• Sonuç bulunamadı

2.1 U luslararası Hukukta Devletlerin Tanınması

2.2 Tanınmayan Devletlerin Durumu

2.2 Tanınmayan Devletlerin Durumu

Devletler tanımama kararını verirken kimi zaman Stimson Doktrini’nden yararlanmaktadırlar. Stimson Doktrini, uluslararası hukuk kurallarına aykırı bir şekilde gerçekleştirilen durumların, diğer devletler tarafından tanınmamasını ifade etmek için kullanılmaya başlanmıştır. İkinci Dünya Savaşı’ndan sonra, bu doktrine verilen önemin arttığı görülür403

.

Söz konusu doktrini 1932’de MC tarafından benimsenmiş; 1945’te BM Antlaşması’nın ikinci maddesinin dördüncü paragrafında yer alan kuvvet kullanma yasağı ilkesine uygun şekilde 1970’te BM Genel Kurulu’nca kabul edilen “Devletler Arasında Dostça İlkeler ve İşbirliği Hakkındaki Bildiri”de de yer almıştır.

401 Lauterpacht, op. cit., sf. 447-448.

402 Grant, op. cit., sf. 123-134.

101

Rodezya’nın, Bantustan ile KKTC’nin durumlarına ilişkin kararlarında ve 242(1967) sayılı kararında BM Güvenlik Konseyi bu doktrini özünde benimseyen ilkeye vurgu yapmıştır. Uluslararası hukuk kurallarına aykırı hareketlerle kurulduğunu düşündüğü bu oluşumları, devlet olarak tanımama ve herhangi bir yardımda bulunmama çağırısı yapmıştır404

.

Peki Stimson Doktrini’ni de kullanarak alınan, devletlerin yeni oluşumu devlet olarak tanımadığını gösteren kararlarının etkisi ne olmaktadır? Tanınmamış devletler uluslararası ilişkilerinde devlet olarak muamele görmezler, uluslararası alanda çeşitli zorluklarla karşılaşırlar. Bu devletler uluslararası hakemlik ve yargı organlarına başvurma hakları kullanmakta zorlanır405

ve antlaşmalara taraf olamazlar; yargı bağışıklığından yararlanamayacakları öne sürülmektedir406

. Belirtilmesi gerekir ki, tanınmamış devletlerin (ve hükümetlerin) yargı bağışıklığı konusunda Paris İstinaf Mahkemesi daha farklı bir karar vermiştir.

Paris İstinaf Mahkemesi’nin, tanınmamış bir devletin yargı bağışıklığı bulunduğunu belirten mahkeme kararında, yargısal (ve icrai) bağışıklığın tanınmış olma kriterinden kaynaklanmadığını, bunun bir devletin bağımsızlığından ve egemenliğinden doğduğunu belirtmiştir. Mahkemeye göre, bir devletin varlığı diğer devletlerin tanımasından bağımsız bir durumdur. Kararda söz konusu olan tanınmamış devlet, Vietnam Demokratik Cumhuriyeti’dir. Mahkeme, bu devletin Fransa tarafından resmen tanınmadığını, ancak devletin otoritesinin kendi iç işlerinde bir itirazla karşılaşmadığını bildirmiştir. Mahkemeye göre Vietnam Demokratik

404

Shaw, op. cit., sf. 469-470.

405Korfu Boğazı Davası’nda, UAD, İngiltere ve İngiltere’nin tanımadığı bir devlet olan Arnavutluk arasındaki sorunu incelemiştir. http://www.icj-cij.org/docket/files/1/1669.pdf (Erişim Tarihi: 20 Kasım 2012)

102

Cumhuriyeti etkin olduğunu ispatlamıştır. Mahkemenin kararına göre, sonuç olarak Vietnam Demokratik Cumhuriyeti, Fransa’da yargısal ve icrai bağışıklığa sahiptir407

. Tanınmamış devletlere var olmamış gibi bakılır; genellikle kurumlarının ve hukuklarının etkileri geçerli sayılmaz. Ancak aşağıda da belirtileceği gibi, bireyler arası meselelere ait işlemlerinde bu durumun geçerli olmayabileceğini görmekteyiz. Genellikle devletler, tanımadıkları devletlerin düzenledikleri pasaportları kabul etmemektedir. Durum, tıpkı, gerçekte yapılmış ve ifa edilmiş olsa da, yok, geçersiz veya herhangi bir şekilde bağlayıcılığı bulunmayan sözleşmeler gibidir. KKTC bir oluşum olarak vardır, ancak örneğin Birleşik Krallık’a göre, oluşmamıştır408

.

Uluslararası Hukuk Enstitüsü ise, tanınma konusunda başarısız olduğu için bir devletin egemenlik hakkından kaynaklanan ve kendi sınırları dışında da etkisi olan işlemlerin geçerliliğini sorgulamayı uygun bulmamıştır409

. Örneğin, bir özel hukuk ilişkisi dolayısıyla önüne gelen davada, İngiliz Mahkemeleri, Güney Afrika Cumhuriyeti’nin karşı iradesi göz önünde bulundurulmadan kurulan Ciskei Cumhuriyeti’ni İngiltere’nin izlediği politikanın aksine, taraf olarak kabul etmiştir410

. Tanınmamış devletlerin kanunlarıyla çıkan kanunlar ihtilafında devletlerin mahkemelerinin tanınmamış devletlerin kanunlarını uygulayabilme olasılığının da kabul edildiği görülmektedir411

. Yabancı unsur içeren özel hukuk sözleşmeleri için kabul edilen tarafların hukuk seçimi serbestisinin, seçilen hukukun tanınmamış bir devlet hukuku olmaması gerekliliği ile kısıtlandığı öne sürülmektedir. Bu görüşe göre, devletlerin yargı organları, yürütme organlarıyla paralel hareket etmelidir. Aksi

407Yılmaz Altuğ, Devletler Hususi Hukukunda Yargı Yetkisi, 2. B., İstanbul, İstanbul Üniversitesi Yayınları, 1979, sf. 131.

408 (Francis) A. Mann, “”The Judicial Recognition of an Unrecognized State,” International and Comparative Law Quarterly, C. XXXVI (1987), sf. 348. Tanınmamış devletlerin kurumlarının ve hukuklarının etkilerinin geçersiz sayılabileceğine ilişkin olarak farklı bir tutumu temsil eden Namibya’ya ilişkin karara aşağıda değinilecektir.

409 Brown, op. cit., sf. 108.

410 Mann, op. cit., sf. 349-350.

103

halde, yani yürütme organlarının devlet olarak tanımadığı oluşumların hukukunun seçilmesi durumunda mahkemeler, bu hukukun etki doğurmasına izin verdikleri takdirde, yürütmenin tanımama politikasıyla çelişen bir durum ortaya çıkacaktır412

. Tanımanın kurucu etkisinin bulunmadığını savunanlar, tanınmayan devletlerin kendi egemenliği altında yaşayan bireyler ile ilgili işlemleri ve bazı konular bağlamında tanınmayan devletlerin fiili varlığının kabul edilmesi gerekliliğini belirtmektedir. Örneğin, tanınmamış bir devletin karasularından geçiş sırasında, zararsız geçiş kuralına uyulmaktadır. Yine kimi devletlerin kendi vatandaşlarının tanınmayan bir devlette yaşamaları durumunda, bu devletlerle birtakım konsolosluk ilişkileri kurmaları söz konusu olabilmektedir413

.

Tanınmamış devletlerin mahkemelerinin kararlarına ve hükümet işlemleri söz konusu işlemlere etki tanınmasının eşitlik, menfaat ve adalete daha uygun olduğu durumlarında geçerli kabul edilmektedir414

. Yine de tanınmamış devletlerin doğum, ölüm ve evlilik kaydı gibi işlemleri söz konusu olduğunda durum ulusal sistemlere göre değişiklik göstermektedir. İsviçre ve Almanya’daki mahkemelerin yabancı bir ülkedeki etkili hukuka, bu hukukun geçerli olduğu devleti tanımamış olsalar bile etki tanıdıkları görülmektedir. İngiliz ve Amerikan mahkemelerindeki eğilim ise ters yöndeydi. Ancak, yaşanan gelişmeler yürütme organları uygun gördüğü takdirde bu iki ülkenin mahkemelerinin de tanınmamış devletlerin işlemlerinin etkili kabul edilmesine neden olmuştur415. Gerçekten de, özel hukuk kişilerinin zarar görmesini engelleyecek bir anlayışın benimsenmesi en doğru olan olarak kabul edilmektedir.

412 Arzu Alibaba, “Milletlerarası Unsurlu Sözleşmelerde Hukuk Seçimi ve Sınırlandırılması,” (basılmamış doktora tezi, Ankara Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü, Özel Hukuk Anabilim Dalı, 2005) sf. 113 ve ibid. sf. 189.

413Pazarcı, loc. cit.

414 Lauterpacth, op. cit., sf. 453.

104

Örneğin, tanınmamış bir devlette boşanan kişilerin, bir başka devlet yasalarına göre evli sayılmamaları gerekmektedir416

.

1965 yılında Rodezya’da verilen bir boşanma kararı İngiliz mahkemeleri tarafından tanınmamıştır. Ancak, Lord Denning’in görüşüne göre, tanınmamış bir oluşumun etkili olduğu ülkede insanların günlük ihtiyaçlarına yönelik düzenlemeler tanınmalıdır. Daha sonraki dönemde, tanınmamış bir devletin ülkesinde gerçekleşen özel birtakım işlemlerinin İngiliz hukuk sistemine göre yasal kabul edilmesinde herhangi bir yasağın bulunmadığı kabul edilmiştir. 1991 yılındaki Yabancı Şirketler Yasası’nda ise tanınmamış bir devlet ülkesinde kurulmuş olan ortaklığın, tıpkı tanınmış bir devletin ülkesinde kurulmuş gibi muamele göreceği, ona da diğerlerine uygulanan kanunlar ihtilafı kurallarının uygulanacağı kabul edilmiştir417

.

Hem Birleşik Krallık’ta, hem de ABD’de mahkemeler yürütmenin tanınmamış devletlerin işlemlerine etki tanınması yönündeki izinleriyle bağlıdır. Ancak, bu konuda ABD’deki mahkemelerin daha özgür olduğu ve tanınmamış devletlerin işlemlerinin etki doğurmasına ilişkin olarak daha istekli olduğu görülmektedir418.

416 Lowe, op. cit., sf. 167.

417 Shaw, op. cit., sf. 478-480.

105

Bölüm 3

KKTC ÖRNEĞİNDE KONUNUN