• Sonuç bulunamadı

3. MATERYAL ve METOT

3.7. Geleneksel Yığma Yapılarda Genel Güçlendirme Yöntemleri

37.5.1. Zeminlere Yönelik Güçlendirme Yöntemleri

3.7.5.3. Taşıyıcı Sistem Elemanlarına Yönelik Güçlendirme Yöntemleri

Geleneksel yığma yapıyı taşıdığı kültürel değerlerle korumak ve sürdürülebilirliğini sağlamak için zamana ve yapısal sorunlara karşı güçlendirilmesi gerekmektedir. Özellikle hasarlı geleneksel yığma yapıların güçlendirilmesi yapının özgünlüğü, bulunduğu sosyal çevre ve toplumsal anı değeri açısından değerli olup, gerekliyse yeni güçlendirme teknikleriyle varlığının korunarak devamlılığı açısından sağlanmalıdır.

Tarihi ve kültürel değere sahip olan geleneksel yığma yapılar çevre, deprem, rüzgar ve kullanılmışlık, hatalı restorasyon uygulamaları gibi bir çok etki nedeniyle hasara uğramıştır. Oluşan hasarların giderilmesi ve yapıların yeniden yaşatılması amacıyla yapı özgünlüğünü bozmayan, yapıya aşırı yük getirmeyen ve geri dönülebilir malzemelerle güçlendirilen yöntemler tercih edilmelidir.

Geleneksel yığma yapılarda taşıyıcı elemanlar; duvar, döşeme, sütun, kemer, kubbe ve tonozlardır. Bu elemanlarda meydana gelen herhangi bir hasar yapı taşıyıcı sistemini olumsuz yönde etkileyerek, yapıda hasarların oluşmasına ve artmasına neden olmaktadır. Bu nedenle mevcut taşıyıcı öğelerde yapılacak güçlendirme yöntemleriyle yapı taşıyıcı sistemi iyileştirilerek mukavemeti arttırılmaktadır.

Geleneksel yığma yapılarda güçlendirme yöntemleri gerekli inceleme ve araştırmalar sonucu ilgili uzmanlarca belirlendikten sonra uygulanmalıdır. Zemin yapısına bağlı hasarların engellenmesi ve zeminin güçlendirilmesi, temellerin güçlendirilerek yüklerin zemine iletilmesinin sağlanması, temellerde sismik yalıtımla deprem ve titreşim etkisinin azaltılması, yapının gerekirse askıya alınması, hasar görmüş duvarlarda kısmi ya da genel söküm yapılarak

yeniden inşa edilmesi, büyük açıklıklı kapı ve pencere boyutlarının küçültülmesi şeklinde güçlendirme çalışmaları yapılabilmektedir. Ayrıca, malzeme dayanıklılığının arttırılması, harç ve derzlerin tamamlanması, duvar birleşim yerlerinde takviye çelik elemanların kullanılması, yüksek ve kalın duvarlarda destek olarak payandaların oluşturulması, yapı özgünlüğünün ve kimliğinin bozulmadığı güçlendirme yöntemleridir (Kara 2009).

Son yıllarda teknolojik gelişmelerin yanında yapı için etkin ve doğru yöntemlerin seçilmesi için birçok yöntem geliştirilmiştir. Bu yöntemlerin koruma ve sürdürülebilirlik özelliğinde etkili ve geri dönülebilir olması, güçlendirme uygulamalarında önemli tercih nedenidir.

Güçlendirme uygulaması yapılmadan, yapının özgünlüğü, taşıdığı kültürel ve tarihi değer, konumu, çevresi, kullanılabilirliği gibi özelliklerinin göz ardı edilmemesine dikkat edilmelidir. Bu nedenle “her güçlendirme yöntemi uygulanabilir” mantığı doğru değildir. Bu nedenle Geleneksel yığma yapılarda kullanılacak yöntemler sınırlı sayıdadır.

Geleneksel yığma yapıların özgünlüğüne, mimari ve kültürel katkısına zarar vermeden uygulanan genel güçlendirme yöntemleri, kireç harçlı enjeksiyonla sıkıştırma, gergi demiri ve çubuklarla taşıyıcı elemanların sarılması veya sağlamlaştırılması, malzemeler arasında bağlantıyı sağlayan dikiş ya da metal kenet ve lifli polimer malzemeler (FRP, CFRP v.b) ve geotekstiller v.b olarak sıralanabilir.

Geleneksel güçlendirme tekniklerinin uygulama alanlarının kısıtlı olması, uzun süre gerektirmesi ve maliyetinin yüksekliği, yapıya ayrı yük getirmesi nedeniyle yeni yöntem arayışlarına gidilmiştir (Luccioni ve ark. 2011). Yığma yapıların güçlendirmesinde kullanılan FRP (Fiber Reinforced Polymers) malzemelerin yanında tekstil donatılı harç malzemeleri (TRM) de kullanılmaya başlanmıştır. Bu malzemeler, geleneksel yığma yapıların özgün ve mimari özelliklerine zarar vermeden uygulanan yüzeylerde dayanım özelliklerini arttırmaktadır (Yılmaz 2014).

Düşey Taşıyıcı Elemanlarda Uygulanan Güçlendirme Yöntemleri

Yığma yapılarda düşey taşıyıcı elemanlar (duvar, sütun ayak, payanda) yük iletimini yukardan aşağı doğru sağlamaktadır. Düşey taşıyıcı elemanlarda uygulanan güçlendirme yöntemleri, mevcut hasarın düzeyine ve durumuna göre belirlenmektedir. Düşey taşıyıcı elemanlarda görülen hasarlar (çatlak, ayrışma, harç ve malzeme kaybı, derz boşalması, aks kayması) yapı taşıyıcı sistemini etkileyerek, kısmi yıkılma ve çökme hasarlarının oluşmasına neden olabilmektedir.

3.MATERYAL VE METOT

Düşey taşıyıcı elemanlarda uygulanan güçlendirme yöntemleri olarak kireç katkılı enjeksiyon, FRP (Fiber Reinforced Polymers) (GFRP, CFRP v.b) ile güçlendirme, geniş ve küçük çatlakların doldurulması, gergi çubukları ve çelik levhalarla ve dikiş ile güçlendirme, payandalarla destekleme gibi uygulamalar yapılmaktadır. Ancak uygulanan yöntemlerin yapı özelinde değerlendirilerek belirlenmesi gerekmektedir. Sütun ve ayaklarda, metal elemanlarla gergi bilezikleri ve çubukları, enjeksiyon uygulamaları sıklıkla kullanılan güçlendirme yöntemleri arasındadır.

Duvarlarda Uygulanan Güçlendirme Yöntemleri

Geleneksel yığma yapı duvarlarında taşıyıcı sistem hasarlarının giderilmesi amacıyla bir çok güçlendirme yöntemi uygulanabilmektedir. Duvarlarda çatlak hasarının boyutuna göre güçlendirme müdahaleleri değişebilmektedir. Küçük çatlak hasarı olan duvarlardaki güçlendirme müdahaleleri sınırlı olmasına rağmen geniş çatlak hasarı bulunan duvarlarda bir ya da birden fazla güçlendirme uygulamaları yapılabilmektedir. Duvarlardaki hasar düzeyi ve durumuna göre belirlenen güçlendirme uygulamalarında yapının özgünlüğü ve mimari dokusuna zarar verilmemesine dikkat edilmesi gerekmektedir.

Duvarlarda Küçük Çatlakların Onarımı

Geleneksel yığma yapı duvarlarında kılcal çatlak ya da küçük çatlaklarda yapılacak güçlendirme uygulamaları arasında kireç esaslı düşük basınçlı enjeksiyon yöntemi, malzemeler arası mukavemeti arttırmak amacıyla dikiş, metal kenet ve derz tamamlamaları sıklıkla tercih edilmektedir.

0.2 mm’den küçük çatlaklar “mikro çatlaklar” olarak isimlendirilmektedir. Bu çatlakların bulunduğu yüzeyler kum ve su püskürtülerek temizlendikten sonra fırça yardımıyla epoksi13 uygulaması yapılır.

Yığma yapı duvarlarında derinliği az olan çatlak hasarlarının güçlendirmesi uygulamalarına geçilmeden önce duvar yüzeyleri temizlenmelidir. Temizlenen yüzeylerde, malzemede meydana gelen çatlak derinliğine, düşük basınçlı enjeksiyon uygulaması yapılarak, çatlaklar kapatılır. Çatlak genişliğinin (0.1~0.5 mm) boyutundaki duvarlarda epoksi doldurucu bir malzeme olmadan kullanılır. Duvarlarda güçlendirme uygulamasında epoksi uygulaması, tek başına yeterli değildir. Bunun yanında diğer ek güçlendirme uygulamaları da kullanılmalıdır. Epoksi uygulamasının yanında dikiş, metal kenet gibi uygulamaların yapılması ile duvarlarda mukavemet artışı sağlanabilmektedir (www.yapı-inşaat.com. 2017)

13

Enjeksiyon Yöntemi

Geleneksel yığma yapılarda taşıyıcı sistem düzensizliğine bağlı olarak ortaya çıkan çatlak ve kırıkların yapı özgünlüğüne zarar vermeyecek şekilde duvar içine ve çevresine kimyasal içerikli uygulanan güçlendirme yöntemidir. Bu yöntemle duvarda meydana gelen düzensizlik giderilerek, taşıyıcı duvarlarda süreklilik olması sağlanmaktadır. Duvar yüklerinin enjeksiyon yoluyla kazanmış olduğu mukavemet ile temellere yük aktarımı düzenlenerek, temellerde oluşabilecek göçme, oturma hasarları bu yöntemle önlenmektedir (BASF 2016).

Geleneksel yığma yapılarda çatlak hasarı bulunan malzemelerde enjeksiyon uygulaması yapılmadan önce malzemenin mevcut durumu ve homojen yapısı ultrasonik test cihazıyla tespit edilmelidir. Bu tespitlerde çatlak hasarı belirlenen alanlara çatlak boyutuna göre değişkenlik gösteren 10 mm çapında 10-15 cm derinliğinde delikler açılarak, bu alanlar basınçlı hava ile temizlenmelidir (Yılmaz ve Ark.2015).

Duvar içinde çatlak sıklığına bağlı olarak 30-50 cm aralıklarla kanallar açılarak enjeksiyon boruları yerleştirilir. Daha sonra düşük basınçlı enjeksiyon harcıyla duvarlardaki küçük çatlaklardaki boşluklar dışarı taşıncaya kadar doldurulur. 0.2 mm altındaki çatlakların yapı taşıyıcı sistemini olumsuz yönde etkilememekle birlikte, 0.3mm ve üstündeki çatlakların onarımında “epoksi” harcı kullanılarak güçlendirme uygulaması yapılabilir. Bu uygulamada çatlağın bulunduğu duvar su ve hava jeti ile var olan toz ve kirler temizlenerek yüzey uygulamaya hazırlanır. Duvar içinde açılan deliklerin ucuna enjeksiyon borusu uzatılır ve borunun ucu enjeksiyon macunuyla kapatılarak, çatlaklar epoksi harcıyla doldurulur. 3 Mpa basınçla uygulanan bu enjeksiyon yönteminde enjeksiyonun sertleşmesiyle bu uygulama sonlandırılır(Gavrilovic ve ark 1983) (Şekil 3.69).

Çatlak hasarının bulunduğu alanlar epoksi ile kapatılarak enjeksiyonun dışarı çıkması önlenir. Enjeksiyon pompası ile alttan açılan kanallardan başlayarak bir üstteki kanaldan enjeksiyon gelene kadar işlem tekrarlanır. Pompa basınçları yapı türüne ve hasar boyutuna göre belirlenir. Enjeksiyon uygulaması bitirildikten sonra ultrasonik test cihazıyla tekrar ölçüm alınarak mukavemet artışı gözlenir. Yetersiz olması durumunda enjeksiyon işlemi tekrarlanır (Yılmaz ve Ark.2015).

3.MATERYAL VE METOT

Şekil 3.69.Taşıyıcı duvarlarda delik açılarak yapılan enjeksiyon uygulaması

Küçük çatlakların onarımında yapılan güçlendirme uygulamalarında kullanılan epoksi reçineleri yapıştırma özelliği yüksek olan malzemelerdir. Yapılan epoksi uygulamasıyla çatlaklar onarılarak, bulundukları duvarların mukavemeti arttırılmış olmaktadır. Epoksi harçları, zaman içinde özelliklerinin bozulmamakta ve su, asit ve alkali ortamda dirençleri yüksektir. Ancak yüksek sıcaklıklarda dayanım gücü azalmaktadır. Çekme gerilmeleri 500-1100 N/m2olan epoksi reçinelerinin kopma birim uzaması %15-50 değerleri arasındadır. Basınç dayanımları 7000-8000 N/m2

kadar ulaşabilmektedir (Bayülke 1992) (Şekil 3.70)

Şekil 3.70. Enjeksiyon ile çatlakların doldurulması (Sesigür ve ark 2007)

Duvarlarda Geniş Çatlakların Onarımı

Çatlak genişliklerinin 3mm’den daha büyük olduğu yığma yapılarda yapılan güçlendirme uygulamalarında enjeksiyon yeterli olmamakta ve duvar yüzeylerinde meydana gelen kesme çatlakları karbon lifli polimer malzemelerle şeritler halinde kaplanarak, duvarlarda mukavemet arttırılmaktadır. Çekme gerilmelerine bağlı ortaya çıkan eğik çekme çatlakları, harç dayanımı tuğla ya da taş dayanımından düşük değerde ise, derzlerde meydana gelmekte, harcın dayanımı tuğla ya da taşın dayanımından yüksek ise eğik çekme çatlakları tuğla ve taş malzemeleri keserek ortaya çıkmaktadır (Kaval 2013) (Şekil 3.71).

Harç dayanımı tuğla taş dayanımından Harç dayanımı tuğla taş dayanımından küçük olduğu duvarlarda oluşan derz büyük olduğu duvarlarda oluşan kesme çatlakları çatlakları

Şekil 3.71. Duvarlarda oluşan derz ve kesme çatlakları (Kaval 2013)

Geniş çatlaklarda çatlak ince kumla doldurulduktan sonra epoksi enjeksiyonu uygundur. Epoksi kullanımında yerel çatlak onarımı yapıldığı unutulmamalıdır. Bir elemanı veya bir bölgeyi güçlendirmek için genellikle tek başına kullanılmaz. Güçlendirme işleminde diğer yöntemlerle beraber epoksi uygulaması tercih edilir.

Duvarların FRP (Fiber Reinforced Polymers) ile Güçlendirilmesi

Geleneksel yığma yapılarda deprem ve dış etkilere karşı taşıyıcı duvarların yıkılmasını önleyen, yapı özgünlüğü ve fiziki yapısına zarar vermeyen en önemli güçlendirme uygulamalarından biri karbon lifli polimer (CRFP) malzemelerle yapılan sağlamlaştırmalardır. Karbon, cam ve karbon içeriği olan taşıyıcı duvarlarda etkin dayanım arttırılmasını sağlayan güçlendirme malzemeleridir. Duvarlar ve duvarlarda belirli aralıklarla bırakılan taş, ahşap ve tuğla hatıllarda da uygulanabilirliği olan ve sargı tekniğiyle kullanılan bu malzemeler duvarda mukavemeti arttırarak mevcut hasarların artmasına engel olmaktadır (Delta yapı 2011).

Duvarlardaki mevcut çatlakların giderilmesi ile muhtemel duvar hasarlarını önlemek amacıyla, duvarların güçlendirilmesinde FRP (Fiber Reinforced Polymers) çubuklar kullanılmaktadır. Yığma yapılarda duvarlardaki çatlakların FRP uygulaması iki şekilde olabilmektedir.

Birinci yöntemde, duvarlardaki derzler boşaltılarak, bu alanlara FRP çubukları yerleştirildikten sonra duvar yapıda kullanılan özgün harçlarla kapatılarak güçlendirilmektedir.

İkinci yöntemde; taşıyıcı duvarların derz aralarındaki harçlar 2-3 cm’lik boşluk oluşturacak şekilde çıkartılarak, epoksi reçine ve kireç harçları ile doldurulduktan sonra FRP çubukların yerleştirilmesiyle güçlendirme yapılmaktadır. FRP (Fiber Reinforced Polymers) çubukları ile taşıyıcı duvarda meydana gelecek çekme gerilmelerine karşı mukavemet

3.MATERYAL VE METOT

kazandırılmaktadır. FRP çubukları ile yapılan güçlendirme uygulamasında, duvardaki mukavemetin yanında sünekliği de arttırılmış olmaktadır. FRP çubuk boyutları dairesel kesitli 5-2 mm ile 1.4 x 10 mm. dikdörtgen kesitli olabilmektedir (Bayraktar 2006) (Şekil 3.72).

Şekil 3.72.Yığma duvarlarda FRP ile güçlendirme uygulamaları (Bayraktar 2006).

Teknolojik gelişmelere uygun olarak geliştirilen FRP malzemeler; çekme dayanımı yüksek ve çelik betonarme güçlendirme uygulamalarına göre çok rahat uygulanabilmektedir. Yığma yapının mevcut durumunda tahliye edilmeden yapılan kısa sürede sonuç alınan bir uygulamadır. Hafif bir malzeme olmaları nedeniyle yığma yapıda yük artışı olmaz. Korozyon ve asidik ortamlara karşı dayanıklılığı nedeniyle tercih edilmesi gereken bir güçlendirme uygulama malzemesidir (Ulus yapı 2012).

Duvarların Gergi Çubukları ve Çelik Levhalarla Güçlendirilmesi;

Yığma yapılarda duvarlardaki çatlak ve birleşim hasarlarının giderilmesi ve duvarların mukavemetinin arttırılması amacıyla çelik levha ve kuşaklarla desteklenen güçlendirme uygulamalarıdır.

Yığma duvarlarda gergi demirleri ile çelik kuşakların duvarların mukavemetini arttırdığı ve hasarlı duvarların yıkılmasını önlediği yapılan uygulamalarda görülmüştür. Yapılan güçlendirme uygulamalarında yüksek olan duvarların 1/3 oranında bölünmesi ve bu bölünen kısımlara çelik gergi demir ve kuşakların yerleştirilmesi ile tamamlanmaktadır. Eğik kesme çatlakları ya da mevcut diğer çatlaklara gergi demiri, kuşak yerleştirilmesi, ankre edilmesi ile gergi demiri ve kuşaklar yardımıyla kesilmesini sağlayarak duvarların dayanımı arttırılmaktadır. (Bayülke 1992) (Şekil 3.73).

Şekil 3.73. Gergi demirlerinin yapı köşesine bağlantısı (Çamlıbel 1992 )

Tuğla ve taş malzemeden yapılmış yığma yapı güçlendirmelerinde gergi demirlerinin kullanılması ile hasarlı kesme çatlakların artması önlenerek, duvarlarda rijitlik sağlanır. Yüksek duvarlarda gergi demirleri, duvar yüksekliğinin 1/3 oranında yerleştirilmektedir. Boyutları duvar yüksekliğine göre değişen 4/150/200 mm boyutlarındaki gergi demirleri temizlenmiş duvara yerleştirilerek, kompresör yardımıyla sıkıştırılır. Levhayla duvar arası harçla doldurularak güçlendirme uygulaması tamamlanır

(

Yiğitol 2001)(Şekil 3.74, Şekil 3.75).

Şekil 3.74. Yığma duvarların 1/3 oranlı gergi demirlerle güçlendirilmesi (Yiğitol 2001).

(SGM Mühendislik 2016) (Ediz 2006)

3.MATERYAL VE METOT

Yığma yapılardaki hasarlı taşıyıcı duvarların bir kısmı zaman içinde kullanılmayabilmektedir. Bu tür duvarların güçlendirme uygulamasında eklenecek ya da tamamlanacak yeni duvarla birlikteliğinin sağlanması gereklidir. İki duvarın birlikte çalışmasını sağlayacak güçlendirme uygulamasının yapılmaması durumunda iki ayrı taşıyıcı eleman olarak çalışmaya başlarlar. Bu durumda çelik levhalar kullanılarak güçlendirme uygulaması yapılır. Çelik levhalar hasarlı yığma duvara ek yapılacak duvar kesiti arasında bir tuğla mesafe bırakılarak arası harçla doldurulur. Harçların boşaltıldığı alanlara 10cm’lik levhalar bırakılarak uygun harçlarla kapatılarak uygulama tamamlanır. Güçlendirme uygulamasında kullanılan çelik levhalar derz aralarına denk gelecek şekilde yerleştirilmelidir (Yiğitol 2001) (Şekil 3.76)

Çelik Lamalarla Duvarın Eski Duvara Ek Duvar Yapılması (Ediz 2006) Kuşaklanması (Yiğitol 2001)

Şekil 3.76. Duvarların çelik kuşaklarla ve levhalarla güçlendirilmesi

Dikiş ile Güçlendirme

Yığma yapılarda hasarlı duvarlarda kullanılan güçlendirme yöntemlerinden biri “dikiş” yöntemidir. Çatlak hasarı olan yığma duvarın 50-60 cm lik alan içerisindeki sıvalar sökülerek çatlağın iki yanındaki taşlardan bir kısmı sökülerek, boşluklara çelik plakalar konulur. Özel olarak üretilmiş çelik plakaların çatlağın bulunduğu iki ayrı taşa sabitlenmesi ile dikiş güçlendirme işlemi tamamlanır. Boşluklar harçlarla doldurularak plakaların sabitlenmesi sağlanır. Çatlağın düşey yönde duvarda olması durumunda, çatlağın etrafındaki taşlar çıkarılarak, yüksek mukavemetli harçla doldurulur. Duvarlarda eğik kesme çatlakları bulunuyorsa, taşıyıcı sistemi sağlamlaştırmak için çelik ve demir malzemelerin kullanılarak duvarda donatı görevi görmesi sağlanır. Dikiş işlemi sonrası kalan boşluklar enjeksiyon harcıyla doldurularak duvarda güçlendirme işlemi sonlandırılır. Dikiş ile yapılan güçlendirme uygulamalarında korozyona karşı dayanıklı düz olmayan spiral formlu çelik çubukların kullanılması duvarda dayanım açısından önemli bir detaydır (Bayülke 1984). Taş malzeme ile yapılmış yığma duvarlarda balık ya da kırlangıçkuyruğu adı verilen metal kenetlerin sağlam

olan çatlağın iki yanındaki taşlara saplanması ile dikiş işlemi uygulaması yapılabilmektedir. Dikiş elamanı olan çelik levhalar ile taşlar arası epoksi harçla doldurularak boşlukların doldurulması gerekmektedir (Bahtiyar 1998) (Şekil 3.77, Şekil 3.78)

Şekil 3.77. Geniş duvar çatlaklarında dikiş ile onarım (Sesigür 2007)

Şekil 3.78.Duvarlarda metal kenetlerle yapılan dikiş örneği (Delta Yapı 2016)

Duvarlarda Genişleme Hasarlarının Onarımı ve Güçlendirilmesi

Geleneksel yığma yapılarda duvar yüksekliklerinin fazla olması, yapı malzemelerinin ağır olması nedeniyle duvarlarda zaman içinde aks kaymaları ve “bel verme” ya da “şişme” hasarları meydana gelmektedir. Duvarların bağlayıcı harçlarının zayıflaması nedeniyle özellikle taş yapılarda malzeme serbest kalmakta ve duvarda şişme hasarları meydana gelmektedir. Duvarlarda düşey yüklere bağlı gelişen hasarların ortadan kaldırılması ve artmasını önlemek için, hasarlı duvar askıya alındıktan sonra, şişme yapan alandaki taşlar sökülerek yeniden örme işlemi yapılmalıdır. Taş duvarda meydana gelen ve söküm yapılan bölgedeki taşların yerine bağlantı taşlarının konularak katkılı harçlarla doldurulması ile duvarda sağlamlaştırma işlemi tamamlanmaktadır (Bayülke 2001) (Şekil 3.79).

3.MATERYAL VE METOT

Şekil 3.79. Statik bozulmaya uğramış duvarların geçici acil müdahaleyle askıya alınması (Çelik 2014)

Yığma yapılarda aşırı yükleme deprem gibi sebeplerden dolayı göçme riski, statik bozukluk hasarları (bel verme, şişme, aks kayması v.b) bulunması durumunda yapıya geçici acil müdahalelerde bulunulması gerekmektedir. Geçici yapılacak müdahalenin sürekli müdahaleye dönüşmesine engel olmak için yapılan müdahalelerin minimumda tutulması sağlanmalıdır. Yapının askıya alınarak riskli alanlarda kısmi söküm yapılması geçici acil müdahalelerde ilk yapılması gerekli uygulamalardan biridir. Askıya alınan hasarlı duvarlarda yapılan kısmi sökümler sonrası tamamlanan malzemelerde taşıyıcı sistemi güçlendiren derz, yüksek mukavemetli harç kullanımı sonrasında güçlendirme yapılmalıdır. Ayrıca yüksek duvarlarda meydana gelen statik bozulmalarda duvarların diğer taşıyıcı elemanlarla bağlantısının iyi yapılması sağlanmalıdır (Çelik 2014).

Duvarların Payandalarla Güçlendirilmesi

Geleneksel yığma yapılar yüksek ve genellikle taş malzeme ile yapılmaları nedeniyle ağır ve rijittirler. Duvarların ağırlığına destek olmak ve duvarda meydana gelebilecek kesme ve eğilme hasarlarını önlemek için uygulanan güçlendirme yöntemidir (Şekil 3.80).

Sütun ve Ayaklarda Uygulanan Güçlendirme Yöntemleri

Geleneksel yığma yapılarda düşey taşıyıcı eleman olan sütun ve ayaklarda meydana gelen hasarların birçoğu üst yapıdan gelen aşırı yükleme ve yük aktarım düzensizliğinden kaynaklanmaktadır. Ayrışma, çatlak aks kayması gibi hasarların güçlendirilmesinde ön gerilme verecek metal bilezik ve çemberler kullanılarak hasarların artması ve yeniden oluşumları engellenmektedir. Kesme çatlak hasarları olan sütunlara takılan çember ya da metal bilezikler, geçmişten günümüze kadar uygulanmış güçlendirme yöntemlerindendir. Metal çember ya da bilezikler dışında karbon esaslı lifli polimer (FRP) malzeme de kullanılabilmektedir. Sütunların bu şekilde sarılması statik açıdan dayanımı arttıran uygulamalardan biridir. Yapı elemanının bu şekilde sarılmasıyla basınç dayanımında artış sağlanmaktadır (Erköseoğlu 2012).

Sütun alt ve üst başlıklarına yerleştirilen metal bilezikler çekme gerilmesinin oluşmasını önlemektedir. Ayrıca sütunlarda oluşan kılcal çatlakların enjeksiyon harcıyla doldurularak dayanımı arttırılmaktadır (Şekil 3.81) ( Şekil 3.82).

Şekil 3.81. Sütunlarda çatlak onarımı ve güçlendirilmesi (Sesigür ve ark. 2007)

Şekil 3.82. Sütunlarda kullanılan metal gergi bilezikleri

Geleneksel yığma yapılarda ayakların yüzeylerinde derz boşalması, ayrışma ve harç kaybı hasarları oluşmaktadır. Ayakların güçlendirilmesinde enjeksiyon harcı uygulaması ile hasarların oluşması önlenebilmektedir.

3.MATERYAL VE METOT

Yatay Taşıyıcı Elemanlarda Uygulanan Güçlendirme Yöntemleri

Geleneksel yığma yapılarda yatay taşıyıcı elemanlar, döşeme, hatıl, lento, kemer, tonoz, kubbe v.b yatay yönde gelen yükleri, düşey taşıyıcı elemanlara ileten yapı elemanlarıdır. Yatay taşıyıcı elemanların güçlendirilmesi, yapı elemanlarının yük taşıma kapasitesine göre yapılmaktadır.

Döşemelerde Güçlendirme Yöntemleri

Yığma yapılarda döşemeler yatay yükleri duvarlara ve temele kadar ileten yatay taşıyıcı elamanlardır. Geleneksel yığma yapılarda döşeme hasarları düşey taşıyıcı elemanlardaki aşırı yük ve sürekliliğin ortadan kalkmasıyla meydana gelmektedir. Döşeme malzemelerinin zaman içinde periyodik onarım ve tadilatlarının yapılmaması nedeniyle zaman içinde hasarlar artmaktadır. Malzemelerdeki zayıflama ve bozulma, taşıyıcı sistemde hasarların artmasına neden olmaktadır. Özellikle ahşap döşemelerde meydana gelen çürüme ve bozulmalara karşı çift doğrultuda çalışan kirişli döşemelerin değiştirilerek güçlendirme işlemi uygulanabilmektedir (Kara 2009).

Yığma yapılardaki döşemelerin dayanımının arttırılması ve düşey taşıyıcı olan duvarlardan gelen yüklerin karşılanması amacıyla, duvarlarla döşemelerin birleşim noktalarının güçlendirilmesi gerekmektedir. Geleneksel güçlendirme yöntemlerinde enjeksiyon uygulaması yapılmasına rağmen bazı yığma yapılarda (uygulanmaması gerektiği düşünülen) birleşim noktalarına bağlantı donatıları da eklenmektedir (Saraç 2003).

Ahşap malzeme ile yapılan yığma döşemelerde yapılan güçlendirme uygulamalarında çelik kuşaklarla sarılarak güçlendirilmesi sağlanmalıdır. Bu uygulamada ahşap döşemenin üzerine yeni bir kaplama yapılması gerekmektedir. Kullanılan ahşap kaplama, mevcut döşemeye çivilerle sabitlenerek, döşeme güçlendirilmesi tamamlanır. Döşeme güçlendirilmesi sonrasında duvarlarla bağlantısının iyi yapılması gerekmektedir. Mevcut ahşap malzemenin üzeri dik doğrultuda ikinci ahşap kaplama ile kapatılması ile döşemenin iki doğrultuda çalışması sağlanır. İki ahşap kaplama çivilerle rijit duruma getirilir. Bu uygulamada yapıda yük artışı olabildiği için uygulamalarda dikkat edilmelidir (Gavrilovic ve ark. 1984, Saraç 2003) (Şekil 3.83).

Volta döşeme, yığma yapılarda 19.yüzyıl’da sıklıkla tercih edilen döşemelerdir. Volta döşemelerde çelik putreller arasına tuğla malzemeden küçük aralıklı kemer ve tonozların