• Sonuç bulunamadı

KAVRAMSAL ÇERÇEVE

2.8. Bloom Taksanomis

Öğrenme-öğretme ortamında düşünme becerisinin geliştirilmesinde en önemli değişken “soru” dur. Hem öğrenci hem de öğretmen “soruyu” eğitim durumunun her aşamasında kullanabilir. Soru sorulmadan gerçekleşen bir eğitim durumu hemen hemen yok gibidir. Hem öğrencilerin öğrenme gereksinimlerinin belirlenmesinde, hem de bu gereksinimlerin giderilmesinde öğretmenler tarafından sıkça kullanılan sorular, özellikle öğrenci başarısını değerlendirmede kullanılan en temel araçlardır.

Öğrencide, düşünce ve davranış değişikliğini oluşturacak, bilgi, beceri, tavır ve değer duygularının hepsinin öğrenme dereceleri bir değildir. Öğretmenler öğrenci başarısını ölçmede aynı seviyedeki öğrenmeleri değil, değişik seviyelerdeki öğrenmeleri ölçebilecek kalitede sorular sormalıdırlar (Dindar, 2006).

Bloom tarafından 1956 yılında yayınlanan “Taxonomy of Educational Objectives: Cognitive and Affective Domains” isimli eserde bahsetmiştir. Taksonomide öğrenmelerin bilişsel, duyuşsal ve psikomotor alanlarda olduğunu ortaya koymuştur (Çepni, Bayrakçeken, Yılmaz, Yücel, Semerci, Köse, Sezgin, Demircioğlu, ve Gündoğdu, 2007).

Duyuşsal alan (affective domain): Bloom ve arkadaşlarınca bu alan, alma (farkında olma,

almaya açıklık, denetimli ya da seçici dikkat), tepkide bulunma (uysal davranma, karşılık vermeye isteklilik, karşılık verme sonucu doyuma ulaşma), değer verme (değeri kabullenme, değeri yeğleme, değere adanmışlık), örgütleme (değeri kavramsallaştırma, değeri örgütleme) kişiliklendirme (davranış ölçütü durumuna getirme ve karakterlendirme) olarak gruplandırılmıştır (Can, 2009).

Devinimsel alan (psychomotor domain): Bu alan, algılama (duyusal uyarılma, işaret

seçme, çevirme), kılavuz denetiminde yapma (kılavuzla yapma, kendi kendine yapma), beceri durumuna getirme (istenilen nitelikte yapma, istenilen nitelik ve sürede yapma, istenilen nitelik süre ve yeterlikte yapma), uyum ve yaratma olarak gruplandırılmıştır (Can, 2009).

Bilişsel alan (cognitive domain): Zihinsel öğrenmelerin ağırlık taşıdığı bu alan, kişinin

öğrenilmiş davranışlarından zihinsel yeti ve becerilerine daha çok yer veren özellik içerir. Öğrenilmişdavranışlardan zihinsel yönü ağır basan alandır.

Bloom Taksonomisi’nde bilişsel alan basamağındaki hedef ve davranışlar, basitten karmaşığa, kolaydan zora, somuttan soyuta ve birbirinin ön koşulu olacak şekilde aşamalı olarak şu şekilde sıralanmıştır (Sönmez 2003, s. 46);

1.Bilgi (Tanıma ve Hatırlama) 1.1. Belirgenler Bilgisi

1.1.1. Kavramlar Bilgisi (Terimler Bilgisi) 1.1.2. Olgular Bilgisi

1.1.3. Araç ve Gereçler Bilgisi

1.2. Belirginlerle Uğraşma Araçları ve Yolları Bilgisi 1.2.1. Alışılar Bilgisi

1.2.2. Yönelimler ve Aşamalı Diziler Bilgisi 1.2.3. Sınıflamalar ve Kategoriler Bilgisi 1.2.4. Ölçütler Bilgisi 1.2.5. Yöntem Bilgisi 2. Kavrama 2.1. Çevirme 2.2. Yorumlama 2.3. Öteleme 3.Uygulama 4.Analiz 4.1. Ögelere Dönük Analiz 4.2. İlişkilere Dönük Analiz

4.3. Örgütleme İlkelerine Dönük Analiz 5.Sentez

5.1. Özdeşsiz Bir İletişim Muhtevası Oluşturma

5.2. Bir Plan ya da İşlemler Takımı Önerisi Ortaya Koyma 5.3. Bir Soyut İlişkiler Takımı Geliştirme

6. Değerlendirme

6.1. İç Kanıtlar Bakımından Yargılama 6.2. Dış Ölçütler Bakımından Yargılama

2.8.1. Bilgi düzeyi soruları

Hatırlama durumunda bir öğrenciden beklenen davranış, öğrenciden öğrenme sürecinde beklenen davranışla benzerdir. Öğrenmede öğrenciden belirli bir bilgiyi hafızasında saklaması ve sonrasında bu bilgiyi hatırlaması beklenir. Davranışlar, görünce tanıma, sorunca söyleme, eleştirme, listeleme, sıraya koyma, seçip işaretleme davranışlarını içerir (Demirel, 2010, s. 173).

Öğrenci, hatırlar, tanımlar, belirler, tarif eder, söyler, listeler, eşleştirir, isimlendirir, kopya eder, seçer, bildirir, belirtir, sınıflandırır, ölçer. Bu tip sorular, bellek üzerinde belirgin bir yoğunlaşma gerektirdiği için bilişsel-bellek soruları olarak da adlandırılır (Akpınar, 2003).

Bilginin aynen hatırlanması birçok nedenden dolayı önemlidir. Bilgi ve hafıza düzeyidiğer tüm düşünme düzeyleri için kritik öneme sahiptir (Baysen, 2006). Bunun yanında bilgi seviyesindeki sorular ezbere dayalı olduğu için kolayca unutulabilecek türden sorulardır (Karaman, 2005). Bilgi, bilişsel alanın temelini oluşturmasına rağmen öğrenme sürecinde tek başına bir anlam ifade etmez. Bilgi; kavrama, uygulama, analiz, sentez ve değerlendirme düzeylerinde kullanılabildiği ölçüde değer kazanır (Akpınar, 2003).

2.8.2. Kavrama düzeyi soruları

Kavrama düzeyinde, bilgi düzeyinde kazanılan bilgilerin anlamına ulaşması, öğrenci tarafından özümsenmesi gerekir. Okullarda en fazla yer verilen becerilerin ve yeteneklerin sınıfı kavramadır. Öğrenciler bir malzemeyle karşılaştıklarında öğrencilerden malzemeyi ve onu oluşturan fikirleri veya materyalleri kullanabilmeleri beklenir (Sönmez, 2007, s. 37).

Kavrama düzeyinde öğrenciler örnek verebilen, sebep sonuç ilişkisi kurabilen, yeniden sıraya koyan, sonucu kestiren, verilenlerden yola çıkarak verilmeyeni elde bilen düzeyde yer alırlar. Bilgi artık transfer edilmiştir. Öğrenilen bilgiler bir üst düzeye çıkarılmış olur (Demirel, 2010, s. 175).

Öğrencilerin, bilgi düzeyindeki kazanımlarını özümsenme, kendine mal etme ve anlamını yakalama becerileri ölçülmektedir. Dolayısıyla bilginin transferini gerektirir. Transfer türü öğrenmelerde sadece tanıma ve hatırlama değildir. Bunlara ilave olarak bilgi yeni bir duruma çevrilir, grafik çizilerek grafiğin anlamı oluşturulur, olayın nedenini ve sonucunu açıklar, verilenlerin öncesi ve sonrasını yorumlar (Sönmez, 2005).

Bu temel görüş etrafında, öğrenci, dönüştürür, gerekçe belirler, savunur, farkı tespit eder, önceden kestirir, nakleder, açıklar, olayı enine boyuna anlatır, bilgilendirir, genelleştirir, transfer eder, örnek verir, anlam çıkarır ve sonuç çıkarır (Senemoğlu, 1997). Kavrama düzeyi çevirme, yorumlama ve öteleme olarak üç alt basamağa ayrılabilir. Kavrama düzeyinde derste öğrenilenlerin aynısı sorulmaz (Sönmez, 2005). Kavrama düzeyinde sorulmuş bir soruyu yanıtlayabilmenin ön koşulu, bilgi düzeyinde öğrenmenin asılmış olmasıdır (Akpınar, 2003).

2.8.3 Uygulama düzeyi soruları

Kavrama basamağındaki metodun, teorinin, ilkenin uygulanması gerekir. Öğretmenler sık sık “Bir öğrenci bir şeyi gerçekten kavrarsa, sonra onu uygulayabilir.” derler. Uygulamanın bir göstergesi kavrananların doğru şekilde kullanılmasıdır (Bloom, 1995). Bu basamakta yer alan davranışlar, bilgiyi kullanma, hesap etme, problemi çözme, öğrenilen bilgileri uygulama davranışlarını içerir. Daha önceden öğrenilen bilgiler yeni durumlara aktarılarak kullanılır (Demirel, 2010, s. 176).

Uygulama düzeyinde bilgi ve kavrama basamağında kazanılan davranışlardan hareketle öğrenciden ona verilen yeni bir sorunu çözmesi istenmelidir. Soru, nitelik ve nicelik açısından yeni olmalıdır. Öğrenci bu soruyu çözerken ilgili ilkeleri, genellemeleri, yöntem ve teknikleri kullanmalıdır (Sönmez, 2007, s. 38).

Öğrencinin bilgiyi kullanması, değişikliğe uğratması ve yeniden oluşturması beklenmektedir (Enginer, 2004). Bu temel görüş etrafında, öğrenci, bütünüyle değiştirir, değişikliğe uğratır, hesaplar, ilave eder, ispat eder, gösterir, keşfeder, ortaya çıkarır, oluşturur, işletir, kullanır, nitelendirir, yönetir, uygular, çözer, hazırlar, düzenler, donatır, yapar, yol açar, neden olur, meydana getirir, ilgi kurar, yararlanır, yardım eder, yararlı hale getirir ve üretir (Senemoğlu, 1997).

2.8.4 Analiz düzeyi soruları

Öğrencilere sorulan sorular, ezbere dayalı değil, düşünmeye, yorum yapmaya, akıl yürütmeye ve yeni bilgiler üretmeye yönelik olmalıdırlar (Şimşek, 2000). Bir bilgiyi, düşünceyi ya da ilkeyi analiz edebilme, bir bütünü öğelerine ayırabilme ve öğeler arasındaki ilişkileri anlayabilme gücü analiz düzeyindeki sorularla test edilir (Akpınar, 2003).

Analiz soruları öğrenenlerin kritik ve derinlemesine düşünmelerini gerektiren yüksek dereceli sorulardır. Analiz soruları öğrenenlerin 3 çeşit bilişsel işleme girmesine neden olur: Öğrenenler hareketi sağlayan nedeni, nedenleri ve/veya özel durumların oluşum nedenlerini ifade ederler, öğrenenler uygun bilgileri değerlendirip analiz ederek bu bilgilere bağlı olan sonuca ve genellemeye varırlar. Birçok farklı cevabın mümkün olması ve cevaplanabilmeleri için fazla süre gerektirmeleri analiz sorularının yüksek dereceli sorular olduğunun göstergesidir. Analiz soruları öğrencilerin kritik düşünmelerini geliştirdikleri için çok önemlidirler (Sarı, 2007).

Bu seviye ile ilgili hedefler, öğrenciden belli bir sistemin hangi alt sistemlerden oluştuğunu ve bu alt sistemler hangi yöntem ve ilkelere göre birlikte işlendiğini bulması beklenir. Bu ilkelerin ait olduğu sistemler arasındaki ilişkiyi ortaya çıkarabilmesi için öğrencinin daha önceden ilkeleri örgütleyebilmesi gerekir (Karaman, 2005).

2.8.5 Sentez düzeyi soruları

Sentez basamağında sorulan sorular, öğrencilerin sahici ve türetici düşünmelerini isteyen yüksek seviyedeki sorulardır (Baysen, 2006). Sentez düzeyi soruları, bilgileri belirli ilke ve kurallara göre birleştirip bütünleştirerek yeni ve özgün bilgiler oluşturabilme becerisini ölçmek için kullanılmaktadırlar (Akpınar, 2003). Her bütün oluşturma isi sentez olmaz. Sentezde yenilik, özgünlük, buluş, keşfetme, yaratıcılık gibi özellikler söz konusudur. Bu niteliklerinden dolayı sentez bir bakıma bilimsel, felsefi, sanatsal yöntemlerle yaratma işidir. Bir benzerini yapmak, verileni taklit etmek sentez etmek anlamına gelmez (Sönmez, 2005).

Sentez soruları öğrencilerin üç çeşit bilişsel işleme girmesine neden olur. Öğrenciler orijinal iletişim şekilleri oluştururlar, öğrencilerin yordama yapmalarına neden olur ve öğrencilerin problemleri çözmelerine neden olur (Baysen, 2006).

Sentez soruları uygulama soruları gibi tek olan cevaba değil, bunun yerine birçok yaratıcı cevaba müsaade eder. Bu özellik sentez sorularını uygulama sorularından ayıran en önemli bir özelliktir. Öğretmenler sentez sorularını kullanarak öğrencilerin yaratıcı becerilerini geliştirebilirler. Sentez soruları materyalin tam olarak öğrenilmesini gerektirir (Sarı, 2007).

2.8.6. Değerlendirme düzeyi soruları

Değerlendirme basamağı, bilişsel alandaki öğrenme çıktılarının en son ve en yüksek seviyesidir (Dindar, ve Demir, 2006). Değerlendirme, ölçme sonuçlarını bir ölçüte dayandırarak, bir yargıya varma süreci olarak tanımlanabilir.