• Sonuç bulunamadı

3.3. Türkiye’de Enflasyonun Gelişimi

3.3.3.4. TCMB’nin Enflasyon Hedeflemesi Politikası

2001 Krizinin ardından 2002 yılı ve sonrası TCMB için krizin etkilerinden kurtulup para politikasının yeniden yapılandırıldığı ve enflasyonla mücadelede daha fazla rol almaya başladığı bir dönem olmuştur. 2002 İstikrar Programı’nın önceki programlardan farklı yönleri, MBB’yi güvenceye alan TCMB Kanunu değişikliği, yapısal reformların 2001 sonrasında kararlı bir şekilde gerçekleştirilmesi ve kamu maliyesine yönelik alınan tedbirler olmuştur. 2002’de örtük enflasyon hedeflemesi adı verilen bir para politikası stratejisi uygulamaya konularak para politikası kararlarında gelecek dönem enflasyonuna ilişkin bekleyişlerin belirleyici olması sağlanmıştır. Dalgalı kur rejimi çerçevesinde döviz piyasasına sınırlı düzeyde ve döviz rezervini arttırma amaçlı şeffaf döviz alım ihaleleriyle müdahalede bulunulmuştur. Sonuç olarak parasal hedeflerin tutturulmasıyla enflasyon düzeyi kriz sonrası %70’lerden %30’lar düzeyine gerilemiştir.

2003’te 2002’de başlayan yeni politika uygulamalarına devam edilmiş, enflasyon hedefiyle tutarlı bir gelirler ve bütçe politikası uygulanması enflasyondaki düşüşü desteklemiştir. Döviz piyasasına olumlu ekonomik koşullar sonucu ortaya çıkan döviz

311 Debelle, G. (1997), “Inflation Targeting as a Framework for Monetary Policy”, IMF Economic

arzı fazlasını çekmek için döviz kurlarının seviyesine yönelik olmayan sınırlı müdahalelerde bulunmak kaydıyla 6 Mayıs 2003’te döviz alım ihalelerine yeniden başlanmıştır. Program doğrultusunda yürütülen para ve maliye politikaları güven ortamının oluşmasına katkı sağlamıştır. Likidite yönetimini esnekleştirmek amacıyla 2003 Kasım’ında dört haftalık TL depo ihalelerine ek olarak, iki haftalık TL depo alım ihalelerine başlanmış ve alınacak tutarın esnek şekilde belirlenmesi amacıyla ihale miktar sınırlaması kaldırılmıştır.

2004 yılında 2002 ve 2003 yıllarında hedeflenen enflasyonun altında kalınması, enflasyon çapasının güvenilirliğini arttırmıştır. Hedeflenen enflasyon ile beklentiler arasındaki fark azalmaya devam etmiştir312. Bu nedenle 2004 yılı para politikasında öncelik, gerçekleşecek enflasyonun hedeflenen enflasyona yakınsaması olmuştur. TCMB’nin temel politika aracının etkinliğini arttırmak amacıyla mali sektör reformlarının derinleştirilmesine önem verilmiştir. Bu yıl da piyasadaki likidite düzeyi yüksek seyrettiğinden APİ yoluyla fazla likiditeyi çekerek rezerv arttırma politikası sürdürülmüş ve interbank uygulamalarında bir değişikliğe gidilmemiştir313.

2002-2005 dönemi boyunca gerçekleşen enflasyonun konulan hedeflerin altında kalmasıyla 2005 yılının enflasyon hedeflemesine geçiş için son hazırlık dönemi olmasına karar verilmiştir. Bu bağlamda Para Politikası Kurulu toplantıları önceden belirlenen tarih ve saatte yapılmaya ve toplantıda alınan faiz kararları ve gerekçeleri toplantıyı izleyen ilk iş günü açıklanmaya başlamış, enflasyon hedefi olarak kolay anlaşıldığı ve bekleyişleri yönlendirmede etkin olduğu için, 2003 yılı TÜFE oranı baz alınarak enflasyonun yıllık değişimi nokta hedefi olarak ilan edilmiştir. 2002-2005 döneminde enflasyonun daima hedeflenenin altında kalmasından ötürü bekleyişler enflasyonun düşük seviyelerde kalacağı yönünde şekillenmişti, bunun paralelinde 2006 yılından itibaren üç yıllık bütçe planlarıyla uyumlu olarak 2006, 2007 ve 2008 için üç yıllık hedefleme süresinde nokta hedefleri sırasıyla %5, %4 ve %4 olarak belirlenmiştir.

312 2002 ve 2003 yıllarında hedef ile beklentiler arasındaki fark 15,1 ve 4,7 puanken 2004’te 1,9 puana

gerilemiştir. Bu gelişmelerden enflasyon hedefinin ekonomik birimlerin karar alma süreçlerinde referans bir büyüklük haline geldiği söylenebilir. www.tcmb.gov.tr

Burada temel prensip, enflasyon oranı düşük düzeylerde istikrara kavuştukça para politikasının, enflasyonun hedeflerle tutarlı olmasına odaklanacağıdır. Enflasyonun hedefin altında kalması eski önemini yitireceğinden hareketle TCMB, enflasyon hedefinden aşağı ya da yukarı yönlü sapmalar karşısında farklı davranmayacağını vurgulamıştır. Banka açısından önemli olan hedeften sapma oranıdır. Doğrudan enflasyon hedeflemesi, düşük ve istikrarlı enflasyon amacın daha fazla yoğunlaşmak gibi bir avantaja sahip olsa da MB’yi piyasalar karşısında para politikanın gelişiminden doğrudan sorumlu tutmaktadır. Hedeflenen enflasyon ile gerçekleşen enflasyon arasındaki fark, para politikasına duyulan güvenin bir göstergesi olarak nitelendirilmiştir.

Hedeften sapıldığı durumlarda eğer belirgin bir sapma ortaya çıkmışsa sapmanın nedeninin raporlar aracılığıyla kamuoyuna açıklanması öngörülmüştür. Hedeften aşırı bir sapma olması halinde ise ayrı bir mekanizma devreye girecektir. Sapmaların aşırılığını göstermek amacıyla, 2005 yılının sonlarında 2006 yılı için hedefin her iki yönünde 2 puanlık bir belirsizlik aralığı oluşturulmuştur. Bu aralıkların aşılması halinde, mekanizmanın sonucu olarak 4651 sayılı Kanunun 42.maddesi gereği TCMB hesap verme yükümlülüğünü yerine getirecektir314. Dışsal şokların yaşanma ihtimali düşünülünce nokta hedefin birebir olarak gerçekleşme olasılığı imkansıza yakındır. Bu nedenle nokta hedef etrafında her iki yönde iki puan olmak üzere sadece gösterge niteliği taşıyacak şekilde belirsizlik aralıkları belirlenmiştir. Bu aralık, bir bant hedeflemesi değil geçici dışsal şokların karşısında dalgalanmaların en aza indirilmesine yönelik bir referanstır. Hedeflerin, sadece dışsal nedenlerden kaynaklanan ve hedeflerden uzun süreli ve çok büyük sapmalar ortaya çıkacağının anlaşılması sonucu orta vadeli hedeflerin anlamsız kalması halinde değiştirilmesi kararlaştırılmıştır anında tepki verilerek kısa vadede nokta hedefe sadık kalmaya çalışmak, enflasyon hedeflemesi programını ekonomik ve sosyal açıdan tamamen riske sokabilecektir.

314

Haziran 2006 itibariyle gerçekleşen yıllık enflasyonun belirsizlik aralığının üst sınırını aşması nedeniyle TCMB’nin hükümete yolladığı 14.7.2006 tarihli açık mektup, bu yükümlülüğün bir yansımasıdır.

2005 Yılının sonlarına doğru, örtük enflasyon uygulamasında belirlenen ancak açıkça ilan edilmemiş hedeflerin tutturulacağının anlaşılmasıyla beraber, 2006 yılında açık enflasyon hedeflemesine geçilmiştir. Bu rejimin temeli enflasyon rakamlarının düşürülmesinden çok fiyat istikrarını sağlayacak şekilde düşük ve istikrarlı bir düzeyde tutulmasına dayanmaktadır. Ancak Türkiye gibi ekonomik koşulları henüz tam anlamıyla hazır olmayan, hızlı finansal serbestleşmenin sert iklimini son oniki yılda üç kez krizle geçiren, dış şoklara çok açık ve dayanıksız, otuz yıllık yüksek enflasyon sürecinden yeni çıkmış bir ülkede enflasyon hedeflemesinin, özellikle de “nokta hedef” türünde ilan edilen açık enflasyon hedeflemesinin uygulama zorlukları daha ilk aylarda ortaya çıkmıştır. Yılın dördüncü ayında enflasyon oranının beklentilerin üzerinde çıkması üzerine yaşanan sarsıntı, hedefin daha beşinci ayda tutturulamayacağının anlaşılmasına neden olmuş, yılsonu gerçekleşmelerin, hedefin iki kat üzerinde olduğu görülmüştür.

TABLO 11 Enflasyon Hedefleri ve Gerçekleşmeler

Kaynak: Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası Resmi Web Sitesi www.tcmb.gov.tr

2002 2003 2004 2005 2006 2007 2008 2009

Hedef 35 20 12 8 5 4 4 4

3.3.3.5. Enflasyon Hedeflemesinin Değerlendirilmesi

Hedef enflasyon oranının belirlenmesi, fiyat istikrarı kavramıyla yakından ilgilidir. Uygulamada fiyat istikrarından düşük ve istikrarlı enflasyon oranı anlaşılmaktadır. Greenspan315’ın tanımlamasına göre ekonomik karar alıcıların karar alma süreçlerinde dikkate almayacakları kadar düşük enflasyon düzeyi fiyat istikrarı demektir. Optimal enflasyon oranının sıfır yerine düşük ve pozitif bir rakam olarak benimsenmesi, sıfır enflasyon hedefinin para politikasının etkinliğini kısıtlamasından kaynaklanmaktadır. Sıfır enflasyon durumunda kısa dönem reel faiz oranının deflasyonist koşullara karşı kullanılması mümkün olamaz. Ancak pozitif bir enflasyon hedefi varsa, MB nominal faizi enflasyonun altına indirerek negatif reel faiz politikası uygulama şansına sahip olur. Ayrıca ücret ve fiyatların aşağı yönlü katı olması nedeniyle pozitif enflasyon, fiyat ayarlamalarında esneklik getirmekte ve ekonominin durgunluğa girmesini önlemektedir. Bu nedenle optimal enflasyonun sıfıra yakın, pozitif bir değerde olması genel kabul gören bir görüş haline gelmiştir. Bunun yansıması olarak uygulamada hiçbir ülkede sıfır enflasyon oranı hedefi konulmamıştır.

Hedefin nokta veya bant aralığı şeklinde mi belirleneceği sorunsalına karşı bu iki stratejiyi birleştiren karma bir yöntem tercih edilebilir. Enflasyon hedeflemesinde nokta hedef ilan eden pek çok MB, bu hedefin etrafında bir aralık oluştururlar. Bu durum para politikasının gevşetilmesine yönelik bir önlem değildir. MB’nin amacı yine nokta hedefe en fazla ölçüde yaklaşmaktır. Bant aralığı hedeflemesinde, ekonomik birimlerin aralığın alt ve üst sınırları arasında fark gözetmemesinden dolayı aralığın üst sınırının tutturulacağı beklentisine kapılmaları halinde gerçekleşen enflasyon daha yüksek olacaktır. Bu olasılığa karşı nokta hedefin tercih edilmesi, aralık eğilimi316 riskini azaltabilir. Uygulamada nokta hedef seçilir ama bu hedefe alt ve üst sınırlar konularak şoklara karşı uygulanacak politikalar için tek nokta hedefine kıyasla esneklik sağlanır. Sınırlar sayesinde MB’nin nokta hedefteki sapma ihtimaline karşı toleransı artmış olur. Tutturulma ihtimali daha fazla olan bant hedefinde bir sapma olması halinde yaratacağı

315 Bernanke, B. (2003). “Constrained Discretion and Monetary Policy”, Remarks to the Money

Marketeers of New York University, www.federalreserve.gov

316

Ekonomik birimlerin beklentilerini aralığın alt ya da üst sınırında yoğunlaştırmalarının gerçekleşen enflasyon üzerindeki etkisine aralık eğilimi adı verilmektedir. ibid