• Sonuç bulunamadı

5. TARTIġMA

5.3. Bulgular

5.3.1. Sefalometrik Ölçümler

5.3.1.3. Mandibular Ġskeletsel Ölçümler

Literatürde yüz maskesinin mandibulaya etkileri hakkında yapılan birçok çalıĢma mevcuttur. Yapılan bu çalıĢmaların çoğunda yüz maskesi sonucu mandibulanın aĢağı ve geri yönde rotasyona uğradığı ve büyüme geliĢiminin baskılandığı bildirilmiĢtir (1, 22, 93, 107, 157). Yüz maskesinin bu etkileri chin cup‘in etkileriyle benzerlik göstermektedir.

Grandori ve ark. (181) yaptıkları çalıĢmada maksiller protraksiyon için uygulanan kuvvet ankrajının 3/4'ünün çene ucundan alındığını bildirmiĢler ve bunun sonucunda mandibulanın aĢağıya ve geriye doğru yer değiĢtirdiğini ileri sürmüĢlerdir.

Kılıçoğlu ve Kırlıç (11) iskeletsel sınıf III maloklüzyona sahip 26 hastaya Delaire tipi yüz maskesi uygulamıĢlar ve tedavi sonuçlarını sefalometrik radyografiler ile değerlendirmiĢlerdir. ÇalıĢmanın sonuçlarına göre yüz maskesi tedavisi SNB açısında 1,78° azalma meydana getirmiĢtir.

Nartallo-Turley ve Turley (116) iskeletsel sınınf III maloklüzyona sahip 21 hasta üzerinde yaptıkları çalıĢmada HÜÇG+YM tedavisi öncesi ve sonrası sefalometrik radyografileri incelemiĢler ve SNB açısının 1,32° azaldığını ve B noktasının 1 mm geriye hareket ettiğini bildirmiĢlerdir.

Cha (165) yaptığı çalıĢmasında maksiller geriliği olan sınıf III maloklüzyonlu 85 hastayı prepubertal, pubertal ve postpubertal olmak üzere üç dönemde incelemiĢtir. Hastaların tedavilerinde yüz maskesi uygulamıĢ etkilerini sefalometrik

radyografiler ile değerlendirmiĢtir. Yazar değerlendirmeler sonucunda SNB açısının her üç grupta da azaldığını ve gruplar arasında istatistiksel olarak anlamlı bir farklılığın bulunmadığını bildirmiĢtir.

Kapust ve ark. (49) iskeletsel sınıf III maloklüzyona sahip 95 hasta üzerinde yaptıkları çalıĢmada hastaları 4-7, 7-10 ve 10-14 yaĢları arasında olmak üzere 3 grupta değerlendirmiĢler ve hastalara maksiller protraksiyon tedavisi uygulamıĢlardır. ÇalıĢmanın sonuçlarına göre SNB açısı 4-7 yaĢ aralığında 1,19°; 7-10 aralığında 2,07° ve 7-10-14 yaĢ aralığında 1,15° azalma göstermiĢtir.

Cozza ve ark. (160) yaĢları 4 ile 9 arasında olan iskeletsel sınıf III maloklüzyonlu 54 hasta üzerinde yaptıkları çalıĢmada hastaların 30‘una aktif tedavide yüz maskesi ve sonrasında retansiyon amaçlı Bionator III apareyi uygulamıĢlar ve bu hastaları tedavi edilmemiĢ sınıf III maloklüzyonlu 24 hastadan oluĢan kontrol grubu ile karĢılaĢtırmıĢlardır. BaĢlangıç ve yüz maskesi uygulaması sonrası kayıtlar incelendiğinde SNB açısının 1,31°; Pg-Na Perp mesafesinin 2.46 mm azaldığını bulmuĢlar ve SNB açısındaki azalmayı istatistiksel olarak anlamlı bulurkan Pg-Na Perp mesafesindeki azalmayı anlamsız olarak değerlendirmiĢlerdir.

ÇalıĢmamızda mandibulanın HÜÇG+YM ve YM uygulamalarından erken ve geç dönemlerde iskeletsel olarak nasıl etkilendiğini değerlendirirken SNB açısı ve Pg-Na Perp mesafesi göz önünde tutulmuĢtur. ÇalıĢmamızın sonuçlarına göre;

Erken dönem HÜÇG+YM ve YM gruplarında SNB açısı istatistiksel olarak anlamlı düzeyde azalma göstermiĢ ve bu azalma miktarlarıı sırasıyla 1,14±0,9° ve -1,51±0,82° olarak tespit edilmiĢtir. Erken dönem SNB açısındaki değiĢimler değerlendirildiğinde, tedavi grupları arasında istatistiksel olarak anlamlı bir farklılık bulunmamıĢtır. Kontrol grubunda ise SNB açısında istatistiksel olarak anlamlı bir artma görülmüĢ ve bu artıĢ 0,53±0,71° olarak hesaplamıĢtır.

Geç dönem HÜÇG+YM ve YM grupları değerlendirildiğinde SNB açısında istatistiksel olarak anlamlı düzeyde azalma görülmüĢ ve bu azalma miktarı sırasıyla -1,03±0,64° ve -1,95±1,33° olarak hesaplanmıĢtır. Kontrol grubunda istatistiksel olarak anlamlı bir değiĢim görülmemiĢtir. Geç dönem SNB açısındaki değiĢimler değerlendirildiğinde, tedavi grupları arasında istatistiksel olarak anlamlı bir farklılık bulunmamıĢtır.

Her tedavi grubu kendi içinde erken ve geç dönemlerde SNB açısındaki değiĢimler değerlendirildiğinde, dönemler arasında istatistiksel olarak anlamlı bir farklılık bulunmamıĢtır.

Erken ve geç dönemlerde Pg-Na Perp mesafesinde HÜÇG+YM ve YM tedavi gruplarında azalma, kontrol grubunda ise artma görülmüĢ fakat bu değiĢimler istatistiksel olarak anlam kazanmamıĢtır.

HÜÇG+YM ve YM tedavi gruplarında SNB açısının ve Pg-Na Perp mesafesinin azalması B noktasının, dolayısıyla mandibulanın saat yönünde rotasyonunun sonuçlarıdır. Kontrol gruplarında ise SNB açısının ve Pg-Na Perp mesafesinin artması mandibulanın ileri yönde büyümeye devam ettiğinin göstergeleridir. Yüz maskesi üzerinde araĢtırma yapan birçok araĢtırmacı çalıĢmamızla benzer sonuçlar bulmuĢtur (49, 50, 70, 116, 155).

ÇalıĢmamızda yüz maskesinin mandibulanın iskeletsel boyutu üzerine olan etkisini değerlendirmek için efektif mandibular uzunluğa bakılmıĢtır. Literatürde çok bakılan bir parametre olmasa da değerlendirmelerde kullanan çalıĢmalar mevcuttur:

Cha (165) yaptığı çalıĢmada maksiller geriliği olan sınıf III maloklüzyonlu 85 hastayı prepubertal, pubertal ve postpubertal olmak üzere üç döneme ayırmıĢ ve yüz maskesi tedavisi uygulamıĢtır. Yazar yüz maskesi tedavisi sonucunda efektif mandibular uzunluğun üç grupta da anlamlı miktarda arttığını ve gruplar arasında anlamlı farklılığın olmadığnı bildirmiĢtir.

Mermigos ve ark. (1) yaĢları 4 ile 14 arasında değiĢen iskeletsel sınıf III maloklüzyonlu 7 erkek ve 4 kız hasta üzerinde yaptıkları çalıĢmada, hastalara yüz maskesi uygulamıĢlar ve maksillofasiyel kompleksteki etkilerini değerlendirmiĢlerdir. ÇalıĢmanın sonuçlarına göre efektif mandibular uzunluk ortalama 5.51 mm artmıĢ ve istatistiksel olarak anlamlı bulunmuĢtur.

Yüksel ve ark. (9) yaptıkları çalıĢmada iskeletsel sınıf III maloklüzuyonlu 34 hastanın yüz maskesi tedavisi görmeden önceki ve gördükten sonraki sefalometrik radyografilerini iki farklı yaĢ aralığında incelemiĢlerdir. ÇalıĢmada erken dönem grubu olarak yaĢ ortalaması 9 yıl 8 ay olan 17 hasta, geç dönem grubu olarak yaĢ ortalaması 12 yıl 6 ay olan 17 hasta ve kontrol grubu olarak yaĢ ortalaması 9 yıl 5 ay olan 17 hasta değerlendirilmiĢtir. ÇalıĢmanın sonucunda efektif mandibular uzunluğun her üç grupta da istatistiksel olarak arttığını bildirmiĢlerdir.

Miyajama ve ark. (180) ortodontik tedavi görmemiĢ sınıf III maloklüzyonlu 44 Japon çocuk üzerinde yaptıkları çalıĢmada 4 yaĢından 20 yaĢına kadar iskeletsel ve yumuĢak doku ölçümlerini değerlendirmiĢlerdir. ÇalıĢmada efektif mandibular uzunluğun 8 yaĢlarında 101,6±4,4 mm; 10 yaĢlarında 107,0±5,3 mm ve 12 yaĢlarında 112,6±5,8 mm olarak tayın etmiĢlerdir.

ÇalıĢmamızda efektif mandibular uzunluk (Co-Pog) erken dönem HÜÇG+YM ve YM gruplarında istatistiksel olarak anlamlı artıĢ göstermiĢtir. ArtıĢ miktarları HÜÇG+YM ve YM gruplarında sırasıyla 4,98±2,15 mm ve 3,94±4,8 mm olarak belirlenmiĢtir. Kontrol grubunda ise istatistiksel olarak anlamlı bir değiĢim bulunmamıĢtır. Erken dönem efektif mandibular uzunluktaki değiĢimler değerlendirildiğinde, tedavi grupları arasında istatistiksel olarak anlamlı bir farklılık bulunmamıĢtır.

Geç dönemde ise efektif mandibular uzunluk sadece HÜÇG+YM grubunda istatistiksel olarak anlamlı miktarda artıĢ göstermiĢ ve 7,8±4,78 mm artmıĢtır. YM ve kontrol gruplarında ise istatistiksel olarak anlamlı bir değiĢim bulunmamıĢtır. Geç dönem efektif mandibular uzunluktaki artıĢ miktarı, YM grubuna kıyasla HÜÇG+YM grubunda istatistiksel olarak anlamlı derecede daha fazladır.

Her tedavi grubu kendi içinde erken ve geç dönemlerde efektif mandibular uzunluktaki değiĢimler değerlendirildiğinde, dönemler arasında istatistiksel olarak anlamlı bir farklılık bulunmamıĢtır. Yüz maskesi tedavisi sonrasında efektif mandibular uzunluğundaki artıĢ literatürde daha önce yapılan çalıĢmalarla uyumlu bulunmuĢtur (9, 165).