• Sonuç bulunamadı

§3 AİLE KONUTU VE EV EŞYASI ÜZERİNDE YASAL ALIM HAKKININ KOŞULLARI I HAKKIN KULLANILACAĞI EŞYANIN AİLE KONUTU VE EV EŞYASI NİTELİĞİNİ

A. TALEBİN KONUSU, MUHATABI 1 Talebin Konusu

2. Talebin Muhatabı

Sağ kalan eş, aile konutu ve ev eşyası ile ilgili talebini, ölen eşin mirasçılarının oluşturduğu miras ortaklığına, varsa bu ortaklığın bir temsilcisine ileri sürmelidir232. Aile konutu veya ev eşyası, diğer eşin ölümü ile, onun terekesine dahil olan malvarlığı değerleri haline geleceği için, bunlara ilişkin talebin de, ölen eşin diğer mirasçılarından oluşan miras ortaklığına karşı ileri sürülmesi gereklidir. Kimin bu ortaklığa dahil olduğu, Miras Hukuku kurallarına göre belirlenmektedir. Buna göre kim mirasçılık belgesi alarak mirasçı sıfatını ispat etmişse (TMK. m. 598), o kimse bu ortaklığa dahildir. Bu mirasçının, yasal veya atanmış mirasçı olması da önem taşımamaktadır. Sağ kalan eşin kendisinin de mirasçı olması, bu konuda önemli değildir. Miras ortaklığına bu talebin ileri sürülmesi kural olmakla birlikte, eğer miras, en yakın mirasçılar tarafından tamamen reddolunmuşsa ya da tereke, mevcut borçları ödeyemeyecek durumda ise,

229 DURAL/ÖĞÜZ/GÜMÜŞ, s. 408.

230 SCHLEISS, s. 127; KILIÇOĞLU, (Edinilmiş Mallara Katılma), s. 61, (Yenilikler), s. 82, (Diğer Eşin Rızası), s. 50; DOĞAN (Aile Konutu ve Ev Eşyası), s. 664. Ancak ZEYTİN’e göre, ev eşyaları üzerinde, sağ kalan eşin mirasçılarla anlaşması ile, genel hükümlere göre mülkiyet dışında başka haklar da tesis edilebilir. Bkz. ZEYTİN, s. 238.

231 HAUSHEER/REUSSER/GEISER (I. Unterteilband), Art. 219, Nr. 78, s. 970; DURAL/ÖĞÜZ/GÜMÜŞ, s. 408; HAYRAN, s. 333.

232 Ancak talebin ileri sürüleceği temsilcinin, mal rejiminin tasfiyesinde ve mirasın paylaştırılmasında özel olarak yetkili kılınması gerekir. Bu konuda bkz. HAUSHEER/REUSSER/GEISER (I. Unterteilband), Art. 219, Nr. 10, 65, s. 941, 964-965; SCHLEISS, s. 56, 65, 101 vd; DURAL/ÖĞÜZ/GÜMÜŞ, s. 407; ÖZTAN, s. 303; DOĞAN (Aile Konutu ve Ev Eşyası), s. 659.

terekenin tasfiyesi, Sulh Mahkemesi’nce iflas hükümlerine göre yapılmaktadır. Bu durumda ise, sağ kalan eş talebini Sulh Mahkemesi’ne karşı ileri sürmelidir233.

Sağ kalan eş, Medenî Kanun 240. maddeye göre talebini ileri sürmüş, ancak bu talebi üçüncü fıkraya göre itiraz görmüş olabilir. Bu itirazı ileri sürecek olan mirasçılar ise, üçüncü fıkrada “yasal mirasçılar” olarak belirtilmektedir. Haklı sebebi ileri sürerek itirazda bulunmak konusunda bu ifadenin, mirasçıların çevresini, yasal mirasçılar olarak sınırladığı anlaşılmaktadır. Buradan hareketle, atanmış mirasçıların itiraz hakkının bulunmadığı anlaşılmaktadır. Burada sözü edilen yasal mirasçılar, Medenî Kanun’un 495 ila 501. maddeleri arasında belirtilen mirasçılardır234. Ancak, bu mirasçıların tümünün birlikte itirazda bulunması da söz konusu değildir, sağ kalan eş ile birlikte, terekenin paylaşılmasında hangi mirasçılar terekeden pay alacak ise, onların bu itirazı ileri sürmesi gerekir. Diğer bir ifade ile, miras payı ile ilgili bir sınırlamanın da burada söz konusu olacağını belirtmek gerekir. Sözgelimi; sağ kalan eş dışında, altsoy da mirasçı olarak bulunmaktaysa, sadece bu mirasçılar, haklı sebebe dayanarak itirazda bulunabilmelidir. Zaten, miras payı alamayacak olan diğer mirasçıların bir itirazda bulunmaları konusunda, hukukî yararlarının olduğundan söz etmek de mümkün değildir.

Sadece yasal mirasçıların bu itirazı ileri sürebilmesi şeklindeki sınırlama, sadece sağ kalan eşin intifa veya oturma hakkını talep ettiği hallerde söz konusudur. Buna karşılık, sağ kalan eşin üçüncü fıkraya dayanarak haklı sebebi ileri sürdüğü ve bunun sonucunda mülkiyet hakkını talep ettiği hallerde, ona bu konuda itirazda bulunacak mirasçılar bakımından bu sınırlama geçerli değildir. Yasada da zaten, buna yönelik bir sınırlama getirilmiş değildir, bu durumda, yasal veya atanmış olsun, tüm mirasçılar bu talebe yönelik itirazda bulunabilecektir235.

233 HAUSHEER/REUSSER/GEISER (I. Unterteilband), Art. 219, Nr. 28, s. 948, Nr. 47, s. 956; DURAL/ÖĞÜZ/GÜMÜŞ, s. 403.

234 Bu maddelere göre yasal mirasçıları tespit etmek için, Miras Hukuku kuralları uygulamaya konulacak, bunun için de, eşin talebi bir süre ertelenebilecektir. Bu ertelemenin ne kadar süreceği konusunda, SCHLEISS, mirasın reddi ile ilgili üç aylık sürenin esas alınabileceğini ileri sürmektedir (TMK. m. 606). Bkz. SCHLEISS, s. 213.

B. TALEBİN SÜREYE BAĞLI OLUP OLMADIĞI

Sağ kalan eşin Medenî Kanun 240. maddeye dayalı taleplerinde, bu talebin belirli bir süre içerisinde kullanılacağına ilişkin bir zorunluluk yoktur. Ancak bu talebin herhalde en erken, diğer eşin ölümünden sonra, en geç ise, mal rejiminin tasfiyesinin bitirilmesinden önce ileri sürülmesi gerekir. Mal rejiminin tasfiyesi henüz bitirilmemiş ise, talebin, aile konutu ve eşyası üzerinde herhangi bir tasarrufta bulunulmadan önce ileri sürülmesi gerekir236. Bu talebin ileri sürülmesi bakımından azami bir sürenin kabul edilmesi de mümkündür. Bu konuda, eşler arasında yapılmış olan bir mal rejimini sözleşmesi varsa, sözleşmelere ilişkin on yıllık zamanaşımı süresi esas alınabilir (BK. m. 125). Mal rejimi sözleşmesi yoksa, kanunda doğan bir borcun varlığı kabul edilerek, katılma alacağının varlığının öğrenilmesinden itibaren bir yıl, her durumda, mal rejiminin sona ermesinden itibaren on yıllık zamanaşımı süresi esas alınabilir (BK. m. 60)237.

Miras ortaklığını oluşturan diğer mirasçıların, sağ kalan eşe, Medenî Kanun 240. maddeye dayanıp dayanmayacağı konusunda uygun bir süre tanımaları da mümkündür. Sağ kalan eş bu durumda, tanınan süre içerisinde Medenî Kanun 240. maddeye dayanıp dayanmayacağını açıklamak zorundadır. Çünkü sağ kalan eş, mal rejiminin tasfiyesinde işbirliği yükümlülüğü altındadır238. Eğer bu süre içinde sağ kalan eş hakkını kullanmazsa, Medenî Kanun 240. maddeye dayanma hakkından vazgeçmiş sayılır.

Sağ kalan eşin özgüleme talebini ileri sürmesinden sonra, bu talebi ile ne kadar süre bağlı olduğu, Borçlar Kanunu’nun dördüncü maddesine göre değerlendirilebilir239. Ancak onun bu süre ile bağlılığı, diğer mirasçıların haklı sebebi ileri sürerek itirazda bulunmaları sonucunda sona erer. Sağ kalan eşin bu talebini geri almak istemesi

236 HAUSHEER/REUSSER/GEISER (I. Unterteilband), Art. 219, Nr. 67, s. 965; SCHLEISS, s. 106-108; DURAL/ÖĞÜZ/GÜMÜŞ, s. 403; ZEYTİN, s. 236-237.

237 KILIÇOĞLU, (Edinilmiş Mallara Katılma), s. 76, (Yenilikler), s. 234; DOĞAN (Aile Konutu ve Ev Eşyası), s. 669; ÖZUĞUR, s. 59; ŞİMŞEK, s. 140-141.

238 HAUSHEER/REUSSER/GEISER (I. Unterteilband), Art. 219, Nr. 67, s. 965; DURAL/ÖĞÜZ/GÜMÜŞ, s. 403.

halinde, icap ve kabulün geri alınmasına ilişkin kurallar burada da uygulanabilir (BK. m. 9) 240.

§4. AİLE KONUTU VE EV EŞYALARI ÜZERİNDE YASAL ALIM HAKKININ

Outline

Benzer Belgeler