• Sonuç bulunamadı

Uygur Efsanelerindeki Ceza ve Mükâfatın İşlevi

3. Makaleler ve Bildiriler

3.3. Türk Dünyası Efsanelerindeki Ceza ve Mükâfatın İşlevi

3.3.6. Uygur Efsanelerindeki Ceza ve Mükâfatın İşlevi

Efsanelerin, belirli olay, durum, varlık, davranış ve geleneklerin köken ve nedenini açıklama işlevinin üstlenmesinin yanında, sosyal ve kültürel değerlerin korunması ve gelecek kuşaklara aktarılması işlevini üstlendiğini görmekteyiz. Uygur efsaneleri, toplumsal birlik ve bütünlüğün sağlanmasında ve düzenin korunmasında üstlendiği işlevleri açıkça ortaya koymaktadır. Uygur efsanelerinde sıkça rastladığımız konuların başında cezalandırmalar ve mükâfatlar gelir. Toplumsal yapıyı ve düzeni korumak amacıyla efsanelerde sıkça cezalandırma ve yapılan iyi bir iş sonunda mükâfatlandırmanın konu edinildiği görülmektedir. Örneğin, “Moğollar Niçin Mantı Yemezler?”178 efsanesinde peygamberin devesini bir kişi çalıp etinden de mantı yapıp yemiş. Bunun üzerine peygamberin devesini çalan Moğollar için: “Bugünden itibaren, mantı yedikleri anda ölsünler!” diyerek beddua etmiş. Moğol halkı o zamandan beri mantı yememekle cezalandırılmış. Efsane hem bir olayın oluş nedenlerini açıklama işlevi görürken, cezalandırma motifi ile hırsızlık yapan kişi veya kişilerin nasıl lanetleneceğini açıklamaktadır.

“Niçin Kar ve Yağmur Yağar”179 efsanesinde, Allah’ın şefaati üzerine un ve su ihtiyacını karşılamak için yağmur gökten yağmaktaymış. Ancak karşılıksız gelen yiyecek içeceğin kadir kıymeti, günden güne azalarak insanlar arasında müsriflik çok artmış. Bir de günlerden bir gün kadının biri çocuğun poposunu ekmekle silmiş. Bunun üzerine Allah kızıp yağmuru dağa yağdırmış ve unu da kara çevirip insanları cezalandırmış. Efsane örneğinde, una ve ekmeğe saygısızlık, müsriflik yapmak, Allah’ın verdiği nimetlerin değerini bilmeyen insanların nasıl cezalandırıldığı Uygur toplumuna açıkça gösterilmiştir. Başka bir efsane olan “Ayın Yüzündeki Dağ Hakkında Rivayet”180 efsanesinde, ayın kendi güzelliğiyle

178 Adem Öger, “Uygur Efsaneleri Üzerinde Bir Araştırma (İnceleme ve Metinler)”, (Yayımlanmamış

Doktora Tezi, Ege Üniversitesi, Sosyal Bilimler Enstitüsü, İzmir 2008), s.532

179 Adem Öger, “Uygur Efsaneleri Üzerinde Bir Araştırma (İnceleme ve Metinler)”, (Yayımlanmamış

Doktora Tezi, Ege Üniversitesi, Sosyal Bilimler Enstitüsü, İzmir 2008), s.539

180 Adem Öger, “Uygur Efsaneleri Üzerinde Bir Araştırma (İnceleme ve Metinler)”, (Yayımlanmamış

77

övünüp, başkalarını hor görmesi üzerine Allah, kızmış yüzüne kül atıp onu cezalandırmış. Uygur toplumunun kibir, kendini övme ve başkalarını hor görme gibi tavır ve tutum karşısındaki düşüncelerini açıkça gözler önüne sermiştir.

“Yılanın Niçin Ayağı Yok?”181 efsanesinde, Allah’ın verdiği görevi yerine getiremeyen yılan Allah tarafından cezalandırılıp ayaksız kalmaya mahkûm edilmiş. Efsanede Allah’ın koyduğu kuralların yerine getirilmesi gerektiğini ve getirilmediğinde Allah’ın gazabına uğrayabileceklerini Uygur toplumuna öğütlemektedir. “ İnek ve İnsan”182 efsanesinde de Allah’ın buyruklarını, insanlara yanlış ilettiği için inek cezalandırılır. Efsane örneklerinden anlaşıldığı üzere, Uygur toplum yapısı ve inanç sistemi içerisinde Allah’ın koyduğu kurallar, verdiği buyruklar önem arz etmektedir. Bu efsane örnekleriyle Allah’ın koyduğu kurallara uyma ve yerine getirme olgusu insanları eğitme işlevi görür.

Uygur efsanelerinde diğer bir cezalandırma motifi ise “Hayvana Dönüşme” ile yapıldığı sıkça görülmektedir. Örneğin, “Fare Hakkında Rivayet”183 efsanesinde, kasap olan birinin hilekâr, terbiyesiz ve kavgacı olması yüzünden insanların bedduasını almış ve fareye dönüşmüştür. “Hüt Hüt Kuşu Hakkında Rivayet”184 adlı hayvana dönüşüm efsanesinde ise, âlim olan bir hocanın bilgilerini diğer insanlardan kıskanıp, saklaması sonucunda bedduaya uğrar ve hüt hüt kuşuna dönüşür. Bir diğer efsane olan “Papağan Nasıl Peyda Olmuş”185 efsanesinde, kocasına sadakatli olmayan ve verdiği sözde durmayan bir kadın kocasının beddua etmesi sonucunda papağana dönüşür. Tüm bu incelediğimiz efsane örneklerinde kişiler yaptıkları kötü davranışlar sonucunda, insanların beddualarını alarak hayvana dönüşmüşler ve cezalandırılmışlardır. Efsane örneklerinde gördüğümüz üzere, Uygur toplum yapısı ve düzeni içerisinde bu tür yapıda insan veya insanların hoş karşılanmadığını görmekteyiz.

181 Adem Öger, “Uygur Efsaneleri Üzerinde Bir Araştırma (İnceleme ve Metinler)”, (Yayımlanmamış

Doktora Tezi, Ege Üniversitesi, Sosyal Bilimler Enstitüsü, İzmir 2008), s.573

182 Adem Öger, “Uygur Efsaneleri Üzerinde Bir Araştırma (İnceleme ve Metinler)”, (Yayımlanmamış

Doktora Tezi, Ege Üniversitesi, Sosyal Bilimler Enstitüsü, İzmir 2008) , s.552

183 Adem Öger, “Uygur Efsaneleri Üzerinde Bir Araştırma (İnceleme ve Metinler)”, (Yayımlanmamış

Doktora Tezi, Ege Üniversitesi, Sosyal Bilimler Enstitüsü, İzmir 2008), s.579

184 Adem Öger, “Uygur Efsaneleri Üzerinde Bir Araştırma (İnceleme ve Metinler)”, (Yayımlanmamış

Doktora Tezi, Ege Üniversitesi, Sosyal Bilimler Enstitüsü, İzmir 2008), s.589

185 Adem Öger, “Uygur Efsaneleri Üzerinde Bir Araştırma (İnceleme ve Metinler)”, (Yayımlanmamış

78

Uygur efsanelerinde cezalandırma motifinden başka, mükâfatlandırma motifi de karşımıza çıkmaktadır. İnsanların zor durumdan kurtulmak amacıyla ettiği duaları sonucunda kişi veya kişilerin “hayvana dönüşme” ve “yıldıza dönüşme” ile mükâfatlandırıldığını örneklerden anlamaktayız. “Çolpan Yıldızı”186 efsanesinde, zalim birinin eline esir düşen bir kızın Allah’a kurtulması için dua eder. Allah bu temiz kalpli kızın duasını kabul eder onu yıldıza dönüştürür. Efsane de zor durumda kalan bir kızın, hürriyetini, namusunu, şerefini kaybetmek istememesi üzerine dualar etmiş ve Allah kalpten gelen temiz duaları duymuş ve onu mükâfatlandırmıştır. Uygur toplumunun geçmişten günümüze hürriyet, namus ve esir düşmemek gibi durumlarda insanların bakış açısını anlamaktadır. Toplum içerisinde, iyi kalpli insanların duaları ile zor durumlardan kurtulduklarını gözler önüne sermekte, namusu kaybetmektense yıldıza dönüşmeyi tercih etme fikrini aşılayarak, kabul edilmiş davranış biçimlerini sürdürme işlevi görmektedir.

Uygur efsanelerinde de “taşa dönme” sıkça karşılaştığımız motiftir. “Gelin Dağı”187 efsanesinde kaynanasının eziyetlerinden bıkan kızın duası sonucu taşa dönüşür. Efsanede dua ve mükâfatlandırma söz konusudur. Allah kızın çaresizliğine dayanamaz, onu böyle yaşamaktan kurtarır. Taşa dönme bir nevi kişiye verilen hediyedir. İlahî güç, onun duasını kabul eder ve toplum tarafından ayıplanmasını değil yüceltilmesini sağlar. Halkın bazı değer yargılarına verdiği önem her şeyin üstündedir. Bunu bilen insanlar bu ibret kanıtlarını yeni nesillere gösterir; değer yargılarının sahiplenilmesini ve onlara ne olursa olsun sahip çıkılmasını sağlar.

Diğer bir mükâfatlandırma örneği olan “Süleyman Padişah’ın Çocuk Sahibi Olması”188 efsanesinde, çocuğu olmayan Süleyman Padişah’ın Allah yalvarmışı sonucunda tulumun bebeğe dönüşmesinin eşinin, kayınpederinin ve kendisi arasındaki sırların söylenmesi sonucunda olacağını konu edinir. Üçü sırlara ortaya döktükten sonra tulum can bulur ve bebeğe dönüşür. Süleyman Padişah, Allah’ın isteğini yerine getirmiş ve

186 Adem Öger, “Uygur Efsaneleri Üzerinde Bir Araştırma (İnceleme ve Metinler)”, (Yayımlanmamış

Doktora Tezi, Ege Üniversitesi, Sosyal Bilimler Enstitüsü, İzmir 2008), ss.543-545

187 Adem Öger, “Uygur Efsaneleri Üzerinde Bir Araştırma (İnceleme ve Metinler)”, (Yayımlanmamış

Doktora Tezi, Ege Üniversitesi, Sosyal Bilimler Enstitüsü, İzmir 2008), ss.631-632

188 Adem Öger, “Uygur Efsaneleri Üzerinde Bir Araştırma (İnceleme ve Metinler)”, (Yayımlanmamış

79

mükâfatlandırılmıştır. Efsanede Allah’ın varlığına, isteklerinin yerine getirilmesi gerektiğine, isterse cansız bir varlığa bile can verebileceği mesajı vardır.

“Güvercin ve Karga”189 efsanesinde, Nuh Peygamber’in istediklerini yapan güvercine, hiçbir şeyin zararı dokunmaması ve günlerini hep tok geçirmesi için dua etmiş, itaatsizlik eden kargaya ise pislik karıştırıp yasasın, diye beddua etmiş. Yaptığı iyilik karşısında güvercin mükâfatlandırılmış, karga ise cezalandırılmıştır. “Kedinin Niçin Sırtı Yere Gelmez”190 efsanesinde, Davut Peygamber’i tehlikeden kurtaran kediye dua etmiş ve Allah duasını kabul etmiş. Kedinin ondan sonra sırtı yere gelmez olmuş. Uygur toplumu veya diğer Türk toplumlarında da Peygambere yardım eden hayvanlar kutsanır ve halkın sevgisini kazanırken, kötü huylu olan, açgözlü olan hayvanlar lanetlenmiş ve insanoğlunun sevmediği hayvanlara dönüşmüştür.

Türk toplumların da ve İslamiyet inançları içerinde yaşlıya, düşküne, yardım isteyen bir çaresiz kişiye veya dilenciye kayıtsız kalmak kabul edilmeyen bir davranış olmuştur. Uygur efsanelerinde yer alan “Hızır Aleyhisselam ve Karakaş”191 efsanesinde, dilenciye yardım eden Karakaş’a dualar eder. O günden sonra Karakaş adlı memleketin malı mülkü bollaşır. Karakaş adlı yer dilenciye ettiği yardımın meyvelerini alır. Uygur toplumunun dilenciye ya da yardım isteyen birisine karşı tutumunu açıkça anlaşılmaktadır. İslami ögelerinde içinde bulunduğu efsane örneği, insanı doğruya sevk eden, inançlı olmayı vurgulayan ve en önemlisi iyi insan olmayı öğütlemektedir. Efsane, kabul edilmiş davranış biçimlerini sürdürme işlevi görmektedir.

Uygur efsaneleri incelendiğinde, sosyal ve kültürel değerlerin korunması ve gelecek kuşaklara aktarılması işlevini üstlendiğini görürüz. Bununla ilgili olarak efsanelerde, müsriflik, hırsızlık, kibir, sahtekârlık, kıskançlık, sadakatsizlik gibi davranışlar cezalandırma ile sonuçlanırken; buna karşın toplum tarafından kabul gören tavır ve davranışlarda bulunanların ise ödüllendirildiği görülmektedir. Bu durum, efsanelerin toplumsal birlik ve

189 Adem Öger, “Uygur Efsaneleri Üzerinde Bir Araştırma (İnceleme ve Metinler)”, (Yayımlanmamış

Doktora Tezi, Ege Üniversitesi, Sosyal Bilimler Enstitüsü, İzmir 2008), s.565

190 Adem Öger, “Uygur Efsaneleri Üzerinde Bir Araştırma (İnceleme ve Metinler)”, (Yayımlanmamış

Doktora Tezi, Ege Üniversitesi, Sosyal Bilimler Enstitüsü, İzmir 2008), s.559

191 Adem Öger, “Uygur Efsaneleri Üzerinde Bir Araştırma (İnceleme ve Metinler)”, (Yayımlanmamış

80

bütünlüğün sağlanmasında ve düzenin korunmasında üstlendiği işlevleri açıkça ortaya koymaktadır.