• Sonuç bulunamadı

Uygun illiyet bağı kavramı Eren tarafından; ‘‘somut olayda gerçekleşen türden

bir sonucu, olayların normal akışına ve hayat tecrübelerine göre, mahiyeti ve ana temayülü itibariyle meydana getirmeğe genel olarak elverişli olan veya bu türden bir sonucun gerçekleşme ihtimalini objektif olarak artırmış bulunan zorunlu şartla söz konusu sonuç arasındaki bağa uygun illiyet bağı denilir.’’ şeklinde tanımlanmıştır.370

İsviçre Federal mahkemesinin tanımına göreyse uygun illiyet bağı ‘‘olayların normal

akışına ve genel yaşam deneyimlerine göre bir olgunun meydana gelen türden bir sonucun doğumu açısından elverişli olması ve bu nedenle sonucun meydana gelmesinin bu olgu dolayısıyla kolaylaştığı halde’’371 varlığı kabul edilen bağdır. Her

iki tanım da son derece paralel olmakla birlikte, tanımların ortak paydası olan ‘‘davranışın söz konusu sonucu meydana getirebilecek nitelikte (elverişli) olması ya da onun gerçekleşme ihtimalini objektif olarak arttırmış olması’’ hususunun tespiti ise tamamen günlük hayattaki tecrübelere dayanır.372 Öyleyse hayatın olağan akışı çerçevesinde, yardımcı kişinin zarar doğuran davranışının o zararı doğurmaya elverişli olması uygun illiyet bağı şartının sağlanması demektir.

TBK 116. maddesi kapsamında sorumluluğun doğabilmesi için alacaklının

369 Şart olarak genel terim olan ‘‘illiyet bağı’’ değil, doğrudan ‘‘uygun illiyet bağı’’ tabiri tercih edilmiştir. İlliyet bağı kavramı, en temelde mantıki (tabi/doğal) illiyet bağı ve uygun illiyet bağı olmak üzere iki farklı görünümle karşımıza çıkabilir. Mantıki illiyet bağı, sonuca giden yolda gerçekleşen her davranışı, hayatın olağan akışına ilişkin bir süzgeçten geçirmeksizin sebep kabul edebilmekte böylece sebep ile sonuç arasında kronolojik ve mevcut alelade bir bağlılığı yeterli görerek sorumluluğu doğurmaktadır. Bu anlayış doktrinde çok sayıda yazar tarafından sorumluluk alanını genişleteceği ve somut olay adaletinin sağlanamaması sonucunu doğuracağı gerekçesiyle eleştirilmiştir. Söz konusu eleştirilerden bir kısmı için bkz. Antalya (Genel Hükümler Cilt II), s. 207; Atamer, Y. M.: Haksız Fiillerden Doğan Sorumluluğun Sınırlandırılması, İstanbul 1996 (Haksız Fiil), s. 41.

370 Tanımın alındığı eser, Eren , F.: Sorumluluk Hukuku Açısından Uygun İlliyet Bağı Teorisi, Sevinç Matbaası, Ankara 1975 (Uygun İlliyet Bağı), s. 52.

371 Karar (BGE 41 II 90, 94) için bkz. Antalya (Genel Hükümler Cilt II), s. 209. 372 Eren (Uygun İlliyet Bağı), s. 64.

uğramış olduğu zarar ile yardımcı kişinin davranışı arasında uygun illiyet bağı aranacaktır373 fakat söz konusu illiyet bağının TBK 116 açısından kendine özgü bir özellik taşıdığının da altı çizilmelidir. Zira, zararı doğuran davranışın borcun ifasına/hakkın kullanılmasına yönelik olarak meydana gelmiş olması şartı da unutulmamalıdır. Söz konusu şart genel bir şart olan uygun illiyet bağı şartına eklenmekte ve tezin ileriki aşamalarında374 ‘‘fonksiyonel bağlılık’’ terimi ile ele alınacak olan bir özel şartı375 doğurmaktadır.

İlliyet bağı şartı, elbette tüm sorumluluk tiplerinin olmazsa olmaz şartıdır. Ancak kusursuz sorumluluklar açısından teşkil ettiği önemin altı ayrıca çizilmelidir. Kusursuz sorumluluk tiplerinde sorumluluğun kusura bağlı olmaması (kusurun aranmaması) sonucu illiyet bağı kavramı önem kazanmakta çünkü tazminat borcu davranış ile zarar arasında doğan illiyet (neden-sonuç) bağına dayandırılmaktadır.376 Bu bize kusursuz sorumluluk hallerine ‘‘sebep sorumluluğu’’ adının da verilmesini hatırlatmakta, zarar ile sebep arasındaki bağın kusursuz sorumluluk tipleri açısından ne derece önemli olduğunu gözler önüne sermektedir.

Uygun illiyet bağının kurulup kurulmamış olmasının, TBK 116 kapsamında doğacak olan sorumluluk açısından (sorumluluktan kurtulabilme ya da kurtulamama

373 Uygur (Sorumluluk ve Tazminat), s. 3227; Akipek (Alt Vekalet), s. 142.

374Söz konusu fonksiyonel bağ hususunu çalışmamız kapsamında ileride ele alacağımız için burada sadece değinmeyi uygun görmekteyiz. Fonksiyonel bağ şartına ilişkin açıklamalar için bkz. İkinci Bölüm: Yardımcı Kişinin Fiilinden Sorumluluğun Şartları/II. Özel Şartlar/D. Yardımcı Kişinin Borca Aykırı Bir Davranışla Alacaklıya Zarar Vermiş Olması: Fonksiyonel Bağ Şartı.

375 Uygun illiyet bağı şartı ile ‘‘fonksiyonel bağlılık’’ şartı adı altında kaleme alınacak olan şart birbirine karıştırılmamalıdır. Uygun illiyet bağı şartı, yardımcı kişinin fiilinin (hayatın olağan akışına göre yapılan bir değerlendirmeyle) söz konusu zarara sebebiyet verip vermeyeceğinin ele alınmasıyken; fonksiyonel bağlılık şartı, borçlunun yardımcı kişinin hangi fiillerinden sorumlu tutulup hangi fiillerinden sorumlu tutulmayacağına ilişkin bir şarttır.

noktasında) pratik bir önemi haiz olduğunun da altını çizmek gerekir. TBK 116, kanun koyucu tarafından kurtuluş kanıtı getirilebilmesi ihtimali ortadan kaldırılmış bir sorumluluk tipi olduğundan borçlunun sorumluluktan kurtulabilmek adına sığınabileceği limanlar son derece kısıtlıdır: Borçlu ya doğrudan sorumluluğun bir özel şartının somut olayda bulunmadığını (örneğin ‘‘borçlunun farazi kusuru’’ şartının bulunmadığını -ki bunu ileri sürüyorsa borçlunun farazi kusurunu arayan görüşü benimsenmiş demektir-) ya da illiyet bağının hiç kurulmadığını, kurulduysa da bu bağı kesen nedenlerden birinin somut olayda bulunduğunu ispat ederek sorumluluktan kurtulabilir. Gerçekten de kurtuluş kanıtı getirebilmekten mahrum borçlunun çıkış yolu, doğrudan sorumluluğun şartlarından birini bertaraf edebilmekken, uygun illiyet bağı şartının mevcut olmadığını ispat etmeye çalışmak da bu çıkış yollarından birisidir. Bu da göstermektedir ki alacaklı açısından zararın tazmininin talep edilebilmesi için sağlanması gereken uygun illiyet bağı şartı, sağlanamaması halinde borçluyu sorumluluktan kurtarmakta ve hem alacaklı hem borçlu açısından kritik bir önem arz etmektedir.

İlliyet bağını kesen sebepler377 TBK 116 kapsamında doğacak olan sorumluluk açısından da aynen geçerlidir ve illiyet bağının kesilmiş olması halinde sorumluluktan da bahsedilemez.378

377 İlliyet bağını kesen sebepler umulmayan hal, mücbir sebep, üçüncü kişinin ağır kusuru ya da zarar görenin ağır kusurudur. İlliyet bağını kesen nedenlerin sorumluluğu ortadan kaldıracağına ilişkin bkz. Antalya (Genel Hükümler Cilt II), s. 227 vd.; Yavuz, C., s. 40. İlliyet bağını kesen nedenlerin detaylı olarak ele alınması için bkz. Eren (Uygun İlliyet Bağı), s. 174 vd.