• Sonuç bulunamadı

MİDE ÜLSERİ Tanım :

Belgede sindirim-sistemi-ic-hastaliklari (sayfa 102-105)

• Midenin tunika muskularis tabakasına kadar uzayabilen ve duvar tarzında bir kenarla çevrili, akut ya da kronik mukoza bozukluklarıdır.

• Köpek ve kedilerde genellikle peptik ülserlere rastlanır. Daha çok midenin asit üretmeyen kısımlarında özellikle

antrumda rastlanırlar. Nedenleri :

• Akut yada kronik gastrit yapabilen bütün etkenler

• Ayrıca Pb zehirlenmeleri, mastositoz ve ülserlere yol açan kötü huylu tümörler

• Stres faktörleri

• Helikobakter (Ayrı bir bölümde incelenmiştir).

Patogenez:

• Stres ülserleri genellikle fark edilmemekle

beraber bazen mide duvarına perforasyon yapmak suretiyle akut bir hastalık oluşturup dolaşım şoku ve ölüme neden olabilir.

• Patogenezi tam bilinmemektedir.

• Bazı araştırıcılara göre mide mukozasında strese bağlı olarak oluşan vasokonstriksiyonun ve salgılanan kateşolaminlerin yol açtığı geçici işemiler nedeniyle mukoza nekrozu şekillenir.

Kan akımı normalleşince asit sekresyonu tekrar başlar ve hatta yine stres ve kateşolaminler etkisine bağlı olarak vagal aktivitenin artışı ile histamin salınımındaki artış asit üretimini körükler; böylece nekroze dokular, mide içeriğinin etkisine maruz kalıp ülserleşirler.

• Mastositozda mide içeriğinin sekresyonunun azalması ve mast hücrelerinin degranülizasyonu ile büyük miktarlarda histamin açığa çıkar ve midede histamin etkisiyle hiperasidite ülserleri oluşur.

• İnsanlardaki Zollinger-Ellison sendromuna benzer bir problem olan gastrinomalar pankreasın islet hücrelerinden köken alır ve gastrin salınımına bağlı olarak ülserlere yol açar.

Belirtileri:

İştahsızlık, kusma ve uzun süren durumlarda kilo kaybı • Kusmukta taze kan izleri (hematemez) veya sindirilmiş kan • Melena

Şiddetli kanamalarda aplastik anemi veya hipovolemik dolaşım şoku Kusmaya bağlı dehidrasyon

• Abdomenin palpasyonunda ağrı reaksiyonu

• Mide ülserinin delinmesi ile birkaç dakika içinde ölüm

Tanı:

Hematemez, melena, değişken iştah, bazen anemi, perakut seyirli hipovolemi ve palpasyonda ağrı ile tanıya varılır.

• Tanıda röntgen ve endoskopiden yararlanılır.

• Çift kontrast (hava ve opak madde) radyografilerde geniş ve derin olan ülserler görülebilir.

Ülser kraterleri içine opak maddenin girmediği durumlarda

(özellikle kraterde oluşan fibröz doku nedeniyle giremez) ve yüzeysel olanlar ülserler görülemez.

• Bu nedenle en değerli teşhis yöntemi gastroskopidir.

• Laboratuvar çalışmalarıyla ülsere neden olan organ hastalıklarına ilişkin profil ortaya konabilir.

• Hemogramla rejeneratif tarzda ve genellikle makrositik- hipokromik karakterde anemi saptanır.

Bazen de kronik kanamaya bağlı olarak gelişen demir eksikliği nedeniyle nonrejeneratif anemi de oluşabilir.

• Kanamaya bağlı olarak üremi ve hipoproteinemi görülebilir.

• Gastrin düzeylerine de bakılabilir, ancak bu düzeyin birçok fizyolojik durumda da arttığı unutulmamalıdır, gerekiyorsa (ki gastrinoma şüphesi varsa gerekecektir) gastrin sitümülasyon testleri yapılabilir.

Ayırıcı Tanı: Duodenal ülser, ileus, pankreas nekrozu, gastrit ve yabancı cisimler. Tedavi :

1. Etkenin ortadan kaldırılması, hatta ülserin perforasyonuna engel olmak için hasta kliniğe getirilip götürülürken bile stresin kontrol altına alınması (Anksiyolitikler, örn. Diazepam;1-2 mg /kg, kediler günde iki kere köpeklere daha sık).

2. Antasidler: Günde birkaç defa, mümkünse 2-3 saatte bir 100-400mg Alüminyum hidroksit, Magnezyum hidroksit veya 50mg/kg NaHCO3 içirilmelidir. Alüminyum gastrik motliteyi azaltabilir, fosfatları bağladığından uzun süre kullanılırsa kemiklerde problemler başlatabilir. Antasitlerr düzenli kulanılmazlarsa aksine asit üretimine de yol açabilirler. Zira asit nötralizasyonu asit üretimini kontrol eden feedback mekanizmasının da çalışmasına da engel olurlar. Bu nedenle köpeklerde üretilen asidi nötralize etmek değil H- reseptör blokörleriyle asit üretimini bloke etmek daha önemlidir.

3. H-reseptör blokörleri ve prostoglandinler: Bkz. Akut gastritler

4. Kan nakilleri: Hemotkritte anormal düşüşler olduğu taktirde yapılır. DIC durumlarına dikkat edilmelidir. DIC durumlarında heparin kullanılır. Veya heparin ilave edilmiş kan nakli yapılır. 5. Sıvı tedavisi: Özellikle hipovolemi durumlarında gerekir.

6. 500ml soğuk suda 8mg dozunda adrenalin lavajı ile kanamalı mide ülserleri tedavi edilir. Sıvı yarım saat midede bırakılıp, alınabildiği kadar tekrar alınır. Bu uygulama periton içi de denenebilir. Bu yolla verildiklerinde kardiak etkileri görülmeden portal kan akımını azaltır ve çabuk şekilde metabolize olurlar

7. Perforasyon tehlikesi varsa operasyon. 8. Diyet: Gastritislerdeki ile aynıdır.

HELİKOBAKTERİOZİS

En sık görülenler Helicobacter heilmannii, Helicobacter felis, Helicobacter bizzozeronii’dir. İnsanlarda kansere yol açabilen H.pylori hayvanlarda da saptanmış hatta antropozoonoz

olabileği ileri sürülmüştür. Ancak hayvanlarda kanser yaptığına dair bir bulgu yoktur. • Bu bakterilerin zoonotik olasılığı da düşünülmüş ancak hayvan sahibi olan ve olmayan

ülserli insanların sayısı açısından önemli bir fark gözlenmemiştir.

• Helicobacterlerin hayvanlarda ülser ya da gastrit patogenezinde rol oynayıp oynamadığı henüz tartışmalıdır. Bu olasılık göz önünde bulundurulmalı, bu tür mikroorganizmalar her bulunuşunda bu hastalıklara neden olduğuna emin olunmamalıdır.

• Helikobakterlerin gastritis, lymphoid hyperplasia ya da fibrosis yapabileceğini, bunun bakteri çeşidine ve hayvanın bireysel durumuna göre değişebildiğini ileri sürenler vardır.

Semptomlar:

• Çoğu kez herhangi bir semptoma rastlanmaz. • Bazı hayvanlardaysa gastrit semtomları izlenebilir.

Tanı:

Midede bu bakterilerin görülmesi klinik semptomların bu bakterilerden ileri geldiğini ispatlamaz. Hekim gerek görüyorsa şu yöntemler bakterinin varlığını ortaya koyabilir:

• Endoskopik yolla biyopsi örneğinin histopatolojik muayenesi • Fırça biyopsi sitolojisi

• Işık mikroskopunda, Wright boyasıyla boyanan örneklerde spiral bakterilerin görülmesi veya kültür yapılması

• Ureaz aktivitesinin tayini

• PCR (polymerase chain reactio) testi • Seroloji

Tedavi:

Gerek olup olmadığı tartışmalıdır.

• Helikobakter mevcudiyeti saptanan semptomsuz vakalarda tedavi uygulanmaz.

• Gerek görülen durumlarda ise başlangıçta iki hafta süreyle Amoxicillin günde iki kez 20 mg/kg, Metronidazole günde iki kez 15 mg/kg) ve asit blokörü kombinasyonu uygulanır.

• Ya da Amoxicillin ve azithromycin (günde bir kez 10 mg/kg) veya clarithromycin (günde iki kez 7.5 mg/kg) kombinasyonu uygulanabilir.

Belgede sindirim-sistemi-ic-hastaliklari (sayfa 102-105)