• Sonuç bulunamadı

Uygulama Topluluğu Ġle Ġlgili AraĢtırmalar

2 ĠLGĠLĠ ARAġTIRMALAR

2.5 Uygulama Topluluğu Ġle Ġlgili AraĢtırmalar

Bu başlık altında diğer ülkelerde ve Tükiye‘de, uygulama topluluğu ile ilgili yapılmış olan bazı araştırmalara değinilmiştir.

2.5.1 Diğer Ülkelerde YapılmıĢ Olan Uygulama Topluluğu Ġle Ġlgili AraĢtırmalar

Amerika‘da fen eğitiminin yetersiz olması, öğrencilerde yeteri kadar merak duygusu uyandırmamsı nedeni ile LabNet adlı bir proje başlatılmıştır. Proje, 1989- 1992 yılları arasında gerçekleştirilmiş ve Ulusal Fen Kurumu tarafından desteklenmiştir. Projeye, 37 eyaletten 562 fizik öğretmeni katılmıştır. LabNet, bir internet ağ sistemi ve bir uygulama topluluğudur. Bu ağ sistemi ile öğretmenlere eğitim verilmiş ve kendi aralarında da iletişim kurmaları sağlanmıştır. Bu kapsamda sağlanan uzaktan eğitim uygulaması, başarılı bulunduğu için ileriki dönemde, hem ortaöğretim hem de ilköğretim düzeyinde fen eğitiminde kullanılması planlanmıştır. (Ruopp 1993)

Amerika‘da yapılan bir araştırmada, öğretmenlerin mesleki gelişimlerinin sağlanmasında uygulama topluluğu kullanılmıştır. Araştırmaya, okul öncesi eğitim veren 18 öğretmen katılmıştır. Araştırma kapsamında oluşturulan çalışma, Çoklu Okuryazarlığı Destekleyen Rehberli Öğrenme (Guided Inquiry supporting Multiple Literacies (GIsML) olarak adlandırılmıştır. Özellikle, öğretmenlerin fen öğretimi yeterlilikleri üzerine araştırma yapılmıştır. Araştırmada, hem üniversitede çalışan eğitimciler hem de okul temelli eğitimciler görev almıştır. Oluşturulan uygulama topluluğunda, bu eğitimciler ve öğretmenler arasında etkileşim, bilgi alışverişi sağlanarak fen öğretimi yeterliliklerinin arttırılması hedeflenmiştir. Araştırma sonucunda öğretmenlerin, fen öğretimi yeterliliklerinin arttığı belirlenmiştir. (Palincsar, Magnusson, Marano, Ford, Brown 1998)

Eğitim anlayışında ortaya çıkan ‗öğrenci‘ kavramı beraberinde ‗sınıf‘ , ‗öğretmen‘ kavramını da getirmiştir. Sınıfların olduğu bir yerde, öğretmenler de olmaktadır ve dolayısıyla öğretmenlerden oluşan bir topluluk ortaya çıkmaktadır. Amerika‘da yapılan bir araştırmada, öğretmenlerin mesleki hayatlarında oluşan bu topluluğun dinamikleri incelenmek istenmiştir. Araştırmaya 11 öğretmen katılmıştır. 2,5 yıl süren araştırmada öğretmenler ve araştırmacılar, düzeli olarak belirli aralıklarla bir araya gelmişler ve deneyimlerini paylaşmışlardır. Araştırma sonunda, öğretmenlerin eğitim deneyimleri kadar politik görüşlerini de paylaştıkları, birbirileri ile etkileşimleri olduğu belirlenmiştir. (Thomas, Wineburg, Grossman, Myhre, Woolworth 1998)

Öğretmenler, verilen işlemleri yapan bir teknisyen olmaktan ziyade, eğitim sürecinin içinde yaratıcılıklarını işin içine katan birer eğitimci olmak istemektedirler. Almanya‘da yapılan eğitim reformunun ardından, ilköğretim öğretmenlerinin yapılan bu reformu nasıl algıladıkları ve değerlendirdikleri üzerine bir çalışma yapılmıştır. Araştırmada, öğretmenlerin mesleki gelişimlerine katkı sağlamak amaçlanmıştır. Araştırma süresince özellikle öğretmenlerin, iş ya da sınıf ortamında neler ile karşılaştıklarını daha net yansıtabilmeleri açısından, uygulama topluluğu kullanılmıştır. (Imants 2002)

Ison (2005), çevre yönetimi ile ilgili yazısında, çevre yönetimi açısından grup çalışmasının öneminden bahsetmiştir. Bu kapsamda uygulama topluluğuna değinen yazar, bir araya gelen grupta daha sağlam dinamiklerin oluşacağını ve sürdürülebilirlik açısından, çevresel yönetimde daha olumlu çıktılar elde edileceğini vurgulamıştır.

Hong Kong Üniversitesi‘nce gerçekleştirilen bir araştırmada, öğretmenleri rehber/danışman olarak incelemek ve mesleki yeterliliklerini değerlendirmek istenmiştir. Öğretmen araştırmalarında çoğunlukla, öğretmen- öğrenci etkileşimi değerlendirilmeye çalışılmaktadır. Fakat öğretmenlerin rehber olarak, öz-değerlendirmelerinin de mesleki yeterliliklerinin gelişmesinde önemli olduğu belirtilmektedir. Bu amaçla görüşme yapılan 2 öğretmenin öz-değerlendirmesi, Wenger‘in belirttiği uygulama topluluğu temalandırması (Katılım, İmgeleme, Sıralama; Bağlılık, Genişleme, Etkililik) kapsamında incelenmiştir. Araştırmacılar bu tamalandırmayı ‗Wengerian Matriks‘i olarak tanımlamışlardır. Bu araştırmayı diğerlerinden ayıran nokta, bu araştırmada ‗uygulama topluluğu‘nun bir öğrenme ortamı olarak değil, veri analizi amacı ile kullanılmış olmasıdır. Araştırma sonucunda bireyin, mesleki yeterliliğini daha net açıklayabildiği belirtilmekte ve daha farklı alanlarda, uygulama topluluğu temelandırmasının araştırılması önerilmektedir. (Kwan, Lopez- Real 2010)

Singh (2011) Güney Afrika‘da yapmış olduğu çalışmasında, üniversite öğrencileri ve öğretim elemanları ile birlikte çalışmıştır. Araştırmaya, 283 öğrenci ve 6 öğretim elemanı katılmıştır. Öğrenciler hava kirliliği, çevre kirliliği, toplumsal kalkınma, bitki biyokimyası ve bitki fizyolojisi derslerini almış olanlar arasından seçilmiştir. Öğrenciler, uygulama topluluğu kapsamında gruplara bölünmüştür. Kendileri ile arazi çalışması ve arazide

etkinlikler yapılmıştır. Araştırmada, nitel metodoloji kullanılmış; odak grup görüşmesi, açık uçlu sorular, kamera kayıtları, gözlemci notları ile veri toplanmıştır. Araştırma sonucunda öğrencilerin, birbirlerinin çevresel farkındalıklarını arttırdıkları, yerel çevresel sorunlara daha çok odaklandıkları görülmüştür.

Diğer ülkelerde yapılan araştırmalarda uygulama topluluğunun, öğretmenlerin mesleki gelişiminde yaygın olarak kullanıldığı; fakat çevre eğitimi kapsamında kullanımının çok yaygın olmadığı görülmektedir.

2.5.2 Türkiye‟de YapılmıĢ Olan Uygulama Topluluğu Ġle Ġlgili AraĢtırmalar

Günümüz bilgi çağında, özellikle eğitim sisteminden beklenen yaşam boyu öğrenmeyi sağlayabilecek yetilerin kazanımının sağlanmasıdır. Bilginin bu denli fazla olması beraberinde, uzmanlaşmayı da getirmiştir. Uzmanlaşma ile belirli bir alana dair bilginin edinilmesi, oluşturması ve yansıtılması ifade edilmektedir. Bu kavram, daha çok yükseköğretim alanına yönelik olarak kullanılmaktadır ve uzmanlaşmanın gerçekleşebilmesi için eğitimde, yapılandırmacı yaklaşım ön plana çıkmaktadır. Yapılandırmacı yaklaşımda, bilginin ezberlenmesi değil bilgi değiştikçe, derinleştikçe kişinin de kendi bilgi sistemini düzenleyebilmesi önemli olmaktadır, dolayısıyla bilişsel öğrenme ön plana çıkmaktadır. Bilişsel öğrenmenin nasıl gerçekleştiğini açıklamaya yönelik çeşitli araştırmalar bulunmaktadır. Kolb, Deneyimsel Öğrenme modelinde kişinin çeşitli deneyimler edinerek, bu süreçte bilgiyi yapılandırdığını öne sürerken; Wenger ise sosyal etkileşim içerisinde, Uygulama Topluluğu ile öğrenmenin gerçekleşebileceğini belirtmektedir. Uzmanlık eğitimi kapsamında hem Kolb‘u Deneyimsel Öğrenme modeli hem de Wenger‘in Uygulama Topluluğu üzerinde durulması ve incelenmesi gereken bir konu olarak karşımıza çıkmaktadır. (Gürol 2005)

Baran (2007), doktora çalışmasında e-öğrenme kapsamında, öğretmen adaylarının çevrim içi öğrenme durumlarını, kendilerini güdüleyen ya da engelleyen unsurları incelemiştir. Araştırmanın yönteminde, üniversite öğrencisi öğretmen adaylarından oluşan, iki çevrimiçi uygulama topluluğu kullanılmıştır. Araştırma sonucunda, güdüleyici

unsurlardan bazıları kendine güven, fedakârlık, samimiyet, sorumluluk almak olarak nitelenirken; engelleyici unsurlardan bazıları tartışmaya girmekten çekinme, en az çaba ile en çok faydayı sağlama amacında olma, diğer şahısların varlığını hissetme olarak tanımlanmıştır.

Altun (2008), öğretmen adayları üzerine yapmış olduğu çalışmasında, proje tabanlı bir eğitimi internet ortamında kullanımını sağlamıştır. Uygulamada, web 2.0 kullanımı kapsamında, viki ortamında işbirlikli öğrenme deneyimlerini ve sistem ile olan etkileşimini incelemiştir. Araştırma sonucunda öğrencilerin, viki kullanımı için daha fazla bilgi edinme ihtiyacı içinde oldukları ve uygulama topluluğu oluşturma eğiliminde oldukları belirlenmiştir.

Altındiş (2010) sağlık hizmeti açısından bilgi yönetiminin, hasta güvenliğine olan katkısını kavramsal bir çerçevede incelemiştir. Buna göre sağlık hizmeti veren kurum ve kuruluşlar, sağlam bir bilgi yönetim sistemine sahip olurlar ise tüm paydaşlar (doktor, hemşire, eczacı, hasta, sigorta şirketleri, hastane yönetimi vb) arasında sağlıklı bir bilgi paylaşımı olabileceğini vurgulamaktadır. Bu sayede, paydaşların katkısı ile oluşan uygulama topluluğu, hizmet kalitesinin artmasına yardımcı olacaktır.

21. yy. bilişim sektörünün hızla geliştiği bir dönemdir. Bu süreçte, e-öğrenmenin de gelişim gösterdiği görülmektedir. E-öğrenme 1.0‘dan, e-öğrenme 2.0‘a doğru bir gelişim kaydedilmektedir. E-öğrenme 2.0‘ın en belirgin özellikleri arasında ‗viki‘ sitelerinin, facebook gibi sosyal paylaşım ağlarının ve kişisel blogların oluşması gösterilebilir. Özellikle e-öğrenme açsından, sosyal paylaşımın kullanımının önemli olduğu ve bu anlamda ―uygulama topluluğu‖ kapsamında çalışmalar yapılması gerektiği vurgulanmaktadır. (Atıcı, Yıldırım 2010)

Türkiye‘de yapılan uygulama topluluğu ile ilgili araştırmaların, çoğunlukla uzaktan eğitim (e-öğrenme) üzerine olduğu görülmektedir. Çevre eğitimi kapsamında, uygulama topluluğunun kullanımına henüz rastlanmamıştır. Bu kapsamda araştırma, alanda görülen bu boşluğu doldurma yönünde bir çaba olarak nitelenmektedir.