• Sonuç bulunamadı

Karşı dava; açılmış ve yargılaması süren bir davada, davalı tarafın aynı mahkemede, aynı dava dosyasıyla davacıya yönelik dava açması olarak tanımlanabilir.

Karşı davada davalı, kendisine karşı açılan davada savunma yapmakla kalmayıp, aynı zamanda davacıdan bir hakkının da hüküm altına alınmasını istemektedir.111 İki davanın yargılamasının ayrı ayrı yapılmasına kıyasla karşı davanın asıl dava ile birlikte incelenip karara bağlanması açısından tahkikat ve yargılama daha çabuk ve kolay olup, yargılama giderleri daha azdır. Bu durum usul ekonomisine de uygunluk oluşturur. Ayrıca iki dava konusunu oluşturan uyuşmazlıkları aynı mahkeme inceleyeceğinden dolayı, verilen kararlar daha isabetli olur ve çelişik hükümler verilmesi önlenir.112

Karşı dava açılabilmesinin şartlarına bakılacak olursa; davalının asıl davacıya karşı, karşı dava açabilmesi için, asıl davanın açılmış, halen görülmekte (derdest) olması (HMK m.132/I-a) ve davalının karşı dava açmada hukuki yararının (HMK m.114/I-h) bulunması gereklidir. Görülmekte olan davadan kastedilen ise; açılmış olan davanın mahkeme hükmü ile sonlandırılmamış olmasıdır.113

109 Bozkurt, a.g.e., s.50.

110 Uğur, a.g.m., s.23.

111 Bozkurt, a.g.e., s.46; Pekcanıtez-Atalay-Özekes, Medeni Usul Hukuku, a.g.e., ss.300-301.

112 Kuru, Medeni Usul Hukuku Ders Kitabı, a.g.e., s.453; Arslan-Yılmaz-Taşpınar Ayvaz, a.g.e., s.513.

113 Emine Aslı Küçükaydın, “Karşı Dava”, Türkiye Barolar Birliği Dergisi, S.123, 2016, s.212.

115 İkinci şart; karşı davanın asıl davayla aynı yargılama usulüne tabi olmasının gerekliliğidir. Yani idari yargıda görülmesi gereken dava hukuk mahkemesinde açılan davaya karşı, karşı dava olarak açılamaz. Açıldığı takdirde görev yönünden ret söz konusu olacaktır. Genel yargı özel yargı ilişkisi açısından; iş yargısına ilişkin olarak herhangi bir açıklık olmasa da, karşı dava özel mahkeme olan iş mahkemesinin görevine girmekte ise, genel mahkemede görülen davaya karşı, karşı dava açılamayıp, dava iş mahkemesinde ayrı bir dava olarak açılmalıdır. Kuru bu duruma ilişkin; genel mahkemede açılan bir davaya karşı, özel mahkemede görülmesi gereken bir karşı davanın açılması durumunda, genel mahkemenin her iki dava hakkında görevsizlik kararı vererek, asıl dava ve karşı davanın özel mahkemeye gönderilmesi gerektiği görüşündedir.114 Tersi durumda ise, iş mahkemesinde görülen bir davaya karşı genel mahkemenin görev alanına giren bir dava, karşı dava olarak açılırsa her iki davaya da uzmanlık mahkemesi olan iş mahkemesinde bakılmaya devam edilir. Çünkü genel mahkeme özel mahkemenin görevine giren bir hususu inceleyemez.115 Yetki açısından ise; kesin yetkinin söz konusu olmadığı hâllerde, asıl davaya bakan mahkeme, karşı davaya bakmaya da yetkilidir (HMK m.13). Dolayısıyla davalı tarafından açılacak karşı dava HMK m.132’deki şartları taşıyorsa, davacı tarafından yetki itirazında bulunulamaz.

Son şart ise; asıl dava ile karşı dava arasında yakın bir ilişki bulunması gereklidir.

Bu yakın ilişki, karşı davada ileri sürülecek olan talep ile asıl davada ileri sürülen talep arasında takas veya mahsup ilişkisinin bulunması veya karşı dava ile asıl dava arasında bir bağlantının bulunması şeklindedir (HMK m.132/I-b). Belirtmek gerekir ki; takas veya mahsup halinde davalının takas veya mahsup ettiği karşı alacağı ile asıl dava konusu olan alacak arasında bağlantı olmasa bile karşı dava açılabilirken; takas veya mahsup halleri dışında kalan hallerde asıl dava ile karşı dava arasında bağlantının bulunması şarttır.

Davalar arasındaki bağlantıdan kastedilen, asıl dava ile karşı davanın aynı ve benzer sebeplerden doğması veya davalar hakkında verilecek olan bir hükmün diğerini etkileyecek nitelikte olmasıdır (HKM m.166/IV).116 Karşı davanın açılmasına ilişkin şartlar

114 Kuru, Medeni Usul Hukuku Ders Kitabı, a.g.e., s.454.

115 Pekcanıtez-Atalay-Özekes, Medeni Usul Hukuku, a.g.e., s.301; Yılmaz, “Hukuk Muhakemeleri Kanunu ile İş Yargılamasında Ne Değişti?”, a.g.m., s.193.

116 Kuru, Medeni Usul Hukuku Ders Kitabı, a.g.e., s.456; Arslan-Yılmaz-Taşpınar Ayvaz, a.g.e., s.515.

Hükümet gerekçesinde davalar arasında bağlantıdan kastedilen; “… asıl taleple karşı davada ileri sürülebilecek talebin, aynı yahut birbirine benzer sebeplerden doğmuş yahut biri hakkında verilecek hükmün diğerini etkileyecek bir nitelikte bulunmasıdır.” şeklindedir; bkz. Kılıçoğlu, a.g.e., s.146.

116 gerçekleşmeden karşı dava açılacak olursa, mahkeme, talep üzerine yahut re’sen, karşı davanın asıl davadan ayrılmasına; gerekiyorsa dosyanın görevli mahkemeye gönderilmesine karar verir (HMK m.132/II).117

Basit yargılama usulünün uygulandığı iş uyuşmazlıklarında karşı dava, asıl davanın görüldüğü mahkemede, iki haftalık cevap süresi veya iki haftayı geçmemek üzere verilen ek cevap süresi içerisinde, cevap dilekçesiyle veya ayrı bir dilekçe ile yazılı olarak açılmalıdır (HMK m.133/I). Açılan karşı davaya, asıl davanın davacısı tarafından verilecek cevap süresi ise iki haftadır. Davacı tarafından karşı davanın süresinde açılmadığının ilk itiraz olarak ön inceleme aşamasında yapılması gerekir.118 Mahkeme süresinden sonra karşı dava açılması hâlinde, davaların ayrılmasına karar verir (HMK m.133/II). Cevap süresi içinde davalı tarafından dava açılmadığı takdirde karşı dava açma yetkisi kaybedilmiş olsa da, davalı davasını ayrı bir dava olarak her zaman açabilir ve iki dava arasında bağlantı varsa mahkemeden bu davanın ilk dava ile birleştirilmesini talep edebilir.119 Açılan karşı davaya karşı, dava açılamaz (HMK m.132/III).

Karşı dava asıl davanın görüldüğü mahkemede açılarak her iki davanın tahkikat aşaması birlikte yürütülse de asıl davadan bağımsız bir davadır. Daha açık bir ifade ile dava şartları her iki dava için ayrı ayrı incelenir. Karşı dava açılırken de ayrı bir harca tabidirler. Her iki dava için ayrı ayrı vekalet ücreti hükmolunur. Bir davanın herhangi bir nedenle sona ermiş olması diğer davanın görülmesine engel oluşturmaz (HMK m.134).

Temyiz yolu her iki dava için ayrıdır.120 Fakat mahkeme, asıl dava ile karşı dava hakkında

117 Hükümet gerekçesinde; “… bir davanın şartlarının gerçekleşmemesine rağmen karşı dava olarak açılması halinde, asıl davaya bakan mahkemenin talep üzerine yahut kendiliğinden karşı dava olarak açılan davanın, asıl davadan ayrılmasına ve gerekiyorsa o davaya ilişkin dava dosyasının görevli mahkemeye gönderilmesine karar vermesi gerektiği hususu hüküm altına alınmıştır. Böylelikle karşı davanın kabule şayan olmadığı itirazı, bir ilk itiraz olmaktan çıkartılmış, koşullar oluşmadan bir karşı dava açılması halinde, mahkemenin talep üzerine yahut kendiliğinden ayırma kararı vererek, karşı dava olarak açılan davanın görevli mahkemeye gönderilmesinin sağlanması olanağı yaratılmak suretiyle, usul ekonomisi ilkesine de uygunluk sağlanmıştır. Aralarında hiçbir bağlantı bulunmayan davaların birlikte görülmesinin önüne geçilmiştir.” bkz. Kılıçoğlu, a.g.e., s.146.

118 Bozkurt, a.g.e., s.47.

119 Kuru, Medeni Usul Hukuku Ders Kitabı, a.g.e., s.460.

120 Hükümet gerekçesinde; “Burada Hukuk Muhakemeleri Kanunu m. 357 hükmüne de değinmek gerekmektedir. Bölge adliye mahkemelerine ilişkin bu maddeler şu anda yürürlükte olmasa da, kanun karşı dava açılmasını bölge adliye mahkemesinde yapılamayacak işlemler arasında saymıştır. Dolayısıyla bölge adliye mahkemesinin ilk derece mahkemesi olarak davaya baktığı sınırlı haller dışında, bu mahkemeye doğrudan dava açılamayacağından karşı dava da açılamayacaktır.” bkz. Küçükaydın, a.g.m., s.238. Bölge adliye mahkemelerinin 20.7.2016 tarihi itibariyle yürürlük kazanmasıyla bölge adliye mahkemesinin ilk derece mahkemesi olarak davaya baktığı sınırlı haller dışında, bu mahkemeye doğrudan dava açılamayacağı gibi karşı dava da açılamayacaktır.

117 tek bir hüküm verip, hükümde asıl dava ile karşı dava hakkında verilen kararlar ayrı ayrı gösterilir (HMK m.297/II).121

7. RE’SEN ARAŞTIRMA İLKESİ ve DURUŞMA ÖNCESİ DAVANIN