• Sonuç bulunamadı

8 ARALIK 2001 — Sayı: 24607)

TÜRKİYE BÜYÜK MİLLET MECLİSİ BAŞKANLIĞINA Adalet Bakanlığınca hazırlanan ve Başkanlığınıza arzı Bakanlar Kurulunca

D) MİRAS HUKUKU

1) MİRASÇILAR KISMI

Bu kısım biri “Yasal Mirasçılar” diğeri “Ölüme Bağlı Tasarruflar” olmak üze-re iki bölüme ayrılmıştır.

a) Yasal Mirasçılar Bölümü

Tasarının 497 nci maddesine eklenen yeni bir hükümle, büyük analar ve büyük babaların kendi çocukları yani mirasbırakanın amcası, halası, dayısı veya teyzesi hayatta iseler, mirasbırakandan önce ölmüş olan büyük analar ve büyük babalara düşen miras paylarının onların çocuklarına, yani yukarıda sayılan kişilere geçmesi imkânı sağlanmıştır. Yürürlükteki Kanunun 441 inci maddesinde 14.11.1990 ta-rihli ve 3678 sayılı Kanunla yapılmış olan değişiklik, söz konusu miras paylarının bu kişilere geçmesini önlemektedir. Bu ise, Türk toplumunun aile yapısı ve amca, hala, dayı ve teyze ile yeğenleri arasındaki aile bağlarına ters düşmektedir. Bu sebeple, yapılan değişiklik sayesinde sağ kalan eş varsa, büyük analar ve büyük babalardan birinin mirasbırakandan önce ölmüş olması hâlinde, ona düşen pay kendi çocuğuna, yani mirasbırakanın amca, hala, dayı veya teyzesine geçecektir.

Genel Gerekçe (1) / LXXIX

500 üncü maddede, yürürlükteki 447 nci maddede geçen “kendisini evlât edi-nen kimseye, nesebi sahih öz gibi mirasçı olurlar” ifadesi tamamen çıkarılmış, bunun yerine evlâtlığın “evlât edinene kan hısımı gibi mirasçı olurlar” ifadesi ko-nulmuştur. Zira yeni düzenlemeyle sahih- sahih olmayan nesep ayırımı kaldırılmış bulunmaktadır.

501 inci maddeye, bunu karşılayan 448 inci maddede “Hazine” sözcüğü yerine daha doğru olan “Devlet” sözcüğü konulmuştur. Zira mirasçı olan Devlettir.

b) Ölüme Bağlı Tasarruflar Bölümü

Bu bölüm “Tasarruf Ehliyeti”, “Tasarruf Özgürlüğü”, “Ölüme Bağlı Tasarruf-ların Çeşitleri”, “Ölüme Bağlı TasarrufTasarruf-ların Şekilleri”, “Vasiyeti Yerine Getirme Görevlisi”, “Ölüme Bağlı Tasarrufların İptali ve Tenkisi” ve “Miras Sözleşmesin-den Doğan Davalar” başlıklarını taşıyan yedi ayırımdan oluşmaktadır.

Birinci ayırımda yer alan ve yürürlükteki Kanunun 450 nci maddesini karşı-layan 503 üncü maddeye, miras sözleşmesi yapabilmek için, tasarrufta bulunanın

“kısıtlı olmaması” koşulu da eklenmiş, böylece bilimsel ve yargısal içtihatlardaki görüşlerle uyum sağlanmıştır.

Yürürlükteki 451 inci maddenin “Batıl tasarruflar” şeklindeki kenar başlı-ğı, bunu karşılayan 504 üncü maddede doğru ve içeriğine uygun olarak “İrade sakatlığı”na dönüştürülmüştür. Zira maddede bu konu düzenlenmektedir.

“Tasarruf Özgürlüğü” başlığını taşıyan ikinci ayırımın saklı payları düzen-leyen 506 ncı maddesinde, mirasbırakanın tasarruf özgürlüğünün genişletilmesi yönündeki eğilimler göz önünde tutularak saklı pay oranları yeniden belirlenmiş-tir. Saklı paylı mirasçılarda değişiklik yapılmamış, sadece onların alacakları saklı payların azaltılması yoluna gidilmiştir. Maddenin dördüncü bendinde sağ kalan eşin saklı payı belli miktarda artırılmıştır. Yürürlükteki Kanunun 453 üncü madde-sinin ikinci fıkrası, indirilmiş saklı pay oranlarıyla ilgilidir. Sağ kalan eş dışındaki saklı pay sahibi mirasçıların saklı pay oranları oldukça düşürülmüş olduğundan, bu fıkra hükmü yeni düzenlemede maddeye alınmamıştır.

Yürürlükteki Kanunun 457 nci maddesinde mirasçılıktan çıkarma sebebi ola-rak “ağır bir cürüm” öngörülmüş iken, Tasarının bunu karşılayan 510 uncu mad-desinde bunun yerine “ağır bir suç” deyimi kullanılmıştır. Kaynak Kanun da “cü-rüm” yerine “suç” sözcüğünü kullanmaktadır.

Tasarının 513 üncü maddesinde yürürlükteki metinde geçen “keenlemyekün”

sözcüğü yerine “iptal olunur” deyimi kullanılmıştır. Bu suretle genel ilkeye uy-gun olarak mirasçılıktan çıkarma tasarrufunun kendiliğinden hükümsüz kalması yerine, iptal edilmesi gereği kabul edilmiştir. Bunun sonucu olarak buradaki iptal davası da ölüme bağlı tasarrufların iptaline ilişkin 557 nci madde hükümlerine tâbi tutulmuştur.

LXXX / Genel Gerekçe (1)

Üçüncü ayırımda ölüme bağlı tasarrufların çeşitleri düzenlenmektedir. Yürür-lükteki Kanunun 464 üncü maddesinin kenar başlığı “Muayyen bir malda tasar-ruf” şeklindedir. Bunun yerine 517 nci maddenin kenar başlığında “belirli mal bırakma” deyimi kullanılmış, böylece konunun daha iyi anlaşılması sağlanmıştır.

Mirasbırakanın belli bir malını bir başkasına bırakması, bu hükme göre o kimsenin mirasbırakan tarafından mirasçı olarak atandığı anlamına gelmez.

520 nci maddenin kenar başlığı, yürürlükteki 467 nci maddedeki “Alelâde ikame” yerine “Yedek mirasçı atama”; 468 inci maddenin kenar başlığı olan

“Fevkalâde ikame” yerine de 521 inci maddenin kenar başlığı “Ardmirasçı atama”

şekline dönüştürülmüştür.

Yürürlükteki Kanunun 473 üncü maddesini karşılayan 526 ncı maddeye ek-lenen ikinci fıkrayla, ölüme bağlı tasarrufla kurulması öngörülen vakfın, mirasın açılması anında değil, ancak bundan sonraki yasal koşulların gerçekleşmesiyle tü-zel kişilik kazanacağı vurgulanmıştır.

Dördüncü ayırımda ölüme bağlı tasarrufların şekilleri düzenlenmektedir.

Yürürlükteki Kanunun 482 nci maddesinde geçen “okuyamama veya imza edememe” yerine bu maddeyi karşılayan 535 inci maddede “bizzat okumaz veya okuyamazsa ve bizzat imzalamaz veya imzalayamazsa” ifadesi kullanılmıştır. Zira bu madde sadece okuyup yazamayan kişilerin vasiyetnamesini düzenlememekte-dir. Burada okuyup yazma bildiği hâlde, bedensel bir özrü nedeniyle imza yetene-ğine sahip olmayan kişilerin vasiyeti de söz konusudur.

536 ncı maddenin kenar başlığı maddenin içeriğine uygun olarak “Düzen-lemeye katılma yasağı” şeklinde değiştirilmiştir. Maddeye kaynak Kanunun 503 üncü maddesinin ikinci fıkrasına paralel olarak ikinci fıkra eklenmiş, böylece bize alınmamış olan ikinci fıkranın yarattığı tereddütler de giderilmeye çalışılmıştır.

El yazılı vasiyetnamenin düzenlendiği 538 inci maddede “yer” koşulu me-tinden çıkarılmıştır. Yer koşulu Fransız Medenî Kanununda da bulunmadığı gibi, daha önce hazırlanan 1971 ve 1984 tarihli Öntasarılar da yer koşulunu metne al-mamışlardır.

Sözlü vasiyetin düzenlendiği 539 uncu maddede, yürürlükteki metinde geçen

“salgın hastalık” yerine sadece “hastalık” deyimine yer verilmiş, böylece sadece hastalık durumu, sözlü vasiyet için yeterli görülmüştür. Üçüncü fıkrada, tanıkla-rın okur yazar olması şartı aranmamıştır. 540 ıncı maddeye eklenen yeni üçüncü fıkra ile ülke dışında seyreden bir ulaşım aracında yapılan sözlü vasiyetin sorumlu yöneticiye; sağlık kurumlarında tedavi edilmekte olanların vasiyetinin sağlık kuru-munun en yetkili yöneticisine tevdi edilmesi imkânı getirilmiştir.

Genel Gerekçe (1) / LXXXI

546 ncı maddenin ikinci fıkrasında, mirasbırakanın miras sözleşmesinden tek taraflı olarak dönebilmesi için öngörülen davranışların, miras sözleşmesinin yapıl-masından sonra olması koşuluna yer verilmiştir.

Yürürlükteki Kanunun 495 inci maddesi, ölenin mirasçılarının ölüm tarihinde elde kalan miktarı geri vermekle yükümlü olduklarını öngörmüştür. Bu hüküm haksızlıklara yol açtığından yeni düzenlemede 548 inci maddede “ölüm tarihinde-ki zenginleşmeyi geri isteyebilirler” şeklinde düzeltilmiştir.

“Vasiyeti Yerine Getirme Görevlisi” başlıklı beşinci ayırımda bazı değişiklik-ler yapılmıştır. Bu ayırımda yer alan yürürlükteki hükümdeğişiklik-lerin yetersizliği bilimsel içtihatlarda eleştiri konusu olmuştur. Bu eleştiriler dikkate alınarak Alman Medenî Kanununun 2197 ilâ 2228 inci maddeleri ile İtalyan Medenî Kanununun 700 ilâ 711 inci maddeleri göz önünde tutularak bu ayırıma yedi madde tahsis edilmiştir.

Bu maddelerde birden çok atanma hâlinde uyulacak esaslar, vasiyeti yerine getirme görevlisinin görev ve yetkileri, tereke malları üzerinde hangi koşullarda tasarrufta bulunabileceği, görevinin sona ermesi, denetlenmesi, sorumluluğu gibi konular düzenlenmektedir.

Altıncı ayırım “Ölüme Bağlı Tasarrufların İptali ve Tenkisi” başlığını taşımak-tadır. Yürürlükteki 499 uncu maddede yer alan ilk üç bentte değişiklik yapılmamış, bu maddeyi karşılayan 557 nci maddeye eklenen yeni dördüncü bentle şekle aykı-rılığın da iptal sebebi oluşturduğu hükme bağlanmıştır. 558 inci maddenin üçüncü fıkrasında yürürlükteki 500 üncü maddeden farklı olarak “vasiyetnamenin tanzi-mine iştirak edenlere veya aileleri efradından birine” ifadesi yerine “ölüme bağlı tasarrufla kendilerine, eşlerine veya hısımlarına” ifadesi kullanılmıştır.

Yürürlükteki 501 inci madde iptal davaları için belirtilen süreleri zamanaşımı olarak öngörmektedir. Oysa bu sürelerin zamanaşımı değil, hak düşümü süresi olduğu görüşü ağır basmaktadır. Bu sebeple süreler 559 uncu maddede hak düşü-mü süresi olarak düzenlenmiştir. Yürürlükteki maddede öngörülen otuz yıllık süre 713 üncü maddede olduğu gibi kaynak Kanundan ayrılmak suretiyle iki madde arasında paralellik sağlamak amacıyla 559 uncu maddede yirmi yıla indirilmiştir.

Yürürlükteki 506 ncı maddenin “Muayyen bir şeyin vasiyeti” şeklindeki kenar başlığı 564 üncü maddenin kenar başlığında “Bölünmez mal vasiyetinde” şeklinde değiştirilmiştir. Yürürlükteki madde bu konuyu ölüme bağlı tasarruf açısından dü-zenlemekte ise de, Yargıtay içtihatları bunun belirli mala ilişkin sağlararası kazan-dırmaların tenkisinde de uygulanmasını kabul etmektedir. İşin mahiyetine uygun olan bu çözüm kabul edilerek maddeye yeni ikinci fıkra eklenmiştir.

Yürürlükteki 511 inci maddede geçen “batıldır” sözcüğü bu maddeyi karşıla-yan 569 uncu maddeye alınmamıştır. Burada butlan değil, tasarrufun tenkisi söz konusudur. Madde buna uygun olarak kaleme alınmıştır.

LXXXII / Genel Gerekçe (1)

513 üncü maddede öngörülen süreler zamanaşımı süresi olarak düzenlenmiş-tir. Oysa bilimsel görüşler ve İsviçre Federal Mahkemesi bu sürenin hak düşümü süresi olduğunu kabul etmektedir. Bu sebeple bunu karşılayan 571 inci madde hem kenar başlığı, hem de içeriği itibarıyla değiştirilerek, bu sürenin hak düşürücü süre olduğu hükme bağlanmıştır.

“Miras Sözleşmesinden Doğan Davalar” başlığını taşıyan yedinci ayırımda düzenlenen 572 nci madde kaynak Kanuna uygun olarak üç fıkra hâline getirilmiş, yürürlükteki metinde geçen “mallarını teslim eylediği” sözcüğü yeni düzenlemede

“malvarlığını miras sözleşmesiyle atadığı mirasçıya devretmişse” olarak kaleme alınmıştır.

Yürürlükteki 515 inci maddenin kenar başlığı “B. Tenkis I. Geri verme”dir. Bu başlık isabetli değildir. Zira bu madde mirastan feragat durumunda tenkis; bunu izleyen 516 ncı madde ise geri verme konularını düzenlediğinden, kenar başlıklar bu maddeleri karşılayan 573 ve 574 üncü maddelerde düzeltilmiştir. Ayrıca 515 inci maddede geçen “mallar” sözcüğü yerine, daha üst ve geniş bir kavram olarak kaynak Kanunun 535 inci maddesinde de kullanılan “edimler” deyimine 573 üncü maddede yer verilmiştir.

Yürürlükteki 516 ncı maddenin “Muhayyerlik” şeklindeki kenar başlığı, bu maddeyi karşılayan 574 üncü maddenin kenar başlığında “Geri verme” şekline dönüştürülmüştür.

Benzer Belgeler