5.1 Lykaonia Bölgesi Kültleri
5.1.4 Ares Kültü
Yunan pantheonunda savaş tanrısı olarak bilinen Ares’in de Grek sanatında atlı betimi pek enderdir. Eposlarda Ares’in atlarından söz edilmesine karşın bunların arabaya koşulan atlar olduğu bilinmektedir. Yunanlılar Ares’i at üzerinde dövüşen bir savaşçı değil bir hoplit görünümünde düşünmüş ve canlandırmışlardır. Roma imparatorluk çağında Mars ilişkili betimlerde de atlı tip uygulanmıştır. Oysa Psidia’nın Isauria’ya komşu olduğu Beyşehir
256 Swoboda et. all. 1935, 134–135. 257 Robert 1965, 553-578. 258 Mitchell 1993, 185–186. 259 Karakaya 2007,137; Aulock 1977,124. 260 Doğanay vd. 2005, 76.
48 gölünün güneyindeki yörede yazıtların Ares diye adlandırdığı bir atlı tanrıya rastlanmaktadır. Beyşehir’e yaklaşık 30 km. uzaklıktaki Taşlıpınar eski Zekeriya köyünde hem bağımsız adaklarda hem de kaya kabartmalarında karşımıza çıkan bu figürün Grek Ares’i ile
özdeşleştirilen ve savaşçı niteliği taşıyan bir yöresel tanrıyı canlandırdığı ileri sürülmüştür261
. Kabartmalara eşlik eden yazıtların tanrının ve adakta bulunan kişinin adı dışında bir ipucu
vermemesi nedeniyle tanrının niteliğine ilişkin başka bilgi bilinmemektedir.262
Savaş tanrısı Ares Grek tanrıları arasında popüler bir tanrı değilse de Orta Anadolu’da
birçok yerel savaş tanrısı ile özdeşleşmiştir263. Sızma’da bulunmuş olan kireçtaşından
alınlıklı, tepe ve köşe akroterleri de belirtilmiş bir stel, yine Konya Arkeoloji Müzesi’ndeki bir altar üzerinde betimlenen genç kız büstünün kaidesindeki yazıtta da Ares’e ithaf ifadesi
dikkat çeker264. Amblada antik kentinden getirilip Kızılcaköy’de köy odasının duvarına
yerleştirilen kireç taşı blok üzerinde Ares kültü izleri görülür265. Beyşehir’e yaklaşık 30 km.
uzaklıktaki Taşlıpınar (Zekeriyaköy)’de, A. Göksu’nun evinin altındaki kaya kütlesi üzerine farklı boyutlarda mezar steli formunda, kimi yazıtlı olan 7 atlı binici kabartması işlenmiştir. (Lev. VIII) Bunların yerel bir tanrıyı işaret ettikleri açıktır. Bu tanrı da Psidia Bölgesinde çok
yaygın tapınımı olan yayılımı Lykaonia Bölgesine kadar genişleyen Ares olmalıdır266
. Kaya
kabartmaları ve yazıtlar İ.S. 3. yüzyıla tarihlenmektedir267. Ayrıca bu kabartmalardaki
figürlerle, savaşçı yerel bir tanrı ile Ares’in özdeşleştirildiği düşünülmektedir268. Amblada’da
Kızılcaköy’de bulunan blok ve sütunlar üzerindeki yazıtlar tanrının bu bölgede tapınımı
olduğunu göstermektedir269
. (Harita 27)
Ares Kiddeudos, yerel Ares kültü Misthia’daki bir yazıtta geçer270. Sunağın üzerinde
yan yana duran bereket boynuzu ve bir asma kütüğü parçası ve üzüm salkımı işlenmiştir. Sağ tarafta Ares’in adının olduğu bu sunakta zırhlı, kayışlı, kısa enli bir kılıç, griffon başına
benzeyen miğfer, yuvarlak kalkan ve iki mızrak dikkati çeker271
.
261 Robert, Hellenica 10, 1955, 77; Gonzales 2005, 261. 262
Delemen 1993, 74. 263
Anadolu’da Ares kültünün yayılımı için bkz. Sauer, “Ares”, RE 2/1, 1895, 665. 264
McLean 2002,14, Fig.53. 265 Swoboda et. all. 1935, 35-36.
266 Sarre 1896, 133,175; Swoboda et. all.1935, 45 vd.,no:101-103; Delemen 1999, 300-301, No:375-377. 267 Delemen 1993, 49; Delemen 1999, 81.
268 Robert 1955, 72-78. 269
Swoboda et all.1935, No:76-77; Robert 1955, 77. 270
Robert 1965, 580 vd., Fig.1-4. 271 Karakaya 2007, 66-67.
49 Ayrıca Amblada’da Caracalla döneminde basılan sikkelerde Ares ayakta, miğferli, üzerinde kısa etekli elbisesi ve çizmesiyle, sol kolunda kalkan ve üç çatallı asa, sağ elini öne
ileriye doğru uzatmış pozda betimlenmiştir272
.
Yine Amblada’da bulunan yazıtların yapı taşları üzerinde olması bu yörede Ares
tapınağı olması gerektiğini düşündürmektedir273
. 5.1.4.1 Ares’in İkonografik Özellikleri
Bağımsız kabartmaların çoğu kez kesilip yapı taşı olarak köy evlerinde ikinci kez kullanılması kaya kabartmalarının ise doğa ve insan eliyle tahrip edilmesi sonucunda bugün ikonografya ve üsluba değin ayrıntıları belirlemek güçleşmiştir. Ancak eserlerin tümünde atlı Ares’in sağa ilerleyişini, yüzünü sağa, izleyiciye doğru çevirişini ve askeri görünümünü ayrımsamak mümkündür. Hareket çoğunlukla adeta şahlanma biçimindedir. Figürünün başındaki yüksek sorguçlu miğfer başın sağlam durumda günümüze geldiği tüm kabartmaların paylaştığı bir ögedir. Ares’in zırh kuşanmadığı kısa bir tunica giydiği anlaşılır. Sağ omuzda tutturulmuş manto göğsü kapatmaktadır. Bir ucu kimi kez arkaya doğru uçuşur kimi kez de figürün sırtından aşağıya sarkar. Oldukça iyi durumda koruna gelen Antalya müzesindeki adak stelinde atlı Ares’in giysisine ilişkin bazı ayrıntılar seçilebilmektedir. Burada figür kısa bir tunicanın üzerine daha kısa bir chiton giymiştir. Kıvrımlar khitonun belde bir kuşakla toplandığını gösterir. Kısa bir manto tanrının omuzlarını ve göğsünü örtmüştür. Yalnız alt yarısı günümüze ulaşan stelde etekteki kıvrımlar benzer giyime işaret etmektedir.
Antalya stelindeki Ares’in sağ kolu dirseğinden kıvrılmış elindeki kısa kılıcın gladiusun ucu hafifce aşağıya yönelmiştir. Diğer kabartmalarda da tanrının sağ kolu çoğu kez aynı durumu yansıtmakla birlikte elinde Antalya stelindeki gibi bir gladius mu yoksa dizgin mi tuttuğu kesin şekilde anlaşılamamaktadır. Özellikle iki kabartmada kolun dirsekte yaptığı açı daha geniştir. Bunlarda dizgin tutma olasılığı zayıflamaktadır. Bir kabartmada ise atlının sağ elinde dizgin seçilebilmektedir. Söz konusu kabartmaların hepsinde ileriye uzanan sol kol atın boynunun arkasında kalmaktadır.
Diğer yandan bir sunak kabartmasında figürün atını şahlandırmaya çalıştığı gözlemlenmektedir. Sağ eliyle dizgini tutmakta sol elindeki mızrağı yere yatay durumda taşımaktadır. Konumu dolayısıyla yakından inceleyemediğimiz kabartmanın farklı
272
Aulock, 1964, 4904. 273 Karakaya 2007, 91.
50 ikonografik özellikler göstermesine karşın bilinen bütün atlı Ares betimlerinin saptandığı Taşlıpınar’da (Zekeriyaköy) karşımıza çıkması ve savaş tanrısının alışılagelmiş atribülerinden
birini taşıması onu çekinceyle de olsa Ares adıyla tanımlamamıza yol açmıştır.274 (Lev. VIII)
6 ESERLERİN YAPIM TEKNİKLERİ VE ATÖLYE SORUNU