• Sonuç bulunamadı

Trablusgarb Savaşı ve Kahire Dönemi

20’nci yüzyılın başlarına kadar dünyanın yaklaşık yüzde sekseni Đngiltere, Fransa, Almanya, Rusya, Hollanda ve Belçika gibi devletler tarafından sömürgeleştirilmiştir.183

Daha önce şehir devletleri halindeki Đtalyanlar, 1870 yılından itibaren tek bir devlet merkezinde toplanarak 19’uncu yüzyılda kendi içinde ulusal birliğini sağlamıştır. Büyük devlet olmanın sömürgecilik yarışında yer alarak sömürge sahibi olmakla gerçekleşebileceğini düşünen Đtalyanlar, diğer Avrupa devletleri gibi sömürgecilik politikasını benimsemiş, sömürge bölgesi olarak Kuzey Afrika’yı, Osmanlı Devleti sınırları içerisindeki Trablusgarb ve Bingazi’yi seçmiştir.184

Diğer ülkelerle anlaşan185 ve Osmanlı Devleti’nin iç karışıklıklarını yakından takip eden Đtalya,186 hiçbir sebebe dayanmadan savaş çıkarmak maksadıyla Eylül 1911’de187 protesto notasını Osmanlı Devleti’ne vermiştir. Bu notada; Đttihat ve Terakki Cemiyeti üyelerinin halkı Đtalyan uyruklularının aleyhine kışkırtmaları nedeniyle Trablusgarb vilayeti ve bağımsız Bingazi (bugünkü Libya) sancağındaki Đtalyanların can güvenliklerinin tehlikede olduğu, Osmanlı Devleti’nin bu duruma engel olamadığı iddia edilmiş, Bâb-ı Âli Trablusgarb’a silah, cephane ve erzak göndermekle suçlanmıştır. Yirmi dört saat süreli ikinci bir ültimatomu müteakip görüşmelerin faydasız olduğunu, Trablusgarb’ın işgal edilmesinin Đtalya için zorunlu

181 BOA, BEO, 3960/296977. 182 Adil, Hayat Mücadeleleri, s.111. 183

Mehmet Temel, “Trablusgarb Savaşında Osmanlı Devleti ve Đtalya Tarafından Savaş Kaçağı Đlan Edilen Maddeler ve Denizlerde Karşılıklı El Koymalar”, Hacettepe Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Dergisi, 2005, C.22, S.1, s.203.

184 Kurtcephe - Beden, a.g.e., s.79; Đsrafil Kurtcephe, “Rodos ve Oniki Ada’nın Đtalyanlarca Đşgali”, OTAM

Dergisi, S.2, Ankara, 1993, s.201; Toktamış Ateş, Siyasal Tarih I, Đstanbul Üniversitesi Yay., Đstanbul, 1989,

s.357-358; Neriman Tongul, “Türk-Đtalyan Đlişkileri (1870-1923)”, Askeri Tarih Bülteni, ATASE Yay., Y.25, S.48, Gnkur. Bsm., Ankara, Şubat 2000, s.150-151, 156; Detaylı bilgi için bkz. Nesîme Ceyhan, Osmanlı

Dağılırken Ağlayan Hikâyeler 2 Trablusgarb Savaşı Hikâyeleri, Selis Yay., Đstanbul, Kasım 2006.

185 TSKT. Osmanlı Devri Osmanlı - Đtalyan Harbi (1911 – 1912), s.9; Nesîme Ceyhan, “1911-1922 Yılları Türk Hikâyesine Kaynak: Harp”, Turkish Studies (International Periodical for the Languages, Literature and History of Turkish or Turkic-Yeni Türk Edebiyatının Kaynakları Özel Sayısı), Nu:4/1 (S.Vol.4 Issue 1-2), Şubat (Winter), 2009, s.1807-1822.

186 1911 - 1912 Osmanlı – Đtalyan Harbi ve Kolağası Mustafa Kemal, s.16.

187 Verilen notanın tarihi kaynaklarda farklı belirtilmektedir. 23 Eylül: Đsrafil Kurtcephe, “Osmanlı Parlamentosu ve Türk Đtalyan Savaşı (1911-1912)”, OTAM Dergisi, S.4, Ankara, 1993, s.235; Tongul, a.g.m., s.157; 28 Eylül: TSKT. Osmanlı Devri Osmanlı - Đtalyan Harbi (1911 – 1912), s.122; Seçil Akgün - Murat Uluğtekin, “Hilal i Ahmer ve Trablusgarb Savaşı”, OTAM Dergisi, S.3, Ankara, 1992, s.17.

hale geldiğini ve buradaki muhafız askerlerin geri alınmasını istemiştir.188 Askeri ve diplomatik hazırlıklarını tamamlayıp isteklerinin reddedilmesi gerekçesini ileri sürerek 29 Eylül 1911 Cuma günü saat 14.30’da Đtalya elçiliği baş tercümanı M. Kronella, Sadrazam Hakkı Paşa’ya Dolmabahçe Sarayı’nda savaş ilanı notasını vermiş, böylece Đtalya Osmanlı Devleti’ne savaş ilan etmiştir.189 Aslında savaş 19 Eylül’de Preveze’de Tokat ve Antalya Torpidoları’nın Đtalyan saldırısına uğramasıyla başlamıştır.190

Afrika kıyılarına asker çıkaran Đtalyanların ani saldırısı karşısında Osmanlı Devleti hazırlıksız yakalanmıştır. Đtalyan tehlikesine ihtimal vermeyen Hakkı Paşa son ana kadar hiçbir tedbir almadığı gibi, var olan tedbirleri de zayıflatmıştır. Savaştan önce Trablusgarb’taki Vali ve Tümen Komutanı Đbrahim Paşa’ya, Sadrazam Hakkı Paşa’nın emriyle Harbiye Nazırı Mahmut Şevket Paşa tarafından izin verilmiş, askeri birliklerin çoğunluğu isyandan dolayı Yemen bölgesine kaydırılmıştır. Bu nedenle savaş başladığında Trablusgarb’ı savunacak yeterli askerî güç, komutan ve vali yoktur. Đngiliz kontrolündeki Mısır güzergâhının kapalı olması nedeniyle karadan, Akdeniz’deki Đtalyan donanması varlığına mukabil Osmanlı donanmasının güçsüzlüğü nedeniyle denizden bölgeye Osmanlı ordusu sevk edilememiştir.191 O dönemde bütün Osmanlı Ordusu subay mevcudu 16.121 olup, bu miktar olması gereken mevcudun %55’idir.192

Savaş ilânı sırasında bölgede bulunan tek birlik, bütün Osmanlı Afrikası’na yayılmış olan 42’nci193 Tümendir. Tümene vekil olarak Albay Neşet komuta etmekte olup,194 bölge genelindeki gibi bu Tümenin de personel mevcutları eğitim kadrolarından bile azdır.195

Đtalya Başbakanı Giolitti’nin hatıralarına göre ise Trablusgarb’taki Đtalyan birliklerinin toplam mevcudu 100.000’nin üzerinde iken Türk kuvvetleri 3.000-4.000 kişidir.196

Đtalyan donanmasının desteklediği kuvvet bakımından güçlü birliklerin karaya çıkarılması, zayıf Osmanlı kuvvetlerinin kıyı kasabalarını bırakarak donanma ateşinden kurtulmak için

188 Kurtcephe, “Osmanlı Parlamentosu …”, OTAM Dergisi, s.235; TSKT. Osmanlı Devri Osmanlı - Đtalyan

Harbi (1911 – 1912), s.497-499; Đsmail Hami Danişmend, Đzahlı Osmanlı Tarihi Kronolojisi, C.4, Türkiye

Yay., Đstanbul, 1972, s.384.

189 Yusuf Hikmet Bayur, Türk Đnkılabı Tarihi, C.2, TTK. Bsm., Ankara, 1983, s.70-91; Adil, Hayat

Mücadeleleri, s.113-114; Đtalya’nın Osmanlı Devleti’ne savaş ilanı 28 Eylül 1911 olarak belirtilmektedir.

Tongul, a.g.m., s.157; Detaylı bilgi için bkz. Hale Şıvgın, Trablusgarb Savaşı ve 1911-1912 Türk Đtalyan

Đlişkileri (Trablusgarb Savaşı’nda Mustafa Kemal Atatürk’le Đlgili Bazı Belgeler), Atatürk Kültür, Dil ve

Tarih Yüksek Kurumu Atatürk Araştırma Merkezi, 2. Baskı, Đstanbul, 2006. 190 Adil, Hayat Mücadeleleri, s.114.

191 Đsrafil Kurtcephe, Türk-Đtalyan Đlişkileri (1911–1916), TTK. Yay., Ankara, 1995, s.71; TSKT. Osmanlı

Devri Osmanlı - Đtalyan Harbi (1911 – 1912), s.119.

192

1911 - 1912 Osmanlı – Đtalyan Harbi ve Kolağası Mustafa Kemal, s.39. 193

Selahattin Adil’in hatıratında buradaki birlik 15’inci Tümen olarak belirtilmektedir. Adil, Hayat

Mücadeleleri, s.115-116.

194 Albay Neşet aynı zamanda Trablusgarb Komutanıdır. Vali vekili ise Besim Bey’dir. TSKT. Osmanlı Devri

Osmanlı - Đtalyan Harbi (1911 – 1912), s.144.

195

31 Temmuz 1911 tarihinde genel kuvvet çizelgesine göre birlik, personel, silah ve mühimmat durumu ve düşman durumu için bkz. Adil, Hayat Mücadeleleri, s.115-116.

içerilere çekilmesini ve kendilerine katılan yerli halk ile birlikte savunmada kalmasını zorunlu kılmıştır.197

Vatan parçasının işgale uğraması karşısında gönüllü bazı Türk subayları gizlice Trablusgarb ve Bingazi’ye giderek mevcut askeri kuvvetler ile yerel halkı direnme konusunda örgütlemiştir.198

Trablus ve Bingazi bölgelerine yapılabilecek yardım imkânlarını araştırmak maksadıyla Genelkurmay Başkanlığı Đstiklal Savaşı sırasında Bayındırlık Bakanlığı yapacak olan Binbaşı Ömer Lütfi Bey başkanlığında özel bir büro kurmuştur.199 Özel büro, bakanlıktan aldığı geniş yetkiye dayanarak her seçeneği düşünmüş ve anavatan ile bağlantısını kaybetmiş bu bölgelere yardım için çeşitli girişimlerde bulunmuştur. Örneğin, Bingazi için 150 develik ilk kafile, 1 Ekim 1911’de Cerabub’e doğru Kahire’den yola çıkarılmış, 4.000 lira para da sahil yolundan gönderilmiştir. Bu ve benzeri şekilde Aralık ayı başına kadar Cerabub depolarına 4.100 develik erzak, sağlık malzemesi, elbise, çadır, nal gibi çeşitli malzemeler gönderilmiş, buradan da parça parça Seravil’e ulaştırılmış, 15 bin liradan fazla miktardaki para da sahil yolundan Bingazi cephesine yetiştirilmiştir.200

Selahattin Adil, Savunma Bakanı Mahmut Şevket Paşa’nın uygun görmesi üzerine kendi ataşelik ödeneği ile Kahire’de kalarak Bingazi bölgesindeki işlerin yürütülmesi ile görevlendirilmiştir. 13 (26)201 Ekim 1911 Perşembe günü tüccar pasaportu alarak Romanya vapuru ile Đskenderiye’ye hareket etmiş, 18 Ekim Salı günü Kahire’de Şarül Huviyyat’daki Osmanlı Komiserliği’ne katılmıştır.202

Cephelerde subaylara olan ihtiyaç artmakta olduğundan istekli olan subaylar arasından uygun bulunanlar sivil kıyafetli ve başka isimlerle cephelere gönderilmeye başlanmıştır.203

Kurmay Kolağası Mustafa Kemal (Atatürk) de, aynı maksatla Ekim’de Mısır’dan Bingazi cephesine gitmek üzere Đskenderiye’ye geçmiş, Harbiye Nezareti tarafından Gazeteci Mustafa Şerif takma adıyla Tobruk’a gönderilmiştir.204 Kasım ayı sonuna kadar cepheye katılan değişik sınıflardan çeşitli rütbedeki subayların sayısı 50’yi bulmuştur.205

197 Mahmut Şevket Paşa’nın 21 ve 26 Eylül 1911 tarihli şifreleri, TSKT. Osmanlı Devri Osmanlı - Đtalyan

Harbi (1911 – 1912), s.132-133.

198

Okyar, a.g.e., s.133; Detaylı bilgi için bkz. Đlber Ortaylı, Türkiye’nin Yakın Tarihi, Timaş Yay., Đstanbul, Eylül 2010.

199 Adil, Hayat Mücadeleleri, s.115. 200 Adil, Hayat Mücadeleleri, s.120. 201

Türk Đstiklal Harbi’ne Katılan ..., s.130. 202

Adil, Hayat Mücadeleleri, s.115-116.

203 Hüseyin Hüsnü, Dr. Hüseyin Hüsnü Bey’in Not Defterinden Trablusgarb Savaşı, Hzl. Mebrure Değer, Kurtiş Matbaacılık, Đstanbul, 1998.

204 Kurtcephe, Türk-Đtalyan Đlişkileri (1911–1916), s.91; TSKT. Osmanlı Devri Osmanlı - Đtalyan Harbi

(1911 – 1912), s.236.

205 Kurmay Binbaşı olan Selahattin Adil’den başka; Piyade Yüzbaşısı Ömer Fevzi, Bahriye Kolağası (Önyüzbaşı) Rauf Bey (Orbay), Kurmay Binbaşı Enver Bey (Paşa), Üsteğmen Recep, Jandarma Üsteğmen Ali

Selahattin Adil, görev esnasında yerel halk ile kaynaşma sağlayacak hareketlerden kaçınılarak gizli hareket edilmesi gerektiğine inanmaktadır. Mustafa Kemal ikinci grup olarak bölgeye gelmiş, hastalanmasından dolayı Đskenderiye’de hastaneye yatmış, hastaneden çıktığında Đskenderiye’deki Reis el-Vecd Sarayı’nda Hidiv (Mısır Valisi) Abbas Hilmi Paşa’yı ziyaret etmiştir. Selahattin Adil, alenen yapılan bu hareketlerin memleket çıkarlarına ters düştüğü ve şahsi görevine karışıldığı düşüncesiyle Ömer Fevzi Bey206 vasıtasıyla Mustafa Kemal’e bir an önce cepheye hareket etmesi gerektiğini bildirdiğini hatıratında ifade etmiştir.207

Trablusgarb’taki birliklerin sistemli olarak ikmali yapılamamıştır. Đkmal; malzemelerin Mısır ve Tunus sınırlarından kaçak olarak Trablusgarb’a sokulması veya Đtalyan deniz kontrolünden sızabilen yabancı gemi veya motorların sakin kıyılara indirilmesiyle sağlanmıştır.208

Bingazi bölgesine birtakım zorluklara rağmen para ve yiyecek yanında subaylar da çeşitli yollardan gönderilmiştir. Fakat yapılan çeşitli girişimlere rağmen savaş alanının en önemli eksiği olan silah ve cephanenin gönderilmesi mümkün olamamış, her girişim bir engelle karşılaşmıştır. Đkmal güzergâhının Mısır’dan geçmesi nedeniyle bazı Mısırlılarla ve kaçakçılık işleriyle uğraşanlarla irtibat kurarak gizlilik içerisinde bu ikmal transferini başarmak büyük önem taşımaktadır. Selahattin Adil şartları açıklaması bakımından bir ikmal faaliyetinin aşamalarını belirtmiştir. Beyrut’tan gelecek geminin Đskenderiye’nin 50 mil kadar batısındaki Maryut ile El-Acid feneri arasında beklemesi, hazırlanacak mavnalar ile boşaltım işleminin yapılması tasarlanmış, gemiden indirilen silah ve cephanenin yerine nasıl ulaştırılacağı problemine çözüm aranmıştır. Đskenderiye’de bulunan Ömer Fevzi Bey’in Selahattin Adil’e Şeyh Abdullah adında Mısırlı bir kaçakçı ile görüştüğünü belirtmesi üzerine bu kaçakçı ve adamları vasıtasıyla silahların kaçak olarak Taif, Beyrülmelle, Birüsselâse, Birüssebate, Birşefcebel, Tayyibülisim üzerinden Serafil’e götürülmesi planlanmıştır.209

Rauf Orbay’dan 19 Kasım Cumartesi gecesi ilgili geminin Beyrut’tan hareket edeceği bilgisi alınmış, Ömer Fevzi Bey’e çıkarma bölgesinde develeri hazır etmesi gerektiği bildirilmiştir. 21 Kasım’ı 22’sine bağlayan Salı gecesi Şiralı Yunan uyruklu kaptan Pandeli yönetimindeki 1.500 tonluk gemi, Rauf Bey ile birlikte çıkarma yerine yaklaşmış, parola yöntemiyle karşılıklı koordinasyondan sonra boşaltım başlamıştır. Gece ilk partinin Şevket, Yüzbaşı Fuat (Rauf Orbay’ın kardeşi) Đtalya Savaşı için cepheye katılanlardan bazılarıdır. Adil, Hayat

Mücadeleleri, s.122-123.

206 Ömer Fevzi Bey; Teşkilat-ı Mahsusa’dan olup, Umur-ı Şarkiye Müdürlüğü yapmış olan askeri ateşedir. Sadık Sarısaman, “Birinci Dünya Savaşı Sırasında Đran Elçiliğimiz Đle Đrtibatlı Bazı Teşkilât-ı Mahsûsa Faaliyetleri”,

OTAM Dergisi, S.7, 1996, s.209-217.

207

Adil, Hayat Mücadeleleri, s.126.

208 TSKT. Osmanlı Devri Osmanlı - Đtalyan Harbi (1911 – 1912), s.433. 209 Adil, Hayat Mücadeleleri, s.128-129.

boşaltılarak develere yüklenmesi esnasında, bir astsubay komutasındaki Đngiliz devriye birliği sahildeki topluluğu görerek üzerlerine ateş açmıştır. Durum çok tehlikeli bir hal almış, malzemenin Mısır için olmayıp Bingazi savunması için Türk Hükümeti’ne ait olduğu konusunda güçlükle de olsa devriye komutanı ikna edilmiş, böylece ateşe son verilmiştir. Mısırlı erlerin de yardımı ile gemi kısa sürede boşaltılmış, develere yükletilmiş ve yük Abdullah’ın idaresinde saat 03.30’da çöl yolunu tutmuştur. Gemi tekrar denize açılmış, Rauf ve Ömer Fevzi Beyler Đskenderiye’ye dönmüştür. Planın büyük kısmı başarılmış, kafilenin sınırı geçtiği haberi beklenmeye başlanmıştır. Devriye komutanı astsubayın konu ile ilgili raporu çeşitli makamlardan geçerek Mısır ve Sudan’ı yöneten Lord Herbert Kitchener’e ancak üç dört gün sonra ulaştığından develer bölgeden gizli yollar kullanılarak uzaklaşabilmiştir.210

Sellum’dan kervanın geldiğinin bildirilmesi üzerine vazifenin başarıldığı anlaşılmıştır. Ancak Şeyh Abdullah kafilesi ile gönderilen cephane ve silahın Bingazi bölgesi için savunma ihtiyacına yeterli olmadığı da bilinmektedir.211

Selahattin Adil, şahsen istekli olduğu komiserlikte üç buçuk ay kadar kalması nedeniyle ordu işleriyle uğraştığının artık gizlenemeyeceğini ve durumun öğrenilmesi halinde hükümetin politik bir problem karşısında kalabileceğini düşünerek Kahire’den ayrılmaya karar vermiştir. 8 Aralık 1911 Perşembe sabahı üstleri ve komiserlikteki arkadaşları ile vedalaşarak Süveyş yolu ile Port Sait’e giden trene binmiş ve akşam saat yedide hareket eden Maria Theresa vapuru ile Hayfa’ya doğru Mısır’dan ayrılmıştır. Daha önce görevli olarak bulunduğu Suriye’de bir hafta kalmayı müteakip, 29 Aralık 1911’de Đstanbul’a dönerek birkaç gün içinde Savunma Bakanlığına raporlarını vermiş ve esas görevi olan Bükreş askerî ataşeliğine dönmüştür.212

Trablus ve Bingazi cephelerinde Đtalyan birlikleri sahilde kalmış ve içerilere yapılan girişimler sonuçsuz kalmıştır. Bu durum Đtalya’da siyasi ve mali huzursuzluklar yaratmış, savaşı kısa sürede bitireceğini düşünen hükümet aylar geçtiği halde kesin bir sonuç alınamaması nedeniyle zor durumda kalmıştır. Đtalya, Osmanlı Devleti’ni barışa zorlamak amacıyla Nisan ayında savaş filoları ile sahillere saldırmaya başlamıştır. 6 ve 7 Nisan tarihlerinde Meğri, Marmaris, Alaçatı (Çeşme) limanlarını bombalamış, 10 Nisan 1912’de Astropolya, 21 Nisan’da Rodos adalarına Đtalyan birlikleri çıkmış ve yavaş yavaş Oniki Ada Đtalyanların eline geçmiştir.213 Yunanlılar da bu durum üzerine adaların özerkliği veya Yunanistan’a katılması girişimlerine hız vermiş, müteakiben Balkan Savaşı başlamıştır.

210 Adil, Hayat Mücadeleleri, s.129-130. 211

Şeyh Abdullah kafilesi ile gönderilen silah ve cephane durumu için bkz. Adil, Hayat Mücadeleleri, s.131. 212 Adil, Hayat Mücadeleleri, s.131-132.

Osmanlı Hükümeti, Đtalya ile savaşı durdurmak ve barış antlaşması yapmak zorunda kalmıştır.214

Trablusgarb Savaşı ve 15 Ekim 1912’de imzalanan Ouchy (Uşi) Barış Antlaşması Osmanlı Devleti’nin yok olmasına giden sürecin başlangıcı olmuştur. Afrika’daki son topraklar olan Bingazi ve Trablusgarb’ın haricinde Oniki Ada kaybedilmiş, Türklerin Akdeniz hâkimiyeti son bulmuştur.215