• Sonuç bulunamadı

2.5. Seçilmiş Üye Ülke Merkez Bankalarının Bağımsızlık Düzeyleri

3.1.1. TCMB’nin Kuruluş Süreci

Bir MB kurma fikri ilk kez 1923’te İzmir İktisat Kongresi’nde ortaya atılmıştır163. Devletin bankacılık politikasını belirleyecek ve banknot ihracını düzenleyecek bir MB’nin kurulması fikri üzerinde durulmuştur. O dönemde Osmanlı Bankası’nı bir devlet bankasına dönüştürme girişimlerinin başarısız kalması nedeniyle Osmanlı Bankası ile hükümet arasında bir anlaşma yapıldı. Buna göre süresi 1925’te dolacak olan bankanın imtiyazı 1935’e dek uzatılmıştır. Bu süre zarfında banknot ihraç etme hakkına sahip ulusal bir bankanın kurulması halinde Osmanlı Bankası’nın buna itiraz edemeyeceği hükmü olan bir anlaşma yapılmıştır. 1926 yılından itibaren bir MB kurulması için çalışmalara başlanılmıştır. Bu kapsamda Türkiye İş Bankası tarafından Hollanda Merkez Bankası Meclis Üyesi Dr. G. Vissering,1928’de Türkiye’ye çağrılmıştır. Yaklaşık dört aylık bir çalışmanın ardından Vissering raporunu Türkiye İş Bankası temsilcilerine sunmuştur.164 Türkiye İş Bankası Genel Müdürü Celal Bayar Vissering raporunu Türkiye İş Bankası’nın MB’ye dönüştürülmesi isteğiyle birlikte

163 Karluk, S. R.(1996), “Türkiye Ekonomisi Tarihsel Gelişim Yapısal ve Sosyal Değişim”, Beta Basın

Yayım Dağıtım A.Ş. İstanbul.

164

Bu raporda ülke içinde para dolaşımını düzenleyecek bir merkez bankasının sahip olmanın gerekliliği vurgulanmıştır. Hükümete bağlı olmayan ve bir anonim şirket şeklinde örgütlenen özel bir merkez bankası kurulmasını önermiştir. Duyulan acil ihtiyaç nedeniyle ulusal ve ticari bir bankanın merkez bankasına dönüştürülmesi yararlı olacaktı. Bankanın sermayesi 30 milyon lira olacaktı. ibid

Başbakan İsmet İnönü’ye sundu. Ancak MB’nin bağımsız olması gerektiğini düşünen İnönü bu teklife karşı çıktı. Merkez bankasının kurulmasını başarmayı esas hedef olarak seçen İnönü Hükümeti konu ile ilgili olarak Almanya Merkez Bankası Başkanı Hjalmar Schacht’ı Türkiye’ye çağırmışlardır. Schacht’a vekaleten çalışma arkadaşı Karl Müller Nisan 1929’da Türkiye’ye gelmiş ve 1930 başlarında raporunu sunmuştur.165 Müller’in raporuna göre Türkiye’de bir MB kurulması için gerekli koşullar yoktu. Raporda parasal istikrarın sağlanması için alınması gerekli mali ve ekonomik tedbirleri içeren bir reform programına yer verilmişti. Merkezi bir ihraç bankası kurulması ancak reformların uygulanmasıyla mümkün olabilecekti166.

Bu raporun ardından İtalya Maliye eski Bakanı Kont Volpi Kasım 1929’da Türkiye’ye çağrılmıştır. Kont Volpi ulusal bir bankanın en kısa sürede kurulmasını önermiştir. Devlet bankası kurulması ile ilgili hükümetin hazırladığı tasarı 13 Mart 1930’da bakanlar kuruluna gönderilmiştir. Tasarıya göre bankanın 25 milyon liralık sermayesi hükümet, Türk bankaları, yabancı bankalar ve halk olmak üzere 4 kategoriye ayrılacaktı. Tasarı üzerinde uzlaşılamaması üzerine hükümet, tasarıyı incelemesi için Mayıs 1930’da Lozan Üniversitesi profesörlerinden Leon Morf’u davet etmiştir. Maliye Bakanı Şükrü Saraçoğlu Morf’un önerilerini dikkate alarak oluşturduğu yeni kanun taslağını, Mayıs 1930’da TBMM’ne gönderdi. Kağıt paranın devletin sorumluluğunda olacağı banknot emisyonunun ise MB’ye ait olacağı ikili para sisteminin sakıncalarına dikkat çeken Prof. Charles Rist tüm kağıt paranın bankanın uhdesine verilmesini önermiş ve yasa tasarısında son anda bu yönde yapılan değişiklik sonrası Merkez Bankası yasa tasarısı 11 Haziran 1930’da yasalaşmıştır. Banka ne özel ne de kamu sermayesi ile kurulmamış çeşitli çıkar grupları TCMB sermayesine iştirak ettirilerek TCMB’ye belirli bir düzeyde bağımsızlık verilmeye çalışılmıştır.167

165

Bu rapora göre ülkemizde bir merkez bankası kurulabilmesi için gerekli ön şartlar henüz oluşmamıştı.

ibid 166 ibid 167

15 milyon lira sermayeli bir anonim ortaklık olarak kurulan TCMB hisse senetleri A, B, C ve D olmak üzere dört sınıfa ayrılmıştır. A sınıfı hisse senetleri devlete, B sınıfı hisse senetleri ulusal bankalara, C sınıfı hisse senetleri milli bankalar dışında kalan diğer bankalara ve imtiyazlı şirketlere, D sınıfı hisse senetleri ise Türk ticari kurumlarına ve Türk uyruklu gerçek ve tüzel kişilere tahsis edilmiştir. Telman, Ö. T. (1994), Merkez Bankalarının Bağımsızlığı, İstanbul.

TCMB’nin faaliyete geçebilmesi için öncelikle altın karşılığı bir miktar döviz sağlaması gerekiyordu. Ancak, Türkiye’nin ödemeler dengesi açıklarını kapatmak için büyük gayretler sarf ettiği bir dönemde böyle bir döviz rezervini bulmak çok zordu. Ayrıca, olumsuz ekonomik koşullar ve Osmanlı Devleti’ne ait borçların geri ödenmesinde yaşanan anlaşmazlık dış kredi sağlamayı daha da zorlaştırıyordu. Merkez Bankası’nın sermayesi için gerekli olan dış kaynağın önemli bir bölümü kibrit imtiyazı karşılığında American-Turkish Investment Corporation (ATIC)168 tarafından sağlandı. Buna göre, Hükümet 1 Temmuz 1930 tarihinden başlamak üzere 25 yıllık bir süreyle ATIC’e kibrit, çakmak ve benzeri yanıcı maddelerin üretimi, ithali, ihracı ve satışı için imtiyaz vermeyi kabul ediyordu. Buna karşılık ATIC Merkez Bankasının finansmanı için acilen uzun vadeli bir kredi sağlayacaktı. Yapılan anlaşmaya göre, ATIC yüzde 6,5 faizli, 25 yıl vadeli 10 milyon ABD altın doları kredi vermeyi kabul ediyordu169. Kuruluş için gerekli formaliteleri tamamlamak için ulusal ve yabancı bankaların temsilcilerinden oluşan bir “Tesis Heyeti” kuruldu. Tesis Heyeti 14 Şubat 1931’de ilk toplantısını yaptı. Hisse senetleriyle ilgili resmi kayıt işlemleri 1 Mart ile 15 Nisan 1931 tarihleri arasında yürütülmüştür. Yabancı bankalar ve şirketler (C) sınıfı, ulusal bankalar ise (B) sınıfı hisse senetlerine büyük ilgi gösterdiler. 1 Haziran 1931’de toplanan hissedarlarca idare meclisi oluşturuldu. 1 Eylül 1931’de hükümetçe kabul edilen Banka Nizamnamesi 20 Eylül 1931’de Resmi Gazete’de yayınlanarak yürürlüğe girdi. TCMB 3 Ekim 1931’de faaliyete geçti. Resmen çalışmaya ise 1 Ocak 1932’de başlamıştır.

3.1.2. TCMB Para Politikası Araçlarının Dönemler İtibariyle Gelişimi

168

ATIC’ten kibrit imtiyazı karşılığında alınan 10 milyon dolar Türkiye Cumhuriyet’inin ilk dış borcudur ve bu kaynak TCMB’nin kurulmasında kullanılmıştır. ibid