• Sonuç bulunamadı

2. GENEL BİLGİLER

2.2. Trafik Kazalarının Dünya ve Türkiye’deki Durumu

2.2.7. Türkiye ve Trafik Kazaları

Türkiye’ de yıldan yıla artan nüfus ve araç sayısına paralel olarak, trafik kazaları sayısı ve bu kazalarda ölen ve yaralananların sayısı da artmaktadır. Araç sayısı Türkiye’ den yaklaşık altı kat fazla olan Çin’de daha az sayıda trafik kazası meydana gelmektedir. Yine Fransa’da bizden dört kat fazla araç sayısı varken, kaza sayısı bizden üç kat azdır.

Türkiye’de trafik kazalarının nedenlerine bakıldığında, başta gelenlerin karayollarına ağırlık verilmesi ve demir yollarının ihmal edildiği görülmüştür. Oysaki karayolunun, demiryolundan 18 kat daha tehlikeli olduğu belirlenmiştir. Ayrıca yük ve yolcu taşımacılığında kullanılan taşıtlar eski, bakımsız ve teknik yönden yetersizdir. Son yıllarda teknolojideki olumlu gelişmeler ve düşük faizli banka kredili satışlar sayesinde ortalama taşıt yaşı küçülmüştür. 23

Türkiye Büyük Millet Meclisi Trafik Araştırma Komisyonu’nun 2001 Ocak Ayı’nda hazırladığı raporda trafik terörünün Bölücü Terör ve depremlerin aldığı candan fazla can aldığı şu rakamlarla ifade edilmektedir: “Terörde 15 yılda 30 bin, depremlerde ise 50 yılda 50 bin vatandaşımız ölmüştür. Oysa trafik felaketinde kaybettiğimiz yurttaşlarımızın sayısı 10 yılda 100 bini aşmıştır ” . 23

Türkiye'de trafik kazaları ve bunların sonucunda ortaya çıkan yaralanmaların sayısı her geçen gün artmaktadır. 1999 yılında kayıtlara geçen trafik kaza sayısı 466.000 iken 2000 yılında bu sayı 501.000'e yükselmiştir.2–24 Karayolları Genel Müdürlüğü verilerine göre; 2001 yılında oluşan kazalarda (409.407 kaza) 2.954 kişi ölmüş ve 94.497 kişi yaralanmıştır.25 2005 yılında kayıtlara geçen kaza sayısı ise 570. 419'dur.

Yine 1999 yılında 126.000 olan yaralanma sayısı, 2000 yılında 135.000'e çıkmış ve 2005 yılında 123.985 olmuştur. Aynı yıllarda trafik kazalarında ölen kişi sayısı sırasıyla 6.100'den 5.600'e ve 3.215'e düşmüştür.

Türkiye'de Emniyet Genel Müdürlüğü (EGM) kayıtlarına göre; 1970 yılında kaybetmektedir. 2001 yılında yayınlanan bu raporda hiçbir önlem alınmazsa, 2006 yılında EGM ve Jandarma kayıtlarına göre yaklaşık 5.000 ölüm olacağı öngörülmüştü. Nitekim ciddi önlemler alınmamış ve öngörü aynen gerçekleşmiştir. Ülkemizdeki araç sayısı ve gidilen kilometre dikkate alındığında Avrupa Birliği (AB) ortalamasından 6 ila 11 kat daha fazla ölümlü kaza meydana gelmektedir.

2006 yılında polis bölgesinde yaklaşık 665.000, Jandarma bölgesinde de 64.000 kaza olmuştur. Bu kazaların yaklaşık %88’ i yerleşim bölgelerinde, bunun da büyük çoğunluğu büyük kent merkezlerinde oluşmaktadır. Ölümlerin ise yaklaşık %40’ ı yerleşim merkezlerindeki kazalar sonucunda oluşan ölümlerdir. Daha ayrıntılı incelemek amacıyla 2001 ve 2006 yılları arası son altı yıla bakıldığında, özellikle yerleşim bölgelerinde kaza sayıları 300 binlerden 600 binlere yükselmiştir. Kaza sayısına paralel olarak aynı artış yaralı sayısında da görülmektedir. Yerleşim yerlerinde kaza sonucu yaralanan kişi sayısı yerleşim dışından daha yüksek bir oranda artmaktadır. Son altı yılda bu sayı 60 binlerden 85 bine ulaşmıştır. Yerleşim dışında da 30 binlerden 50 binlere ulaşmıştır. Yerleşim yerlerinde kaza sonrası ölüm sayısı yaklaşık aynı oranda kalırken yerleşim dışında ölümler yılda yıla artmaktadır. Kent merkezlerindeki kazalarda ölenlerin %41’ ini yayalar oluşturmakta, yayaya çarpma kazalarının yaklaşık yarısı yaya geçit noktalarına ya da geçitlere 50 metre mesafe içinde olmaktadır. Son 10 yılda her yıl yaklaşık 600 ile 1100 arasında yaya hayatını kaybetmekte, bunların % 80’ i yerleşim yerlerinde ve büyük kentlerdeki kazalar sonucunda olmaktadır.28

Trafik kazalarındaki mal ve can kayıp ve zararları bir yıl içinde kat edilen 100 milyon km’ ye göre ifade edilir. Avrupa’da Yunanistan ve Portekiz’de durumun Türkiye’ den kötü olduğu söylenirse de bunlara ait sağlıklı istatistik bilgisi yoktur. Buna göre Amerika, Avrupa ve Japonya’da 100 milyon km.de olan ölüm yüzde 0,3–1,9’larda iken Türkiye’ de 6–7 kat fazladır. Ülkemizde gelişmiş ülkelere göre çok fazla kaza meydana gelmekte olup, ölüm oranları da yüksektir.29

Türkiye’de trafik kazalarından kaynaklanan maddi hasar 2005 yılında 1.006.146.641 YTL iken, 2006 yılında 1.321.351.966 YTL, 2007 yılında ise 1.346.744.452 YTL olmuştur. 2006 yılı kaza oluş şekillerine bakıldığında, ilk sırayı çarpışma alırken, yayaya çarpma onu takip etmektedir. 2005 yılında olduğu gibi 2006 yılında da en çok kazanın yapıldığı aylar sırasıyla Ekim ve Aralık, trafik kazası nedeniyle meydana gelen ölümlerin sayısının en fazla olduğu aylar sırasıyla Ağustos ve Temmuz, yaralı sayılarına bakıldığında ise sırasıyla yine Ağustos ve Temmuz aylarıdır. 2007 yılında ise, en çok kazanın yapıldığı aylar sırasıyla Ekim, Aralık, Eylül, ölümlerin sayısının en fazla olduğu aylar sırasıyla, Ağustos, Temmuz, Ekim, yaralı sayısının en fazla olduğu aylar yine sırasıyla, Ağustos, Temmuz, Ekim aylarıdır. Ölümlü kaza sayılarına bakıldığında sırasıyla Ağustos, Temmuz, Ekim, yaralanmalı kaza sayısına bakıldığında ise yine aynı aylar ilk sırayı almaktadır. 30

Türkiye’de trafik kazalarının başlıca nedenleri:

1. Taşıma ortamı, 2. Karayolu altyapısı,

3. Trafik yönetimi, denetimi ve uygulamaya ilişkin konular, 4. Taşıt ve trafik şartları,

5. Sürücü-Yaya-Yolcu olarak yolu kullananların davranışları, 6. Çevre şartları,

7. Sosyal, kültürel ve hukuksal nedenler gibi başlıklar altında sınıflamak mümkündür.31

Türkiye’ de trafik kazalarının oluşmasında sürücü kusuru en ön planda yer almaktadır. 2006 yılında sürücü kusuru 833.929, yaya kusuru 12.708, yolcu kusuru 683, taşıt kusuru 1.281, yol kusuru 877, toplam 849.478 olarak tespit edilmiştir. 2007 yılında ise sürücü kusuru 814.710, yaya kusuru 13.159, araç kusuru 1.041, yol kusuru 510, yolcu kusuru 364, toplam 829.784 olarak tespit edilmiştir. Her iki yılda da sürücü kusurunda ilk sırayı arkadan çarpma ve bunu doğrultu değiştirme manevralarını yanlış yapma izlerken, yaya kusurunda ilk sırayı yola birden bire çıkmak ikinci sırayı ise araçlara ilk geçiş hakkını vermemek davranışı, yolcu kusurunda ise ilk sırayı, taşıtın dışında seyahat etmek ve bunu habersiz inmek ve binmek davranışı izlemektedir. Bu üç kusur incelendiğinde eğitimin ne kadar önemli olduğu ortaya çıkmaktadır. 30

Trafik kazalarına dikkat çekmek için, Başbakanlık Makamınca 2004 yılı Trafik Yılı olarak ilan edilmiştir. Toplantılarda trafik güvenliğinin 4 önemli elemanı olan; alt yapı, eğitim, denetim ile acil

yardım-kurtarma hizmetlerinde yaşanan sorunlar ve bu sorunları aşabilmek için alınması gerekli önlemler üzerinde durulmuş ve iletişim kampanyaları düzenlenmiştir. 2004 Trafik yılında düzenlenen iletişim kampanyalarının ana sloganı belirlenirken, özellikle genç sürücülerin;

“önce diğerleri kurallara uysun, ben zaten hazırım!” anlayışını değiştirmek hedef alınmıştır. Böylece karayolu trafik güvenliğinde “Bireysel sorumluluk ve duyarlılık olmadan toplumsal duyarlılığa ulaşılamayacağı” anlatılmaya çalışılmıştır. Bu kampanyalardan birincisi hedef kitlesi otomobil sürücüleri olan “Lastik ve Yol Tutuş” kampanyasıdır. İkincisi, “Emniyet Kemeri Kullanımı”nın yaygınlaştırılması konulu kampanyadır ve hedef kitlesi otomobil sürücüleri ve küçük yolculardır. Üçüncü kampanya, hedef kitlesi özel otomobil sürücüleri ve yolcuları olan “Yorgunluğun Sürüş Güvenliğine Etkisidir”. Dördüncü kampanyanın konusu ise “Çocuklar İçin Yolda Güvenli Yürüyüş” olarak belirlenmiştir. Hedef kitlesi çocuklar, anne-babalar, sürücüler ve öğretmenlerdir. Beşinci Kampanya ise “Hız” konusundadır.

Trafik kazalarını önlemek ve ihlallerle etkili mücadele edebilmek için öncelikle trafik güvenliği sorununu insana verilen değer olarak görmek, duyarsızlığı ortak bir kamu vicdanıyla aşmak, trafik suçunu kamu suçu olarak görmek ve buna uygun muamele yapmak zorunluluğu doğmaktadır.

Sosyal psikolojik bakımdan, trafik güvenliğinin artırılmasında potansiyel olarak en büyük etki yol kullanıcı davranışlarıyla ilintili sosyal normların değişimi ile sağlanabilir. Norm değişimi için öncelikle trafik kazaları ve yoldaki davranışlarımız arasındaki ahlaki, duygusal ve zihinsel bağı kuracak bir kamu vicdanının ve onu ayakta tutan güvenlik değer sisteminin yaratılması gereklidir. Hızlı araç kullanmak, kırmızı ışıkta geçmek, kaldırıma park etmek, emniyet kemeri takmamak, çocukları ön koltuğa oturtmak gibi yaygın ihlalleri yapanlar, bu davranışlarından dolayı arkadaşları ve yakınları tarafından suçlanmıyorsa, kendileri de herhangi bir suçluluk duygusu duymuyorsa, farkındalık ve değişim yaratmak mümkün değildir. 32 Davranış ve normlardaki değişim her zaman teknolojik yollarla yapılan değişimlerden daha etkilidir. Örneğin, Amerika’da yapılan çalışmada araçlarda hava yastığı kullanmanın kazalarda maksimum %5 oranında ölümleri azalttığı, beş yıllık bir planla alkollü araç kullanmaya ilişkin sosyal normları etkileyen davranış değişiminin ise ölümleri %12 azalttığı bulunmuştur. 33

Doğal olarak, çözüm ancak etkili yasama, etkili denetim ve davranış değişikliği sağlayabilen etkili eğitim sistemleriyle elde edilebilir. 28

2.3. Trafik Sorunlarına Sebep Olan ve Etkileyen Faktörler

Benzer Belgeler