• Sonuç bulunamadı

VAGUS KAYNAKLI HAZIMSIZLIKLAR (VAGAL İNDİGESTİON, HOFFLUND SENDROMU)

Tanım:

Daha çok sığırda bazen de koyunda görülen bu hastalıkta, ön mideler ve abomasumu innerve eden N.vagusun genellikle mekanik nedenlerle oluşan lezyonları bu organlarda değişen derecelerde paralize neden olur.

Etyoloji

• Daha çok gebeliğin ileri dönemlerinde, bazı formları ise gebelikle alakası olmadan ortaya çıkar.

• Sığırda vagus üzerindeki bu lezyonların en önemli sebebi RPT'dır.

Bazı vakalarda ise vagus üzerinde herhangi bir lezyon olmayıp retikulumun sağ duvarında apseler veya adhezyonlar reflektorik olarak bu sendroma yol açarlar.

• Retikulumun anterior duvarındaki lezyonlar vagusun ventral kolunu etkilerler.

• Nadiren rumen veya retikulumdaki aktinobasilloz da bu olaya sebebiyet verebilmektedir. • Koyunlarda Sarcosporidia ve Cysticercus tenuicollis

tarafından oluşturulan peritonit, sığırda tüberküloz derenleri ve lenfomatiasisde lenf yumruları vagusu etkiliyebilirler. • Retikulo-omasal ve pylorik sfinkterlerde şekillenen

Patogenez:

Ön mideler ve abomasum duvarındaki paraliz önemli bir role sahiptir

Hofflund sendromu oluşan fonksiyonel bozukluğun şekline göre ön ya da arka stenoz olarak iki ayrı formda ortaya çıkar.

1- Ön stenoz: Omasum ve retikulum arasında fonksiyonel bir stenoz (akalazi) vardır. Bunun neticesi ya atoniyle (tympanisiz) ya da hipertoniyle (tympanili) birlikte olan rumen dolgunluğu şekillenir

2- Arka stenoz (Pylorik obstruksiyon ve Abomasal dolgunluk): Pylorisin inatçı fonksiyonel stenozunda

(akalazi) gıda buradan geçemez ve abomasum dolgunluğu ile beraber rumino-retiküler atoni şekillenir. Bu olguda çoğu kez pilorik ülserasyonlar gözlenir.

Fonksiyonel obstruksiyon ve hacim artışının oluştuğu yere ve şiddetine bağlı olarak değişen dercelerde dehidrasyon ve bunun yanı sıra hipokloremik ve hipokalemik alkaloza bir temayül mevcuttur. Genellikle ölüm sebebi oluşan bu tablodur.

Belirtileri:

Bütün formlarında ortak olarak şu belirtileri gözlenmektedir: • Bazen sadece birkaç gün süren iştahsızlık

Bulamaç tarzında dışkı

• Abdomende gazlı ya da gazsız dilatasyon • Rektal muayenede rumen hacminin artışı • Tedaviye cevap alınamaması

Ağır durumlar dışında hayvanın canlılığını sürdürmesi ve uyarımlara olan tepkisinin normal oluşu.

Atoniyle birlikte olan rumen dolgunluğunda:

• Bu form daha çok gebeliğin ileri dönemlerinde ortaya çıkar. • Klinik tablo fazla ağır değildir.

Ancak yem yemede isteksizlik ve buna bağlı olarak kilo kaybı, • Bulamaç tarzında dışkı ve abdominal hacim artışı göze çarpar

• Purgatifler ya da parasempatikomimetiklerle tedaviye cevap alınmaz. Motilite artışı ile birlikte olan rumen dolgunluğunda:

İlk olarak gözlenen işaret orta ya da şiddetli tympanidir. Bazen iştah azalır ve uzun süren durumlarda hayvan zayıflar. • Abdomenin hacmi artmıştır.

• Rumen muhtevası genellikle yumuşak ve köpüklüdür. Rumende hiperaktiviteye rağmen normal rumen sesleri azalmıştır. Dışkı normal ya da bulamaç tarzında olup, miktarı azalmıştır.

Ateş ve nabız normaldir.

• Tympanide veya rumenin gıdai dolgunluğunda uygulanan tedavi bu hastalıkta hiç bir fayda sağlamaz.

• Rumen hareketleri ciddi olarak azalmış ya da tamamen durmuştur. Bazen orta derecede ancak inatçı bir şişkinlik gözlenebilir.

Pylorik obstruksiyon ve Abomasal dolgunlukta:

Bu vakalarda çoğu defa gebeliğin ileri dönemlerinde ortaya çıkar.

• İştahsızlık ve azalmış miktarlarda bulamaç tarzında dışkı ile karakterizedir.

• Abdomenin solundaki ve sağ distalindeki genişlemeye her zaman rastlanılmayabilir. • Genellikle nabzın yükseldiği son safhaya kadar hiç bir sistemik belirti oluşmayabilir. • Rumen hareketleri tamamen kaybolmuştur.

• Hayvan birinci formda olduğu gibi yavaş gelişen bir zaafiyet neticesi ya da abomazum rupturu nedeniyle aniden ölebilir.

• Bu üç tip kombine halde de görülebilir.

Özellikle abomasal tıkanma ve rumen atonisiyle kombine tarzdaki rumen hacminde artış olayı sık gözlenmektedir.

Çoğu vakalarda hematolojik bir anormallik şekilenmez. Ancak akut RPT mevcudiyetinde bu hastalıkla ilgili kan bulguları elde edilebilir. Ayrıca rumene sıvı hücumu ve abomasal dilatasyon olaylarında değişen derecelerde hipokloremik ve hipokalemik alkaloz ve hemakonsantrasyon nedeniyle hematolojik anormallikler saptanabilir.

Tanı ve ayırıcı tanı:

Hipermotilite ile beraber olan rumen hacmindeki artışlar genellikle başka hastalıklarla karıştırılmaz. Ancak bu bozukluğun RPT ya da benzeri bir lezyondan ileri gelip gelmediğine karar vermek güçtür. Rumende atoni olan iki formda tanı kolay olamamaktadır. Diğer karışabileceği hastalıklar:

kronik ve diete bağlı abomasum genişlemesi, • omasum konstipasyonu,

• abomasal pylorusta tıkanmaya yol açan sindirilemeyen nitelikteki yabancı maddeler ve bitkisel bezoarlar,

melenasız seyreden abomasal ülserler,

abomasum mezenteriumunda ve omentumda yağ nekrozu vb. karışabilir.

Özellikle retikulo-omasal geçişin naylon veya paçavra gibi maddelerle tıkanmasıyla vagal indigestionun ayrımı son derece güçtür.

Tedavi:

• Genellikle tatmin edici bir tedavi şekli yoktur. Rumen fazla miktarda sıvıyla dolmuşsa sondayla veya rumenotomiyle boşaltılır. Hipermotilite formu yapılan bu uygulamadan 7-10 gün sonra düzelebilir.

Üç gün süreyle yağlı sürgütler denenir ve bu arada paranteral sıvı tedavisi uygulanır.

• Hayvan gebe ve değerliyse gebeliğin sekizinci ayına kadar hayvana yine parenteral sıvı tedavisi uygulanır. Daha sonra 20 mg ve kas içi yolla Dexamethazon verilir. Bu uygulamayla yavrunun doğması sağlanır. Bazı sığırlar doğumdan sonra düzelir ve sonraki gebelik esnasında tekrar hastalanırlar.

• Gaz oluşumunun fazla olduğu durumlarda kalıcı rumen fistülü yararlıdır.

• Rumenotomi ya da laparotomi ile etken aranabilse de bulunma ve bozukluğun giderilme şansı fazla değildir.

Çoğu kez abomasotomi ve diğer cerrahi girişimlerinde faydası olmaz ve en iyisi hayvanı kesime göndermektir.

RUMEN ASİDOZU