• Sonuç bulunamadı

Doğu Cephesi 11’inci Kolordu Komutanlığı ve 2’nci Kafkas Tümeni Komutanlığı

Belgede Selahattin Adil Paşa (1882-1961) (sayfa 115-122)

Rusya Osmanlı Devleti’ne 2 Kasım’da resmen savaş ilan etmesine rağmen fiilen 1 Kasım’da Kuzeydoğu Anadolu’yu işgale başlamıştır. Rus kuvvetleri ilk olarak Batum’u işgal edip Erzurum’a yönelmiş, 3’üncü Ordu Komutanı Hasan Đzzet Paşa’nın taarruz emriyle Ruslar geri püskürtülmüştür. Alman heyetinin de teşvikiyle Enver Paşa 3’üncü Ordunun komutasını devralmış, Rus kuvvetlerini arkadan çevirerek yok etmek, Kars ve Batum’u geri alıp Kafkasya üzerinden Orta Asya’daki Türklerle birleşip Turancılık fikrini gerçekleştirmek maksadıyla 90.000 askerle 21 Aralık’ta bilinen adıyla Sarıkamış Harekâtı’na başlamıştır. Enver Paşa’nın planı soğuk kış şartları, açlık, hastalık ve donanımsızlık nedeniyle başarıya ulaşmamış, ordu 60.000 kayıpla 9 Ocak 1915’te geri çekilmiş, Ruslar ileri harekâta devam etmiştir.582

Çanakkale’deki başarısının ardından Vehip Paşa,583 1916 sonlarında Doğu Cephesi’nde darmadağın olmuş, Erzurum’u kaybetmiş olan 3’üncü Ordu Komutanlığına Mahmut Kamil Paşa’nın584 yerine atanmıştır.585 Sarıkamış yenilgisi ve Erzurum bölgesinin düşman tarafından işgali üzerine zayıflamış olan Doğu Cephesi’nin güçlendirilmesi için birlik takviyesi yapılması gerekmiştir. Kuruluşunda 4’üncü, 46’ncı, 60’ıncı Piyade Alayları ile 13’üncü Sahra Topçu Alayı ve yardımcı birlikler bulunan Selahattin Adil’in Komutanı olduğu 13’üncü Tümen, Çanakkale Cephesi’nden ayrılarak Eylül 1915’de Đstanbul’a gelmiş ve Kocaeli Derince’de geçici olarak konaklamıştır. Tümen, Şubat 1916’da Niğde Ulukışla’ya trenle intikal etmiş ve müteakiben yaklaşık bir buçuk ay sürecek kara yürüyüşü ile Erzincan’a hareket emrini almıştır. Sivas Suşehri’ne gelindiğinde 3’üncü Ordu Komutanlığı tarafından, gerideki birliklerle (yedi Tabur ile) Tunceli (Dersim) Harekâtı586 için görevlendirildikleri emri verilmiş, bunun üzerine Selahattin Adil Sivas’a geri dönmüş, Malatya’ya hareket etmiştir. Malatya’da birliklerin gelmesini beklerken Selahattin Adil, 6 Haziran 1916 tarihinden

582

Kurtcephe - Beden, a.g.e., s.97-98; Ruslar 27 Mart 1915’te Artvin’i, 17 Mayıs’ta Van’ı, 16 Şubat 1916’da Erzurum ve Muş’u, 25 Temmuz 1916’ya kadar Bitlis, Rize, Trabzon ve Erzincan’ı işgal etmiştir.

583 Mehmet Vehip Kaçi hakkında detaylı bilgi için bkz. Birinci Dünya Savaşı’na Katılan ..., C.2, s.490-492;

Fethi Tevetoğlu, “Kaçı Vehib Paşa”, Türk Ansiklopedisi, C.XXI, Millî Eğitim Bsm., Ankara, 1974, s.86-87; Soner Yalçın, “Vehib Paşa Bilinmeden Ne Susurluk Ne Ergenekon Anlaşılabilir”, Hürriyet Gazetesi, 01 Şubat 2009.

584 Mahmut Kamil hakkında detaylı bilgi için bkz. Birinci Dünya Savaşı’na Katılan ..., C.3, s.11-12.

585 Đsmet Berkan, “Mehmet Vehip Paşa’nın Adını Hiç Duymuş muydunuz?” Hürriyet Gazetesi, 19 Şubat 2012. 586 Birinci Dünya Savaşı sırasında Rusların Doğu Anadolu’da giriştikleri işgal hareketi sürerken 1916 senesinde Doğu Dersim’de bölge aşiretleri ayaklanmış, Nâzımiye isyancıların eline geçmiş, Mazgirt, Pertek ve Çarsancak (Akpazar, Peri) çevreleri baskın ve talana uğramıştır. Galatalı Şevki Bey kumandasındaki 13’üncü Tümen, yaklaşık bir ay süren harekât neticesinde bölgede geçici de olsa kontrolü ele almıştır; “1916’da Rus taarruzu devam ederken hükümet, Dersim’de bir tedibat yapılmasına karar vermiş ve bu işe Galatalı Şevket Bey komutasındaki 13’üncü Tümen memur edilmişti. Nisan 1916 başında başlayan harekât Nisan sonunda sona erdirilerek Dersim asilerine bir hayli zayiat verdirilmişti" (Tedibat: Yok etme) Reşat Hallı, Türkiye

Cumhuriyeti’nde Ayaklanmalar (1924-1938), Gnkur. Harp Tarihi Başkanlığı Yay., Gnkur. Bsm., Ankara,

itibaren587 11’inci Kolordu Komutanı olarak hemen Erzincan’a hareket etmesi ve Tümeni 4’üncü Alay Komutanı Yarbay Kâzım Sevüktekin’e vekâleten bırakması emrini almış, tekrar Sivas’a dönmüştür. Selahattin Adil’in çetin geçen Şubat ve Mart aylarında bir ayı bulan at üstündeki yolculuğunu dikkate alan Vehip Paşa, Erzincan Refahiye’de otomobilinin beklediğini bildirmiştir. Erzincan’a giderken otomobil Sipikör Boğazı’nın588 sel suları ile kaplanması nedeniyle bir dere içine saplanmış, civardan bulunan iki deveyle çekilmek suretiyle kurtarılmış ve yola devam edilebilmiştir. Selahattin Adil Erzincan’a ulaştığında Vehip Paşa kendisine Kerim Paşa’nın589 hastalandığını, 11’inci Kolordu birliklerinin Rusların taarruzlarından sonra ele geçirdikleri Trabzon karşısında yeni bir cephe oluşturmak üzere Gümüşhane istikametinde hareket halinde olduğunu bildirmiş ve bir an önce cephenin oluşturularak bölgenin tutulmasını emretmiştir. Selahattin Adil ertesi gün yola çıkarak Gümüşhane’deki karargâha katılmıştır. 15 Mart 1916 tarihindeki Doğu Cephesi sahası; Trabzon Vakfıkebir doğusundaki Yeros (Fener) Burnu’ndan başlayarak Akçaabat Cevizlik Köyü batısı, Meryemana Manastırı, Seçer Yaylası kuzey yamaçları, Kazıklı Dağı, Musat, Bayburt Kop Dağı doğusu, Erzincan Tercan Mamahatun batısı, Bingöl Kiğı bölgesini kapsamaktadır.590

11’inci Kolordu; 18’inci, 33’üncü ve 34’üncü Tümenler ile Gürcü ve Laz gönüllülerden oluşan Hacı Hamdi Bey591 Tugayından592 kurulmuş ise de, Komutanı Galatalı Şevket Bey593 olan 33’üncü Tümen, Kolordunun sağ tarafında kaldığından Komutanı Fevzi (Çakmak) Paşa olan Bayburt cephesindeki 2’nci Kafkas Kolordusuna bağlanmıştır.594

Kurmay Başkanı Binbaşı Hazım Bey olan 11’inci Kolordu’ya, Trabzon Mescit (Sultan Mecit) yaylaları kuzeyindeki Araklı Ziyaret Dağı’ndan başlayarak Karadeniz kıyısına kadar olan elli kilometreyi aşan dağlık, yolsuz bir bölgeyi kapatarak savunma görevi verilmiştir.595

Ordu Komutanlığı 11’inci Kolordunun takviye edilerek Mayıs ayında Trabzon yönünde bir taarruz yapılmasına karar vermiş, Kop cephesinden bazı Piyade ve Topçu birliklerini

587 MSB Arşiv Müdürlüğünün “M.Salahattin Adil” konulu safahat belgesi; Gnkur. Başkanlığının “Mektup” konulu biyografi mektubu; Türk Đstiklal Harbi’ne Katılan …, s.130-131; Türk Harp Tarihi Derslerinde Adı

Geçen Komutanlar, s.370.

588

Sipikör; Gümüşhane Kelkit Güzyurdu Köyü’nün eski ismidir. Sipikör boğazı; Güzyurdu sınırlarında Erzincan’ın kuzeyindeki Sipikör Dağı’nın üzerindeki sarp geçittir.

589 Abdülkerim Öpelimi hakkında detaylı bilgi için bkz. Birinci Dünya Savaşı’na Katılan ..., C.2, s.136-137. 590 Adil, Hayat Mücadeleleri, s.271-273.

591 Hacı Hamdi Pirselimoğlu hakkında detaylı bilgi için bkz. Birinci Dünya Savaşı’na Katılan ..., C.2, s.553- 554.

592

Tugayın Kurmay Başkanı Cumhuriyet döneminde milletvekili ve başbakan olacak olan Yüzbaşı Recep Peker’dir. Adil, Hayat Mücadeleleri, s.273-274; Görgülü, On Yıllık Harbin Kadrosu …, s.109, 113, 116. 593 Ahmet Şevket Galatalı hakkında detaylı bilgi için bkz. Birinci Dünya Savaşı’na Katılan ..., C.2, s.126-127. 594 Adil, Hayat Mücadeleleri, s.274; 11’inci Kolordu Birinci Dünya Savaşı’nda 18’inci, 33’üncü ve 34’üncü Tümenlerden oluşmaktadır. Edward J. Erickson, Order To Die: A History Of The Ottoman Army In The

First World War, Greenwood Press, 2001, s.38, 43, 86, 109, 126, 134.

kolordunun sağ yanında toplamıştır. Vehip Paşa, Fevzi (Çakmak) Paşa’yı da yanına alarak harekâtı izlemek için 11’inci Kolordu karargâhına gelmiş ve taarruzla ilgili Selahattin Adil’i görevlendirmiştir.596

Taarruzun Trabzon’un Araklı ile Arsin sınırını belirleyen Yanbolu Deresi batısından Trabzon Yomra Kazıklı Hanları, Akçaabat Gümüşlü Han yönünde yapılması planlanmış, esas taarruz gününden iki gün önce Cemil Cahit (Toydemir)’e597 25’inci Alay ile bir keşif hücumu yaptırılmış ve Rusların bazı ileri karakolları ele geçirilmiştir. Taarruzun planlandığı gün Rusların Bayburt cephesine saldırdıkları ve bazı yerlerde geri çekilmeler olduğu telgrafı gelmiştir. Bu bölgenin düşman eline geçmesi ile güneyde Erzincan, kuzeyde de Gümüşhane bölgesi tehdit altında kalarak geri çekilmeler söz konusu olabilecektir. 11’inci Kolordu emrinde yığınak yapan bütün birliklerin Gümüşhane üzerinden Bayburt istikametine hareket etmesi emrini müteakip Paşalar da görev başına dönmüşlerdir. Selahattin Adil, Bayburt’un düşmesi üzerine düşman hareketlerinin 33’üncü Tümen ve sonra da 11’inci Kolordu cephesinde etkili olacağını düşünmüştür. Ordu, kuzeyde kalan birliklerin sağdan itibaren yavaş yavaş güney yönüne kaymasını, bu suretle Sivas’tan Gümüşhane’ye uzanan Köse Dağları doğusunda birleşerek Gümüşhane’yi kapatmayı ve 11’inci Kolorduyu eski yerinde tutmayı istemektedir. Ancak 33’üncü Tümen, sağ tarafından gelen baskı karşısında güney istikametinde çekilmeye başlamış ve 34’üncü Tümen de bu hareketi takip etmiştir. Selahattin Adil, genel durum karşısında düşmanın Giresun Harşit Vadisi’ne hâkim olacağını, 34’üncü ve 18’inci Tümenlerin geri çekilme hatlarının kesileceğini değerlendirmektedir. Bu düşünce sonucu bindirilmiş top ve tekerlekli araçların Köse Dağı üzerinden güneye gönderilmesine başlanmıştır. Selahattin Adil, 34’üncü Tümene Gümüşhane, 18’inci Tümene de Gümüşhane- Torul-Zigana’da toplanarak Gümüşhane’nin Torul (eski adıyla Ardasa) istikametinde çekilmeleri emrini vermiş, durumu orduya ve Fevzi (Çakmak) Paşa’nın komutanı olduğu 2’nci Kafkas Kolordusuna bildirmiştir. Ordu Komutanlığından gelen emirde Vehip Paşa “33’üncü Tümen yerini korurken Kolordunun geri çekilişini üzülerek öğrendim. Kolordunuz eski yerlerinde kalmadıkları takdirde size karşı olan bütün samimi ve sevgi dolu duygularıma rağmen hakkınızda bana acı verecek bir harekete mecbur kalacağım.” demiştir. Selahattin Adil, ordunun bu açık emri karşısında telefonla Tümenlere birliklerin Mescit Yaylası, Zigana yukarı hatlarını yeni bir emir almadan boşaltmamalarını bildirmiş ve Gümüşhane’ye gelmiştir. Aradan henüz dört beş saat geçmiştir ki Gümüşhane’de Köse Boğazı’nın düşman tarafından

596 Adil, Hayat Mücadeleleri, s.274.

kesildiğini ve geriye gönderilen Sıhhiye Bölüğünün düşman tarafından esir edildiğini öğrenmiş, birliklere geri çekilmeye devam etmelerini bildirmiştir.598

Son Rus saldırısı Erzincan ve Gümüşhane sancaklarının599 düşman eline geçmesine ve 28 Mayıs 1916 tarihinde Doğu Cephesi’nin Giresun-Tirebolu ile Gümüşhane-Kelkit batısı ve Erzincan-Kemah doğusuna kadar çekilmesine neden olmuştur. 3’üncü Ordu iyice zayıflamış; güneyde Muş Malazgirt ve Bingöl Kiğı bölgesinde toplanmış, düşman ordusunun sol tarafına karşı hareketi planlanmış olan Ahmet Đzzet (Furgaç) Paşa kumandasındaki 2’nci Ordudan hiç bir fayda sağlanamamıştır. Her türlü kaynaktan yoksun olarak uzun bir kara yolu ile malzeme tedariğini sağlamak zorunda kalan ordu, çeşitli savaşlar sonucunda maddi ve manevi varlığının yüzde sekseninden fazlasını kaybetmiş, orduluktan çıkmış, en küçük bir saldırı karşısında bile geri çekilmeye hazır, ancak cepheyi gözetleyebilecek bir güçsüzler topluluğu halini almıştır.600

11’inci Kolordu birlikleri düşmanın bir saldırısına uğramadığından bir kısmı Gümüşhane, bir kısmı Torul (Ardasa) üzerinden patikaları takip ederek Giresun-Alucra yakınlarına çekilmiştir. Karargâh da 34’üncü Tümen birlikleriyle beraber Gümüşhane’den güneye doğru çekilmeye devam etmektedir. Selahattin Adil, intikal esnasında 101’inci Alay Komutanı Yarbay Haydar (Gebeş) Bey’i sırtına kaputunu çekmiş, toprak üzerine yatmış, yüzü sapsarı kesilmiş bir durumda görmüştür. Selahattin Adil, öğretmeninin sıtmadan rahatsız ve perişan halinden etkilenmiş, kendisine izin vererek gerideki hastaneye göndermiştir.601

Selahattin Adil, bir akşam Orduya çekilen raporlarda 18’inci Tümenden hiç bahsetmemiştir. Torul’dan sonra bu Tümenle haberleşme imkânı kalmadığını, Tümenin olaysız Harşit suyu güneyine geçtiğini, Ardasa, Alucra ve Giresun-Doğu Karahisar (Şebin Karahisar) kasabaları arasındaki patikaları izleyerek Ulyata yönünde güneye çekileceğini ve bu nedenle de bu Tümenden birkaç gün haber alınamayacağını bilmekte olup, bilgisi yokmuş gibi raporda bahsetmemiştir. Bir gün sonra Vehip Paşa “18’inci Tümenin sonucundan kuşkulanıyorum” diyerek bilgi verecek olanı mükâfatlandıracağını bildirmektedir. Selahattin Adil, bir teğmeni irtibat için 18’inci Tümene göndermiş, üç gün sonra karargâha dönen teğmen, Tümenin bildirilen bölgeye geldiğini haber vermiş ve Vehip Paşa’dan bir altın saat hediye almıştır. Selahattin Adil bu davranışı ile ilgili “Ben de bu eski okul arkadaşı

kumandanıma, bugün doğru olmadığını itiraf ettiğim bir muamelede bulunmuştum.”602

diyerek hatasını toyluğuna vererek duygularını ifade etmiştir.

598 Adil, Hayat Mücadeleleri, s.275-276. 599 Đl ve ilçe arasındaki idari bölüm. 600

Adil, Hayat Mücadeleleri, s.277. 601 Adil, Hayat Mücadeleleri, s.278. 602 Adil, Hayat Mücadeleleri, s.278.

Düşman ilerleyişi Kelkit’in ele geçirilmesinden sonra durmuş, Kolordu Karargâhı yakındaki ilkel küçük demir ocaklarının bulunduğu ormanlık Zot Köyü kenarında ordugâh kurmuştur. 6’ncı Plaston Taburu ile 505’inci, 506’ncı, 507’nci, 508’inci Alaylardan oluşan ve Harşit güneyine geçen Rus kuvvetlerine karşı güvenlik tertibatı alınmış, Gürcü Tugayı da bağımsız bırakılmıştır. Ruslar 3’üncü Ordu cephesinde saldırıya son vermişler, bu andan itibaren cephe Bolşevik ihtilâline kadar değişmemiştir.603

30 Haziran 1332 (13 Temmuz 1916) tarihli emir; birlik mevcutlarının azalması, emir komutanın işgal edilmesi ve savaş alanında ihtiyaç artmakta iken karargâhlarda fazla subay çalıştırılması nedenleriyle ordunun üçer tümenli iki kolordu haline dönüştürülmesi, bütün birlik komutanlarının eski yetki ve ödenekleri saklı kalmak suretiyle bir derece alt birlik komutanı olarak görev yapmalarının ordunun başarı ve kurtuluşu için zorunlu görüldüğünü içermektedir. Aynı emrin devamında 11’inci Kolordu Komutanı olan Selahattin Adil’e 2’nci Kafkas Tümeni Komutanlığı görevi verilmektedir.604

Selahattin Adil, daha önce rütbelerin indirilmesini inceleyerek konu hakkındaki kanunu hazırlayan komisyon içerisinde görev yaptığından, söz konusu kanunun eleştiriler arasında yalnız bir defaya mahsus olmak üzere Mebuslar Meclisi’nden geçtiğini bilip, bu şekildeki makam indirme tarzını içine sindirememiştir. Ayrıca rütbe indirmesine uğrayan makam ve kişinin, ödenek ve eski haklarının saklı kalmasının onur kırıcı olduğunu düşünmektedir. Bu düşüncelerle Vehip Paşa’ya 17 Temmuz 1916 (4 Temmuz 1332) tarihli kişiye özel şifre ile aşağıdaki telgrafı çekmiştir:

“Şifreli telgraf

Uzun

Kişiye özel 4/7/1332

3’üncü Ordu Kumandanı Vehip Paşa Hazretlerine

31/6/1332 tarihli yüksek yazılarınızla beraber yeni teşkilât hakkındaki emri de Bölge Kumandanlığından aldım. Okul sıralarından başlayarak bugüne kadar geçirdiğim askerlik hayatı, özellikle doğrudan doğruya yüksek idarenizde bulunduğum son seneye ait tutum ve davranışlarım yüksek komutanlığınızca bilinmekte ise de insanlık dolayısıyla yapılabilecek çeşitli değerlendirme ve anlaşılmadan korunma haklı gereği ile bütün kutsal saydıklarım üzerine yemin ederim ki, kendimi bildim bileli takip ettiğim yolda kişi, mevki ve şöhret bana öncü olmamış, öğretim, eğitim ve tecrübemin ürünü olan resmî ve özel dünya varlığımda

603 Adil, Hayat Mücadeleleri, s.278-279. 604 Adil, Hayat Mücadeleleri, s.279.

ruhen ve fiilen sebep teşkil eden vatan, namus ve aile duyguları, bugünkü mevki ve rütbeme yardımcı olan yüksek kişiliğinize karşı özel saygı ve şükran duygularını daima beslemekle beraber aşağıdaki açıklamalarıma sebep olmuştur.

1. Üst makam sahiplerinin ast mevkilere —geçici de sayılsa — atanması, her meslekte ve özellikle orduda, ruh ve esası oluşturan bir kanunun bozulması, durum ve şekli ne olursa olsun, makamların istendiği zaman indirilmesi ve kaldırılabilmesi demektir ki bundan pek tabii olarak meydana gelecek yaraları emre bağlı hukuk ve yetki hiçbir zaman kapatamaz. Hele ödenekler pek acı bir vasıta olur. Yeni teşkilâtta makamların korunmasına dikkat edilmiş olsa idi belki bir şekil ve unvan değişikliğinden ibaret kalırdı. Fakat üst bir makam ve sahibinin ast’a çevrilmesi espri ve esasın yok edilmesi, onur ve şerefin kırılmasıdır.

2. Kolordunun yeni teşkilâtla alacağı savaş gücüne gelince;

Evvelâ moral bakımından komuta heyetleri yeni mevkilerinde kesinlikle ne eski gayret ve isteği ne de eski güç ve amirlik etkilerini koruyamayacakları gibi erlere varıncaya kadar bütün toplulukta düşme, ümitsizlik duygusu uyanacaktır.

Tümen ve kolordu birlikleri, teorik olarak kavraması sınırlı küçük rütbeli subaylar ve erler için moral bakımından ihmali mümkün olmayan bir değer taşımakta idi. Hak ve yetkinin korunacağı kaydı gerçekte meydana gelen bu boşluğu dolduramaz.

Đkincisi; sayı bakımından mevcudu devşirme erat ile bir miktar kabartılacak olan savaş birliklerinde komuta, beslenme, haberleşme ve sağlık işleriyle görevlerinin yeni teşkilâta göre atanan kişiler ve tertiplerle bugünkü cephelerde eskisi kadar iyi yürütülmesi ve savaş halinde harekete getirilmesi, yollanma ve yönetimi mümkün olamayacaktır.

Yukarıda sunduğum sebeplerden ileri gelen birinci ve ikinci maddelerdeki kanaatim, yeni teşkilât ile samimilik ve fazilet namına verilen, ordu ve memleketin geleceği ile ilgili olan sorumluluğu yüklenmeme engel teşkil ettiğinden affımı diler, en üstün saygılarımla ellerinizden öperim.”605

Vehip Paşa da cevaben Selahattin Adil’e 19 Temmuz 1916 (6 Temmuz 1332) tarihli kişiye özel 176 sayılı aşağıdaki telgrafı çekmiştir:

“Şifre Sayı Amasya

Kişiye özel 176 6/7/1332 (19/7/1916)

C. 6 Eylül 1332 (19 Eylül 1916) tarihli önceki telgrafınızla ikinci telgrafınız arasında zıtlık görüyorum. Yalnız unvanın değiştirilmesinde sakınca görmüyordunuz. Emriniz altındaki kuvvet ve cephe değişmedi. Bunu neden bir mesele şekline sokmak istiyorsunuz? anlayamıyorum. Benim size o cephede ihtiyacım var. Siz görevin üstünlüğünü nam ve şanda

arayanlardan değilsiniz. Bununla beraber her şeye rağmen fikrinizde ısrar ediyorsanız teşkilâtı tamamladıktan sonra haber veriniz, sizi özlük işlerine vereyim. Şu kadar ki sizin yerinize gelecek şahsın, hizmetin yerine getirilmesinde uğrayacağı zorluğun da düşünülmesini rica ederim.

Đmza

3’üncü Ordu Komutanı Mehmet Vehip”606 Vehip Paşa’nın bu telgrafı üzerine Selahattin Adil, birliklerin kuruluşu ile bir süre daha ilgilenmiş ve Kolorduya yeni bir Tümen Komutanı tayin edildikten sonra 3’üncü Ordudan (Doğu Cephesi’nden) ayrılarak Đstanbul’a hareket etmiştir.607

2.16. 19’uncu ve 17’nci Kolordu Komutanlığı

Selahattin Adil, ilk olarak 19 Ekim 1916’da Çanakkale bölgesindeki 19’uncu Kolordu Komutanlığına, bir ay sonra da 18 Kasım608 (Aralık)609 1916 tarihinden itibaren Trommer (Trohmer) Paşa’nın yerine Đzmir’de bulunan 17’nci Kolordu Komutanlığına atanmıştır.610

17’nci Kolordu, Edremit körfezinden başlayarak Menderes Nehri ağzına kadar olan Didim bölgesi sahil kısmının gözetlemesinde görevli olup, Çanakkale’nin düşman tarafından boşaltılması üzerine karargâhı Bandırma’ya taşınmış olan Liman Paşa’nın 5’inci Ordusuna bağlıdır.611

Albay rütbesindeki Selahattin Adil 17’nci Kolordu Komutanı iken Kolordu Kurmay Başkanı Binbaşı Abdülhamit Bey’dir. Kolorduya bağlı iki tümenden 56’ncı Tümenin Komutanı Yarbay Hürrem Bey, Kurmay Başkanı Binbaşı Halid Bey ve 57’nci Tümenin Komutanı Albay Mehmet Şefik Bey ve Kurmay Başkanı Binbaşı Đzzet Bey’dir. Kolordu kuruluşunda iki tümen haricinde Süvari Alayı, Obüs Alayı, Đstihkâm Taburu, Nakliye Taburu, Đzmir Mevki-i Müstahkem Muhabere Bölüğü, Telgraf Bölüğü, Keşif Tayyare Bölüğü, Hizmet Kıtası ve Sanayi Takımları vardır.612

606 Adil, Hayat Mücadeleleri, s.282. 607 Adil, Hayat Mücadeleleri, s.282.

608 MSB Arşiv Müdürlüğünün “M.Salahattin Adil” konulu safahat belgesi; Gnkur. Başkanlığının “Mektup” konulu biyografi mektubu; Türk Đstiklal Harbi’ne Katılan …, s.130-131.

609

Türk Harp Tarihi Derslerinde Adı Geçen Komutanlar, s.370. 610 Adil, Hayat Mücadeleleri, s.283.

611 Adil, Hayat Mücadeleleri, s.283.

612 ATASE, ĐSH, 2/120/120-1. Selahattin Adil iki defa 17’nci Kolordu Komutanı olarak atanmıştır. Belgenin tarihi olmadığından ve savaşlar nedeniyle atananların sürekli değişmesi nedeniyle belgenin Selahattin Adil’in 17’nci Kolordu Komutanlığı görevinin ilk dönemine mi yoksa ikinci dönemine mi ait olduğu anlaşılamamaktadır.

Selahattin Adil’nin 17’nci Kolordu Komutanı olarak bulunduğu dönem süresince Đzmir’de içte ya da dışta herhangi bir olay meydana gelmemiş, halk kendi günlük işlerine, ordu da eğitim faaliyetlerine devam etmiştir.613

Belgede Selahattin Adil Paşa (1882-1961) (sayfa 115-122)