• Sonuç bulunamadı

Kazakistan ile Siyasi, Ekonomik ve Kültürel İlişkiler

3.5. Türk Cumhuriyetleri ile Oluşturulan İkili Siyasi,Ekonomik ve Kültürel İlişkiler

3.5.2. Kazakistan ile Siyasi, Ekonomik ve Kültürel İlişkiler

Turgut Özal’ın Kazakistan’a gerçekleştirdiği ilk ziyaret 1991 yılındadır. Bu ziyeretinde Kazak halkı Özal’a büyük bir sempati beslemiş zaman içerisinde Özal’ın Kazakistan’ın kalkınmasına yönelik girişimleri dönemin gazetelerinde “Hoş Geldiniz Değerli Kardeşimiz” manşetleri ile karşılığını bulmuştur. Gazeteler Kazakistan’a yatarım yaparak ekonomik girdi sağlayan iş adamlarına aynı zamanda iş ve ticeret öğrettikleri için minnettar olduklarını belirten ifadelere yer vermişlerdir. Özal’a duyulan bu sevgi ve saygı 17 Nisan 1993’te Turgut Özal’ın beklenmedik vefatıyla son bulmamış, artarak devam etmiştir. Almatı Belediyesi bir caddeye Turgut Özal’ın adını vermiştir.394

1990 yılının ekim ayında egemenliğine kavuşan Kazakistan Kültür Komitesi ileTürkiye Cumhuriyeti Kültür Bakanlığı Almaatı’da bir araya gelerek eğitim ve bilim, basım ve yayın, turizm-radyo-televizyon, ulaşım, haberleşme, iktisadi ve ticari işbirliği, mesleki eğitim gibi maddelerden oluşan bir niyet protokolünü imzalamışlardır. Kazakistan bağımsızlığının ilk yıllarında Türkiye, İran ve Pakistan’ın nüfuz mücadelesine sahne olmuştur. Türkiye, laik ve NATO üyesi oluşuyla bölgede Orta Asya’yla ilişkilerini geliştirmek isteyen Batılı güçlerin köprüsü konumundadır. Türkiye veTürkiye üzerinden ABD bu dönemde siyasetlerini Kazakistan’ın da bulunduğu bölge ülkelerinin sahip olduğu enerji kaynakları ve bunların Batı pazarlarına taşınması üzerine oluşturmuşlardır.

Dağılma sürecinin başlangıcında süren belirsizlik döneminde Türkiye, her ne kadar Turgut Özal aktif bir politika izlenmesinden yana olduğunu belirtse de Kazakistan’a ya da bölgeye karşı aktif politika izlememiş ve Moskova’ya bağlı kalmıştır. 1991-1993 döneminde ise, Türkiye’nin politikası Batı tarafından destek görmüş ve Türkiye bu ülkeleri ilk tanıyan devlet olarak, Rusya’dan bağımsız hareket etmemiştir. Bu dönemde, kültürel ve eğitim programı anlaşmaları çerçevesinde iki bin civarında öğrenci Kazakistan’dan Türkiye’deki üniversitelerde, teknik okul ve fakültelerde burslu olarak okumuştur. Bunun yanı sıra stratejik ortaklık ilkeleri temelinde Kazak-Türk askeri ve teknik ilişkiler igeliştirilmektedir. İki ülke Birleşmiş Milletler, Avrupa Güvenlik ve İş birliği Teşkilat, İslam Konferansı Örgütü, Ekonomik

394 Serdar Yılmaz, Kazak Medyasında Turgut Özal,

102

İş birliği Teşkilatı ve başka uluslararası örgütler çerçevesinde işbirliği yapmaktadır395.

Türkiye, 16 Aralık 1991’de Kazakistan Bağımsızlığını ilan ettikten sonra ilk tanıyan ülke olmuştur. Kazakistan bağımsızlığını ilan etmeden önce Türkiye ile Kazakistan arasında birçok konuda ilişkileri genişletme ve derinleştirme adına bir iş birliği antlaşması imzalanmıştır. Nitekim bu antlaşma Ekim 1994 yılında Dostluk ve İş birliği Antlaşması adıyla genişletilmiştir396.

Kazakistan Cumhurbaşkanı Nursultan Nazarbayev Cumhurbaşkanı Turgut Özal’ın davetlisi olarak yaptığı ziyaretle ilgili verdiği demeçte Türkiye ile Kazakistan arasında ulaşım, haberleşme ve sağlık alanlarında işbirliği yapılması için ilke anlaşmasına varıldığını belirtmiştir. Türkiye’nin piyasa ekonomisine geçiş sürecinde deneyimlerniden yararlanacaklarını bildirdiği konuşmasında Türk ve Kazak iş adamları arasında ticaret ortamının yaratılmasının koşullarını oluşturacaklarını belirtmiştir397.

Cumhurbaşkanı Turgut Özal, AlmaAta Havaalanında Kendisini karşılmaya gelen Kazak Cumhurbaşkanı Nursultan Nazarbayev’e TPAO (Türk Petrolleri Anonim Ortaklığı) Kazakistan’daki petrol arama sözleşmesinin onayında çıkan problemlerden söz ederek bunların halledilmesi ricasında bulunmuştur. Buna göre TPAO Kazakistan’ın en zengin petrol yataklarının bulunduğu Tengiz Bölgesindeki sahalarda 2 milyar 92 milyon dolarlık yatırım yaparak çıkan petrolden 31.3 milyon dolarlık kâr sağlayacaktı. Bu da Türkiye’nin 30 yıldan fazla petrol ihtiyacı olmayacağı anlamına gelmekteydi. Resmi görüşmede Nazarbayev anlaşmanın onaylanması için Enerji Bakanına talimat verdiğini açıklamış bu belgeleri de Özal’a göstermiştir398.

Rusya, Kazakistan Türkiye yakınlaşmasını, Orta Asya’da ortaya çıkan ekonomik ve idolojik eksikliğin doldurulması olarak algılamış ve değerlendirimiştir. Kazakistanda’ki bağımsızlık süreci, Kominist Parti mensuplarınca yönetilmiştir. İlk yıllarda ülkeyi Kazaklaştırma siyaseti güdülse de, yoğun Rus nüfusunun ülke topraklarında barınması yüzünden bu politikada dikkatli ve yavaş davranılmıştır.

395 Semiha Poğda, Bağımsızlık Sonrası Kazakistan’ın Dış Politikası, Sakarya Üniversitesi,

Sosyal Bilimler Enstitüsü, Sakarya, 2012, s.59-60,(Yayınlanmamış Yüksek Lisans Tezi)

396 Kemal Karpat, Türkiye ve Orta Asya, çev. Hakan Gül, İmge Kitapevi Yayınları, s. 143-

144

397 08.11. 1992, Milliyet Gazetesi, s.11.

103

Bu ülke aynı zamanda Rusya ile komşu durumdadır. Dolayısıyla, hem Rus nüfusunun varlığı hemde komşuluk ilişkileri nedeniyle Kazakistan en fazla Rusya’nın etkisinde kalan ülke olmuştur399.

Kazakistan’ın üst yönetim yapısı, SSCB tarafındna belirlenmiş ve üst yönetimlere stratejik olarak Ruslar kadrolaşmıştır. Kazakistan’ın coğrafi konumu nedeniyle çok taraflı bir siyaset gütmesi gerekmiştir. Özellikle, Rusya ve Çin faktörlerini dış politika yapımında heseba katması gerekmiştir400.

Kazakistan, geniş coğrafyası muazzam doğal kaynaklarıyla Türkiye için olduğu kadar gelişmiş ülkeler için de cazip bir yatırım alanıdır. Kazakistan’ın dış ticaretinin büyük bir kısmı bağımsızlığını kazanmış eski Sovyet ülkeleriyle ve Rusya iledir. Dış ticareti içinde Türkiye'nin payı oldukça azdır. Özbekistan Türk Cumhuriyetleri içerisinde ise en fazla ticaret yaptığı ülkedir. Türkiye’nin Kazakistan’dan ithalatı tarım ve hayvancılık ürünleri, petro-kimya ürünleri ve metal ve demir çelik ana sanayii ürünleridir. Türkiye’nin Kazakistan’a ihracatı bitkisel ve hayvansal yağ başı çekmek üzere gıda, tekstil ve ayakkabı ürünleridir.401

Türkiye Kazakistan ekonomik ilişkilerine bakılırsa, Kazakistan Türk sermayesinin en fazla yatırım yaptığı 5. ülkedir. Kazakistan, SSCB’den ayrıldıktan sonra diğer Türk devletleri arasında en derin ekonomik kriz yaşayan ülke olmuştur. Yaşadığı ekonomik buhrandan sonra, sahip olduğu petrol ve doğalgaz sayesinde ekonomisini kısa zamanda toparlayabilmiştir. Türkiye’nin Kazakistan’a olan ihracatı 1992 yılında 19 milyon dolar da sınırlı kalırken, 2000 yılında 120 milyon dolar civarında seyretmiştir. Türkiyenin bu ülkeye olan ihracatı her yıl artmaktadır. Fakat yine de Kazakistan’ın Türkiye’nin dış ticaretindeki payı çok düşüktür402.

399 Şule Kut; 1990’larda Türk Dış Politikasının Ana Hatları, Günümüzde Türkiye’nin Dış

Politikası, Der. BarryRubin ve Kemal Kirişçi, Boğaziçi Üni. Yayınları, 2002, s.14

400 Kut, a.g.e., s.15

401 Mehmet Dikkaya, Türkiye İle Türk Cumhuriyetleri Arasındaki Ekonomik İlişkiler

bilig.yesevi.edu.tr/yonetim/icerik/makaleler/1243-published.pdf (Erişim Tarihi: 29.07.2017)

104 Tablo 3.3: Kazakistan’a İhracat (Bin Dolar)403

Tablo 3.4: Kazakistan ile İthalat (Bin Dolar)404

İlişkilerin kültürel boyutu ele alındığında, Türkiye Kazakstan ilişkileri tarihsel olarak dostluk üzerine kurulmuştur. Hatta iki ülkenin tarihsel ve kültürel olarak ortak birçok paydası olmuştur. Bu yakınlık iki ülkenin ilişkilerini geliştirmek için uygun bir zemin oluşturmuştur. İki ülke eğitim alanında da yakınlaşmış ve Kazak-Türk iş birliği ile birçok üniversite, lise ve ilkokul açılmıştır405.

403 Tombak, a.g.e., s.120 404 Tombak, a.g.e., s.120

105

Kazakistan, Türkiye’nin öğrencilere yönelik sağladığı burs imkanlarından müteşekkir olsa da sahip olduğu fosil enerji rezervleri nedeniyle büyük ilgi odağıdır ve bu ilgi nedeniyle Türkiye’ye eşiti gibi davranmakta, Türk dünyasında Türkiye’nin oynamaya soyunduğu role çekinceli yaklaşmaktadır.