• Sonuç bulunamadı

Tunus’un Fransa Tarafından İşgali (1881)

1.5. KUZEY AFRİKA

1.5.1. Tunus’un Fransa Tarafından İşgali (1881)

1877-1878 Osmanlı-Rus Harbi’nin doğurduğu genel otoritesizlik ortamı zaten imtiyazlı vilayet statüsünde olan Tunus’un merkezle olan bağlarının da zayıflamasına ve sonuçta 1881 yılında Fransız işgaliyle birlikte bağların kopmasına neden olmuştur. Osmanlı Devleti Tunus ile yakından ilgilenmesi gerektiğini çok öncesinde, Cezayir’in işgal edilmesinde anlamıştır.236 1877-1878 Osmanlı-Rus Harbi’nin

ardından toplanan Berlin Kongresi’nin bu noktada kırılma noktası niteliği taşıdığını söyleyebiliriz. İlk başlarda Roma’da başlayan söylentilere göre Tunus’a İtalyanların yerleşmesinin yakın olduğu görülse de Berlin Kongresi’nde başka hesaplar yapılmaktadır. Osmanlı Devleti’nin topraklarının taksimatı sırasında kendisine pay verilmediğini görmüş ve bu durum karşısında protestoda bulunmuştur. Buna karşın Bismarck ise hem Fransa’yı Avrupa dışı faaliyetlerle meşgul etmek hem de İtalya ile çıkar çatışması içine girmesi amacıyla eğer Fransa Tunus’a yerleşirse Almanya’nın buna bir itirazda bulunmayacağını belirtmiştir. Bu gelişmeyi takiben İngiliz Hariciye Nazırı Salisbury’nin de aynı yönde teminat vermesi ile Tunus üzerindeki Fransız işgali kararlaştırılmıştır.237 İngiltere bu konuda gayet cömert davranmıştır. Çünkü 1878

235 Fatmagül Demirel, Adliye Nezareti Kuruluşu ve Faaliyetleri (1876-1914), İstanbul 2008, s. 41. 236 Mustapha Stiti, Tunus’un Fransızlar Tarafından İşgali Karşısında Osmanlı Siyaseti (1878-1888),

İstanbul Üniversitesi Yayımlanmamış Doktora Tezi, İstanbul 2008, s. 34

61 yılında imzalanan antlaşma neticesinde Kıbrıs’a yerleşmiştir. Bu tür bir gelişme karşısında Fransa cephesinden bir tepki çekmemek adına Fransa’ya Tunus’u işaret etmiştir.238 Ancak Fransa o günlerde yaşamış olduğu iç karışıklıklar nedeniyle hızlı bir

şekilde hareket edememiştir. Nitekim İtalya’nın Tunus üzerine ilgisinin artması ve Tunus’ta da güç kazanması gelişmelerin hızlanmasına yol açmıştır.239

Nitekim 1880 yılında Jules Ferry’nin Fransa Başbakanı olması oldukça önemlidir. Fransız sömürgeciliğinin mimarı olarak da tanınan Ferry hem Almanya hem de İngiltere’den aldığı destek neticesinde Tunus konusuna hız kazandırmıştır. Tunus, Fransa açısından bazı noktalarda önem taşımaktadır. Bunlardan en önemlisi ekonomik çıkarlardır. Ancak onun dışında öne sürülen bazı toplumsal karışıklıklar da söz konusudur. Bu karışıklıklar, bazı Tunuslu kabilelerin Cezayir topraklarına girerek yağmalar yapmaları ve huzursuzluklar çıkarmaları olarak belirtilmektedir.240 Konu ile

ilgili literatürü incelediğimizde görülmektedir ki genel kanı Fransa’nın bir bahane vasıtasıyla Tunus üzerinde hakimiyet kurduğudur. Bu noktada özellikle 1881 yılı Mart ayında Cezayir-Tunus sınırında yaşanan bir olay ön plana çıkmaktadır. Zırvata Olayı olarak nitelendirilen mesele, sınıra yerleşen Komirliler kabilesine mensup birisinin Zırvata adı verilen topuzlu bir sopa vasıtasıyla bir Fransız askerini öldürmesidir.241

Yaşananlar üzerine ise Jules Ferry, 1881 yılında Tunus’a asker göndermiştir.242 26

Nisan 1881 tarihinde Fransız himayesinin kabul edilmesi gerektiği aksi takdirde Fransız askerlerinin Tunus’a gireceği belirtilmiştir.243 Bir gün sonra Fransız

askerlerinin Tunus’a girdiği görülmektedir.244 General Brear komutasında Binzat

Limanı’ndan karaya çıkan Fransız ordusu doğruca Mennube’de bulunan Tunus Beyi üzerine yürümüştür. Tunus Beyi yaşanan gelişmeleri beraberindeki ileri gelenler ile Mennube Sarayı’ndan takip etmiştir. 11 Mayıs günü yapılan bir değerlendirme

238 Armaoğlu, a.g.e., s. 358-359

239 Mehmet Özdemir, “Bir Zırvata Olayı: Tunus’un İşgali”, Belleten, Sayı: 248 (2003), c. 67, s. 122. 240 Armaoğlu, a.g.e., s. 358-359.

241 Özdemir, a.g.m., s. 122. 242 Armaoğlu, a.g.e., s. 358-359.

243 BOA, HR.SYS., 1619/51, H. 26 Ca. 1298 / M. 26 Nisan 1881. 244 BOA, HR.SYS., 1619/54, H. 27 Ca. 1298 / M. 27 Nisan 1881.

62 toplantısında, İngilizlerden yardım istenmesi kararlaştırılmıştır. Ancak İngilizler bu konuda, çıkarlarına uygun görmedikleri için isteksiz tavırlar sergilemişlerdir. 245

Nisan ayında başlayan işgal faaliyetleri 12 Mayıs 1881 tarihinde imzalanan Kasr-ı Said (Bardo) Antlaşması ile noktalanmıştır.246 Böylelikle Tunus’u himaye altına

alan Fransa, 8 Haziran 1883 tarihinde imzalanan Mersa Antlaşması ile idareyi resmen devralmıştır. Fransızlar tarafından Tunus’a tayin edilen valilerle birlikte bölgenin sömürgeleştirilmesi de hız kazanmıştır.247 Kasr-ı Said Antlaşması imzalanırken Tunus

Beyi olarak görevde bulunan Mehmed Sadık Paşa, 12 Haziran 1881 tarihinde Sadrazam Said Paşa’ya yazmış olduğu raporda Fransız generalin, konsolosun ve askerlerinin saraya gelmelerinin akabinde, maruz kaldığı baskıları anlatmıştır. Osmanlı Devleti ise işgali ve imzalanan antlaşmayı tanımadığını Londra, Paris, Roma, Viyana ve Petersburg gibi önemli merkezlerdeki elçiliklerine telgraf aracılığıyla bildirmiştir. Ancak Avrupalı devletler yaşanan gelişmeler karşısında harekete geçmemiş ve nihayetinde Osmanlı Devleti bir sonuç elde edememiştir.248

İşgal ile birlikte Tunus’ta idarî alanda da değişikliklere gidilmiştir. İmzalanan Bardo Antlaşması’yla güvenlik ve asayişin sağlanması Fransız askeri yönetiminin sorumluluğuna geçmiştir. İşgali takip eden ilk yıllarda Fransa büyük bir direniş ile karşılaşmıştır. Savaş boyunca Cezayir’de bulunan on dokuzuncu tümene bağlı olan Fransız birlikleri, işgalin bitmesiyle birlikte doğrudan Fransız savaş bakanına bağlı bir tümene bağlanmıştır. Tümenin komutası ise General Forgemol’a verilmiştir. Göreve başlayan Forgemol, 72 komutanlığa bağlı 22 idare ile tüm Tunus topraklarını denetimi altına almıştır. Askeri yönetim Fransız denetimcilere Tunus’ta yaşanan siyasî, malî, dini, ekonomik ve sosyal gelişmelerle ilgili bilgileri ve belgeleri sunmuşlardır. Böylelikle işgali takiben Fransa, Tunus’ta idareyi eline almıştır.249 Merkezi idareyi

eline alan Fransa, yerelde nüfuzunu artırmak için girişimlere başlamıştır. Ancak yerel yönetimin Tunuslu memurlar tarafından yürütülmesi zorunluluğu, Fransa’ya yerel memurların yanına Fransız memurların da verilmesini uygulatmıştır. Sivil gözlemci 245 Özdemir, a.g.m., s. 130.

246 Abdurrahman Çaycı, Büyük Sahra’da Türk-Fransız Rekabeti (1858-1911), Ankara, 1995, s. 56.

Bkz.: Bu antlaşma literatürde “Bardo Antlaşması” olarak da bilinmektedir.

247 Ahmet Kavas, “Tunus”, TDVİA, c. 41, İstanbul 2012, s. 391-392. 248 Armaoğlu, a.g.e., s. 360.

63 niteliğinde göreve başlayan bu çalışanların misyonu, kendi bölgelerinde gözlemlerini ve mülahazalarını yerleşik Fransız bakana aktarmak olarak belirlenmiştir. Bu uygulama işgalden birkaç yıl sonra 1885 yılında başlamıştır. Bu tarihe kadar yerel yönetim askeri denetime tâbiydi.250