• Sonuç bulunamadı

AİLE KONUTU KAVRAMI VE EŞLERİN KONUTU KAVRAMINDAN AYIRT EDİLMESİ

§2 AİLE KONUTU VE EV EŞYASI KAVRAMLAR

I. AİLE KONUTU KAVRAMI VE EŞLERİN KONUTU KAVRAMINDAN AYIRT EDİLMESİ

Aile konutu üzerinde yasal alım hakkından bahsederken, aile konutu ile hangi konutun kastedildiği konusuna açıklık getirmek gerekir. Aile konutu, ilk kez Yeni Medenî Kanun’la hukukumuza girmiştir.

Aile konutu kavramı yasada tanımlanmamıştır. Sadece Medenî Kanun 194. maddenin gerekçesinde, aile konutu ile ilgili olarak “eşlerin bütün yaşam faaliyetlerini

gerçekleştirdiği, yaşantısını buna göre yön verdiği, acı ve tatlı günleri içinde yaşadığı, anılarla dolu bir alan” şeklinde söz edilmekte, Tapu Kadastro Genel Müdürlüğü’nün

1.6.2002 tarihli ve 2002/7 numaralı genelgesinde125 ise, aile konutu, “eşlerin bütün

yaşam faaliyetlerini gerçekleştirdiği ve düzenli yerleşim amacıyla kullandıkları mekanlar”

olarak tanımlanmaktadır. Öğretide ise, aile konutu hakkında az çok birbirine benzer öğelere yer verilen tanımlar mevcuttur. Bu tanımlardan bazılarına örnek olarak değinmek gerekirse, KNOEPFLER’e göre126, aile konutu ile, eşlerin iradesi ile ailenin barınmasına sürekli olarak özgülenen yerleri ifade eden esnek bir kavram ifade edilmektedir. HAUSHEER/REUSSER/GEISER’e göre127, eşlerin iradelerinin öngördüğü şekilde ve sürekli birlikte oturmak için kullanılan her konut aile konutudur. GLOOR’e göre128, çocuklu veya çocuksuz, oturma koşulunun arandığı her konut aile konutudur.

125 Genelge için Bkz. GÜMÜŞ, s. 31, dn. 23; KAMACI, Mahmut: “Aile Konutu ve Hak Sahibi Eşin Bu Konutla İlgili Tasarruflarına Diğer Eşin Katılma Hakkı (Rıza) (TMK.nun 194. Maddesi)”, YD. 2004, C. 30, S. 1-2, s. 116.

126 KNOEPFLER, François (Çev. ÖZER, Ahmet): “İsviçre Yeni Aile Hukuku Üzerinde Açıklamalar”, YD. 1988, C. 14, S. 1-2, s. 124.

127 HAUSHEER/REUSSER/GEISER (Die Wirkungen der Ehe im allgemeinen), Art. 169, Nr. 14, s. 376.

SCHLEISS’e göre129, aile konutu, evliliğin ve ailenin temel noktası sayılabilecek olan ve kullanım amacıyla tahsis edilmiş yerdir. RUOSS’a göre130, aile konutu, fiilen ortak yaşamın başladığı andan itibaren ortak yaşamın mekansal çevresini ifade eden oturma yeridir. ZEVKLİLER/HAVUTÇU’ya göre131, aile konutu, eşlerin üzerinde mülkiyet hakkına sahip olmasalar da birlikte yaşadıkları konuttur. HAVUTÇU’ya göre132, aile konutu kavramı, eşlerin ortak yaşamlarını sürdürdükleri, birlikte kullandıkları herhangi bir yeri değil, ailenin yaşam merkezi haline gelmiş olan konutu (yeri) ifade eder. AKINTÜRK’e göre133, aile konutu, eşlerin beraberce seçmiş oldukları ve varsa çocukları ile birlikte eylemli olarak yaşadıkları konuttur. KILIÇOĞLU’na göre134, aile konutu, resmen evli olan karı kocanın birlikte yaşadıkları konuttur. ÖZTAN’a göre135, aile konutu, eşlerin ortak yaşamlarının merkezi olan, iradelerine göre sürekli biçimde yaşamalarına hizmet eden, çocukları ile birlikte manevi ve duygusal bağlarla bağlandıkları konuttur. DURAL/ÖĞÜZ/GÜMÜŞ’e göre136, aile konutu, evlilik birliğinin devamı sırasında ortak oturma ihtiyacının giderilmesine yönelik seçilen, sürekli nitelikte ve eşlerin yaşamlarının merkezi sayılan taşınır veya taşınmaz yerlerdir. BARLAS’a göre137, aile konutundan maksatla, eşlerin, dışarıdan üçüncü kişilerce de anlaşılabilecek şekilde, sosyal anlamda yaşam merkezi olarak seçtikleri süreklilik arzedecek şekilde birlikte oturdukları ve yaşam ilişkilerini düzenledikleri müstakil ev veya apartman dairesi kastedilmektedir. ANTALYA’ya göre138, aile konutu, eşlerin birlikte yaşamak üzere, evlilik birliğinden doğan yükümlülüklerin zorunlu bir sonucu olarak oluşan konuttur.

129 SCHLEISS, s. 71.

130 Naklen HAUSHEER/REUSSER/GEISER (Die Wirkungen der Ehe im allgemeinen), Art. 169, Nr. 14, s. 376.

131 ZEVKLİLER, Aydın/HAVUTÇU, Ayşe: Yeni Medeni Kanun’a Göre Medeni Hukuk Temel Bilgiler, 1. Baskı, Ankara 2002, s. 245.

132 HAVUTÇU, Ayşe: “Evli Kadının Yerleşim Yeri”, DEÜHFD, C. VII, S. 1, Ayrı Basım, İzmir 2005, s. 41.

133 AKINTÜRK, s. 113-114. Eşlerin fiilen birlikte yaşadıkları ev olduğu şeklinde benzer bir tanım için bkz. ACAR, s. 125.

134 KILIÇOĞLU (Yenilikler), s. 41, (Diğer Eşin Rızası), s. 9. Aynı yazarın diğer bir eserinde aile konutu, eşler ve varsa çocuklar ile birlikte fiilen yaşantılarını sürdürdükleri konut olarak tanımlanmıştır. Bkz. (Hukuk Merceği), s. 566. Benzer yönde bir tanım için bkz. ÖZUĞUR, s. 144.

135 ÖZTAN, s. 199-200.

136 DURAL/ÖĞÜZ/GÜMÜŞ, s. 169, 204. 137 BARLAS, s. 122.

DEMİR’e göre139, aile konutu, eşlerin ortak yaşamlarını sürdürdükleri, anılarla dolu, onların somut ve ortak iradelerine göre sürekli oturuma özgülenmiş yerdir. AYAN’a göre140, aile konutu, eşlerin yaşamsal ilişkilerinin, işlerinin ve yaşamlarının odak noktası olarak seçtikleri, varsa çocukları ile birlikte fiilen oturdukları yerdir.

Medenî Kanun’un 194. maddesinin gerekçesi ve öğretideki tanımlar dikkate alındığında, kanımızca, aile konutunun, “evlilik birliği ile bir araya gelmiş kişilerin

iradeleri ile seçtikleri, aile olarak birlikte ve sürekli biçimde oturmaya özgüledikleri konut”

olarak tarif edilmesi mümkündür. Bu tanım gereği bir konutun aile konutu niteliğini kazanabilmesi için, evlilik birliğinin gereği olarak bir araya gelmiş bireylerin bulunması ve bu bireylerin birlikte ve sürekli bir biçimde oturma niyeti ile konutta yaşamaları önem taşımaktadır. Eğer evlilik birliği olmadan birlikte yaşayan kimselerin oturdukları konut söz konusuysa, bu konut aile konutu niteliği kazanamaz. Sözgelimi, öğrenim amacıyla birkaç arkadaşın ailelerinden bağımsız olarak birlikte oturdukları konut aile konutu sayılamaz.

Aile konutu kavramı içinde evlilik çatısı altında birlikte oturma olgusu ön plandadır. Konuttan yararlanma yetkisinin niteliği, konutun bağımsız bir konut olup olmaması, hatta oturulan yerin “taşınmaz” vasfını taşıyan bir yer olup olmaması önem taşımaz. Buna göre aile konutu, eşlerin mülkiyetinde bulunan bir konut olmayabilir, kiralık bir daire olabilir; daire niteliği taşımayan bir odanın; otel odasının aile konutu niteliği taşıması mümkündür. Bir baraka, karavan, hatta gemi ve benzeri yerler de aile konutu sayılabilir141. Konutun, birbirine bitişik site şeklinde oluşan konutlardan biri olması, müstakil bir konut olması ya da kat mülkiyetine tabi bağımsız bir konut olması

139 DEMİR, s. 700. Benzer diğer tanımlar için bkz. BAYGIN, Cem: “4721 Sayılı Yeni Medeni Kanunun Evlenme, Boşanma ve Evliliğin Genel Hükümleri Konusunda Getirdiği Değişiklikler”, Bilgi Toplumunda Hukuk Ünal Tekinalp’e Armağan, C.II, İstanbul 2003, s. 455; DOĞAN, Murat: “Medeni Kanun’un Getirdiği Yeni Bir Müessese: Aile Konutu”, AÜEHFD. 2002, C. VI, S. 1-4, s. 286; ZEYTİN, s. 233.

140 AYAN, Serkan: Evlilik Birliğinin Korunması, Ankara 2004, s. 61.

141 HAUSHEER/REUSSER/GEISER (Die Wirkungen der Ehe im allgemeinen), Art. 169, Nr. 15, s. 376; GLOOR, s. 58-59; BRAEM, Verena/HASENBÖHLER, Franz: Das Familienrecht, Zürcher Kommentar, Band II, II 1c. Teilband Die Wirkungen der Ehe im allgemeinen, Dritte Lieferung Art. 169-180 ZGB, Dritte völlig neu bearbitete Auflage, Zürich 1997, Art. 169, Nr. 21, s. 400-401; SCHLEISS, 72-73; HAVUTÇU, s. 42; ŞIPKA (Aile Konutu), s. 77-79; GÜMÜŞ, s. 33-34.

da önem taşımaz142. Aile konutu sayılan konut içinde eşlerden birinin, mesleki açıdan belirli bir bölümü kullanması da aile konutu niteliğini etkilemez. Aynı şekilde, tarımsal bir taşınmaz niteliğinde olup da, bu taşınmazın bir bölümünde barınma amacıyla oturulan bir konut söz konusuysa, bu konutun da aile konutu sayılması mümkündür143.

Eşlerin sağlık, eğitim veya başka bir nedenle birden fazla konuta sahip olduğu hallerde, aile konutunun hangi konut sayılacağı konusu önem taşımaktadır. Medenî Kanun, koruyucu nitelikte hükümleri; sözgelimi; yapılacak tasarruflarda diğer eşin rızası, şerh koyulabilmesi ve nihayet yasal alım hakkının kullanılması gibi düzenlemeleri, aile konutu kavramını esas alarak düzenlemektedir. Bilimsel görüşler içinde verilen tanımlar, aile konutunun hangi konut sayılacağı meselesinde bazen yetersiz kalmaktadır. Bu sebeple bu görüşler yanında bazı somut kriterlerden de yararlanmak gerekir. Bu kriterler şu şekilde tespit edilebilir144: eşler birbirleriyle ve başkaları ile olan ilişkilerinde, daha çok hangi konuttan yararlanmaktadırlar? iradeleri hangi konut üzerinde yoğunlaşmaktadır? eşlerin çocukları ile olan ilişkilerinde çoğunlukla hangi konut kullanılmaktadır? görünüşte hangi konut aile konutu sayılabilmektedir; başka bir ifade ile, üçüncü kişiler, hangi konutu, aile konutu olarak addetmekte haklı sayılabilir? Bu kriterler, somut olay açısından ele alındığında aile konutunun, eşlerin sahip olduğu konutlardan hangisi sayılacağını belirlemek daha kolay olmaktadır.

Aile konutunun belirlenmesi zorunluluğu, eşlerin diğer konutları yanında aile konutunun tek bir konut olması gerçeğini ortaya çıkarmaktadır. Eşlerin birden fazla konut seçebilmeleri mümkün olsa da, bunlardan yalnız bir tanesi aile konutu olarak kabul edilecektir145. Eşlerin seçmiş oldukları diğer konutlar ise “eşlerin konutu”kavramı

142 HAUSHEER/REUSSER/GEISER (I. Unterteilband), Art. 219, Nr. 32, s. 949, Nr. 39-40, s. 952-953; SCHLEISS, s. 13-14, 17 vd.; KILIÇOĞLU (Yenilikler), s. 77, (Diğer Eşin Rızası), s. 45; DOĞAN (Aile Konutu ve Ev Eşyası), s. 659.

143 SCHLEISS, 73; BRAEM/HASENBÖHLER, Art. 169, Nr. 24, s. 401-402.

144 HAUSHEER/REUSSER/GEISER (Die Wirkungen der Ehe im allgemeinen), Art. 169, Nr. 14, s. 376; SCHLEISS, 72; BRAEM/HASENBÖHLER, Art. 169, Nr. 31, s. 405; KOÇHİSARLIOĞLU, s. 443; HAVUTÇU, s. 41, 45-47; DURAL/ÖĞÜZ/GÜMÜŞ, s. 204; ŞIPKA (Aile Konutu), s. 80 vd.; GÜMÜŞ, s. 34.

145 SCHLEISS, s. 71; HAVUTÇU, s. 41; DURAL/ÖĞÜZ/GÜMÜŞ, s. 204-205; GÜMÜŞ, s. 34-35; REİSOĞLU, Seza: Yeni Medenî Kanunun Bankaları İlgilendiren Başlıca Farklı Düzenlemeleri, http://www.tbb.org.tr/turkce/dergi/dergi40/Sezayeni.doc. veya Bankacılar Dergisi, S. 40, 2002; GENÇCAN (İçtihatlar), s. 1093. Buna karşılık öğretide bazı yazarlara göre, kural tek konut olsa da, meslek, sağlık, eğitim gibi çok istisnaî sebeplerle, aile konutu

ile ifade edilebilir. Bu kavrama Medenî Kanun’da açıkça yer verilmiş olmasa da, 186. maddede, eşlerin konutu birlikte seçebilecekleri düzenlenmektedir. Bu tür konutların aile konutundan farkı, ikincil nitelikte sayılmaları ve bunlardan gelip geçici biçimde yararlanılıyor olmasıdır. Bu konutta da eşler birlikte yaşam sürmekte, ortak yararlanmaktadır. Ancak bu yararlanma yaşamlarının merkezi olması ölçüsünde bir yararlanma niteliğinde değildir. Aynı şekilde bu konutların yitirilmesi, onların ve çocukların barınma hakkını engelleyici nitelikte değildir. Bu tür konutlar, daha çok tatil, eğlenme amacı ile edinilmektedir. Bu anlamda, ikinci bir konut, tatil amaçlı geçici olarak kullanılan bir yazlık, devre mülk, yayla evi, bağ evi, eşlerin konutu kavramı içinde düşünülebilecek konutlardır146.

Outline

Benzer Belgeler