• Sonuç bulunamadı

BÖLÜM V: TARTIŞMA, SONUÇ VE ÖNERİLER

5.1 Tartışma

Bu araştırmada “Öğretmenlerin ilköğretim programlarının uygulanmasında ilköğretim okulu yöneticilerinden bekledikleri rollere ilişkin görüşleri nelerdir?” şeklindeki araştırma problemine cevaplar aranmıştır.

1. Araştırmaya veri toplamak için hazırlanan anketteki okul yöneticilerinden beklenen rolleri ifade eden maddeler, öğretmenlerle yapılan görüşmeler sonucunda elde edilmiştir. Bu görüşmelerde öğretmenlere “İlköğretim programlarının uygulanmasında okul yöneticinizden hangi rolleri bekliyorsunuz?” sorusu yöneltilmiştir. Ankette yer alan roller öğretmenlerin beklentileri olduğuna göre öğretmenler okul yöneticilerinden bunları beklemektedirler. O hâlde öğretmenler, okul yöneticilerinin söz konusu rolleri ya gerçekleştirmediklerini ya da az gerçekleştirdiklerini düşünmektedirler. Zira beklenti “gerçekleşmesi beklenen şey” anlamına gelmektedir (TDK Türkçe Sözlük, 2005).

Anket, görüşme yapılan öğretmenlerden farklı öğretmenlere uygulanmıştır. Anketten elde edilen veriler analiz edildiğinde, okul yöneticilerinin ilköğretim programlarının uygulanmasında kendilerinden beklenen bütün alt boyutlardaki öğretimsel liderlik rollerini “çoğu zaman” gerçekleştirdikleri sonucu çıkmıştır. Bu durum, görüşme yapılan öğretmenlerle anketin uygulandığı öğretmenler arasında görüş farklılığının olduğunu ortaya koymaktadır. Görüşmelerde kendi yöneticisinden rol beklentisi içinde olduğu anlaşılan bir öğretmen, okul yöneticisinin o rolü yerine getirmediğine ya da yerine az getirdiğine inanmaktadır. Hâlbuki anketi dolduran öğretmenler, okul yöneticilerinin söz konusu rolleri çoğu zaman gerçekleştirdiğine inanmaktadır. Bu durum görüşme yapılan öğretmenlerin, bir beklenti içinde olmamasına rağmen kendilerine yöneltilen soruya mutlaka bir cevap verme zorunluluğunu hissetmiş olmalarından kaynaklanmış olabilir.

2. Meslekte yeni olan öğretmenlerin yeniden yapılandırılan ilköğretim programlarının uygulanmasında okul yöneticilerinin rolleriyle ilgili beklentilerinin daha yüksek olması gerekmektedir. Çünkü genç öğretmenler, daha istekli, daha idealist, daha

çok araştıran, sorgulayan ve alanın gereklerini yerine getirmeye daha çok gayret eden öğretmenlerdir. Dolayısıyla meslekteki kıdemi az olan öğretmenlerin okul yöneticilerinin ilköğretim programlarının uygulanmasındaki rollerine ilişkin beklentilerinin daha yüksek olması gerekmektedir. Hâlbuki bu araştırmada genç öğretmenler de meslekte son yıllarına yaklaşmış öğretmenler de okul yöneticilerinin kendilerinden beklenen rolleri “çoğu zaman” gerçekleştirdiklerine inanmaktadırlar. Üstelik ilköğretim programlarının uygulanmasında okul yöneticilerinden beklenen rollere ilişkin öğretmen görüşlerinin mesleki kıdeme göre değişmediği de anlaşılmıştır.

Okul yöneticilerinin ilköğretim programlarının uygulanmasındaki öğretimsel liderlik rollerine ilişkin öğretmen görüşleri “mesleki kıdem”e göre incelendiğinde en olumlu görüşlerin 21 yıl ve üzeri kıdeme sahip öğretmenlere ait olduğu görülmüştür. Okul yöneticilerinin ilköğretim programlarının uygulanmasındaki öğretimsel liderlik rollerine ilişkin öğretmen görüşleri “mezun olunan okul”a göre incelendiğinde en olumlu görüşlere sahip olanların eğitim enstitüsü ve öğretmen okulu veya lisesi mezunu öğretmenler oldukları görülmektedir. Bu grupta yer alan öğretmenlerin çoğunun mesleki kıdem değişkeninde yer alan 21 yıl ve üzeri görev yapan öğretmenlerle aynı kişiler olduğu düşünülmektedir. Bulundukları okuldaki görev süresi 21 yıl ve üzeri olan öğretmenler de okul yöneticilerinin ilköğretim programların uygulanmasındaki öğretimsel liderlik rolleriyle ilgili daha olumlu görüşe sahiptir. Bu grupta yer alan öğretmenlerin de çoğunun mesleki kıdem değişkeninde yer alan 21 yıl ve üzeri görev yapan öğretmenlerle aynı kişiler olduğu düşünülmektedir.

3. Okul yöneticileriyle uzun zamandır çalışan ya da çalışmaya yeni başlamış öğretmenlerin ilköğretim programlarının uygulanmasında okul yöneticilerinden bekledikleri rollere ilişkin görüşlerinin benzer olması, okul yöneticilerinin yıllardan beri devam eden tutum ve davranışlarını değiştirmeden görevlerini ifa etmelerinden kaynaklanıyor olabilir. Meslekteki kıdemi farklı olan öğretmenlerin de okul yöneticileri hakkında benzer görüşlere sahip olmaları, okul yöneticilerinin bu algıyı destekleyecek nitelikteki tutum ve davranışlarından kaynaklanıyor olabilir. Hâlbuki yeniden yapılandırılan ilköğretim programları beraberinde okul yöneticilerine programların uygulanması ve yönetiminde yeni rol ve sorumluluklar getirmektedir. Öyleyse okul yöneticilerinin önceki tutum ve davranışlarından sıyrılarak ilköğretim programlarının uygulanmasında

kendilerinden beklenen yeni görev ve sorumluluklar çerçevesinde tutum ve davranışlar sergilemeleri gerekmektedir.

4. Programlara hâkim olduğunu düşünen öğretmenlerin bu algılarının doğru olduğu varsayılacak olursa söz konusu öğretmenlerin ilköğretim programlarının uygulanmasında okul yöneticilerinden beklentileri daha yüksek olacaktır. O hâlde kendilerini ilköğretim programlarına hâkim gören öğretmenlerin ilköğretim programlarının uygulanmasında okul yöneticilerinden bekledikleri rollerin çoğu zaman gerçekleştirildiğine inanmaları, okul yöneticilerinin söz konusu rolleri çoğu zaman gerçekleştiriyor olduklarına işaret etmektedir.

İlköğretim programlarına hâkim olduklarını düşünen öğretmenler, hâkim olmadıklarını düşünen öğretmenlere göre alt boyutların tamamında daha olumlu görüşe sahiptir. Ancak ortalama değerlere bakıldığında bu görüş farklılığının çok büyük olmadığı görülebilir. Üstelik kendilerini ilköğretim programlarına hâkim görmeyen öğretmenler de okul yöneticilerinin kendilerinden beklenen rolleri “çoğu zaman” aralığında gerçekleştirdiklerine inanmaktadırlar. Hâlbuki kendilerini ilköğretim programlarına hâkim gören öğretmenlerle görmeyen öğretmenler arasında beklenti farklılığından dolayı bir görüş farklılığının olması gerekirdi.

5. Okul yöneticileri, denetleme ve ölçme-değerlendirme rollerini yerine getirerek öğretmenlere program uygulamalarına ilişkin somut dönütler verme imkânını elde eder; öğrenme-öğretme sürecinin geliştirilmesini sağlar. Araştırmada okul yöneticilerinin denetleme ve ölçme-değerlendirme alt boyutundaki öğretimsel liderlik rollerini diğer alt boyuttaki öğretimsel liderlik rollerine nazaran daha az gerçekleştiriyor olmaları okul yöneticileri için bir eksiklik kabul edilebileceği gibi bir çelişki de yaratmaktadır. Nitekim okul yöneticilerinin programların başarıyla uygulanıp uygulanmadığını, amaçlarına ulaşıp ulaşmadığını anlayabilmeleri için kendilerinden beklenen denetleme ve ölçme- değerlendirme rollerini daha sık yerine getirmeleri gerekmektedir.