• Sonuç bulunamadı

2. GENEL BĠLGĠLER

2.6. Tedavi Alternatifleri

2.6.3. Yüz Maskesi (YM)

2.6.3.2. Ağız Ġçi Destek Parçası

Yüz maskesinin ikinci komponenti olan ağız içi parçası çok farklı Ģekillerde tasarlanan apareylerle uygulanmaktadır. Farklı tasarımlara rağmen hepsinin temel amacı yüz maskesinden elde edilen kuvveti maksillaya ileterek maksillanın ileri yönde hareket etmesini sağlamaktır. Maksillanın ileri yönde hareketini asıl olarak yüz maskesinden elde edilen kuvvetlerle elde etsek de ağız içi apareyler de bu hareketi stimule edebilmektedir (90, 91). Ağız içi destek parçası olarak maksiller geniĢletme apareylerinin modifikasyonları veya herhangi bir geniĢletme vidası içermeden sadece maksillayı bir bütün haline getirmeyi amaçlayan apareyler uygulanmaktadır.

Literatürde bazı yazarlar hızlı maksiller geniĢletme apareyleriyle birlikte yüz maskesinin uygulanmasını önermemektedir (9, 50, 92-94). Buradaki amaç, hızlı maksiller geniĢletme sonucu maksillanın komĢu kemiklerle yapmıĢ olduğu suturlarda mobilizasyon meydana getirip, maksillanın kafa kaidesiyle olan bütünlüğünü bozmaya çalıĢmaktır. Böylece maksillanın ileri hareketine karĢı direnç gösteren bölgelerin direncini azaltılmaktadır.

Hızlı maksiller geniĢletme sonrası diĢsel olarak keserler arasında diastema oluĢur, interkanin ve intermolar mesafeler artar. Ġskeletsel olarak sutura palatina media dahil bütün maksiller suturlarda etki göstermektedir. Maksiller geniĢletme ile birlikte sutura palatina media‘da bir aralanma gözlenir. Bu aralanma frontalden bakıldığında tabanı maksiller alveolde tepesi nasal bölgede olan bir üçgen Ģeklindedir. Okluzalden bakıldığında ise tabanı anteriorda ve tepesi posterioda olan bir üçgen Ģeklindedir (95, 96).

Biederman ve Chem (97) 1973 yılında yaptıkları çalıĢmada hızlı maksiller geniĢletmenin sadece stura palatina media‘yı değil tüm sirkümmaksiller suturları etkilendiğini belirtmiĢ ve özellikle frontonasal suturda, zigomatikomaksiller suturda ve zigomatikotemporal suturda önemli değiĢiklikler gözlemlemiĢlerdir.

Timms (98) 1981 yılında yayınladığı kitabında maksiller geniĢletme ile birçok suturda açılmalar olduğunu bildirmiĢtir. Hızlı maksiller geniĢletme sırasında sphenoid kemiğin pterygoid proçeslerine önemli miktarda basınç uygulandığını ve bu proçeslerin dıĢa doğru açıldığını ve palatal kemiklerinde birbirinden ayrıldığını bildirmiĢtir.

Yu ve ark. (90) yaptıkları çalıĢmada ilk gruba yüz maskesi uygulamıĢ ikinci gruba ise HÜÇG ile kombine yüz maskesi uygulamıĢtır. ÇalıĢmadan elde edilen verilere göre HÜÇG uygulamasının maksillanın ileri yönde hareketini arttırdığı sonucuna varılmıĢtır.

Lim ve Park (91) yaptıkları çalıĢmada HÜÇG apareyi uygulanan hastalarda uygulanmayan hastalara göre A noktasının istatistiksel olarak anlamlı derecede daha fazla öne geldiğini göstermiĢlerdir.

Nanda (58) 1980 yılında yaptığı çalıĢmada, hızlı maksiller geniĢletme ile sirkümmaksiller suturlara etki ederek maksiller ilerletme ile elde edilecek olan ortopedik değiĢimlerin kolaylaĢacağını ve etkinliğinin artacağını bildirmiĢtir.

Spolyar ve John (99) 1984 yılında yapmıĢ oldukları çalıĢmada HÜÇG sonrasında yüz maskesi uygulamıĢlardır. Maksillanın sagittal yöndeki yer değiĢimini belirlemek için tantalum kemik iĢaretçileri kullanılmıĢ ve HÜÇG sonrası maksilla 2,0 mm öne hareket ederken maksiller ilerletme sonrası 1,5 mm hareket ettiği saptanmıĢtır.

AteĢ (100) 1994 yılında yapmıĢ olduğu çalıĢmada HÜÇG destekli yüz maskesi uygulanan hastaları, HÜÇG uygulanmadan yüz maskesi kullanan grupla karĢılaĢtırmıĢtır. Sonuçlarında HÜÇG destekli maksiller ilerletme grubunda maksillanın anterior hareketinin daha fazla olduğunu göstermiĢ ve bu hareketin de daha çok tedavinin ilk ayında elde edildiğini bildirmiĢtir. HÜÇG uygulanmayan grupta ise maksilla 3. ayın sonunda harekete baĢlamıĢtır.

McNamara ve Brudon (101) 1995‘te yaptıkları çalıĢmada, maksiller ilerletme öncesinde HÜÇG uygulanmasının suturlarda direnci azalttığı ve daha baĢarılı sonuçlar alınabileceğini ileri sürmüĢlerdir.

Ngan ve ark. (102) 1996 yılında yapmıĢ olduğu çalıĢmada HÜÇG‘yi takiben uyguladığı yüz maskesinin etkinliğini değerlendirmiĢtir. 6 aylık süreç sonunda

maksillanın 1,8 mm anteriora hareket ettiğini, üst keserlerin ise 1,7 mm labial yönde hareket ettiğini bildirmiĢtir.

Williams ve ark. (103) 1997 yılında yaptıkları çalıĢmada HÜÇG‘yi takiben 800 gr‘lık bir kuvvet ile maksillaya 140 gün boyunca kuvvet uygulamıĢtır. Tedavi sonunda maksillanın 1,54 mm anteriora doğru hareket ettiğini maksiller keserlerin ise 2,73 mm anteriora hareket ettiğini ve HÜÇG‘yi takiben uygulanan yüz maskesinin iskeletsel etkiden çok dentoalveolar etki oluĢturduğunu bildirmiĢtir.

Itoh ve ark. (104) ve Hata ve ark. (105) yaptıkları çalıĢmalarda ise yüz maskesi ile uygulanan kuvvetlerin yönünden bağımsız olarak maksillanın anterior bölgesinde bir kontraksiyon meydana getirdiğini bunun sonucunda da özellikle üst keserlerde çapraĢıklık oluĢturduğunu göstermiĢlerdir. Bu çalıĢmalardan elde edilen sonuçlara göre ekspansiyonlu apareylerin amacı sadece sutural mobilizasyon için değil aynı zamanda olası bir kontraksiyonun da önüne geçilebilmesi içindir. Bu amaçla, ağız içi destek parçaların seçilmesinde ekspansiyonlu bir apareyin tercih edilmesinin yerinde olacağını ileri sürmüĢlerdir.

Liou ve Tsai (106) geleneksel HÜÇG apareyi yerine fan type tarzı bir HÜÇG apareyi ile bir dizi ekspansiyon ve kontraksiyon uygulaması ile suturlarda mobilizasyon sağlamasını ve akabinden yüz maskesiyle maksiller ilerletme uygulamasını önermiĢtir.

Wisth ve ark. (107) ağız içi aparey olarak quad helix uygulamayı tavsiye etmiĢ ve olumlu sonuçlar elde ettiklerini bildirmiĢlerdir. Gallagher ve ark. (108) ise yavaĢ ekspansiyonlu apareyle yüz maskesinin uygulanmasını tavsiye etmiĢlerdir.

Literatürde ağız içi destek parçası olarak hızlı maksiller geniĢletme apareyini kullanan yazarlara muhalif olarak herhangi bir geniĢletme vidası içermeyen apareyleri uygulayan araĢtırmacılar da vardır:

Kılıçoğlu ve Kırlıç (11) 1998‘de yaptıkları çalıĢmada, sınıf III maloklüzyona sahip 16 kız hastaya HÜÇG yapılmaksızın yüz maskesi uygulanmıĢtır. Sefalometrik değerlendirmelerinde SNA açısında 2,56°‘lik bir artıĢ, SNB açısında 1,78°‘lik azalma olmuĢ, maksilla anteriora hareket ederken mandibula saat yönünde rotasyona uğramıĢtır. Yazarlar HÜÇG uygulanmaksızın da dentofasiyal dokularda ortopetik etkiler elde edilebileceğini ileri sürmüĢlerdir.

Vaughn ve ark. (8) yapmıĢ oldukları çalıĢmada, HÜÇG uygulanan ve uygulanmayan hastalarda yüz maskesinin etkinliğini değerlendirmiĢ ve hiçbir sefalometrik değerde anlamlı bir farklık gözlemlememiĢtir.