• Sonuç bulunamadı

Harita 2.1. İstanbul ve Çevre Alt Bölgeleri

2.1. TRAKYA ALT BÖLGESİ

Türkiye’nin batı ülkeleriyle bağlantı alanında yer alan Trakya Altbölgesi; Edirne, Kırklareli ve Tekirdağ İlleri’ni kapsamaktadır. Doğu yönünde İstanbul’a otoyol, devlet yolu ve demiryolu bağlantıları; batıda Yunanistan’a iki karayolu ve iki demiryolu bağlantısı; kuzeyde ise Bulgaristan’a bir demiryolu ve iki karayolu bağlantısı bulunmaktadır.

Trakya Alt Bölgesi’nin; kuzeyde Istranca Dağları, güneyde Işık (Ganos) Dağları ve orta kesimlerde Ergene Havzası olarak üç farklı coğrafyadan oluşmaktadır. Alt Bölge’deki il merkezlerinin sınırladığı Ergene Havzası içinde ülkenin önemli ulaşım altyapı bağlantılarından olan TEM, E–5 ve İstanbul-Edirne demiryolu hatları bulunmakta olup;

bu akslar sanayi sektörünün gelişimine, nüfus çekimine ve kentsel ilişkilerin yığılmasına eksen oluşturmaktadır. Yunanistan sınırında yer alan Meriç Nehri üzerinde nitelikli tarım yapılan alan ise anılan aksın güneyinde yer almaktadır.

Sanayi aksının kuzeyinde kalan Istranca Dağları ve Karadeniz kıyı kesimi; ormancılık ve hayvancılık faaliyetlerinin yoğunlaştığı, sert iklim özelliklerinin hakim olduğu ve çevresi ile zayıf ekonomik ilişkiler içinde bulunan bir kesim niteliği taşımaktadır.

Güneyde Gelibolu Yarımadası komşuluğunda kalan kesim ise ılıman iklim özellikleri gösteren, tarımsal ve kıyı faaliyetleri gerçekleştiren ve çevresi ile ilişki kurma potansiyeli yüksek olan bir alan görünümündedir.

Kırklareli

Eski Edirne–İstanbul karayolu üzerinde yer alan Kırklareli İli; güney kesiminden geçen D–100 (E-5) Karayolu’na 35 km, İstanbul-Edirne demiryoluna ise 47 km uzaklıkta yer almaktadır. İl; Karadeniz kıyı şeridi, Istranca Dağları ve Ergene Ovası olmak üzere üç alt bölgeye ayrılmaktadır. Tarım ağırlıklı bir ekonomiye sahip olan Kırklareli İli’nde yüzey şekillerine ve alt bölgelerin doğal karakterine bağlı olarak; Ergene Havzası’nda bitkisel üretim, Istranca (Yıldız) Dağları’nda ormancılık ve hayvancılık, kıyı kesiminde ise balıkçılık yapılmaktadır. %44 oranında orman alanlarıyla kaplı olan İl genelinde, orman ürünlerine dayalı sanayi büyük önem taşımaktadır. Ayrıca İl’de, Türkiye’nin önde gelen sanayi kuruluşlarından Alpullu Şeker Fabrikası, Türkiye Şişe ve Cam Fabrikaları ile Trakya Yem Fabrikası bulunmaktadır.

Kırklareli İli, İstanbul ile turizm ve rekreasyon ilişkisi sağlayacak potansiyele sahiptir.

İl’de ayrıca; doğa koruma alanı olarak ilan edilmiş alanların olması ve biyolojik

çeşitliliğin araştırılmasına yönelik projelerin yürütülmesi, İstanbul vizyon bileşenleri ile ilişkilendirilebilecek faaliyet konuları olarak önem taşımaktadır.

İstanbul Boğazı’ndan Bulgaristan sınırına kadar uzanan Karadeniz kıyıları boyunca devam eden ormanlık alanlar ve İğneada’da yer alan 20 km. uzunluğundaki kumsal, turizm ve rekreasyon faaliyetleri açısından önemli bir potansiyel oluşturmaktadır.

Kırklareli kentinin Edirne-İstanbul demiryoluna bağlanan ray hattının yenilenmesi ve sınır kapısına duble yol yapılması, İl’de ekonomik yaşama hareket getirecek nitelikte faaliyetler olmaktadır. OSB’nin çevreye olumsuz etkisi minimum düzeyde olan yatırımlara açık tutulması ve doğal gaz kaynağının yer aldığı Hamitabat Köyü’nde Türkiye elektrik üretiminin yaklaşık %7’sini karşılayan doğal gaz çevrim santralinin bulunması, yeni açılımlara olanak sağlayacaktır.

İl’in sanayi yerleşmelerine göç vermesi ve orman alanlarının giderek kaybedilmesi olumsuz denilebilecek unsurlar olup, gerekli önlemlerin alınarak istihdam olanaklarının oluşturulmasına ve faaliyetlerin çevreye duyarlılıkla yürütülmesine özen gösterilmelidir.

Edirne

Edirne İli, Avrupa’yı İstanbul ve Ortadoğu’ya bağlayan ulaşım güzergahı üzerinde yer almaktadır. Sınır ili olmasından kaynaklanan stratejik nedenlerle kamu yönetim yatırımlarının ön plana geçmesine karşılık, sanayi ve hizmetler sektörüne yönelik yatırımların yetersiz kalması sonucu, arzulanan gelişmeyi gösterememiştir.

%71 oranında tarım arazisine sahip olan Edirne İli, Trakya Alt Bölgesi’nde Ergene ve Meriç Nehirleri’ne dayalı sulu tarıma en elverişli arazi potansiyeli ile ön plana çıkmaktadır. Ancak; hem sulu tarım tekniklerinin yetersizliği hem de Trakya Alt Bölgesi sanayi odaklarının Meriç ve Ergene kollarını kirletmesi nedeniyle, tarımda istenilen verim sağlanamamaktadır. Sonuç olarak, günümüzde tarımsal çıktılar yeterince değerlendirilememekte ve sanayi gelişme gösterememektedir. Bu durum istihdam sorununu beraberinde getirmekte ve nüfus kaybının nedenlerinden birini oluşturmaktadır.

Edirne, tarihte birçok kültürün etkisinde kalmış, Osmanlı İmparatorluğu’na İstanbul öncesi Başkentlik yapmış ve önemli bir tarihi kimlik kazanmıştır. İl’de önemli sivil mimari örneklerine rastlanmasına rağmen, tanıtım ve hizmet eksikliği nedeniyle bu turizm potansiyeli gerektiğince değerlendirilememektedir. Osmanlı’ya başkentlik yapmış olması esasında Edirne’nin İstanbul ile kültürel etkileşim yaratabileceği bir unsur olmaktadır.

Batının kara ve demiryolları ile Türkiye’ye ilk giriş noktası ve kültürel etkileşimin arenası olma avantajlarını; eğitim, turizm ve ulaşım sektörlerinde kullanabilecek Edirne İli, tarımsal ürün deseni ile de Trakya Alt Bölgesi’nin sanayisini geliştirebilecek potansiyele sahiptir. Osmanlı döneminden itibaren bir eğitim odağı olan İl’in en önemli potansiyeli, Trakya Üniversitesi’nin ana yerleşkesinin burada yer almasıdır.

Sanayileşmenin Alt Bölge’nin diğer illerine oranla oldukça yavaş gelişmesi; doğal kaynakların kirlenmesi; Meriç ve Ergene Nehirleri’nden sulama yapılan arazilerde hızlı kirlenme ve çoraklaşmanın başlaması; organik tarım, seracılık ve meyvecilik konularında gerekli atılımların yapılamamış olması; tarihi eserlerin korunamaması ve turizm potansiyelinden yeterince yararlanılamaması; nüfusun iç göçler nedeniyle giderek azalması gibi hususlar Edirne İli’nin alınacak önlemlerle güçlendirilmesi gereken zayıf yanları olmaktadır. Bunların giderilmesi halinde, İl için olumsuz olarak kaydedilen özellikler olumlu özelliklere dönüştürülmüş olacaktır.

Tekirdağ

İstanbul’a yakınlığı, ithalat ve ihracata avantaj sağlayan Avrupa Karayolu’nun bölgeden geçmesi ve İstanbul topraklarından taşan sanayi kuruluşlarının buralarda yer seçmesi, Tekirdağ İli’nde sanayi faaliyetlerinin gelişmesine neden olan etmenlerdir. Tekirdağ, 1980 sonrası İstanbul’un etkisi altında Çorlu E-5 yolu civarında ve Çerkezköy hatlarında hızlı ve kontrolsüz bir gelişme sürecine girmiş olup, Çorlu ve Çerkezköy sanayi odakları bu süreç içerisinde ortaya çıkmıştır. 1977 yılında Çerkezköy Kalkınmada Öncelikli Yöreler kapsamından çıkarılmışsa da, burada OSB’nin olması yatırımcılara yine de çekici gelmiştir. İstanbul’dan gelen sanayi türleri genelde deri, tekstil, kâğıt-karton ve kimya-ilaç sanayisidir.

Tekirdağ İli’nin yaklaşık %80’i verimli (korunması gerekli) tarım topraklarından oluşmaktadır ve sanayi bu verimli topraklarda yer seçmiştir. Arazi kullanım yeteneğine göre bu topraklar amacı doğrultusunda kullanılmamakta ve sanayinin gelişimi, verimli tarım topraklarının daralmasına neden olmaktadır. Tekirdağ’ı yer seçen sanayi ile birlikte hizmet sektörü de gelişmiş ve İl’in hızla kentleşmesini sağlamıştır. Ancak, Türkiye’nin en verimli tarım arazileri üzerinde plansız bir biçimde gelişen sanayi çevre kirliliği, tarımsal üretimde verimsizlik, kentsel hizmetlerde yetersizlik ve göç gibi birçok sorunu da beraberinde getirmiştir.

Tekirdağ’da Akport 1, Akport 2 ve Barbaros olmak üzere 3 adet liman hizmet vermektedir. Barbaros Limanı halen Marmara Adaları ile ulaşımın sağlandığı bir

konumda olup, aktarma limanı olarak işlev üstlenecek büyük bir liman olması planlanmaktadır.

Tekirdağ İli, İstanbul üzerindeki taşımacılık yükünün hafifletilmesine katkıda bulunabilecek konumdadır. Tekirdağ ve Marmara Ereğlisi’nde bulunan limanlar yük limanı olarak Ro-Ro gemilerinin yanaşmasına uygundur. Avrupa ve Ortadoğu arasındaki taşımacılığın Marmara Denizi üzerinden ve kuzey-güney aksından gerçekleştirilerek, İstanbul’daki ağır yük trafiğinin azaltılması ve taşıdığı ağır yükün paylaşılması mümkün görülmektedir. Mevcut durum itibariyle limanlara demiryolu bağlantısının olmaması, hem yatırımcıları geri döndürmekte hem de limanları atıl hale dönüştürmektedir.

Benzer Belgeler