• Sonuç bulunamadı

BÖLÜM 3: KADIN GĠRĠġĠMCĠNĠN TEġVĠKĠ VE GELĠġMESĠNDE MĠKROKREDĠNĠN

3.5. Bulgular

3.5.1. Demografik Özellikleri

Grafik-2: Eğitim Durumu

Genel ekonominin içerisinde giriĢimciliğin sürekli geliĢmesi ve öneminin artması ülke ekonomisinin sağlıklı ve güvenilir bir yapıya kavuĢmasında son derece önemlidir. GiriĢimciliğin ve giriĢimci kültürün geliĢmesinde en önemli faktör eğitimdir. Bulgulara baktığımızda bu yönde çok zayıf görünmektedir. Okuma yazmayı bilmeyen 9 kiĢi ve

94

hiç diploması olmayan 21 kiĢi görünmektedir. 21 kiĢi araĢtırmaya konu olan giriĢimcilerin çeyreğini oluĢturmaktadır.

Bu önemli bir eksikliktir. Bunun giderilmesi için koordineli bir Ģekilde çalıĢma yapmak gerekmektedir. Yok zamanda bu kadar cesaret ve çalıĢkanlık gösterip az imkanla çok iĢ baĢaran kadın giriĢimcilere yönelik önyargıları bir kenara bırakarak faydalı çalıĢmalar yapılmalıdır.

Eğitim düzeyi alt seviyede olanların hepsi çocuğunu okutmak istemektedir. Okula ve okumaya verdikleri önemi Ģu Ģekilde beyan etmektedirler:

“Çocuklarımızı hepimiz okutmak istiyoruz. Çocukların okumasını istemeyen ve buna engel olan çok az kişi var. İmkânlarımız kısıtlı olduğundan dershaneye gönderemiyoruz. Üniversiteyi kazanmaları zor oluyor. Kazansa bile harç parası, yurt parası belimizi büküyor. Akrabamızın çocuğu kazanmıştı. Bir yıl devam edebildi. İkinci yıl imkânsızlıklar yüzünden gidemediği için atılmıştı. Sonra af çıkınca tekrar başladı” (71,e, 53, 5). 1

“Kız çocuğumun dersleri çok iyi gidiyor. Erkek çocuğumdan daha çalışkan ve gayretli. Liseyi bitirince kesin bir yeri kazanır. Sınavları, karnesi, öğretmenleri ile arası çok iyi. Kazandığı okul uzak olursa göndermeyi düşünmüyoruz. Bu şehirde olursa olur. Yoksa güvenip gönderemiyoruz. Memleketin halini görüyorsunuz. Kimseye güven kalmadı” (52, e, 43, 2).

“Benim dört çocuğum var hepsi eğitim almak istiyor. Okula yazdırıyoruz. Okulda bizim çocuklarımızı hor gördükleri için çocuklar gitmek istemiyor. Çoğumuzun nüfus kaydı bile yok. Biz öğrenmek ve öğretmek istiyoruz” (76, d, 41, 4).

Grafik-3: YaĢ Aralığı

1

95

AraĢtırmaya göre giriĢimcilerin yarısı 31-40 yaĢı aralığındadır. Bu yıllar, geçim derdinin en fazla hissedildiği ve insanın en fazla faydalı olduğu zaman dilimidir. 41-50 yaĢ aralığı ikinci sırayı takip etmekte, bu yaĢlarda insanlar daha çok çocuklarına gelecek hazırlama peĢine düĢmektedirler. Çocuklarını evlendirmeleri veya eğitimi için okula göndermeleri giriĢimcilerin yüklerini iyice ağırlaĢtırmaktadır. KiĢisel mülakatlardan anlaĢıldığı üzere her anne çocuğunu okutma derdinde, okumak istemeyenler ise iĢ aramakta veya evlendirmek için uğraĢ vermektedir.

Genç yaĢta giriĢimci olanların sayısı az. AraĢtırma esnasında görülmüĢtür ki bu durum tüm dünyada böyledir. Ġnsanlar bu yaĢlarda ya yeni evlenmiĢ oluyorlar ya eğitim görüyorlar ya da bir yerde iĢçi olarak çalıĢıyorlar. Bu yaĢlar karakterin oturma aĢaması, bu yıllarda ileriye dönük planlar yapılmaktadır, ailenin katkısı ile geçim sağlanmaktadır. Karakter oturmadığından bir plandan diğerine geçme eğilimleri yüksektir.

Katılımcılar arasında en düĢük grup 50 yaĢ sonrası guruptur. Kültürden gelen alıĢkanlıkla bu yaĢtan sonra insanlar kendilerini ihtiyar sayıp, dünyadan ellerini çekme eğilimine girmektedirler. Oysaki batı ülkelerinde 50 yaĢ sonrası iĢveren için en verimli yaĢlardır. Türkiye‟de de büyük giriĢimciler için 50 yaĢ sonrası giriĢimci oranları diğer gruplardan fazladır. Bu küçük giriĢimci için söz konusu değildir. Söz konusu araĢtırmaya konu olan kiĢiler en fazla dezavantajlı giriĢimciler olunca durum değiĢmektedir. Mülakatlarda giriĢimcilerden edinilen bilgilere göre söz konusu giriĢimcilerin yakınları, genelde 60 yaĢında vefat etmektedir. Bu kiĢiler 50 yaĢından sonra da çeĢitli sağlık sorunları yaĢamaktadırlar.

96

Medeni hal durumu grafiğinde, giriĢimcilerin çoğu evli görülmektedir. Evliliğin, kadın giriĢimciliğe veya giriĢimciliğe engel olduğu söylenmesine karĢın araĢtırmalarda bu yönde bir bulguya rastlanmamıĢtır. Bu aĢırı uçtaki erkek ve kadınların propagandası olarak değerlendirilebilir.

Mülakatlarda edinilen bilgilere göre çoğu evliliklerinde sıkıntıları vardır. Ama bu sıkıntılar giriĢimciye has bir sıkıntı değildir. Her insanda bulunan birlikte yaĢama dezavantajlarıdır. Bekâr olanların hepsi de evlenmeyi düĢünmektedir. Evli olmayanlar, iĢten vakit bulamadıklarından istediklerine rastlayamadıklarından yakınmaktadırlar. Evli olanlar boĢanmayı düĢünmemektedir. Sadece daha iyi bir evlilik süreci geçirebilme olanağını değerlendirmek için çeĢitli değiĢimlere ihtiyaç duyduklarını belirtmektedirler. Çok az sayıdaki boĢanan giriĢimciler, eĢleriyle aralarında olan büyük sorunlar nedeni ile boĢanmıĢlardır. BoĢanmalarının sebepleri; eĢinin kötü alıĢkanlıklarının olması, çalıĢmaması ve kendilerinin çalıĢmalarına da izin vermemesi olarak sıralanmaktadır. Diğer taraftan Roman giriĢimciler birçoğunun evliyim demelerine karĢın resmi nikâhları bulunmamaktadır. Nikâh yapmamalarının sebebi, prosedürlerin fazla olması, devlet dairelerine karĢı olan korkularıdır.

97

Ġki çocuklu olanların sayısı yirmi, üç çocuklu olanlar on sekiz, dört çocuklu olan sayısı ise on üçtür. Sayılan grupların dıĢındakilerin sayısı tüm grubun yaklaĢık dörtte birinden biraz fazlasını oluĢturmaktadır. Çocuk sayısı krediyi az alanlarda daha fazlayken, gelir durumu diğerlerine nispeten daha iyi ve krediyi fazla alanlarda çocuk sayısı daha az. Doğum kontrolsüz Ģekilde olduğundan, sürekli az para getiren iĢleri yapmaktan, sıkıntı çekmekten, düzen sağlamakta zorlandıklarından bu Ģekilde olmaktadır. Kısır döngüyü kırmakta zorlanmaktadırlar. Roman vatandaĢlarda çocuk ölümleri de çok fazla olmaktadır. Kayıtlara geçmediği için fazla üzerinde durulmamaktadır. Bu durumdan kurtulmaları için yöneticilere büyük görev düĢmektedir. Burada Ģunu da belirtmekte fayda vardır; yöneticilerin asli görevi, toplumun geliĢmesine engel teĢkil eden her türlü kısır döngüyü kırmaktır.