• Sonuç bulunamadı

3. Yöntem

3.5 Verilerin Çözümlenmesi

Katılımcılarla yapılan görüşmeler izin verenlerle ses kayıt cihazı ve not alma tekniği ile kayıt altına alınmıştır ve izin vermeyenlerle not alma tekniği uygulanarak kayıt altına alınmıştır. Görüşmelerin tamamlanması sonucu elde edilen veriler ses kayıt cihazından ve tutulan notlardan yararlanılarak yazılı metin oluşturulmuştur.

Okul yöneticileri ile yapılan görüşmelerin dökümleri yapılırken okulların ve okul müdürlerinin adları belirtilmeyerek etik kuralları gereği, her bir görüşme ayrı ayrı yazıya dökülüp, kodlanmıştır. Kadın yönetici görüşmeci için KY1, KY2… , erkek yönetici görüşmeci için EY1, EY2,… şeklinde kodlama yapılmıştır.

Verilerin analize hazırlanması için, görüşmelerin yazıya aktarılması yapılırken KY1 şeklinde, kadın yönetici görüşmeci bir, EY1, erkek yönetici görüşmeci bir şeklinde tek tek word dosyaları açılıp, yazılı halde kayıt edilmiştir. Daha sonra, görüşme yapılan 30 kişiye kendi görüşme formları okutulmuştur. Katılımcıların görüşme formunda yazdığı şekilde söyleyip söylemediği kontrol ettirilerek onayları alınmıştır. Çalışmadaki kontrollerin nasıl yapıldığı konusunda açıklamalar okuyucuyu tatmin edecek şekilde açık ve net olmalıdır (Yıldırım ve Şimşek, 2013). Yapılan bu çalışmada verilerin anlamlı ve tutarlı olmasına katkı sağlamıştır. Görüşmecilerin özel bilgilerine kesinlikle açıkça yer verilmeyerek araştırma etiği açısından gizlilik ilkesine uyulmuştur. Ancak, çalışmada yer alan okul listeleri genel olarak sunulmuştur.

Araştırmanın verileri içerik analizi yöntemi kullanılarak analiz edilmiştir. İçerik analizi, yazılı ve sözlü materyallerin sistemli analizidir. Söylemin görünen, kolayca yakalanan, sergilenmiş ve ilk bakışta algılanan içeriği yerine, gizil, üstü örtülü içeriğini ortaya çıkarmayı sağlamaktadır. Dolayısıyla, içerik analizi, mesajda, bireyi görünmeden etkileyen öğelerin belirlenmesine yönelik “ikinci bir okuma”dır (Bilgin,2014). İçerik analizi verileri tanımlamaya, verilerin içinde saklı gerçekleri ortaya çıkarmaya yarar. İçerik analizinde temel işlem, benzer verileri belirli temalar altında bir araya getirmek, düzenlemek, yorumlamaktır (Yıldırım ve Şimşek, 2013). İçerik analizi, belirli kurallara dayalı kodlamalarla bir metinin bazı sözcüklerinin daha küçük içerik kategorileri ile özetlendiği sistematik, yinelenebilir bir tekniktir (Büyüköztürk, Çakmak, Akgün, Karadeniz ve Demirel, 2009).

İçerik analizinde mesajı bir takım kategorilere bölmek, belirli kodlama ya da kayıt birimleri saptamakla başlanır. Kodlamak, mesajın anlamı üzerinde bir işlem yapmak demektir. Ayrıca kategorileri frekanslarına göre değerlendirmek, kategorilerin önemini frekansa bağlamak gibi gizli bir varsayım taşımaktadır. Kodlamaya analiz kategorilerinin saptanmasıyla başlanır (Bilgin,2014).

İçerik analizinin ilk aşamasına “kategorisel analiz” adı da verilebilir. Bu analiz, ana maddelerin sınıflandırılmasını ve frekanslarının belirlenmesini sağlamaktadır. Kayıt birimleri ve kategoriler saptandıktan sonra, mesaj öğelerinin ya da maddelerinin kategorilere yerleştirilmesine geçilmektedir. Kategorileştirme, tanımı gereği, bir bütünü oluşturan öğeleri belirli kriterlere göre birbirinden farklılaştırarak gruplandırmak demektir (Bilgin, 2014).

Yazıya aktarılmış verilerin analizi için çoklu kodlayıcıların kullanılmasına dayanan, kodlayıcılar arası görüş birliği olacaktır. Nitel araştırmalarda, güvenirlik genellikle veri setlerinin birden fazla kodlayıcılarının cevaplarındaki kararlılık anlamına gelmektedir (Creswell, 2013). Verilerin kodlanmasında farklı kişilerin görüşlerine başvurulması, kodlayıcıların farklı kişilerden oluşması, içerik analizinin güvenirliğinin gerekliliği olarak yerine getirilmiştir. Kategorilerin güvenirliği, açık-seçik olmalarına bağlıdır. Belirsiz kategoriler, güvenirliği azaltmaktadır (Bilgin, 2014).

Bilgin’e (2014) göre, kategorilendirmede genelde iki ayrı yaklaşım bulunmaktadır. Birinci yaklaşım, belirli bir alanda var olan bir kategori sistemini alarak kayıt birimlerini buna göre gruplandırma yoluna gitmektir. İkinci durumda, kategoriler önceden saptanmamıştır. Mesaj öğeleri ele alınıp gözden geçirildikçe kategoriler belirlenir.

Yukarıda da değinildiği gibi, bu çalışmada ikinci tür kodlama, diğer bir ifade ile verilerden çıkarılan kavramlara göre kodlama yapılmıştır. Araştırmada aynı sorulara aynı veya benzer yanıtlar veren katılımcılara göre bir kodlama işlemi yapılmıştır. Kodlama işlemi için her bir soruya ilişkin kodlama gerçekleştirilmiştir. Katılımcıların her bir soruya verdikleri yanıtlar ayrı ayrı tablolara kaydedilmiştir. Böylece bir soruya ilişkin tüm katılımcıların verdikleri yanıtlar aynı tabloda incelenmiştir. Ayrıca katılımcıların verdiği yanıtlar kodlamalarla tablolara aktarılmıştır. Gelen soruların kodlanması sonucunda toplanan verilerin temel özelliklerinin incelenmesi için tümevarımcı analiz kullanılmıştır. Verilerin kodlanması sürecinde kodlamalar tekrar tekrar değiştirilebilir, geliştirilebilir (Yıldırım ve Şimşek, 2013). Bu çalışmada da verilerin kodlanmasında tekrar tekrar okumalar yapıldığında kodlamalarda değiştirme,

geliştirme yapılmıştır. İlgisiz cevaplar verilerden ayıklanarak, kodlama dışında bırakılmıştır.

Görüşme verileriyle ilk önce genel bir kodlama yapılmış, daha sonra tema ve alt temalar şeklinde gruplandırılmıştır. Yeni kodlar ortaya çıktıkça kod listesi zenginleştirilmiştir. Daha sonra verilere anlam kazandırılmaya çalışılmış, tema ve alt temalar arası ilişki ve sebep-sonuç ilişkisi kurulmuştur. Ayrıca bu veriler, belirli ölçülerde sayılara dökülerek tema ve alt temalar arası karşılaştırma yapılmasına olanak sağlamıştır. Bununla birlikte, tema ve alt temaların altına görüşmecilerin görüşlerden çarpıcı alıntılar yerleştirilmiştir.

Çalışmanın güvenirliği için uyuşum yüzdesine bakılmıştır. Uyuşum yüzdesini hesaplamada Miles ve Huberman (1994), Uyuşum Yüzdesi Formülü (Agreement Percentage) kullanılmıştır.

P= (Na*100)/ (Na+Nd)

(P: uyuşum yüzdesi, Na: uyuşum miktarı, Nd: uyuşmazlık miktarı). Görüşme kodlama anahtarında yer alan soruların uyuşum yüzdeleri:

Soru 1 % 95, Soru 2 % 90, Soru 3 % 90, Soru 4 % 95, Soru 5 % 95, Soru 6 % 90, Soru 7 % 90, Soru 8 % 95, Soru 9 % 90, Soru 10 %95 ve Toplam % 90 olarak hesaplanmıştır. Bu değer araştırmanın güvenilir olarak kabul edilebileceğini göstermektedir.

Creswell’e (2013) göre, içerik analizinde belirli tema ve kategorilere göre metinden alıntı yapılır. Yıldırım ve Şimşek’e (2013) göre, görüşmecilerin görüşlerini çarpıcı bir biçimde yansıtmak amacıyla doğrudan alıntılara yer verilir. Bu çalışmada da yorumlamalar yapılarak örnek cümleler ilgili alt temalarla ilişkili olarak alıntılanmıştır.

Nitel araştırmada verilerin analizinde nitel verilerin sayısallaştırılması birkaç temel amaç için gerekli görülmektedir. Yıldırım ve Şimşek (2013) bu amaçları, güvenirlik arttırmak, yanlılığı azaltmak, tema ve kategoriler arasında karşılaştırma yapmak, küçük ölçekli bir araştırmanın anket ile tekrar sınanacak bir çalışmada kullanılmasını sağlamak olarak belirtmektedirler.

Frekans analizi, birim veya öğelerin sayısal, yüzdesel ve oransal bir tarzda görünme sıklığını ortaya koymaktır. Bu, belirli bir öğenin yoğunluğunu ve önemini anlamayı sağlar. Frekans analizi sonunda, öğeler önem sırasına sokulur ve sıklığa dayalı bir sınıflama yapılır (Bilgin, 2014). Nitel verilerin sayısallaştırılma amaçları doğrultusunda bu çalışmada sadece frekans kullanılmıştır, yüzdelere yer verilmemiştir.

Verilerin analizi sonucunda elde edilen bulguların tamamı ve yorumları dördüncü bölüm bulgular ve yorumlarda yer almaktadır.

DÖRDÜNCÜ BÖLÜM