• Sonuç bulunamadı

Turgut Özal’ın Vizyonuna, Felsefesine ve Ekonomik Anlayışına Genel Bir

Turgut Özal Türkiye’nin siyasal hayatını, izlediği politikalarla derinden etkilemiş, birçok yeniliğe imza atmış ve günümüz siyasetinin şekillenmesi doğrultusunda belirleyici bir hat çizmiştir. Özal’ın çizdiği bu hat ve düşünceleri, Türk siyasal hayatında kendisini ayrı bir noktaya taşımıştır. Özal’ın çok iddialı hedeflere verdiği öncelik ve icraatları kendisini seleflerinden farklı kılan etmenlerin başında gelmektedir176.

Özal politikalarının şekillenmesi ve hayata geçirilmesi Turgut Özal’ın kişiliği ile çok yakın ilişkilidir. Özal'ın iç politika aktörleri ile olduğu kadar ordu ile de arasının iyi olması 1982 darbesinin yönetici kadrosunun ekonominin dümenine onu getirmesinin göstergesidir. Bunlara ek olarak liberal bir görüntü sergilemesi ve farklı gruplarla olan ilişkilerinin yanı sıra dindar bir siyasetçidir. Nakşibendi tarikatıyla bağını gizleme gereğini hiç duymamıştır. Öyle ki, Cüneyt Arcayürek Demokrasi Dönemecinde Üç Adam isimli eserinde Cumhurbaşkanı Kenan Evren’in 5 Ocak 1984’teki bir olayı aktararak Turgut Özal’ın yaptığı iki teklifin midesini bulandırdığını belirtir. Evren, Özal’ın kendisinden protokol sıralamasında Diyanet İşleri Başkanı’nın yerini üst sıralara almayı teklif ettiğini ayrıca Nakşibendi Şeyhlerinden Şeyh Raşit Erol’un Bozcaada’da zorunlu ikamet cezasının kaldırılması ricasında bulunduğunu belirtmiştir177.

Turgut Özal; hem özel sektörle içli-dışlı ilişkileri nedeniyle özel sektör mantığına haiz oluşu hem de bürokrasi geçmişi dolayısıyla devlet mekanizmasını kavrayışı ayrıca uluslararası finans merkezleriyle ve kurumlarıyla (özellikle IMF ve

175 Çınar, a.g.e., s.12.

176 Muhittin Ataman, Özal ve İslam Dünyası: İnanç ve Pragmatizm, İhsan Sezal ve İhsan

Dağı (ed.), Özal, Siyaset, İktisat, Zihniyet, Boyut Yayıncılık, İstanbul 2003, s. 350-351.

177 Cüneyt Arcayürek, Demokrasi Dönemecinde Üç adam, Bilgi Yayınevi, Ankara, 2000,

48

Dünya Bankası) yakın ilişkileri ekonominin farklı boyutlarına hâkim bir kişilik olarak değerlendirilmesini gerektirmektedir178.

24 Ocak 1980 kararlarıyla Türkiye’yi küreselleşme kavramıyla buluşturan ve “serbest piyasa” kuralları ilkeleriyle hareket eden Turgut Özal devletin de bir şirket gibi yönetilmesini savunmuştur. Nev-i şahsına münhasır bir kişilik olan Turgut Özal Türkiye’de amaçladığı doğrultuda bir dönüşümün gerçekleşmesini sağlamış, devletin şirket gibi yönetilmesinden söz ederken esasen piyasanın kurallarına uygunluğu ve rekabet yeteneğinin ön plana çıkarılmasını kastetmiştir. Elbette, şirket gibi yönetmek, daha sonra “Özallaştırma” da denilen kendine özgü “özelleştirme”leri ve bazı sektörlerin yabancı sermayenin eline geçmesini de kapsamıştır179.

ANAP’ın iktidar koltuğuna oturması, özel sektörle ve büyük işadamları ile içli dışlı ilişkiler içinde bulunması, işadamlarının lüks yatlarında ve malikânelerinde verilen davetlerde Turgut Özal’a sık sık rastlanması, dış ülkelere yaptığı seyahatlere iş adamlarını da götürerek ticari bir fethe kumandanlık etmesi bu dönemin en belirgin özelliklerindendir180. Hatta iş adamları ile ilişkisi o boyuttadır ki bizzat Vehbi Koç, askeri yönetime ricacı olup Turgut Özal’ın mevcudun içinde meseleleri en iyi bilen bürokrat olarak görevde kalmasını istemiştir. Özal hakkındaki ihbarların kötü niyetli insanların uydurması olduğunu belirtmiştir181

Turgut Özal ekonomiyi dışa açmış, demokrasinin gelişmesinde etkin rol oynamış, ülkenin siyasi, ekonomik ve sosyal yaşantısını şekillendirmiştir. Büyük bir kesime göre Özal, dünyayı izleyen 'vizyoner' bir politikacıdır182.

Özal, "21. Yüzyıl Türkiye'nin ve Türklerin asrı olacaktır" demiştir. Türkiye imajını yükseltmeye çalışmıştır. Sovyetler Birliği'nin parçalanması ve Doğu-Batı çatışmasının sona ermesinden sonra, Özal Türkiye'nin bölgede önemli bir rol

178 Erman Akıllı, Türkiye’de Devlet Kimliği ve Dış Politika, Nobel Yayınları, Ankara, 2016,

s.75.

179 Ali Sirmen, Anonim Şirket de Böyle Yönetilmez

http://www.cumhuriyet.com.tr/koseyazisi/232381/Anonim_Sirket_de_Boyle_Yonetilmez.html (Erişim Tarihi: 21.11.2017)

180 Rıfat N. Bali Birim Dergisi, S.114, Ekim 1998

İşadamları ve Siyaset: Pragmatik Bir Aşk Hikâyesi! http://www.birikimdergisi.com/birikim- yazi/5798/isadamlari-ve-siyaset-pragmatik-bir-ask-hikayesi#.WiAF4lVl-Ul (Erişim Tarihi: 21.11.2017)

181 Haluk Alkan, Türkiye'de İşadamı Örgütleri ve Devlet, Birim Dergisi S.11, Ekim 1998.

http://www.birikimdergisi.com/birikim-yazi/5800/turkiye-de-isadami-orgutleri-ve- devlet#.WiAEdVVl-Uk (erişim Tarihi: 21.11.2017)

182Resul İzmirli vd., “Dönüşümcü Bir Lider Olarak Turgut Özal”, Dumlupınar Üniversitesi

49

oynadığını düşünmüştür. Adriyatik denizinden Çin Seddi'ne kadar olan Türk nüfusundan bahsetmesi, dünya çapında büyük yankılara neden olmuştur183.

Turgut Özal özgürlükçü bir karaktere sahiptir. Türk insanının gelişimini her anlamda engelleyen yasaklarla karşı cesaretle mücadele etmiştir. Turgut Özal, düşüncenin, inançların, ekonominin, siyasetin, önündeki engellerin çoğunu kaldırmayı hedeflemiştir. Özal, iktidara geldiği günlerden itibaren temel özgürlükler olarak kabul edilen; düşünce ve ifade, din ve vicdan ve örgütlenme özgürlüğü gibi konulara değinmiştir. Özal, bu özgürlüklerin sadece liberal ve demokratik toplumlar için geçerli olduğunu ifade ederek, ekonomik gelişmenin tek başına bir toplumun gelişimi için yeterli olamayacağını ve demokratik özgürlüklerin de yerine getirilmesinin gerekliğini dile getirmiştir184.

Turgut Özal, aynı zamanda 1980 sonrası dönüşün yenilikçi akımın kurucusudur. Özal ile birlikte Türkiye, dış politikadan ekonomiye, bürokrasiden devlete, toplumdan bireye derin bir değişim geçirmiştir. 6 Kasım 1983'te yapılan Genel Seçimlerden 211 milletvekili ve çoğunluğun desteğini alan Anavatan Partisi (ANAP), yüzde 45,14 oy oranı ile tek başına iktidara gelmiştir185.

6 Kasım 1983 tarihli ANAP parti programına göre, Özal'ın felsefesinin temelini oluşturan dört temel değer vardır. Bunlar; milliyetçilik, muhafazakârlık, sosyal adalet ve rekabete açık serbest piyasa ekonomisidir. Bu değerleri sıkça vurgulayan Özal, özellikle başkanı olduğu siyasi partinin içinde sosyal demokrat, milliyetçi, muhafazakâr ve liberal fikirlerin egemen olmasına önem vermiştir. Liberal bir politikacı olarak Özal, bürokrasinin azaltılacağı, yerel yönetimlere yetki devredileceği ve Türkiye'de faaliyet gösteren bir piyasa ekonomisi olacağı yönündeki liberal bir söylemi savunarak iktidara gelmiştir186.

Özal’ın, devletin müdahaleci yapısını sınırlamaya istekli olduğu önemli bir gerçektir. Turgut Özal, devletin liberal politika çerçevesinde, devletin düzenleyici bir aktör olmasından çok, ekonomide öncü bir rol oynaması gerektiğini savunmuştur.

183 İzmirli, a.g.e., s.256

184 Yusuf Çınar, Turgut Özal ve Ak Parti Dönemleri Türk Dış Politikasına Teorik Bir Bakış

Örneği: Liberal Düşüncenin Türk Dış Politikasına Etkisi, Akademik Bakış Dergisi, Sayı 6, Ekim 2011, s.9

185 Lale Dündar, Özal Dönemi Türk Dış politikasında Turgut Özal’ın Kişisel Özelliklerinin

Rolü, Ankara Üniversitesi Türk İnkılâp Tarihi Enstitüsü Atatürk Yolu Dergisi S. 58, Bahar 2016, s. 4-5

50

Bu düşünceleri sağlık, sosyal hizmetler, eğitim ve sosyal güvenlik alanlarında uygulanan özelleştirme politikalarıyla uygulamaya geçirmeye çaba sarf etmiştir187.

Özal, Adam Smith'in görünmez el ilkesini uygulamaya koymak istemiştir. Özal’a göre, ekonomiye sınırlı müdahale edilmelidir. Piyasa ekonomisi, bireyselleşmeyi kalkınmanın başlangıç noktası olarak kabul etmiştir. Buna paralel olarak, demokrasi ve özgürlükler piyasa ekonomisinin bir gereği kabul edilir. Bu çerçevede devletin gücünün birey lehine sınırlandırılması gerektiğini savunmuştur. Bu bağlamda devlet, ekonomi konularında bir düzenleyici araç görevi görmelidir ve gerek gördüğünde ekonomiye müdahale etmelidir. Yani ekonomik faaliyetlerde devlet, genel olarak tüm ulusa hitap edebilecek altyapı dostu hizmetlere odaklanmalıdır. Bu bakış açısıyla, devlet imalat sanayinin üretim kapasitesi azaltılmış ve faaliyetleri altyapı yatırımlarıyla sınırlı tutulmaya çalışılmıştır188.