• Sonuç bulunamadı

Thrak Süvari Betimlemeleri

Küçük yaşlardan itibaren ata binmesini, at üstünde savaşmasını ve mızrak atmasını öğrenen Thrak halkı için at kültürü şüphesiz hayatlarında çok önemli bir yer kaplamaktaydı. Zira Thraklar da at üzerindeki hünerleri be savaşçılıklarıyla antik çağda her bölgede ün salmışlardı. Onların atla olan bu yakınlıkları normal olarak sanatlarını da etkilemiştir. Nitekim İliada’da Troya’nın müttefiki olarak geçen Thraklar özellikle altın, gümüş silahları, atları, savaşçılıkları ve avcılık hünerleri ile ön plana çıkarılmışlardır. Gerçekten de onlar her zaman korkulan ve belki bundan ötürü saygı duyulan bir halktı. Doğal olarak at ve silahla bu kadar iç içe olan bir halkın, sanat eserlerine de süvari betimlemeleri yansımıştır. Bu figür o derece sevilmiştir ki mimari anıtlar ve steller üzerindeki rölyeflerden, metal süsleme levhalarına kadar birçok yerde kullanılmış ve bir atlı tanrı heros kültü yaratılmıştır. Özellikle Roma döneminde 2000’den fazla votiv stelinde bu tema işlenmiştir. Sahnelerde atlı çoğunlukla aslan, ayı, kurt gibi hayvanlarla mücadele halindedir. Tüm yırtıcı hayvanlar onların avcılık

hünerlerini ortaya çıkarmayı hedeflemiştir169

.

Süvari, Aphrodite’nin midye kabuğuyla veya kafasının arkasındaki bir nimbusla çıkabildiği gibi Ares’in miğferini taşırken ya da Asklepios’un kabını tutarken de görülebilir, hatta Apollon’un liri ile de gösterilebilir. Bütün bu örneklerden anlaşılacağı gibi Heros’un

genel bir tanrı olduğu sonucuna varılmaktadır170

.

Romalılar tarafından iç kesimlerde kurulan şehirler bile Roma kültüründen çok Yunan din ve kültürünün bu bölgeyi etkilemesine sebep olmuşlardır. Ama Thraklar din konusunda tutucu bir kavim olduklarından yerel tanrı, dini gelenek ve göreneklerini son zamanlara kadar

korumuşlardır. Thraklar birçok yerel sağlık tanrılarına da tapmışlardır171. Bunlar arasında

167 Gabrielli 2006, 166. 168 Wiesner 1969, f.110-111. 169 Aybek 2007a, 77. 170 Delemen 1999, 65. 171 Delemen 2005, 149-176.

29 Dersaios veya Dairon adındaki sağlık tanrısı, sonraları özellikle Romalılar devrinde tanrı Asklepios ile bütünleşmiş ve etkisini özellikle atlı stellerde hissettirmiştir. Nitekim kompozisyonlardaki temel ögelerden olan, gövdesine ağaç sarılmış yılan motifinin de Asklepios adakları ile bağlantılı olduğu kuvvetli bir ihtimaldir. Motif mezar stellerinde ise

şüphesiz kitonik bir sembol olarak yer alır172. Buna karşın ağacın yaşamla ve yeniden doğuşla

ilgili bir motif olduğunu söylemek de yanlış değildir. Zira Thraklar ruhun sonsuza kadar yaşayacağına inanırlardı. Kabartmalarda sıkça yer alan ve kompozisyonu tamamlayan yılanlı ağaç veya yılan bir ölümsüzlük sembolü olarak kabul edilirdi. Bu hayvan ayrıca ölü ruhunun dönüşümünü temsil ederek ölen bir Thrak’ın hayatını yeraltında yılan kılığında devam ettirdiğinin de simgesiydi.

Thrakya süvari tasvirlerindeki kompozisyon genelde sağa doğru ilerleyen bir atlı ile

stelin sağ köşesindeki bir sunaktan ve onun arka plandaki yılan sarılı bir ağaçtan ibarettir173

. Hiçbir koşum takımı bulunmayan atı üzerindeki süvarinin yanında kendisi ile at başı giden bir (veya birkaç) köpek, bu köpeğe saldıran veya kaçan bir domuz, geyik veya aslanında tasvirlerde sıkça kullanıldığı dikkat çeker. Bu kompozisyona bazen atlıyı selamlayan veya onu karşılayan bir kadının da eklendiği görülmektedir. Bazen atın üstündeki Heros’un arkasında elinde iki tane mızrak tutan yay bir uşak tasvir edilmektedir. Bu sahnelere köpek

aslan ya da iki üç hayvandan oluşmuş bir grup eşlik etmektedir174.

Bazı stellerde süvari sağ elini yukarı doğru kaldırmıştır. Onun bu hareketine anlam vermek bira güçtür. Ancak mızrağını fırlatıyor düşüncesini ileri sürmek yanlış değildir. Ayrıca bu hareketle Thrak süvarilerinin atlarını harekete geçirdikleri de düşünülebilir.

Thrakia da yeri bilinen en az 350 merkez de tespit edilmiş 2000 den fazla rölyef

üzerinde görülen süvari tasvirleri Thrakların atla olan ilişkilerini ifade eder175. Farklı çağlara

ait süvari figürlü eserler arasında kaba işlenmiş tasvirlerin yanında özenle yapılmış olanlara da rastlanması bunların halk tarafından yapıldığını ve halk sanatçıları arasında bu tasvirlerin yaygın olduğunu göstermektedir. Bu stellerde yerli halkın resim sanatı üzerine bölgesel zevkini kılık kıyafetini aynı zamanda yabancı kavimlerin Thraklar üzerindeki etkilerini

rahatça izleyebiliriz176

.

Kabartmalarda Heros genellikle sağa doğru dönük ve kısa tunik ile gösterilmiştir. Omuzları üstünde klamis (pelerin) vardır. Sağ el atın boynunu tutar. Bu betimlemede çok 172 Dimitrova 2002, 34. 173 Aybek 2007b, 61-71 174 Aybek 2007a, 78. 175 Rantz 1965, 25-108. 176 Aybek 2007a, 80.

30 farklı biçimler görülebilir. Atlının önündeki ağaç yalın olarak veya gövdesine yılan sarılmış bir biçimde tasvir edilebilir. Genellikle stelin sağ alt köşesinde stel çerçevesinin devamı şeklinde dikdörtgen olarak betimlenmiş bir altar ağaç figürünün önünde gösterilebilir. Atlı altar ve gövdesine yılan sarılmış ağaç figürü birlikte betimlenebilir. Atlı ve ağaç figürü ile birlikte atın kuyruğundan tutmuş bir hizmetlinin de sahnelerde yer aldığı görülebilir. Atlının önünde chiton (çuval tipi bir giysi) ve himation (uzun pelerin biçiminde giysi) ile tasvir edilen bir kadın figürü yer alabilir. Cepheden tasvir edilen bu figür genellikle sağ kolunu selamlama uğurlama veya dua amacıyla kaldırmıştır. Atlı ile birlikte köpek ve stelin sağ çerçevesi tarafından sadece gövdesinin ön yarısı betimlenen bir domuz figürü de bu tipin versiyonları arasındadır. Son örneği ise galop yürüyen atlı ve kadın teması oluşturur. Birinci tip eserlerin Grek modellerinden esinlenerek üretildikleri atlıların pozları ve fizyonomik özelliklerinden ayrıca sahnelerde altar, adorant ve hizmetli temalarının kullanılması gibi unsurlardan ötürü yüksek bir olasılıktır. Zira M.Ö. 4.yy. Attika ve Anadolu örnekleri Thrakya Bölgesi Thrak Atlı stellerindeki kompozisyon ve teknik işlenişlerle benzerlik içindedir. Bu sahne daha büyük boyutlu mezar stellerinde derin figürler ve karışık kompozisyonlar şeklinde kendini gösterir. I. Tipin mezar stellerindeki kompozisyonlarda her zaman yer alan ağaç ve sunak motifleri erken örneklerini hellenistik dönemde gördüğümüz uygulamalarla paraleldir. Hellenistik devir rölyeflerinde zaman ve mekan kavramlarını yansıtmak amacıyla resim sanatından alınan bir teknikle kabartma alanına bu tür doğal ve mimari unsurlar eklenmektedir. Bu sebeple Thrak atlı stellerinde görülen ağaç ve sunak gibi ikincil ögeler olasılıkla kutsal alanlara işaret etmektedirler.

İkinci grup eserleri Thrak toplumunun yaşayışına uygun daha özgün bir konu olan av teması oluşturmaktadır. Özgün niteliği bulunan kompozisyonun kökeni metal eserler üzerinde M.Ö. 6. yy. a kadar uzanır. Süvari tam olarak av faaliyetlerinin içinde betimlenmiştir. Bundan ötürü kompozisyon ve figür son derece hareketlidir. Tek figürlü küçük stellerde dahi atlı, yanında köpeği ile kabartma alanını dolduracak şekilde kollarını kaldırmış şahlanan veya koşan atı üzerinde betimlenmiştir. Çıplak gövdesine giydiği klamis uçuşmaktadır. Bir elinde kargı veya mızrak tutar. Bu ayrıntılı sahneler çoğu kez stellerdeki figürlerin proporsiyon bozuklukları ile üretilmeleri sonucunu doğurmuştur. İkinci tipin farklı varyasyonları arasında; süvarinin atının sağ ayağını önündeki atlara koyması, süvari ile birlikte altar ve gövdesine yılan sarılmış ağaç figürü, süvari ile birlikte altar ve kadın figürü, süvarinin yanında atın kuyruğundan tutan bir hizmetli ile chiton giymiş cepheden tasvir edilen kadın figürü ve onları tamamlayan altar motifi bulunmaktadır. Hoddinot tarafından Greko-Pers köklerine bağlanan

31 ikinci grup eserlerdeki sahnelerde atlı ile birlikte köpek veya aslan figürlerine de yer verilebilir177.

Üçüncü grup eserleri ise avdan evine dönen süvari teması oluşturmaktadır. Bu gruptaki durgun sahnelerde, aslan, geyik gibi avlanan hayvanlar, atlı ile birlikte görülebilir. Köpek yine süvarinin ayrılmaz yardımcısıdır. Sahnelerde kadın, sunak ve ağaç motifleri de

genel şemaya uygun olarak işlenmektedir178

.

Örneklerin gösterdiği gibi Thraklar ava ve ata olan düşkünlüklerinden dolayı baş tanrılarını da süvari olarak düşünüp kabullenmişlerdir. Mezar stellerini süvari resimleriyle süsleyerek ölen kişinin ruhunun inandığı tanrısının yanında sonsuz ve mutlu bir hayat süreceğini ümit etmişlerdir. Başka bir deyişle buradaki atlı bir halk tanrısı yerel bir tanrı olarak görülmektedir. Bu tanrı kompleks karakterli veya çok fonksiyonludur. Adeta her şeye hakim bir tanrı kavramı yaratılmış bir nevi tek tanrı inancı oluşturulmuştur. (Lev. VIa)