2.2. Ticari Bankalarda sunulan Ürün ve Hizmetler
2.2.3. Ticari Portföy Yönetimi
Bankalar 2499 sayılı Sermaye Piyasası Yasası’na göre, borsa bankerliği yapabilir, menkul kıymetler portföyü işletebilirler ve menkul değerler yatırım fonu kurabilirler. Nitekim bir çok banka yatırım fonu kurmuştur. Halktan katılma belgeleri karşılığında toplanan paralarla, belge sahipleri hesabına riskin dağıtılması ilkesi ve inançlı mülkiyet hesaplarına göre sermaye piyasası araçlarıyla ulusal piyasalarda ve uluslararası borsalarda işlem gören altın ve diğer kıymetli madenler portföyü işletmek amacıyla kurulan varlığa yatırım fonu denilmektedir (Parasız, 2000,s. 213).
2.2.3.1. Menkul Kıymet Portföyü
Menkul kıymet denilince, genellikle tahvil ve hisse senedi anlaşılır. Bankalar kaynaklarının bir kısmını tahvillere ve hisse senetlerine plase edebilirler; şirketlerin tahvil ve hisse senedi ihracına aracı olurlar; müşteri namına tahvil ve hisse senedi alıp satarlar; müşterinin tahvil ve hisse senedini muhafaza ve idare ederler; tahvil ve hisse senetlerine açtıkları kredilere teminat olarak kabul edebilirler (Öçal ve Koçak, 1999, s. 143).
2.2.3.2. Yeni Finansal Ürünler
Uluslararası ticaretin ve sermaye hareketlerinin serbestleşmesi, hacminin artması, hızlanması, yaygınlaşması ve yeni yatırım araçlarının devreye girmesi, yeni üretim teknikleri ve bilgi ekonomisinin avantajları ile büyüyen dünya ekonomisinin yapısı büyük değişime uğradı. Bu değişmelerden etkilenen sektörlerin başında gelen ve bankacılık finans dünyası da hızlı değişimlere maruz kaldı. Yaşanan değişimle birlikte yeni finansal ürünler ortaya çıktı. Küresel ekonomideki yapının değişmesi, finansal piyasalardaki riskleri arttırmaktadır. Özellikle kur, enflasyon ve faiz riskinin artması, finansal varlıklarla ilgili yeni arayışları arttırmıştır. Ayrıca maliyeti yüksek olan finansal ürünler yerini maliyet üstünlüğü olan yeni finansal ürünlere bırakmıştır.
Bu yeni finansal ürünlerin birkaçı ise, türevler, geri çağrılabilir tahviller ve şirketlerin aktiflerindeki alacakları menkul kıymet haline dönüştürmesi sonucu ortaya çıkan varlığa dayalı ticari finansman bonoları olarak görülmektedir. Ticari finansman bonoları, işletme sermayesini ihtiyaçlarını karşılamak amacıyla, şirketler tarafından ihraç edilen kısa vadeli ve teminatsız bonolar olarak tanımlanmaktadır.
Türev ürünler, iki taraf arasında nitelikleri önceden belirlenmiş, bir ya da daha fazla varlığın gelecekteki değerine bağlı olarak, bu günden alım satımının yapılması için oluşturulan finansal sözleşmeler olarak tanımlanmaktadır (Moneyfesto,2003, s.1– 2).
Türev piyasalarının en önemli özelliği yatırımcısını riske karşı korumasıdır. Bu yüzden söz konusu finansal ürünler, yatırımcının etkin bir risk yönetiminde başvurduğu en önemli araçlar arasında yer almaktadır. Bu ürünlerin likiditesi yüksektir (Activeline,2003, s.2).
Türev ürünler olarak, forward, opsiyonlar, futures ve swaplar sayılabilir.
a- Forward İşlemler (Vadeli İşlemler): Gelecekteki bir tarihte teslimi kaydıyla, herhangi bir malın, döviz, faiz, tarımsal ürün vb. gibi vadesi, fiyatı ve miktarı bugünden tespit edilerek sözleşmeye bağlanmasıdır. Forward anlaşmasının vadesi ve tutarı, alıcı ve satıcı arasında pazarlık yapılarak belirlenir. Forward sözleşmelerinin en önemli özelliği, müşteri ile banka arasında karşılıklı görüşme sonucu ve ihtiyaca göre özel tasarlanan ürünler olmasıdır (Takan,2002, s. 666). Vadeli sözleşmeler, genellikle faiz ve döviz üzerine yapılır. Forward işlem piyasaları ve futures piyasalar, gelecekte ortaya çıkabilecek risklerin ortadan kaldırılmasına hizmet ederler.
Vadeli piyasaların özellikleri şunlardır:
• Vadeli işlemler merkezi bir pazaryeri olmayan ve bankalarla müşterileri veya broker’lar arasında yapılan işlemlerdir. İşlemler, ilgili ülkelerdeki banka hesaplarına borç ve alacak kayıtlarının düşülmesi ile yapılır.
• Vadeli sözleşmeler, standart sözleşmeler değildir. Sözleşme tarafları birbirini çok iyi tanıyan ve birbirlerine güvenen kişilerdir. Çünkü vadeli işlemlerin yerine getirilmesi, tarafların iyi niyetine bağlıdır. Bu nedenle forward sözleşmeler üçüncü kişilere devredilemez. Bunun sonucu olarak forward sözleşmelerinin ikincil piyasası yoktur.
• Vadeli sözleşmeler standart sözleşmeler olmadıklarından, taraflar sözleşme ile ilgili tüm ayrıntıları serbestçe belirleyebilirler.
• Vadeli sözleşmelerde işlemin yapılması için aracıya gerek yoktur. Bu nedenle aracı kuruluşlara komisyon ödemesi yapılmaz.
• Vadeli sözleşmelerde, sözleşmenin gerçekleşme anına kadar, tarafların birbirlerine ödeme yapmaları söz konusu değildir (Ceylan,2001,s. 517).
Vadeli işlemlerde, vade uzadıkça risk artar. Vadeli işlem sözleşmelerinin fiyatlaması, temelde, taşıma maliyeti modeline dayanır. Model şu şekilde formüle edilebilir:
Vadeli fiyat= Nakit fiyat + Birim finansman maliyeti + Birim stoklama maliyeti (Ceylan,2001,s.517).
Vadeli işlem çeşitlerinden biri olan vadeli döviz piyasaları, genellikle kişilere ileri bir tarihte bugünden döviz kuru garantisi sağlar. Böyle bir sözleşme belli tutar dövizin, belli bir tarihte, belirlenmiş kurdan, belirlenmiş dövize çevrilmesini garanti eder. Vadeli piyasaların kurumları olan bankalar ve broker’lar arz ve talebi dengelemeye çalışırlar. Bu piyasada faaliyet gösteren kuruluşların karları, döviz alış ve satış arasındaki olumlu farktan kaynaklanmaktadır.
Vadeli sözleşmelerin ikinci türü, forward faiz sözleşmeleridir. Genellikle forward sözleşmeler döviz üzerine yapılırken, faiz riskinden korunmak için de forward sözleşmeler yapılabilir. Bu sözleşmeler, vadeli faiz sözleşmeleri olarak tanımlanabilir. Bu sözleşmelerde taraflar, belli tutardaki anapara, ileri bir tarihte, belli bir süre için uygulanacak faiz oranı üzerinde anlaşırlar. Bu orana forward faiz oranı denir. Forward
faiz anlaşmaları ile forward döviz anlaşmaları arasında önemli bir farklılık yoktur. Forward faiz sözleşmelerini yapanların amacı, kendilerini ilerdeki faiz değişmelerine karşı korumaktır. Kredi alan taraf, kendisini gelecekteki faiz artışına karşı korumaya çalışırken, kredi veren taraf ise, gelecekteki faiz düşüşlerine karşı kendini korumaya çalışmaktadır (Ceylan,2001, s. 519–521).
b-Futures İşlemler (Gelecek İşlemleri): Belli standarttaki belli bir ürünün, döviz, altın, menkul kıymetin ileri bir tarihte, sözleşmenin yapıldığı anda sabitlenen bir fiyat üzerinden teslim edilmesi ya da teslim alınması taahhüdünü içeren bir sözleşmedir. Burada iki taraf vardır. Bu taraflardan satıcı durumunda olanın pozisyonuna short, alıcı durumunda olanın pozisyonuna long denmektedir. Satıcı durumunda olan taraf vade tarihinde mal teslimini, alıcı taraf ise vade tarihinde mal karşılığında nakit teslimini kabul etmiştir. İki tarafın futures ürün hakkında farklı beklentileri vardır. Satıcı (short) pozisyondaki taraf fiyatın düşeceğini, alıcı (long) pozisyondaki taraf ise, fiyatın yükseleceğini düşünmektedir (Apak, 1995, s.17).
c-Opsiyon İşlemleri: Opsiyon sözleşmesi, alan tarafa, üzerine opsiyon yazılan mal veya kıymeti gelecekte belirli bir tarihte veya tarihe kadar, belli bir fiyattan, belirlenen miktarda alma veya satma hakkını sağlayan sözleşmedir. Opsiyon sözleşmesi, alıcı taraf açısında bir hak sağlamakta, buna karşılık satıcı tarafı bu hakkı satan taraf olarak yükümlülük altında bırakmaktadır (Sermaye Piyasası ve Borsa Bilgiler Kılavuzu, 2002, s.487). Opsiyonu alan taraf açısından anlaşmada belirlenen varlığın alınması veya satılması sadece bir hak olarak ortaya çıkarken karşı taraf açısından ise başlangıçta belirlenen fiyat üzerinden teslim etme yükümlülüğü getirmektedir. Opsiyonu satan taraf, alan tarafa bir fiyat garantisi hizmeti vermekte ve bu nedenle de fiyatlardaki olası değişmelerin yaratacağı riski kendisi üstlenmektedir. Verilen bu fiyat garantisi nedeniyle opsiyon satan taraf alan taraftan bir fiyat talep eder. Buna opsiyon pirimi denir. İki çeşit opsiyon sözleşmesi vardır. En yaygın olarak kullanılan opsiyon anlaşması alım opsiyonudur (call opsiyonu). Sahibine opsiyon konusu olan varlığı, anlaşmada belirlenen fiyattan satın alma hakkı veren anlaşmalara alım opsiyonu denilmektedir. Bu tür anlaşmalarda opsiyonu satan taraf alana ilgili varlığı belli bir süre içerisinde, belli bir fiyattan sağlamayı garanti etmektedir. Satım opsiyonunda (put opsiyonu) ise opsiyon sahibi anlaşma konusu varlığı önceden
belirlenen bir fiyattan satma hakkına sahiptir. Bu, anlaşama sahibini ilgili varlığın fiyatında meydana gelebilecek beklenmedik düşüşlere karşı korumayı amaçlamaktadır (Babuşçu, 1997, s. 80).
d-Swap İşlemleri: Swap kelime anlamı olarak, değişim veya takas anlamına gelmektedir. Swap işlemler bir veya birden fazla forward sözleşmesine dayanan, iki taraf arasında önceden belirlenen gelecekteki bir tarihte nakit akışlarının karşılıklı değişimidir. Swap işlemlerde bir spot bir de vadeli işlem veya spot işlemlere ilaveten vadeleri farklı iki forward işlem vardır. Swap tekniğinin temelinde, farklı finansal pazarlarda, kredi değerliliklerine bağlı olarak farklı kredi koşullarıyla karşılaşmaları ve bu farklılıkları kendi yararlarına olacak şekilde kullanmaları yatar. Bankalar fon akımlarını yeniden yapılandırmak, kaynak maliyetini düşürmek, fon giriş ve çıkışlarında uyumsuzluğu azaltmak, kuru sabitlemek, faiz riskinden kaçınmak ve giremedikleri finansal pazarlara girebilmek için swap tekniğinden faydalanırlar (Akgüç, 2007, s. 214). Swap işlemlerin en çok bilinenleri para ( currency swap) ve faiz (interest rate swap) swap işlemleridir. Kredi değerliliği farklı iki firmanın aynı tutarda ancak faiz koşulları değişik olan borçlarının gerektirdiği ödemeleri belli bir süre değiş tokuş etmelerine faiz swapı denir (Parasız, 2000, s.651). Para (döviz) swapı, farklı döviz türlerinden olan borçların değiştirilmesidir. Farklı paraların gelecekteki nakit akışlarının, her bir satış bir diğerine bağlı olma koşuluyla, alım ve satımını içerir (Akgüç, 2007, s. 226).
Bankaların ayrıca, kiralık kasa hizmetleri, havale işlemleri, akreditif işlemleri gibi hizmetleri de bulunmaktadır. Ayrıca iştirak yatırımları da ticari bankaların fonksiyonları arasında yer almaktadır.