• Sonuç bulunamadı

Trablusgarp’ta Geleneksel Eğitimden Modern Eğitime Geçiş Yapan

4. TRABLUSGARP VİLÂLETİ’NDE RESMÎ / MODERN OSMANLI

4.3 Trablusgarp’ta Geleneksel Eğitimden Modern Eğitime Geçiş Yapan

vaktiyle meccânen kabul olunmuş bulunan talebe tahsil-i ibtidâî görmüş olmak şartıyla belli mekâtibe tertib-i haricî olarak meccânen kabul ve kayd olunacaktır.

İkinci Madde:

Birinci maddenin istilzâm edeceği masârıf, Maârif bütçesinin 25. masârıf faslının ikinci vilâyât mekteb-i sultanî ve idâdileri masârıfı miyânından tesviye edilecektir.

İşbu kanunun icrâsına Maârif Nezâreti memûrdur.

Meclis-i A’yân ve Mebûsân’da kabul olunan işbu lâyihanın kanuniyetini ve kavânin-i devlete ilavesini irâde ederim.

Fî 29 Cemâziyelevvel 1330; fî 3 Mayıs 1328.

Yukarıdaki belgenin altında dönemin Osmanlı hükümdarı V. Mehmed Reşad (1909-1918) ile Sadrazam Küçük Sâid Paşa (1911-1912) ve Maârif Nâzırı Emrullah Efendi (1910-1912)’nin imzaları bulunmaktadır.

4.3 Trablusgarp’ta Geleneksel Eğitimden Modern Eğitime Geçiş Yapan

Devleti’nin diğer memleketlerde uyguladığı yerli ve geleneksel müfredatla ilgisi yoktur. Bu enstitüler ve okullar, yabancı ülkelerle olan dinî veya mezhebî ilişkilere bağlı olarak, Osmanlı dâhilinde veya yabancı ülkelerde yer alan yabancı okulların plan ve müfredatlarından esinlenmişlerdir. Eğitim alanında bu dinî mezheplere tanınan imtiyazlar ve haklar, eğitim dilini de kapsamaktaydı. Bu açıdan her grup ve mezhep, kendi ana dilini de okutuyordu. Bu nedenle de Osmanlı İmparatorluğu'nun hemen her yerinde mevcut olan bu dinî topluluklara, özellikle de Yahudilere tanınan bu imtiyazlar, onları İslâm toplumu içerisinde yok olmaktan ve bu toplum içinde erimekten muhafaza ederek korumuştur.

Osmanlı Devleti'nin bu dini topluluklara özelllikle de Yahudi ve Hristiyan gruplara yönelik izlemiş olduğu bu siyasette dikkati çeken şey, bu grupların eğitim alanında kendilerine tanınan haklardan istifade etmiş olmalarıdır. Nitekim imtiyazlar neticeseinde bu gruplar modern okullar kurmuşlardır. Ancak dinî gruplara tanınan bu ayrıcalıklardan Müslümanlar mahrum olmuş, bu modern okullardan yoksun kalmışlardır. Böylece bu gruplar, Osmanlı Devleti'ni her açıdan geride bırakarak, özellikle çağdaş okullar hususunda daha fazla ilerleme kaydetmişlerdir. Bu açıdan, Osmanlı Devleti kendi Müslüman tebasını bu gelişen eğitim sisteminden bilmeden yoksun bırakmış ve kendisine tabi ülkelerde bu eğitim sisteminin alınıp uygulanmasına sıcak bakmamıştır.375

Diğer İslâm ülkelerinde olduğu gibi Trablusgarp Vilâyeti’nde de varlıkları bilinen Yahudiler, eğitim alanında ve diğer pek çok alanlarda çeşitli imtiyazlara sahip olmuşlardır. Trablusgarp Vilâyeti’nin çeşitli bölgelerinde, özellikle de Trablusgarp'ta bulunan bu grup, Uluslararası Yahudi Kongresi'nin de yardımıyla okullar inşa etmeye yoğunlaşmışlardır. Bu bağlamda, modern anlamda ilkokullarını 1804 yılında Trablusgarp şehrinde inşa etmişlerdir. 1911 yılına kadar bu okulda, İbranice ve Fransızca okutulmuştur. Ayrıca Yahudilerin önde gelenlerinden bazıları, gençlere ticari alanda eğitim vermek için 1876 yılında Trablusgarp şehrinde bir okul kurmuşlardır. Yahudi okularının bir bölümü, 1901 yılında Alyans İsrailit (Uluslararası İsrail İttihadı) adı altında kurulan ve erkek ve kız olarak iki bölüme ayrılan okul gibi, Uluslararası İsrail Birliği’nin veya bölgede bulunan Yahudilerin çabaları ile kurulmuştur. Bu okullarda takip edilen müfredatta İbranice, Arapça, Fransızca

375 eş-Şeyh, Tatavvur et-Ta’lîm fî Libya, s.111-112.

okutulmakta, İsrailoğullarının akidesi ile coğrafya, matematik, muhasebe ve el sanatları dersleri verilmekteydi. Bu okullarda öğrenim gören öğrencilere yılda iki kez ücretsiz kıyafet yardımı yapılırdı. Sözü edilen öğrencilerden eğitimlerini başarıyla tamamlayanlar, yüksek eğitimlerine devam etmeleri için Tunus veya Fransa'ya gönderilirlerdi. Bu minvalde, Uluslararası İsrail Birliği, adı geçen okulun harcaması için yıllık 16500 Fransız frankı tahsis etmiştir ki bu meblağ 825 cüneyhe (pounds) tekabül eder.

Bu okulların açılabilmesi için birkaç aşamanın veya adımın yerine getirilmesi gerekirdi. Bu anlamda vali, okul açılma talebini; Vilâyet Maârif Müdürlüğü’ne havale eder, buradan Emniyet teşkilatına gönderilir ve buradan da Belediye mühendisine giderdi. Daha sonra, onay verecek olan Vilâyet İdare Heyeti’ne havale edilir ve buradan da nihai onay ve ruhsat için Maârif Müdürlüğü’ne sunulurdu.

Trablusgarp Vilâyeti’nde arşivlerinde bulunan tarihî arşiv belgeleri; bölgede Hristiyan ve Yahudi okullarının açılmasına ilişkin birçok özel belge ve yazışma bulunduğuna işaret eder. Bunlara bir örnek vermek için aşağıdaki hadiseye atıfta bulunulmasında yarar vardır.

Musevi bir şahıs, Yahudi çocuklarına eğitim verilmesi, Tevrat tefsiri ve Talmud dersleri amacıyla mabet içerisinde bir okul açılması talebini içeren bir dilekçeyi ilgili makamlara sunmuştur.

Yine arşiv belgelerinden yola çıkarak başka bir örnek de şudur: 1901 yılında bir Yahudi, sinagoglarında çocuklarının eğitimi için bir okul açılmasına ilişkin ruhsat talebini içeren bir dilekçe sunar. Bu bağlamda, Uluslararası İsrail Birliği, 4 Şubat 1901 tarihinde, bir İsrail okulu açılmasını sağlayarak Osmanlı valisine bir dilekçe verir.

Bu açıdan bir diğer örnek ise, 1896 yılında, içinde İbranice Tevrat ve Zebur okutulan, Arapça hesap, imlâ ve kıraat derslerinin verildiği ve Türkçe olarak da İsrailoğulları Peygamberler tarihi okutulan, Yahudi öğretmenlerin çalıştığı beş sınıftan oluşan bir okula ilişkin belgedir.376

Yazar Muhammed Naci'nin, Trablusgarp isimli kitabında yer verdiği 1902 yılına dayanan genel bir istatistiki bilgiye göre, o yıl Yahudi okullarında 65 erkek öğrenci ve 60 kız öğrenci okumakta idi. Bu bilgi, Yahudilerin eğitime ve çocuklarının öğrenimine

376 eş-Şeyh, Tatavvur et-Ta’lîm fî Libya, s.113.

gösterdikleri büyük ilgiyi ortaya koyması açısından önemlidir. Bu eğitim sistemi, özellikle Yahudileri servet ve gelir elde etme açısından kaynak sahibi haline getiren üretken bir eğitim modelidir. Bu sebepledir ki Yahudiler; çocuklarına ticareti öğretmek amacıyla Trablusgarp’ta okul açan ilk topluluktur. 1911’de İtalyan işgali başladığında Trablusgarp’ta Alyans İsrailit mektebinin varlığına şahit olunmaktadır.

Yahudi okullarındaki eğitime ilişkin yapılan araştırmadan da yola çıkarak Yahudilerin, Avrupa ile irtibat kurmanın ehemmiyetini ilk idrak eden topluluk olduğu, Arapların ise bu esnada dış dünya ile çok içli dışli olmadıkları ortaya çıkmaktadır. Yahudiler, Batı dünyası ile geniş bir eğitim ve ticaret ağına sahip olmuş, özellikle çocuklarına Avrupa dillerini öğretmeye özen göstermişlerdir. Onlara Avrupa ilerleme sürecinden yararlanmaları için modern Avrupa bilimlerini öğretmişlerdir. Avrupa ile sürekli iletişimde kalmışlar, böylece Trablusgarp Vilâyeti Yahudileri, bölge ahalisiyle Avrupa arasında bir köprü rolü üstlenmiştir.

4.4 Trablusgarp’ta İtalyan ve Fransız Okulları, Bunların Misyonerlerlik