• Sonuç bulunamadı

BÖLÜM 1: GĠRĠġĠMCĠLĠK VE KADIN GĠRĠġĠMCĠLĠĞĠ

1.2. Kadın GiriĢimciliği

1.2.7. Türkiye‟de Kadın GiriĢimciliğinin GeliĢimi

Türkiye‟de kadın giriĢimciliğin geliĢimi Osmanlı döneminde kadın giriĢimciliğinin geliĢimi ve Cumhuriyet döneminde kadın giriĢimciliğinin geliĢimi olmak üzere ikiye ayrılarak incelenebilir.

48

1.2.7.1. Osmanlı Döneminde Kadın GiriĢimciliğinin GeliĢimi

Osmanlı Ġmparatorluğu'nda, kadınlara toplumsal, sosyo-ekonomik yaĢam konusunda tanınan rolün erkeklere oranla sınırlı kaldığı bir gerçektir ancak Osmanlı‟da kadınlar Ġslam Hukuku‟nun kendisine sağladığı miras ve mehir alma haklarını kullanarak mal sahibi olabilmiĢler ve sahip oldukları mallarını kendileri idare edebilmiĢlerdir. Osmanlı Devleti‟nde kadın, miras alabilmiĢ, miras bırakabilmiĢ, borç alıp verebilmiĢ, emlâk alıp satabilmiĢ, sahip olduğu ekonomik varlığıyla çeĢitli ticari anlaĢmalara taraf olabilmiĢtir (BaĢ, 2006).

Ġslam‟ın kendisine verdiği mülkî hakları, mahkemeler kanalıyla korunan kadınlar Osmanlı‟da, gelir getirici faaliyetlerin içinde de yer almıĢlardır. BaĢbakanlık Osmanlı ArĢivi belgelerinde görülen kadının gelir getirici iĢleri, çiftlik sahibi olma, vakıflar kanalıyla dükkân kiralama, hamam-fırın iĢletme gibi faaliyetlerdir. Kadınların toplumda yerine getirdiği meslekler, kadınlara hem gelir sağlamıĢ hem de toplumsal hayatın aktif özneleri olmalarına imkân vermiĢtir. ArĢiv belgelere yansıyan kadınlar tarafından yapılan meslekler; sibyan mektebi hocalığı, ebelik, mütevellilik (vakıf yöneticiliği), esir tüccarlığıdır. Osmanlı toplumsal yaĢamında kadınların halkın geçimi ve eğitimi için yaptıkları yardımlar yanında, özellikle aĢ ocaklarının ve hastanelerin, akıl hastalıklarının tedavisi amaçlı sosyal hizmet tesislerin kurulmasında ve hapishanelerin ıslahında katkıları büyüktür (BaĢ, 2006). Osmanlı döneminde kadın giriĢimcilik ve kadının çalıĢma yaĢamındaki etki ve rolleri ise düĢünülenden fazla olmuĢtur. ÇalıĢma alanları göreceli de olsa “meĢrutiyet döneminde çeĢitlenmiĢtir” (Dulum, 2006:55). Osmanlı Devleti‟nin ekonomik lokomotifi tarımdır. Tarım ekonomisi sosyo-ekonomik yapıya yön verir. Bu lokomotifin yükü Osmanlı ailesinin üzerindedir. Ailenin tüm üyeleri üretimin tüm aĢamalarında aktif olarak yer alır. Kadın erkekle beraber bütün gün tarlada çalıĢır. Ancak kadının görevi tarlada bitmez. Ayrıca ev iĢlerini de yapar ve çocukların eğitimiyle ilgilenmek de Osmanlı kadınının temel sorumlulukları arasındadır. Eğer bu açıdan bakılırsa Osmanlı kadınının devletin kurulduğu andan itibaren çalıĢma hayatında aktif olarak yer alır (Dulum, 2006). ġu ince ayrıntıyı atlamak doğru olmaz; kadın hafif iĢte sürekli çalıĢır, erkek ise ağır iĢlerde çalıĢır, dinlenme ihtiyacı duyar. Erkeğin günlük programını yapan aslında kadındır. Ancak bundan hiçbir kaynakta bahsedilmez. Osmanlı toplumunda söz sahibi ailelere bakıldığında o ailedeki annenin iyi bir programcı ve planlayıcı olduğu görülür. Kadın gizli güçtür, erkeği vitrine çıkarmaktadır.

49

Osmanlı Devleti‟nde kadının çalıĢmadığına dair yanlıĢ ve eksik düĢüncenin bir nedeni de belgelerde yeteri kadar çalıĢan kadının yer almaması ve kadının yer aldığı belgelerin de yeteri kadar incelenmemesidir. Ne yazık ki kadınların çalıĢtığına dair istatistiksel bilgiler devlet tarafından fazla tutulmamıĢtır. 1882-1884 Nüfus Sayımı askeri amaçla yapıldığından XIX. yüzyılın baĢına dek kadın, nüfus sayımına dahil edilmemiĢtir. Kadının sanayi istatistiklerinde yer alması 1913 yıllında olmuĢtur (Makal,1997).

Tüm dünyada olduğu gibi Türkiye‟de de kadınlar aktif, kayıtlı ve büyük oranda çalıĢma yaĢamına I. Dünya SavaĢı ile girmiĢlerdir. Devlet dairelerinde erkek çalıĢanların yerine kadınların alınması savaĢın sona ermesi ile bitmiĢtir. SavaĢ sırasında kadınların yedek iĢgücü olarak erkek çalıĢanların boĢluğunu doldurduğu doğrulanmaktadır (Doğramacı, 1997).

Osmanlı Devleti‟nde kadınlar çalıĢma hayatında yer aldıkları ġeriyye sicilleri ve yabancı konsolosluklar tarafından yazılan raporlarda görülür. Osmanlı Devleti‟nin çeĢitli dönemlere ait olan bu kaynaklar incelendiğinde Osmanlı kadınının çalıĢma hayatında aktif olarak yer aldığı; ekonomik hayatın çeĢitli alanlarında çalıĢtığı ve ticaretle uğraĢtığı tespit edilmiĢtir (Jennings, 1975; Gerber, 1980).

Türkiye‟de geliĢmiĢ bir çok ülkeden daha fazla yönetimde kadın bulunuyorsa bütün zor koĢullara karĢın bu zemini hazırlayan Osmanlı kadınının çalıĢma yaĢamı ve giriĢimcilik alanında gösterdiği katkı, özveri ve çabanın sonucudur (Gürol, 2000).

1.2.7.2. Cumhuriyet Döneminde Kadın GiriĢimciliğinin GeliĢimi

Cumhuriyetle beraber, “3 Mart 1924 tarihinde, Türk kadını yasal olarak kamu yönetiminde görev alma hakkını elde ederek,” kayıtlı ekonomiye girmiĢtir (Hatun, 1997:9). 1924 Tevhid-i Tedrisat Kanunu ile çağdaĢ örgün eğitim esaslarının kabulü, 1926'da yürürlüğe giren Türk Medeni Kanunu ile kadın-erkek tüm vatandaĢların haklarının eĢitliği ve 1934'de verilen siyasi haklar kadınların önündeki negatif yasal engelleri kaldırmıĢtır. Bu haklar Ġtalya ve Fransa gibi ülkelerden daha önce verilmiĢtir. Bazı batı toplumlarında ise, kadınların seçme ve seçilme haklarını son yıllarda kazandıkları görülmektedir (Erkal, 1995).

Türkiye‟de kadın giriĢimciliğini önemli derecede etkileyen etmenler; 1970‟te yaĢanan ekonomik bunalım sonrası IMF, Dünya Bankası politikalarıdır. Bu kurumların üçüncü dünya ülkeleri için hazırladığı programlara ilgi duyulmuĢ ve bu yönde strateji geliĢtirilmiĢtir. Bu strateji içerisinde kadınların kendi baĢlarına küçük iĢyeri kurma

50

giriĢimleri de vardır (Ecevit, 2000). Ancak uygunluğu sorgulanmayan bu stratejiler baĢarılı olamamıĢtır. Sadece terim olarak literatüre geçmiĢtir.

Türkiye, „BirleĢmiĢ Milletler Kadınlara KarĢı Her Türlü Ayrımcılığın Önlenmesine Dair SözleĢme‟yi 1985‟de imzalamıĢtır. 1986‟da bu sözleĢme, TBMM tarafından onaylanmıĢtır. SözleĢmeye göre Türkiye, kadınlarla ilgili olarak gerek yasalarındaki gerekse idari ve cezai uygulamadaki eĢitsizlikleri rapor halinde komiteye sunma yükümlülüğüne girmiĢ bulunmaktadır. Böylece kadın politikası gündemi de yeni bir boyut kazanmıĢtır. Bu sözleĢme imzalandıktan sonra, 1990‟da Kadın Statüsü Ve Sorunları Genel Müdürlüğü‟nün kurulması, 1991'de devlet bakanlıklarından birinin kadın sorunları ile görevlendirilmesi her bakımdan dikkate değerdir (Ecevit, 2000). 31 Mart 1993 tarih ve 21538 sayılı Resmi Gazete'de Sanayi ve Ticaret Bakanlığı tarafından yayımlanan SGM 93/3-4 no.lu "TeĢvik Belgesiz Olarak Organize Sanayi Bölgelerinde Yapılan Yatırımlar ile Küçük ve Orta Boy ĠĢletmelerde Fon Kaynaklı Kredi Uygulaması Tebliği"nin, Madde 4-b-5 fıkrası ile “Kadın GiriĢimciliği ve Ev Ekonomisinin Özendirilmesi ve GeliĢtirilmesine Yönelik Yatırımların Kredilendirilmesi" sağlanmıĢtır. Buna göre;

1- Bu kapsamda verilecek krediler, kadınlarımızın münferiden veya toplu halde üretime dönük halı dokuma, trikotaj, gıda işletmeciliği ve benzeri konulardaki faaliyetleri için ihtiyaç duyacakları tezgah ve teçhizatın tedarikinde kullanılacaktır. 2- Yatırımcılar KOSGEB'e tasdik ettirecekleri projelerle birlikte Türkiye Halk Bankası'na müracaat edeceklerdir. Bu müracaatlara, varsa kredi tercih sebebi sayılacak olan Kurs Bitirme Belgelerini ekleyeceklerdir.

3- Verilecek krediler, sabit yatırım tutarının (alınacak makine bedelinin) % 80'ini ve azami 80 milyon lirayı geçemez.

4- Bankaca verilecek kredi; fatura ibrazında ve bir defada ödenecektir (Karateke,

2006:43).

1990‟lı yıllarda, getirilen uluslararası duyarlılıklar, önlemlerle ve ulusal düzeyde kaydedilen geliĢmelerle Türk kadını iĢ dünyasına tam anlamıyla girmiĢtir. Gönüllü kadın kuruluĢları, kadın girimciliğini destekleyen kuruluĢlar ve devlet destekli kuruluĢlar, kadının toplumsal statüsünün yükseltilmesi ve giriĢimci olma misyonuna; “bir birey olarak kadının kimliği, insan haklarının bir parçası olarak kadın hakları ve

51

kadın bilincinin yükseltilmesi” gibi çağdaĢ söylem ve politikalarla yaklaĢmaktadırlar (Koray, 1997:173).

“Türkiye‟de tarım dıĢı faaliyetlerde kendi hesabına ve iĢveren olarak çalıĢan kadın sayısı 2001 yılında 194 bin iken, 2003 yılında bu 205 bine yükselmiĢtir.” (Yetim, 2005: 82). Dünyanın her tarafında olduğu gibi, ancak “eğitim” düzeylerini yükselten kadınlar her alanda kendilerini gösterebilme fırsatını yakalamıĢlardır. Bu yönde devlet politikası olarak birçok program uygulanmaktadır. Bu programlar ileriki yıllarda meyvesini verecek, kadın giriĢimcilik hak ettiği yere gelecektir. 2000‟li yıllarda tüm kuruluĢları ile bu yönde hareket eden Türkiye‟de yanlıĢ inançların yıkılması ile kadın giriĢimcilik hızlanarak devam edecektir.

Kadınların azimli çalıĢmaları ve yeniçağın giriĢimci özelliklerinin kadına çok uygun olması yeni mesleklerin üçte ikisini ele geçirmelerini sağlamıĢtır. Son yıllarda geliĢmiĢ ülkelerde kadınlar geleneksel rollerinden kaynaklanan birçok sorunu çözmüĢ ve toplum içinde lider, yönetici, giriĢimci gibi daha üst düzey rollerin arayıĢı içerisine girmiĢlerdir. GeliĢmekte olan ülkelerde ise kadınlar geçim yüklerini üzerlerinde hissedip az imkânla çok iĢ yapmanın peĢindedirler.

1.2.8. Türkiye’de Kadın GiriĢimciliği Destekleyen Örgütler ve Kadın