmaktadır.

Vesayet kısmında düzenlenmekte olan kurumlarda ve bunlara ilişkin hüküm-lerde önemli ve esaslı değişiklikler söz konusu değildir. Daha çok şekle ilişkin olarak bazı terim ve deyimler arılaştırılmış, bu suretle maddelerin içerikleri ile uyum sağlanmış ve hükümlerin daha kolay anlaşılması mümkün hâle getirilmiştir.

Örneğin alışılmış olmaları sebebiyle vesayet, vasi, vesayet makamı, aile meclisi ve kayyım terimleri aynen korunurken, “kanunî müşavir” yerine “yasal danışman”

terimi tercih edilmiştir. Aynı şekilde “vesayet teşkilâtı” yerine “vesayet düzeni”;

“vesayet uzuvları” yerine “vesayet organları” terimlerine yer verilmiştir.

a) Vesayet Düzeni Bölümü

Özel vesayetin kurulmasında istemde bulunacakları belirleyen 399 uncu mad-deye, yürürlükteki metinde geçen “vesayet altındaki kimsenin yakın kan veya sıhrî hısımlarından iki reşidin” deyimi yerine, “vesayet altına alınan kişinin fiil ehliyeti-ne sahip iki yakın hısımının” deyiminin konulması tercih edilmiştir.

LXXVI / Genel Gerekçe (1)

“Vesayeti Gerektiren Hâller” başlığını taşıyan ikinci ayırımda istek üzerine kısıtlanmayı düzenleyen 408 inci maddede sayılan hâllere “ağır hastalık” hâli de eklenmiştir.

Yürürlükteki Kanunun 356 ncı maddesini karşılayan 406 ncı maddenin kenar başlığı arılaştırılmış, ayrıca hem kenar başlığında, hem de madde metninde “ay-yaşlık” yerine “alkol veya uyuşturucu madde bağımlılığı” deyiminin kullanılması uygun görülmüştür. Bu suretle ayyaşlığın sadece alkol bağımlılığını ifade etmediği vurgulanmıştır.

409 uncu maddede akıl hastalığı veya akıl zayıflığı sebebiyle kısıtlamaya an-cak resmî sağlık kurulu raporu üzerine karar verilebileceği hükmü getirilmiş, bu suretle herhangi bir hekimin raporuyla karar verme imkânı ortadan kaldırılmıştır.

“Vasinin atanması” başlıklı dördüncü ayırımda vasiliği kabul yükümlülüğünü düzenleyen maddede yapılan değişiklikle, bu yükümlülüğün sadece erkekler için değil, fakat kadınlar için de öngörüldüğünü vurgulamak üzere yürürlükteki Ka-nunda yer alan “erkekler” sözcüğü “vasiliğe atananlar” şekline dönüştürülmüştür.

Böylece erkekler aleyhine bozulan eşitlik de giderilmiş olmaktadır.

Vasilikten kaçınma sebeplerini düzenleyen 417 nci maddeye yürürlükteki metinde sayılanlardan başka Cumhurbaşkanı, Bakanlar Kurulu üyeleri, hâkimlik ve savcılık mesleği mensupları da eklenmiş, böylece kaçınabileceklerin alanı bir ölçüde genişletilmiştir.

Beşinci ayırımın başlığı yürürlükteki Kanunda “Kayyımlık” iken Tasarıda bu başlığa “Yasal Danışmanlık” da eklenmiştir. Zira bu ayırımda aynı zamanda yasal danışmanlık da düzenlenmektedir.

429 uncu maddenin kenar başlığı yürürlükteki Kanunda “Mahdut ehliyet” tir.

Oysa bu maddede ehliyet konusu değil, “yasal danışmanlık” düzenlenmektedir. Bu sebeple başlık “Yasal danışmanlık” olarak değiştirilmiştir. Ayrıca madde içerisin-de içerisin-de “reyi alınmak üzere müşavir” yerine “yasal danışmanı” içerisin-deyimi kullanılmış-tır. Maddenin birinci bendinde “husumet” deyimiyle kastedilen, “dava açma”dır.

Bu sebeple “dava açma” şeklinde terim değişikliği yapılmıştır.

Yürürlükteki Kanunda beş ayırımdan (fasıldan) oluşan birinci bölüm (bab), Tasarıda “Koruma Amacıyla Özgürlüğün Kısıtlanması” başlıklı yeni bir ayırımın eklenmesiyle altı ayırımdan oluşur duruma gelmiştir.

Yürürlükteki Kanunda ve 1984 tarihli Öntasarıda mevcut olmayan bu altıncı ayırım, İsviçre Medenî Kanununda 1 Ocak 1981 tarihinde yürürlüğe girmiş bulu-nan yeni düzenlemeden esinlenerek ve aynı düzenlemenin Ülkemiz için de gerekli ve yararlı olduğu düşünce ve inancıyla Tasarıya alınmıştır. Nitekim aynı ihtiyaç Anayasamızın 19 uncu maddesinde de açıkça ifade edilmiştir.

Genel Gerekçe (1) / LXXVII

432 nci madde ve onu izleyen maddelerde, kişinin korunması amacıyla öz-gürlüğünün kısıtlanması söz konusu olup, bu denli önemli bir konunun koşulları, hüküm ve sonuçları, bir takım özel hükümlerin konulmasını gerektirmiştir.

432 nci maddede kişinin bir kuruma yerleştirilmesi veya alıkonulması belli sebeplere bağlanmıştır. Bunlar toplum için tehlike oluşturan akıl hastalığı, akıl za-yıflığı, alkol veya uyuşturucu madde bağımlığı, ağır tehlike arzeden bulaşıcı has-talık veya serserilik hâlleridir. Ağır tehlike arzeden hashas-talıkların neler olduğunun belirlenmesi tıp biliminin işi olmakla beraber, buraya AIDS, ilerlemiş verem, ko-lera ve veba gibi bulaşıcı hastalıkların gireceği düşünülebilir. Madde sadece ergin kişilerin bir kuruma yerleştirilmesini veya kurumda alıkonulmasını öngörmekte-dir. Ergin olmayan kişiler, yani küçükler bu maddenin kapsamına girmemekteöngörmekte-dir.

Bu kişilere ilişkin koruma önlemleri daha önceki maddelerde hükme bağlanmıştır.

Ergin kişinin bu madde uyarınca bir kuruma yerleştirilmesi veya kurumda alıko-nulması için, kısıtlı olup olmaması önemli değildir. Kısıtlı olmamasına karşın eğer maddede sayılan sebeplerden biri söz konusu ise, yani kişi toplum için bir tehlike oluşturuyor ise, bu kişi bir kuruma yerleştirilebilecek ya da kurumda alıkonulmaya devam edilecektir.

433 ve devamı maddelerde bu konuda karar vermeye yetkili vesayet makamı, bildirim yükümlülüğü, itiraz, usul ve yargılama usulü konuları düzenlenmektedir.

b) Vesayetin Yürütülmesi Bölümü

Bu bölüm “Vasinin Görevleri”, “Kayyımın Görevleri”, “Vesayet Dairelerinin Görevleri” ve “Vesayet Organlarının Sorumluluğu” başlıklarını taşıyan dört ayı-rımdan oluşmaktadır.

Birinci ve daha sonraki ayırımlarda esasa ilişkin olarak büyük ve önemli de-ğişiklik yapılmamış, bazı küçük dede-ğişikliklerle yetinilmiştir. Örneğin yürürlükteki Kanunun 392 nci maddesinde vasinin bağış yapamayacağı öngörülmüş iken, Ta-sarının bu maddeyi karşılayan 449 uncu maddesinde yapılması yasak olan bağışın

“önemli” olması şartı getirilmektedir.

454 üncü maddenin kenar başlığı “malların idaresi” yerine “malvarlığının yö-netilmesi” şeklinde değiştirilmiştir. Çünkü burada mallar değil, malvarlığının kül hâlinde yönetilmesi söz konusudur. Aynı şekilde 451 inci maddenin kenar başlığı da içeriğiyle uyumlu olmak üzere “vesayet altındaki kişinin yapabileceği işler”

şeklinde kaleme alınmıştır. Yürürlükteki maddenin kenar başlığı ise “Küçüğün tasarrufu” şeklindedir.

Vasilik süresi yürürlükteki Kanunda dört yıl iken, yeni düzenlemede bu süre kaynak Kanuna da uygun olarak iki yıla indirilmiştir.

LXXVIII / Genel Gerekçe (1)

Vesayet organlarının sorumluluğunun düzenlendiği dördüncü ayırımda, vesa-yet ve denetim makamı gibi organlarda görevli olanların haksız fiilleriyle verdikleri zararlardan dolayı Devlet’in doğrudan doğruya sorumlu olması esası getirilmiştir.

Aynı maddede Devlet, vasi, kayyım ve yasal danışmanların verdikleri zararlardan da sorumlu tutulmuştur. Ancak, burada Devletin sorumluluğu, bu kişilerin zararı ödeyememeleri hâlinde ikinci derecede bir sorumluluk olarak düzenlenmiştir.

c) Vesayetin Sona Ermesi Bölümü

Bu bölüm “Vesayeti Gerektiren Hâllerin Sona Ermesi”, “Vasilik Görevinin Sona Er-mesi” ve “Vesayetin Sona Ermesinin Sonuçları” olmak üzere üç ayırımdan oluşmaktadır.

Bu ayırımlarda esasa ilişkin önemli değişiklik yapılmamıştır. Değişiklikler daha çok şekil ve ifadenin arılaştırılması yönünde olmuştur.

Esasa ilişkin bir değişiklik, yürürlükteki Kanunun 429 uncu maddesinde hafif yolsuzlukta sulh mahkemesi tarafından vasiye verilmesi öngörülen yirmi beş lira-lık para cezasının, bu maddeyi karşılayan 485 inci maddeden kaldırılması olmuş-tur. Zira Medenî Kanunda para cezasına ilişkin bir hükmün yer alması söz konusu olmamak gerekir.

Benzer Belgeler