• Sonuç bulunamadı

Selahattin Adil’in Đaşe Temini Görevi

2.9. Balkan Savaşında Vardar Ordusu 2’nci Şube Müdürlüğü

2.9.2. Selahattin Adil’in Đaşe Temini Görevi

Ordu Komutanlığı tarafından beslenme meselesinin çözümlenmesini sağlamak maksadıyla Selahattin Adil’e, Avlonya’ya hareket ederek müzakerelerde bulunması emri verilmiştir.325 Selahattin Adil, karargâhtan Harp Okulu’nda Ordu Kuruluş dersi öğretmen yardımcısı iken öğrencisi olan Kurmay Yüzbaşı Celalettin Bey’i de yanına alarak iki süvari eri ile 28 Kasım

317 Zeki Arıkan, “Balkan Savaşı ve Kamuoyu”, Dördüncü Askeri Tarih Semineri Bildiriler, Gnkur. Bsm., Ankara, 1989, s.179-181; Armaoğlu, 19. Yüzyıl Siyasi Tarihi (1789-1914), s.669.

318

Adil, Hayat Mücadeleleri, s.173. 319

Yusuf Hikmet Bayur, “Balkan Savaşı’nda Büyük Devletlerin Đstekleri ve Kâmil Paşa Hükümetinin Cevabı”,

Belgelerle Türk Tarihi Dergisi, S.44, Eylül 2000, s.47-53.

320 Rahmi Apak, Yetmişlik Bir Subayın Hatıraları, TTK. Bsm., Ankara, 1998, s.67. 321 Adil, Hayat Mücadeleleri, s.172.

322

TSKT. … Vardar Ordusu …, s.24. 323

Hakan Bacanlı, Balkan Savaşına Ait Hatıratların Muhteva Analizi, Hacettepe Üniversitesi SBE Y.L.T., Ankara, 2003, s.46; Ordular Savaş Yükümlülüğü Kanunu’na göre ihtiyaçlarını bölge kaynaklarından sağlamaya çalışmıştır. Balkan Harbi, ATASE Yay., 1979, s.50.

324 Artuç, Balkan Savaşı, s.150-154; Trakya harekât alanı; stratejik ana harekât yolları dışında harekâta elverişli değildir. Özellikle yağışlı bahar ve kış aylarında bölgeyi kısmen kaplayan kar, don ve çamur harekâta önemli derecede engel olur. TSKT. … Vardar Ordusu …, s.16.

1912’de Leskovik’ten hareket etmiştir. Selahattin Adil ve beraberindekiler dağ yollarını takiben Premidi’de kısa bir molayı müteakip, Viyosa nehrini izleyerek uzun bir yürüyüşten sonra sorunsuz olarak Tepedelen’e ulaşmıştır. O dönem Arnavut eşkiyası ve asker kaçakları Tepedelen güzergâhında her tarafa dağılmış olduğundan geçilen dar ve engebeli yollar çok tehlikelidir.326

Selahattin Adil’in çözüm için mutlaka Avlonya’ya gitmesi gerekmektedir. Avlonya hakkında Tepedelen’deki Alay Komutanı ve subaylardan olumsuz bilgiler almış ancak vazgeçmemiş, 30 Kasım sabahı saat sekize gelirken Selahattin Adil Avlonya’ya ulaşmıştır.327

Avlonya’da bulunan Selahattin Adil’e Batı Ordusu tarafından Avusturya-Macaristan ve Đtalya konsolosları mütareke teklif ederse zayıf erlerin uygun bir sahile nakli ve iaşenin dışarıdan getirilmesi şartları öne sürülerek müzakere yapılması için çalışması bildirilmiş,328 ancak konsoloslar tavassutta bulunamayacaklarını söyleyerek konuyu kapatmıştır.329

Selahattin Adil muhafızlara Đsmail Bey’le görüşmek istediğini söylemiştir. Đsmail Kemal Bey; aslen Arnavut olup, 1908 meşrutiyetinden önce Đttihat ve Terakki Cemiyeti ile birlikte hareket etmiş, 1908’de Meşrutiyetin ilânı üzerine Osmanlı Mebuslar Meclisinde Draç mebusu olarak Hasan Priştine, Esat Toptani, Müfit ve Süreyya Bey’ler gibi gizlice Arnavutluk’un bağımsızlığı için çalışanlarla beraber bulunmuş, Balkan Savaşı’nda Osmanlı ordularının yenilgisi üzerine daha savaş sona ermeden, 28 Kasım 1912’de Avlonya’da Arnavutluk’un bağımsızlığını ilân ederek Prens ünvanını almıştır.330 Selahattin Adil’e Đsmail Bey’in kendisini beklediğinin iletilmesi üzerine evine gitmiştir. Evde Selahattin Adil, genel durumdan bahsettikten sonra ordunun ve Yanya’nın beslenme (iaşe) ihtiyacını, beslenmesini sağlamak maksadı ile Avlonya’ya gönderilen süvari birliğine karşı yapılan muamelenin orduda yarattığı olumsuz etkiyi açıklayarak, Arnavutluk istiklalinin hükümet tarafından kabul edilmesi nedeniyle herhangi bir müdahale ve saldırının söz konusu olamayacağını, ordunun bu mahrumiyete uzun süre dayanamayacağını ve ordunun beklediği yardımın verilmesini talep etmiştir. Đsmail Kemal Bey, sakalına damlayan gözyaşları arasında Selahattin Adil’e cevap olarak “Ben Osmanlı Devletinin nimeti ile yetiştim. Birçok yüksek vazife ve memuriyetler üstüme aldım. Hükümetin düştüğü bugünkü acı durumdan sizler kadar ben de üzgünüm. Ancak Osmanlı Devleti’ne olan bağlılığımızı korumakla beraber, hiç olmazsa Rumeli’nin bir kısmını Sırp ve Yunan ordularının saldırı ve işgalinden korumak amacı ile bağımsızlık ilân etmek zorunda kaldım ve Rumeli’nde Müslüman bir idarenin varlığının

326 Adil, Hayat Mücadeleleri, s.176-177. 327 Adil, Hayat Mücadeleleri, s.177-178. 328

TSKT. … Vardar Ordusu …, s.396. 329 TSKT. … Vardar Ordusu …, s.400. 330 Adil, Hayat Mücadeleleri, s.179.

Osmanlı Devleti için de yararlı olacağını düşündüm” diyerek Selahattin Adil’e Avlonya’da kalırsa orduya yapılacak her türlü yardıma tanık olacağını söylemiştir.331

Balkan Savaşları’nın sonucunda Osmanlı Devleti’nin Rumeli’deki toprakları kaybetmesi, Yunanların Avlonya, Sırpların Đşkodra üzerine yürümeleri Arnavutluk’u yalnız bırakmıştır. Arnavutluk’un toprak bütünlüğünün korunması için Arnavutlar acil bir kararla bağımsızlıklarını ilan etmiştir.332

Selahattin Adil, Đsmail Kemal Bey’e Avlonya’da kalarak orduya yapılacak yardımları takip edeceğini belirtmiştir. Selahattin Adil ile Celal Bey, daha önce vergi mültezimliği yapmış olan Talip Bey adındaki bir şahsa misafir edilmiş, beraberlerindeki süvari subayı ve erler de hükümet yakınında uygun bir yere yerleştirilmiştir. Selahattin Adil, Arnavutların paraya düşkünlüğü yanında Avlonyalıların ticarete alışık olmalarından dolayı orduya erzak gönderme işleminin gecikmeden başladığını ve aylarca hiç durmadan devam ettiğini ifade etmiştir.333

Ordu birlikleri ile Yanya Müstahkem Mevkiinin iaşe problemi çözülmüş, ancak iaşe masrafları nedeniyle Batı Ordusu Komutanlığı kasası hızla boşalmıştır. Vardar Ordusu Komutanı Zeki Paşa da Balkan Savaşları’nda Osmanlı Devleti’nin maddi zorluk içinde olduğunu vurgulamıştır.334

Avlonya kablosunun Yunanlılar tarafından parçalanmasıyla Batı Ordusunun önce Đstanbul müteakiben her tarafla ulaşımı kesilmiş, düşman saldırısı olmamakla beraber koskoca Ordu Fiyeri bölgesinde kuşatılmış durumda kalmıştır.335

Selahattin Adil, Mart’ın son günlerinde Cavit Paşa’dan bir mektup almıştır. Mektupta Cafer Tayyar Bey336 ile doktor Âbidin Bey’in bir motorla Đtalya’dan Saman iskelesine çıktığı ve 6’ncı Kolordu karargâhında bulunduğu, kuzey Arnavutluk’ta yapılması öngörülen bir harekete karşı Avlonya’daki Gega reislerinden de faydalanılması düşünüldüğü, Yakovalı Rıza Bey’e bu konuda gerekli bilginin verildiği belirtilerek Selahattin Adil’den gereken girişim ve yardımda bulunması istenmiştir. Selahattin Adil, bağlı olduğu Vardar Ordusu Komutanlığından bu konuda bir direktif almadığından ve böyle bir hareketin uygulanmasını garip bulduğundan dolayı mektubu cevapsız bırakmayı uygun görmüştür. Fakat ertesi gece,

331 Adil, Hayat Mücadeleleri, s.181-182.

332 Sacit Kutlu, Milliyet ve Emperyalizm Yüzyılında Balkanlar ve Osmanlı Devleti, Đstanbul Bilgi Üniversitesi Yay., Đstanbul, 2007, s.350.

333

Adil, Hayat Mücadeleleri, s.183. 334

Zeki Paşa, a.g.e., s.88-89. 335 Adil, Hayat Mücadeleleri, s.185.

336 Cafer Tayyar Paşa, Millî Mücadele sırasında Đstiklâl Savaşının kazanılması uğrunda çalışmış, Trakya ve Paşaeli Müdafaa-i Hukuk Cemiyetini kurarak bölgenin Yunanlılar tarafından işgaline mani olmaya çalışmış, sonra Erzurum Kongresine katılarak Birinci ve Đkinci TBMM’de Edirne milletvekili olmuş, 1926’da Đzmir’de Mustafa Kemal Paşa’ya yapılmak istenen suikast olayına adı karışarak yargılanmış ise de mahkeme tarafından beraat ettirilmiştir. Adil, Hayat Mücadeleleri, s.186.

Celalettin Bey’in Đtalya’ya hareket etmiş olması nedeni ile yalnız kaldığı odanın kapısı vurularak üç silahlı Arnavut “Merhaba” diyerek içeri girmiştir. Selahattin Adil silah taşımadığından savunmasızdır.337 Gelenlere soğukkanlılıkla ne istediklerini sormuş, içlerinden biraz Türkçe bileni Yakovalı Rıza Bey’in Cavit Paşa’dan bir teklif aldığını ve bu konuda Selahattin Adil ile görüşmek istediğini belirterek kendisini davet ettiğini söylemiştir. Selahattin Adil durumdan memnuniyetsiz ancak korkaklık göstermiş olmamak ve zorla götürülmüş olmak gibi ağır bir muameleye maruz kalmamak için söyleneni yapmıştır. Eve geldiklerinde Rıza Bey Selahattin Adil’e, Cavit Paşa’dan aldığı mektuptan bahsettikten sonra kendisinin Cavit Paşa’ya katılmaya taraftar olduğunu, fakat yanında çok sayıda taraftarı bulunan Đsa Polatin’in katılmasının da sağlanmasının faydalı olacağını belirtmiş, bu amaçla birlikte ona gidilmesi gerektiğini söylemiştir. Selahattin Adil artık meseleyi öğrenmiştir. Yanlarında altı kişilik bir koruma ekibi ile birlikle Đsa Polati’nin karargâhına gitmişler, Đsa Polatin ile Rıza Bey’in uzun süren konuşmasını müteakip oradan ayrılmışlardır. Rıza Bey Selahattin Adil’e, ertesi gün tekrar görüşeceğini, müteakiben Cavit Paşa’ya cevap yazacağını söylemiş ve ayrılmışlardır. Selahattin Adil bu nezaketsiz davetten çok korktuğunu belirtmiştir.338

Selahattin Adil Avlonya’da bulunurken arada bir Dukas’daki karargâha giderek Ordu hakkında bilgi almaktadır. Ordudaki Anadolu çocuklarından ibaret 20 bin kişinin yiyecek sıkıntısı savaştan daha acıklıdır. “Zavallı askercikler haftalardan belki de aylardan beri bir

avuç bazen kavrulmuş bazen haşlanmış, bazen ekmek haline getirilmiş mısırdan başka bir gıda alamamış, en ufak hastalıktan kendilerini kurtaracak ilaçtan yoksun, bütün dünya ile alâkası kesilmiş, eski o meşhur moralinin zerresi kalmamış, benliğini değil, varlığını unutmuş gibi idi. Gıdasızlık yüzünden yarı deli, vücudu bir deri bir kemikten ibaret kalmış ve üzerin- deki palaspare elbisesinin omuzlarından bir iskelet veya korkuluk halini almış olduğu görülen, yüzü ve organları bir mumya gibi kararmış ve kurumuş bu memleket çocuklarına yollarda veya açlıklarını gidermek için ot bulmak ümidiyle dolaştıkları sırtlarda sık sık rastlanıyordu. Tam bir yoksulluk içinde ümitsiz bir sefalet ve perişanlığa düşen ve Eyüp sabrına benzer ümitsiz bir tevekkülle sessizce dayanabilen bir toplumu bilmem tarih yazmış mıdır?” diyerek Selahattin Adil o günlerdeki durumu içtenlikle dile getirmiştir.339

337 Selahattin Adil, o anda silahsız olmasını ve silah taşımamasını “31 Mart olayından sonra Hareket Ordusu ile gelerek Fatih karakolunu işgal ederken az kalsın yanlışlıkla zavallı bir Mehmetçiği öldürmek durumuna düşmüş olduğumdan beri üzerimde silah taşımıyordum.” şeklinde ifade etmektedir. Adil, Hayat Mücadeleleri, s.186. 338 Adil, Hayat Mücadeleleri, s.187.

3 Nisan 1912 günü kuşatma kalkmış ve Avlonya’ya ilk posta vapuru gelmiştir. Selahattin Adil iskeleye gittiğinde Kâzım Orbay340 ile karşılaşmıştır. Kâzım Orbay Selahattin Adil’e Viyana’dan geldiğini belirtip, elçilik tarafından Batı Ordusu erlerinin iaşesi ve Đstanbul’a sevk edilmeleri için tertibat alındığı haberini vermiş, işlerini bitirince Viyana’ya döneceğini söylemiştir. Selahattin Adil de Avlonya’daki görevinin bitmesi nedeniyle, Ordu Komutanlığından izin alarak Kâzım Orbay’la birlikte Đtalya’ya hareket etmiştir.341

Nisan ayı içerisinde Viyana’daki Saman Đskelesi’ne gelen erzak yüklü vapurlar ordunun beslenme sorununu çözdüğü gibi, dönüşünde de hastalardan başlamak üzere birlikleri Đstanbul’a taşımıştır.342

Esat Paşa’nın Đşkodra Kalesi’ni Karadağlılara teslim ettiği 16 Nisan’dan itibaren, Çatalca hattından Adriyatik Denizi’ne kadar olan geniş alanda yüzyıllarca şan ve şerefle dalgalanmış Türk bayrağının varlığı artık sona ermiştir. Sonuçta Batı Ordusu bütün cephelerde de yenilmiştir.343

Osmanlı ordusu Bulgar ordusunu Çatalca önlerinde durdurmuş, 3 Aralık 1913’te ateşkes imzalanmış ve I’inci Balkan Savaşı sona ermiştir.344

Terhisler dolayısıyla er mevcutlarının yetersizliği, ulaştırma, muhabere, silah, araç ve malzeme yetersizliği yanında mevcutların da muharebe bölgesi ihtiyacına göre tertip edilmemiş olması, birlikler arasında muhabere kurulamayışı, kilerlerin doldurulamayışı, sağlık ihtiyaçlarının karşılanamaması ve subayların siyasete bulaşması nedeniyle komuta zafiyeti Balkan yenilgisi ana nedenlerindendir.345

“Stratejik, taktik ve kuvvet dengesi bakımlarından %80 başarı vaadeden bir durumda uğradığımız acı yenilgi, sadece disiplin ve eğitim yokluğundan ileri gelmiştir. Bozgunun nedenleri, bilgisizlik ve itaatsizlik olarak özetlenebilir. Sayı ile belirtilmeyen moralin, adetle gösterilen kuvvet dengesinden daha önemli olduğuna en önemli delil Kumanova Muharebesidir. Bir harpte maddi ve manevi kuvvet hesapları daima denk olmalıdır. Bunlardan birinin noksan oluşu, ihmal ve hoşgörülük götürmez. Şurası iyice bilinmelidir ki, gerçek üstünlük, özellikle, sayıda değil daha çok niteliktedir.”346 değerlendirmesi yenilgiyi özetlemektedir.

340 Mehmet Kâzım Orbay hakkında detaylı bilgi için bkz. Adil, Hayat Mücadeleleri, s.189; Cumhur Evci, “Örnek Bir Devlet Adamı”, Vatan Gazetesi, 15 Kasım 2011.

341

Adil, Hayat Mücadeleleri, s.188-189. 342 Adil, Hayat Mücadeleleri, s.192. 343 Adil, Hayat Mücadeleleri, s.193.

344 Feroz Ahmet (Ahmad), Bir Kimlik Peşinde Türkiye, çev. Sedat Cem Karadeli, 2. Baskı, Đstanbul Bilgi Üniversitesi Yay., Đstanbul, 2007, s.72.

345 Balkan Harbi, ATASE Yay., 1979, s.27-32; TSKT. … Vardar Ordusu …, s.25. 346 TSKT. … Vardar Ordusu …, s.204.

Balkan Harbinde şehit, yaralı ve esir olmak üzere mevcudunun; Batı Ordusu %75’ini, Karadağ Ordusu %45’ini, Bulgar Ordusu %35’ini, Yunan Ordusu %25’ini, Sırp Ordusu %20’sini kaybetmiştir.347

Selahattin Adil’in görevi sona ermiş, yerine Kurmay Binbaşı Kadri Bey (Paşa) atanmıştır. Selahattin Adil Viyana’da iki gün kaldıktan sonra 25 Temmuz 1913’te Bükreş’e dönmüştür.348

Selahattin Adil Balkan Savaşının hazin sonundan dolayı üzüntü ve ümitsizlik içinde, askerî ataşelik görevine devam etmeme, hatta istifa ederek askerlik mesleğini bırakma düşüncesi ile 10 Ağustos 1913’teĐstanbul’a hareket etmiştir.349