• Sonuç bulunamadı

TBK m 584/3’de Sayılan Haller

II. BÖLÜM

3. KEFALET SÖZLEŞMESİNDE TAHVİL

1.4. EŞİN RIZASI GEREKLİLİĞİNİN İSTİSNASI

1.4.3. TBK m 584/3’de Sayılan Haller

TBK m. 584 hükmü, 6098 Sayılı Kanun yürürlüğe girdiğinden beri ticari hayatı aksattığı ve pratik olmadığı gerekçesiyle çokça eleştirilmiştir562. Bunun

üzerine iş hayatının işleyişine daha uygun olması maksadıyla eş rızasının alınması şartına bazı istisnai haller getirilmiştir. Bununla birlikte TBK m. 584 f. 3 metninin kaynağı olan mülga İsviçre Borçlar Kanunu m. 494/2 metninde, faaliyet konusu açısından sınırlamaya gidilmeyip yalnızca kefil olacak kişiler hükümde anılarak bunların verecekleri tüm kefaletler için düzenleme yapıldığını belirtmek gerekir563.

Söz konusu istisnai durumlar TBK m. 584’e 28/03/2013 tarihinde 6455 sayılı Kanun’un 77’nci maddesiyle eklenen 3. Fıkra ile belirtilmiştir564. Buna göre; - Ticaret siciline kayıtlı ticari işletmenin sahibi veya ticaret şirketinin ortak ya da yöneticisi tarafından işletme veya şirketle ilgili olarak verilecek kefaletler,

- Mesleki faaliyetleri ile ilgili olarak esnaf ve sanatkârlar siciline kayıtlı esnaf veya sanatkârlar tarafından verilecek kefaletler,

- 27.12.2006 gün ve 5570 sayılı Kamu Sermayeli Bankalar Tarafından Yürütülen Faiz Destekli Kredi Kullandırılmasına Dair Kanun kapsamında kullanılacak kredilerde verilecek kefaletler,

- Tarım kredi, tarım satış ve esnaf ve sanatkârlar kredi ve kefalet kooperatifleri ile kamu kurum ve İBBGK., E. 2017/4 K. 2018/5 T. 20.04.2018 kuruluşlarınca kooperatif ortaklarına kullandırılacak kredilerde verilecek kefaletler,

için eş rızası aranmayacaktır. Hükmün tacirlerle ilgili kısmında ticaret siciline kayıtlı ticari işletme sahibi veya şirket ortak ya da yöneticisi olması aranmıştır.

562 Türker Yalçınduran, Kefalet Sözleşmesinde Eşin Rızasına ve Bu Rızanın Türk Borçlar

Kanunu’nun 603. Maddesi Gereğince Gerçek Kişilerin Taraf Olduğu Kişisel Güvence Verilmesine İlişkin Diğer Sözleşmelerde de Bulunmasına Dair Türk Borçlar Kanunu’nda Yapılan Düzenlemenin Değerlendirmesi, İstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesi Mecmuası, C. 74, Sayı 1, 2016, s. 465; Bu eleştirilerin varlığı YİBBGK’nun 20/04/2018 T., 2017/4 E., 2018/5 K. Sayılı kararına da konu olmuştur. Bkz. https://0-www-lexpera-com-tr.opac.bilgi.edu.tr/ictihat/yargitay/e-2017-4-k-2018-5- t-20-04-2018.

563 Anılan hüküm şu şekildedir: “Bağımsız bir işletmenin sahibi, bir kollektif şirketin ortağı,

komandit şirketin sınırsız sorumlu ortağı, bir anonim şirketin yönetim veya temsil organının üyesi, bir paylı komandit şirketin yönetim organının üyesi veya limited şirketin temsile yetkili ortağı olarak ticaret siciline kayıtlı bulunan kimsenin kefaleti için bu izin gerekli değildir.” bkz. Yalçınduran, s. 463’ten naklen.

149

Buradaki ayrım tüm tacirler açısından değildir. Zira TTK m. 12’ye göre tacir sayılmak için, ticari işletmenin kısmen dahi olsa tacir tarafından kendi adına işletiliyor olması ve hukuki işlemlerinde 3. kişilere karşı işletmeyi açmış gibi davranması yeterli görülmüş olup bunun için ticaret sicil müdürlüğüne kayıtlı olması aranmamıştır. Bu bakımdan TBK m. 584/3 hükmündeki istisnalara tüm tacirlerin girdiği söylenemez. Dolayısıyla işletmesi veya ortak ya da yöneticisi olduğu şirket ticaret siciline kayıtlı değilse, bunların verdikleri kefaletler için eş rızası gerekir.

Madde hükmü kefalet işlemi açısından değerlendirildiğinde ise, söz konusu kişilerin yapacakları bütün kefalet sözleşmeleri istisna kapsamında olmadığı, şirket veya işletmeyle ilgili kefaletlerin istisna kapsamında olduğu belirtilmiştir. Bununla birlikte buradaki “işletme veya şirket ile ilgili kefaletler” ifadesinden tam olarak ne anlaşılması gerektiği açık değildir. Şirketin/işletmenin borcuna ilişkin şirket ortağı/yöneticisi veya işletme sahibinin kefalet beyanı açısından mı, yoksa şirketin/ işletmenin bir tüzel kişilik olarak yapacağı tüm kefalet sözleşmeleri için mi böyle bir istisna getirildiği net olarak anlaşılamamaktadır. Şirketin/işletmenin vereceği kefalette, her ne kadar asıl borç kefil olan şirket/işletmeyle ilgili olmasa bile aslında karşılıklı ticari ilişkilerin sonucu itibariyle ticaretin sürdürülmesi anlamında verilen bir kefalet olup kefil olan müessesenin kendisiyle de ilgili olabilir. Yine, şirket/işletmeyle ilgili olmaktan kasıt şirketin/işletmenin ticaret siciline bildirdiği iştigal konusuyla ilgili işlemleri için mi kefalet verilmesinin kastedildiği de belli değildir. Yasa metni ifadesinin tüm bu durumları kapsayıp kapsamadığı açık olmamakla birlikte, anlaşılması gereken müessesenin faaliyetine ilişkin bir konuda verilen kefaletin varlığıdır565. Bu açıdan bakıldığında şirket ortağının veya tüzel

kişilik olarak şirketin/işletmenin, şirket/işletme iştigal konusunu ilgilendiren faaliyetleri kapsamında vereceği kefaletlerin yasa istisnası olarak okunması gerektiği söylenebilir566. Örnek vermek gerekirse bir şirket ortağının mülkiyeti

kendisine ait olmak üzere bankadan konut kredisi kullanması halinde eş rızasının

565 Özen, a.g.e., s. 192-193; Ayan, a.g.e., s. 146 vd.

150

alınması gerekli iken, şirketin, şirket yapımına başlayacağı bir inşaat projesiyle ilgili çekeceği ticari kredi için eş rızasına gerek duyulmayacaktır.

Esnaf ve sanatkârların da bu istisnadan faydalanabilmeleri esnaf veya sanatkârlar siciline kayıtlı olmalarına bağlanmıştır. Madde hükmünde, bu kişilerin verecekleri kefaletlerin mesleki faaliyetlerine ilişkin olması şart koşulduğundan, kefalet sözleşmesi, kişisel ilişkilerini ilgilendiren işler içinse veya mesleki faaliyetlerini ilgilendirmiyorsa eşlerinin rızasının alınması gerekir. Burada da şirket/işletmenin vereceği kefaletlerde olduğu gibi, esnaf veya sanatkarın başka bir esnaf veya işletme/şirket için kendi mesleki faaliyetlerinin kolaylığı veya devamlılığı amacıyla onların yapacağı borçlanmalara da kefil olabilmelidir567.

Kaynak mülga Kanunu madde metninde bu husus belirtilmediğinden TBK m. 584/3 hükmü bu yönüyle de kaynak kanundan ayrılmıştır568.

TBK m. 584/3 düzenlemesinde, eşin rızasına ihtiyaç duymadan kefil olabilecek kişilerin belirtilmesi dışında kefil olunabilecek kredi de (kredi borcu da) belirtilmiştir. 27/12/2006 tarihli ve 5570 sayılı yasayla kamu bankalarının kullandıracakları faiz destekli kredilerden kaynaklı banka sermayelerindeki kamu payının %50’nin altına düşmesi halinde bile bankaların devlet desteğiyle kredi vermelerine devam edileceği düzenlenmiştir. TBK m. 584/3’teki istisnayla bu kredilere başvuranlara ilişkin kredi borçlarına verilecek kefaletlerde eş rızası aranmayacağı belirtilmiştir. Bu düzenlemeyle, kamu bankalarının verecekleri kredilere özgü olarak kredi borçlanmasının daha kolay sağlanmaya çalışıldığı görülmektedir. Yine, hükmün bu kısmı da TBK’ya özgü bir düzenlemedir. Bir diğer farklılık da tarım kredi, tarım satış, (ve) esnaf ve sanatkârlar kredi, (ve) kefalet kooperatifleri ve kamu kurum ve kuruluşlarının söz konusu kooperatif ortaklarına kullandıracakları kredilere verilecek kefaletlerde de eş rızası, geçerlilik şartı kapsamı dışında tutulmuştur. Madde hükmünün bu kısmının da kaleme alınış biçimiyle anlam karışıklığına yol açabileceğini söylemek gerekir. Hükümdeki

567 Özen, a.g.e., s. 194. 568 Yalçınduran, s. 473.

151

“kamu kurum ve kuruluşları” ibaresi yine devlet bankalarına yönelik bir düzenleme

olması yönüyle bu bankaların vereceği kredileri ve alacağı kefalet teminatları ile ticari işlemlerini kolaylaştırmak amaçlanmıştır.