• Sonuç bulunamadı

Vakfın Amacını Yerine Getirememesi

B. Vakıf Amacının Gerçekleşmemesi

2. Vakfın Amacını Yerine Getirememesi

Vakıf amacının gerçekleşmemesinin bir diğer şekli de kullanılabilir durumda olmasına rağmen vakfın, kuruluş amacını yerine getirememesidir. Zira vakıf mallarının kullanılmasında veya gelirlerinin harcanmasında esas olan, malın ve gelirin tahsis edildiği amaç için kullanılabilmesidir. Vakıf kuruluş amacını yerine getiremediğinde veya vakıf mal bulunduğu yer itibariyle ihtiyaç fazlası olması halinde, söz konusu vakfın veya vakfa ait gelirin tahsis edildiği yer ve kalemden farklı bir amaçla kullanılması ya da harcanması mümkündür. Ev, dükkân veya han gibi vakıf mallarda tamamen kullanılamaz hale gelme nasıl tağyîr nedeni oluyor ise, aynı şekilde vakıf mal mevcudiyetini koruyor olmasına rağmen, vakıf gayesini gerçekleştirme kabiliyetini yitirdiği zaman da yine tağyîr söz konusu olacaktır.441

Vakıf amacının yerine gelmesi, hayrî vakıflarda vakfın kuruluşunda hedeflenen amaca uygun olarak işletilmesidir. Mescit vakfında namaz

439 İbn Kudâme, el-Muğnî, V, 634; İbn Teymiyye, Mecmûu’l-fetâvâ, XXXI, 218-220; İbn Neccâr, Müntehe’l-iradât, III, 386.

440 Nevevî, Ravzatü’t-tâlibîn, IV, 420; Sübkî, Fetâva's-Sübkî, I, 479; Şirbinî, Muğni’l- muhtâc, II, 392.

441 İbn Âbidîn, Reddü’l-muhtâr, VI, 551; Trablusî, el-İs‘âf, s. 76; Ömer Hilmi, İthâfü’l- ahlâf, s. 169, m. 341.

kılınması, medresede eğitim, gelir amaçlı olmayan ev vakfında iskân veya vakıf handa yolcuların ağırlanması gibi amaçlar gerçekleşmediğinde, vakıftaki gaye ortadan kalkmış olur. Hanefî kaynaklarda yer alan bilgiye göre, söz konusu hizmet amaçlı vakıflardan kuruluş amacına uygun olarak kullanılamayanlar, tağyîr suretiyle gelir getiren bir vakfa çevrilemezler. Mesela sırf ibadet niyetiyle mescit veya ribat olmak üzere vakfolunmuş yerler, kuruluş amaçları doğrultusunda kullanılamadıklarında, tamamı ya da bir kısmıyla ilgili kiralama talebi olsa dahi, bu vakıf yerlerin kira karşılığı tahsis edilmeleri mümkün değildir. Zira vakıf amacı, buraların başka bir yere gelir sağlamak üzere müstegallât olmaları değil, bizatihi ibadette ya da askerî veya dinî karşılığı olan bir hizmette kullanılmalarıdır.442

Müstegallât vakıflarında hedeflenen şey ise, şart ile bağlanılan yere gelir sağlamaktır. Her ne kadar vakfedilen tarla ve bahçede ürün yetiştirme , kiralık evde iskân, dükkânda satış, ayrı ayrı öne çıkan taraflar olsa da bunların tamamındaki nihai hedef, ilgili yer adına gelir sağlamaktır. Bu nedenle kendileri kullanılır durumda olsa da bağlı oldukları hayrî vakıflar, kullanılamaz haline gelen müstegallât cinsi vakıf yerlerinde tağyîr yapılması mümkündür. Hanefî fakîhler, bu durumdaki müstegallât vakıflarından elde edilen gelirlerin harcanmasında tağyîri gerekli görmüşlerdir. Böylece artık kullanılamayan ya da ihtiyaç dışı kalan mescit, ribat, vakıf su veya kuyular ile köprü ya da avârız vakıflarına ait söz konusu vâridâtın harcanmasında ortaya konan değişiklikler neticesinde, vakıf kaynakların kullanımında israfın engellenmesine ve buralardan azami derecede verim elde edilmesine çalışılmıştır.443

Müstegallât vakıf mevcut haliyle, az da olsa gelir sağladığı takdirde vakıf gayesine uygun kullanıldığından dolayı tağyîr yapılmaz. Ancak tamamen

442 İbnü’l-Hümâm, Fethü’l-kadîr, VI, 237-238; Berki, Vakıflar (I), s. 121.

443 Âlim b. Alâ, el-Fetâva’t-Tatarhâniyye, V, 877; İbnü’l-Bezzâzî, el-Fetâva’l-Bezzâziyye, III, 271; İbnü’l-Hümâm, Fethü’l-kadîr, VI, 237; Trablusî, el-İs‘âf, s. 77; Ali Efendi, Fetâvâ, I, 264; el-Fetâva’l-Hindiyye, II, 478; Menteşzâde, Fetâvâ-yı Abdurrahîm Efendi, s. 450; Ömer Hilmi, İthâfü’l-ahlâf, s. 169, m. 342, 343.

kullanılamaz hale geldiğinde ihtiyaca göre tağyîr söz konusu olabilir. Hatta bu durum, mülkiyete rücû‘ görüşünü savunan İmam Muhammed için de tağyîr sebebidir. Çünkü mülkiyete rücû‘ için şart gördüğü tamamen kullanılamaz olma halinin gerçekleşmiş olmasını, tağyîr suretiyle de olsa gelir sağlama imkânının kalmaması olarak kabul eder. Örnek olarak yangında harap olan vakıf dükkân kullanılamayacak duruma geldiğinde, eğer yalnızca arsası kiraya verilmek suretiyle gelir sağlaması mümkün ise o şekilde de vakıf varlığını ve amacını muhafaza edecektir.444

Vakıf amacına uygun olmama hali, menkul vakıf mallarında da tağyîre sebep olur. İçinde bulunduğu mekânın harap olması veya ihtiyacı belirleyen şartların değişmesi nedeniyle, vakıflara ait müstağnâ anh durumundaki kitaplar ile ribat ve çiftliklerde yer alan kılıç, savaş hayvanı gibi harp alet ve edevatı ve özellikle mescitlerde bulunan aydınlatma ve sergi malzemeleri tağyîre konu olmuşlardır. Bunlar adına yapılabilecek tağyîr, bulundukları yerlerin değiştirilmesi ve değerlendirilebilecekleri başka kütüphane, ribat veya mescitlere taşınmalarıdır. Bu konuda bütün mezhepler ittifak halindedirler.445

Tağyîri benimseyen mezheplerden; Hanbelîler’de özellikle mescit benzeri, yoğun gideri olmadığından dolayı sürekli mal ve gelir fazlası bulunma ihtimali olan vakıflar başta olmak üzere, bütün vakıf çeşitlerinde, vakıf varlıklarının muayyen bir neden olmaksızın bekletilmesi doğru değildir. Mesela mescitlerin aydınlatılmasında kullanılan yağlar ya da muhtaç

444 Kâdîhân, Fetâvâ, III, 314; Âlim b. Alâ, el-Fetâva’t-Tatarhâniyye, V, 879; İbnü’l- Hümâm, Fethü’l-kadîr, VI, 237; el-Fetâva’l-Hindiyye, II, 480; İbn Âbidîn, Reddü’l- muhtâr, VI, 549.

445 Serahsî, el-Mebsût, XII, 43; Merğinânî, el-Hidâye, III, 20; İbn Kudâme, el-Muğnî, V, 635; Nevevî, Ravzatü’t-tâlibîn, IV, 419; Hillî, Kavâidü’l-ahkâm, II, 401; İbn Teymiyye, Mecmûu’l-fetâvâ, XXXI, 213, 227, 252; Âlim b. Alâ, el-Fetâva’t-Tatarhâniyye, V, 847; İbnü’l-Bezzâzî, el-Fetâva’l-Bezzâziyye, III, 270; Trablusî, el-İs‘âf, s. 77; İbn Nüceym, el-Bahru’r-râik, V, 421-423; Buhûtî, er-Ravzu’l-mürbi’, s. 356; el-Fetâva’l-Hindiyye, II, 479; Derdîr, eş-Şerhü’l-kebîr, IV, 91; Desûkî, Hâşiyetü’d-Desûkî, IV, 91; İbn Âbidîn, Reddü’l-muhtâr, VI, 549.

insanların ölümünde cenaze masraflarını karşılamak üzere kurulan vakıflar adına yapılan tahsisler fazla verdiğinde, mescide ait malzemeler kendi cinsinden başka bir yerde kullanılabildiği gibi doğrudan ihtiyaç sahibi kimselere verilmek suretiyle de harcanabilir. Cenaze giderlerinden arta kalan kısım da yine toplumun diğer ihtiyaçlarını karşılamak suretiyle değerlendirilebilir. Bunun için öncelikle vakfa konu harcamaların, yerinde ve eksiksiz olarak yapılmış olması gerekmektedir.446 Hanefîler’de de vakıf

ribatlar ya da çiftliklerde savaş aracı olarak beslenilen vakıf atların sayısı arttığında, ihtiyaç fazlası haline gelip, bakım giderleri ile vakfa yük olmaya başladığında, bunların ihtiyaç duyulan başka bir ribata aynı amaca hizmet etmek üzere gönderilmesi öngörülmüştür. Ancak söz konusu güçlü ve muharebeye uygun olan hayvanlardan ihtiyacı karşılayacak kadarının bulunduğu yerde saklanması ve sadece ihtiyaç fazlasının gönderilmesi esastır.447

Tağyîr bir çözüm şekli olarak yalnızca ihtiyaç olduğunda ve gereği kadar uygulanabilir. Bu nedenle evkâf-ı kadîmeden sayılan eski vakıflarda, uzun zamandan beri uygulanagelen esaslar, eğer zorunlu bir neden yok ise geçerli olmaya devam eder. Fıkıhtaki küllî kaidelerden “Kadîm kıdemi üzerine

terk olunur” gereği,448 vakıf amacında herhangi bir değişiklik olma ihtimali

üzerinde durulmaz. Eski bir vakfiye veya mahkeme defteri gibi bir delil dahi ortaya çıkmış olsa bu durum, mevcut halin değiştirilmesine sebep olmaz.449

Ayrıca kabristan olarak ayrılmış olan yer, halen içerisine yeni definler yapılmıyor olsa da eğer daha önce defin yapılmış ise, artık tağyîr konusu olmaktan çıktığı kabul edilir. Başka bir gaye ile kullanılmaz. Çünkü yapılan definlerden halen, kemik vs. bir şey kalmamış olsa bile, artık söz konusu yerin

446 İbn Kudâme, el-Muğnî, V, 635; İbn Teymiyye, Mecmûu’l-fetâvâ, XXXI, 203, 210. 447 Kâdîhân, Fetâvâ, III, 312; Âlim b. Alâ, el-Fetâva’t-Tatarhâniyye, V, 870; Bilmen,

Hukûk-ı İslâmiyye, V, 15.

448 Mecelle, md. 6; Ali Haydar, Dürer, s. 46 md. 6. 449 Menteşzâde, Fetâvâ-yı Abdurrahîm Efendi, s. 410.

ziraat, kiraya verme veya başka bir surette kullanıma çevrilmesi mümkün değildir. Burada, vakfın amacı ölülerin defni olup, bu amaç da en başta yapılmış olan definlerle ilâ nihaye kesintisiz olarak gerçekleşmeye devam etmektedir.450