• Sonuç bulunamadı

5. TARTIġMA

5.3. Bulgular

5.3.1. Sefalometrik Ölçümler

5.3.1.1. Vertikal Yön DeğiĢimleri

Yüz maskesi uygulanan çalıĢmaların hemen hepsinde vertikal büyüme yönünü gösteren açılarda artıĢ gözlenmiĢtir (57, 93, 105, 116, 156, 157, 163, 179).

Bu artıĢın kaynağı üç nedenle olabilmektedir; ilk olarak yüz maskesinin çene ucuna uyguladığı kuvvetin kondil merkezinin altından geçmesi sonucu mandibulayı aĢağı ve geri yönde rotasyona zorlaması, ikinci olarak maksillanın aĢağı yönde translasyonu sonucu mandibulanın aĢağı ve geri yönde rotasyona zorlanması ve üçüncü olarak da maksillanın posteriorunun olası sarkmasından kaynaklı vertikal

yönde artıĢ meydana gelmesidir (1, 57, 93, 94, 105, 108). Vertikal ölçümlerde yüz maskesi HÜÇG‘yi de içeriyorsa maksiller geniĢletme sonucunda meydana gelebilecek posterior diĢlerin sarkması da vertikal artıĢa katkı sağlayacaktır (102, 157).

Ngan ve ark. (156) yaptıkları çalıĢmada maksiller geniĢletme ile protraksiyon headgear tedavisini kombine ederek sert ve yumuĢak dokudaki değiĢimleri incelemiĢlerdir. ÇalıĢmada yaĢları 6 ile 11 arasında değiĢen iskeletsel sınıf III maloklüzyonlu 20 hastanın sefalometrik radyografilerini değerlendirmiĢlerdir.

ÇalıĢmadan elde ettikleri sonuçlara göre iskeletsel ve yumuĢak dokuda benzer olacak Ģekilde toplam yüz yüksekliğinde (N-M) artıĢ gözlemlemiĢler ve bu artıĢın üst yüz ve alt yüz yüksekliklerinde eĢit miktarda olduğunu ve mandibular düzlem açısının 2,6°

artıĢ gösterdiğini bildirmiĢlerdir.

Ngan ve ark. (157) yaĢ ortalamaları 8,4±1,7 olan 20 hasta üzerinde yaptıkları çalıĢmada, hastalara maksiller geniĢletme ile protraksiyon tedavisi uygulamıĢ ve dentofasiyal yapılardaki değiĢimleri değerlendirmiĢlerdir. ÇalıĢmanın sonuçlarına göre uygulanan tedavi sonrası mandibular düzlem açısı 1,5° artmıĢtır. Yazarlar bu vertikal artıĢı, yüz maskesi kullanılan hastalarda meydana gelen molar ekstrüzyonuna bağlamıĢlardır.

Nartallo-Turley ve Turley (116) iskeletsel sınıf III maloklüzyonlu 21 hasta üzerinde yaptıkları çalıĢmada, HÜÇG+YM tedavisi öncesi ve sonrası alınan sefalometrik radyografileri incelemiĢlerdir. Ġncelemelerinin sonucunda HÜÇG+YM tedavisinin SN-GoGn açısında 1,59° artıĢa; menton noktasında 4,34 mm ve pogonion noktasında 4,06 mm aĢağıya doğru yer değiĢikliğine neden olduğunu bildirmiĢler ve maksiller protraksiyon tedavisinin vertikal büyümeyi arttırdığı sonucuna varmıĢlardır.

Bacetti ve ark. (179) HÜÇG+YM tedavisi uyguladıkları 29 hasta üzerinde yaptıkları çalıĢmada, hastaları erken karma dentisyon ve geç karma dentisyon olarak iki grupta incelemiĢlerdir. HÜÇG+YM tedavisi erken karma dentisyon döneminde vertikal artıĢa neden olmadığını fakat geç karma dentisyon döneminde ise alt yüz yüksekliğinde artıĢa neden olduğunu bildirmiĢlerdir.

Cha (165) yaptığı çalıĢmada maksiller geriliği olan 85 sınıf III maloklüzyonlu hastayı prepubertal, pubertal ve postpubertal olmak üzere üç dönemde incelemiĢtir.

Hastaların tedavilerinde yüz maskesi uygulanmıĢ ve etkilerini sefalometrik radyografiler ile değerlendirmiĢtir. ÇalıĢmanın sonuçlarında vertikal büyüme paternini değerlendirirken FMA açısına bakmıĢlar ve üç grupta da artıĢ bulunduğunu, fakat gruplar arasında anlamlı bir farklılık olmadığını bildirmiĢtir. ÇalıĢmada mandibulanın aĢağı-geri rotasyonu, alt yüz yüksekliğinin artması ve maksiller molarların ekstrüzyonu ile iskeletel yaĢ doğru korelasyon göstermemiĢtir.

Kılıçoğlu ve Kırlıç (11) iskeletsel sınıf III maloklüzyona sahip 26 hastaya Delaire tipi yüz maskesi uygulamıĢlar ve tedavi sonuçlarını sefalometrik radyografiler ile değerlendirmiĢlerdir. ÇalıĢmanın sonuçlarında yüz maskesi uygulaması sonucu SN-GoGn açısı 1,75° ve N-Me mesafesi 3,34 mm artmıĢtır.

Kapust ve ark. (49) sınıf III maloklüzyona sahip 95 hasta üzerinde yaptıkları çalıĢmada hastaları 4-7, 7-10 ve 10-14 yaĢları arasında olmak üzere 3 grupta değerlendirmiĢler ve hastalara maksiller protraksiyon tedavisi uygulamıĢlardır.

ÇalıĢmanın sonuçlarına göre SN-GoGn açısı 4-7 yaĢ aralığında 1,87°; 7-10 aralığında 1,42° ve 10-14 yaĢ aralığında 1,70° artıĢ gösterilmiĢ ve üç grupta da vertikal artıĢ bulunmuĢtur.

ÇalıĢmamızda vertikal yön değiĢimleri SN-GoGn açısı ve palatal-mandibular düzlem açısı (PP-GoGn) ile değerlendirilmiĢtir. Erken dönem HÜÇG+YM ve YM gruplarında SN-GoGn açısında sırasıyla 3,26±1,45° ve 1,91±1,78° artıĢ; palatal-mandibular düzlem açısında sırasıyla 4,27±3,01° ve 4,22±2,48° artıĢ bulunmuĢtur ve tüm artıĢlar istatistiksel olarak anlamlıdır. Erken dönem kontrol grubunda azalma olmuĢ fakat anlamlı bir miktarda bulunmamıĢtır. Erken dönem SN-GoGn ve palatal-mandibular düzlem açılarındaki değiĢimler değerlendirildiğinde, tedavi grupları arasında istatistiksel olarak anlamlı bir farklılık bulunmamıĢtır.

Geç dönem HÜÇG+YM ve YM gruplarında SN-GoGn açısı ve palatal-mandibular düzlem açısı değerlerinde istatistiksel olarak anlamlı artıĢlar bulunmuĢtur. Geç dönem HÜÇG+YM ve YM tedavi gruplarında SN-GoGn açısında sırasıyla 2,51±1,94° ve 2,76±2,1°artıĢ; palatal-mandibular düzlem açısında sırasıyla 3,06±3,54° ve 3,76±3,32° artıĢ bulunmuĢtur. Geç dönem SN-GoGn ve palatal-mandibular düzlem açılarındaki değiĢimler değerlendirildiğinde, tedavi grupları arasında istatistiksel olarak anlamlı bir farklılık bulunmamıĢtır.

Geç dönem kontrol grubunda SN-GoGn açısında 0,74±0,95° azalma olmuĢ ve bu azalma istatistiksel olarak anlamlı bulununurken, palatal-mandibular düzlem açısında azalma olmuĢ, fakat anlamlı bir miktarda olmamıĢtır. Erken ve geç dönem kontrol gruplarında meydana gelen azalmalar istatistiksel olarak anlamlı olmasa da mandibulanın horizontal olarak büyümeye devam ettiğinin bir sonucu olduğunu düĢünüyoruz.

Her bir tedavi grubu kendi içinde erken ve geç dönemlerde SN-GoGn açısı ve palatal-mandibular düzlem açısındaki değiĢimler değerlendirildiğinde, dönemler arasında istatistiksel olarak anlamlı bir farklılık bulunmamıĢtır.

ÇalıĢmamızda SN-GoGn açısı ve palatal-mandibular düzlem açısı değerlerinde artıĢ olması literatürde yüz maskesi ile ilgili yapılan çalıĢmalar ile uyumluluk göstermektedir (57, 93, 105, 116, 156, 157, 163, 179). Yüz maskesi tedavisi ister HÜÇG+YM olsun ister YM olsun; ister erken dönemde olsun ister geç dönemde olsun, bireyin vertikal büyümesini arttırmaktadır. Bu durum gözönünde tutularak tedavi öncesinde hastaların büyüme yönü incelenmeli ve tedavi sonrasında vertikal büyüme yönündeki olası artıĢlar değerlendirilmelidir.