• Sonuç bulunamadı

2. DAVANIN TARAFLARI

2.1 GENEL OLARAK

2.1.1 Taraf Ehliyeti

Davada taraf olma yeteneği olan taraf ehliyeti, medeni hukuktaki medeni haklardan yararlanma ehliyetinin medeni usul hukukundaki karşılığıdır.8 HMK m.50’de medeni haklardan yararlanma ehliyetine sahip olan kişilerin davada taraf ehliyetine sahip

5 Kuru, Hukuk Muhakemeleri Usulü, C.I, a.g.e., s.886.

6 Pekcanıtez-Atalay-Özekes, Medeni Usul Hukuku, a.g.e., s.181; Gülcan Sunar, “Şekli Anlamda Taraf Kavramını Kabul Etmenin İcra ve İflas Hukukunda Doğurduğu Sonuçlar”, Prof. Dr. Ergun Önen’e Armağan, 1.b., Alkım Yayınevi, İstanbul, Eylül 2003, s.333.

7 Sunar, a.g.e., ss.334-335; Üstündağ, a.g.e., 327; Pekcanıtez-Atalay-Özekes, Medeni Usul Hukuku, a.g.e., s.181.

8 Kuru, Hukuk Muhakemeleri Usulü, C.I, a.g.e., s.887; Bozkurt, a.g.e., s.214; Kılıçoğlu, a.g.e., s.96;

Pekcanıtez-Atalay-Özekes, Medeni Usul Hukuku, a.g.e., s.182.

86 olacakları belirtilmiştir. Medeni haklardan yararlanma anlamına gelen hak ehliyeti TMK hükümlerine göre belirlenir. TMK’de hak ehliyeti gerçek ve tüzel kişilere tanınmıştır.

TMK’ye göre; her insanın (gerçek kişi) (TMK m.8) ve tüzel kişinin (cins, yaş, hısımlık gibi yaradılış gereği insana özgü niteliklere bağlı olanlar dışında) (TMK m.48) hak ehliyeti bulunmaktadır. Dolayısıyla hukuk düzeninin sınırları içindeki eşitlik çerçevesinde hak ehliyeti, kişi olan herkese tanınmıştır.9

Belirtmek gerekir ki, taraf ehliyeti dava şartları arasında sayılmış olup mahkemece davanın her aşamasında araştırılır veya taraflarca davanın her aşamasında ileri sürülebilir (HMK m.114/I-d, 115/I).

2.1.1.1 Gerçek Kişilerin Taraf Ehliyeti

Her gerçek kişi hayatta bulunduğu müddetçe taraf ehliyetine sahiptir. Çocuk taraf ehliyetini, sağ doğma koşuluyla ana rahmine düştüğü andan itibaren elde eder (TMK m.28/II). Aynı şekilde temyiz kudreti yerinde olmayan birinin, beş yaşında bir çocuğun taraf ehliyeti bulunmaktadır.

Kişilik ve hak ehliyeti ölümle son bulduğundan dolayı, taraf ehliyeti de ölümle sona erer (TMK m.28/I). Dolayısıyla dava tarihinden önce ölmüş bir kişiye karşı dava açılamaz.

Ancak mirasçılarına karşı açılabilir. Davacı eğer yanılgı neticesinde ölmüş kişiye karşı dava açmışsa, bu yanılgısını sonradan düzelterek davaya ölmüş kişinin mirasçılarına karşı devam edilmesini isteyebilir. Bu durumda karşı tarafın rızası aranmaz (HMK m.124/III-IV). Yargıtay HGK de ölen kişiye karşı açılan davada, tarafın öldüğünün belirlenmesi halinde davanın mirasçılara yöneltilerek devam edilmemesini, ölen tarafın mirasçılarının hukuki dinlenilme ve adil yargılanma hakkının ihlali olarak değerlendirmiştir.10 Taraf ehliyeti bulunmayan bir kişiye karşı dava açılamayacağı için, ölmüş bir kişiye karşı açılan ve mahkemenin davalı kişinin öldüğünü bilmediği ve hüküm verdiği davalar yok hükmündedir. Yani taraf eksikliğine rağmen karar kesinleştiğinde karar etkisiz olacaktır.

9 Gerçek kişiler açısından hak ehliyeti ile ilgili sınırlamalar ya kanundan doğmakta ya da hakim tarafından öngörülmektedir. Yaş, ayırt etme gücü, şeref ve haysiyete aykırılık, cinsiyet ve yabancılık unsuruna göre Kanunla öngörülen sınırlamalar getirilebilir. Aynı şekilde hakim tarafından da bazı durumlarda hak ehliyeti açısından farklılık yaratılabilir. 16 yaşından küçük çocukların evlenmesinde takdir yetkisini kullanması durumunda olduğu gibi. Tüzel kişilerin hak ehliyeti bir görüşe göre ihtisas prensibi olan “ultra vires” ilkesi uyarınca sınırlandırılabilir; Bilge Öztan, Medeni Hukuk’un Temel Kavramları, 37.b., Turhan Kitabevi Yayınları, Ankara, 2012, ss.236-238, 332.

10 HGK, E.2011/11-554, K.2011/684, 23.11.2011, bkz., Kazancı İçtihat Bilgi Bankası.

87 Belirtmek gerekir ki ölmüş bir kişi adına, ölmeden önce vekalet verdiği vekili tarafından dava açılması mümkün değildir. Fakat Kuru’nun da ifade ettiği gibi vekilin, vekalet verenin öldüğünü bilmeden sehven ölenin adına açtığı davanın mirasçıları adına açıldığını kabul etmek ve mirasçıların icazetiyle (TBK m.46) davaya devam edilmesi, usul ekonomisi (HMK m.30) ve menfaatler dengesine uygun düşecektir.11

Dava açıldığı sırada taraflardan birinin ölmesi durumunda ölen kişinin taraf ehliyeti son bulacaktır. Bu durumda davanın mirasçılara karşı veya mirasçılar tarafından sürdürülebilmesi için, dava konusunun mirasçıları ilgilendirip ilgilendirmediğine bakılır.

Sadece öleni ilgilendiren mirasçılara geçmeyen haklara ilişkin davaların devamı mümkün değildir. Fakat mirasçıların malvarlığı haklarını ilgilendiren davalar tarafların ölümü ile konusuz kalmaz. Davanın görülmesine mirasçılar tarafından devam edilir.12

TMK m.32/I’e göre; ölüm tehlikesi içinde kaybolan veya kendisinden uzun zamandan beri haber alınamayan bir kimsenin ölümü hakkında kuvvetli olasılık varsa, hakları bu ölüme bağlı olanların başvurusu üzerine mahkeme bu kişinin gaipliğine karar verebilir. Gaiplik kararının istenebilmesi için, ölüm tehlikesinin üzerinden en az bir yıl veya son haber tarihinin üzerinden en az beş yıl geçmiş olması gerekir (TMK m.33/I).

Mahkeme gaipliğe verdikten sonra ölüme bağlı haklar gaibin ölümü ispatlanmış gibi kullanılır (TMK m.35/I). Gaiplik kararı ölüm tehlikesinin gerçekleştiği veya son haberin alındığı günden başlayarak hüküm doğurur (TMK m.35/II). Madde hükümlerinden anlaşılacağı üzere gaiplik kararının verilmesinden itibaren kişi ölmüş kabul edilerek, davada taraf ehliyeti de son bulacaktır.13

2.1.1.2 Tüzel Kişilerin Taraf Ehliyeti

Tüzel kişiler yaradılış gereği insana özgü niteliklere bağlı olanlar dışındaki bütün hak ve borçlara sahip olmalarından dolayı taraf ehliyetine de sahiptirler (TMK m.48). Bu

11 Kuru, Medeni Usul Hukuku Ders Kitabı, a.g.e., ss.94-95; Pekcanıtez-Atalay-Özekes, Medeni Usul Hukuku, a.g.e., s.183; Kılıçoğlu, a.g.e., s.97; Bozkurt, a.g.e., ss.214-215.

12 Kuru, Medeni Usul Hukuku Ders Kitabı, a.g.e., s.95; Pekcanıtez-Atalay-Özekes, Medeni Usul Hukuku, a.g.e., s.184; Kılıçoğlu, a.g.e., s.96; Bozkurt, a.g.e., ss.214-215.

13 Davada taraf ehliyeti son bulan kişinin aktif dava ehliyeti de bulunmamaktadır; Yarg. 18 HD., E.2014/18638, K.2014/16778, 24.11.2014, bkz., Kazancı İçtihat Bilgi Bankası

88 halde tüzel kişiler yasa tarafından çizilen sınırlar çerçevesinde yargılama hukukunda taraf olma yeteneğine sahip olacaklardır.14

Özel hukuk tüzel kişilerinde dava tüzel kişi adına veya tüzel kişiye karşı açılır.

Dava açacak veya açılmış olan dava ile muhatap olan, tüzel kişinin organıdır. Dolayısıyla tüzel kişinin üyelerine, ortaklarına veya tüzel kişinin organında bulunan kişilere karşı açılan dava, tüzel kişiye karşı açılmış sayılmaz. Tüzel kişiliğin son bulması ile de taraf ehliyeti sona erer. Dava sırasında tüzel kişilik son bulduğu takdirde, bu tüzel kişinin kanuni halefi bulunan başka bir tüzel kişi varsa, tüzel kişiliği sona eren tüzel kişi yerine davada yer alır. Kamu tüzel kişilerinin başında devlet bulunur. Bakanlıkların devlet tüzel kişiliğinden bağımsız bir tüzel kişilikleri olmasa da devlet tüzel kişiliğinin organı olmalarından dolayı davada taraf ehliyetine sahiptirler.15 Ayrıca bakanlıklara bağlı bazı genel müdürlüklerin, il özel idarelerinin, köylerin, belediyelerin, kamu iktisadi teşebbüslerinin tüzel kişiliklerinin olmasından dolayı, davada taraf ehliyetine sahiptirler.

Tüzel kişiliği bulunmayan toplulukların taraf ehliyeti bulunmamaktadır. Tüzel kişiliği bulunmayan topluluğun açtığı veya kendisine karşı açılacak davalarda topluluğu oluşturan kişilerden her birinin taraf olarak hareket etmesi gerekir.16