• Sonuç bulunamadı

1.2. Değerler Eğitimi

1.2.3. Türkiye’de Değer Eğitimi

Türkiye’de bilim ve teknolojinin gelişmesi ve küreselleşmenin etkisiyle sosyal değişiminin hızlı olması, değerleri de hızla değiştirmektedir. Sosyolojik açıdan toplumsal değerlerin değişiminin hızlı olması Türkiye’nin değerler sistemini de etkilemektedir (Durmuş, 1996).

Günümüz Türkiye’sine baktığımızda, Avrupa Birliği’ne uyum sureci başlığı altında ulusal değerlerin alt üst edildiği, insan hakları kavramının dejenere edildiği ve “geleceğin Türkiye’sinin ihtiyaç duyduğu kuşakları yetiştirme” konusunda sıkıntılar yaşandığı görülmektedir (Gözütok, 2010).

Avrupa Birliği’ne üyelik perspektifiyle önemli reformlar yapılmasına ve anayasal düzenlemelere rağmen, hak ve özgürlüklerle ilgili ihlallerin azalmadığı, Ekonomik Kalkınma ve İşbirliği Örgütü (OECD) raporlarında Türkiye’nin sonlarda yer alması ve Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi'ne (AİHM) gelen başvurulardan açıkça anlaşılmaktadır. AİHM raporlarına göre 2010 yılında 278 dava ile en fazla mahkûm olan ülkeler arasında ilk sırada yer alan Türkiye, 356 mahkûmiyet kararı ile 2009'da da ilk sırada yer almıştır (Gözler, 2010).

Bunun yanında 2011 yılında yayınlanan Birleşmiş Milletler Kalkınma Raporu’na (UNDP) göre 2010-2011 yılları arasında insani gelişme endeksleri (İGE) bakımından Türkiye’nin 92. sıra ile alt sıralarda yer alması (UNDP, 2011) ve AB İlerleme Raporlarındaki eksikliklerimiz Türkiye’de değerlerin içselleştirmesinde ve eğitiminde sorunlar yaşandığını göstermektedir.

Ülkemizde Milli Eğitim Bakanlığı eğitim programları çerçevesinde, bir değerler eğitimi programı yer almamaktadır. Bununla beraber bazı özel okulların rehberlik birimleri tarafından hazırlanan karakter eğitimi programları ile değerler eğitimi verildiği görülmektedir (Gökçek, 2007).

Belli bir değerler eğitimi programı olmamasına rağmen, toplumsal ve evrensel değerleri kazandırmak amacıyla Türkiye’de eğitim boyutunda bazı yasal düzenlemeler yapıldığı görülmektedir. Bu yasal düzenlemeleri incelediğimizde karşımıza ilk olarak 1739 Sayılı Milli Eğitim Temel Kanunu çıkmaktadır.

1739 Sayılı Milli Eğitimi Temel Kanunu’nun genel amaçları arasında Türk milletinin tüm fertlerini iyi birer vatandaş olarak yetiştirilmesi hedefine yönelik olarak Türk milli değerlerinin eğitimi 2. madde birinci fıkrasında şöyle belirlenmiştir:

Atatürk inkılâp ve ilkelerine ve Anayasada ifadesini bulan Atatürk milliyetçiliğine bağlı; Türk Milletinin milli, ahlaki, insani, manevi ve kültürel değerlerini benimseyen, koruyan ve geliştiren; ailesini, vatanını, milletini seven ve daima yüceltmeye çalışan, insan haklarına ve Anayasanın başlangıcındaki temel ilkelere dayanan demokratik, laik ve sosyal bir hukuk Devleti olan Türkiye Cumhuriyetine karşı görev ve sorumluluklarını bilen ve bunları davranış haline getirmiş yurttaşlar olarak yetiştirmek (Milli Eğitim Temel Kanunu, 1973).

Görüldüğü gibi bu madde ile Türk Milli eğitiminin ulusal değer temelini tanımlayarak öğrencilerden milli ve kültürel değerlerini koruyarak Türk milletini çağdaş toplumlar arasına taşımayı hedefleyen örnek vatandaşlar olmalarına değinilmektedir. Demokrasiyi, bağımsızlığı, vatan sevgisini, ulusallığı ve benzeri değerleri hedefleyen Türkiye Cumhuriyeti’nin küçük yaşlardan başlayarak yurttaşlarına ulusal değerleri öğretmek zorundadır. Bu konuyu Atatürk de “Okul, genç kafalara insanlığa saygıyı, ulusu ve ülkeyi sevmeyi, şerefi, bağımsızlığı öğretir.” sözü ile vurgulamaktadır (Gözütok, 2010).

Bunun yanında yine 1739 Sayılı Türk Milli Eğitim Temel Kanunu’nun genel amaçları arasında yer alan 2. Maddenin ikinci fıkrasında da çocuklara kazandırılması hedeflenen toplumsal değerler şöyle belirlenmiştir:

Beden, zihin, ahlak, ruh ve duygu bakımlarından dengeli ve sağlıklı şekilde gelişmiş bir kişiliğe ve karaktere, hür ve bilimsel düşünme gücüne, geniş bir dünya görüşüne sahip, insan haklarına saygılı, kişilik ve teşebbüse değer veren, topluma karşı sorumluluk duyan; yapıcı, yaratıcı ve verimli kişiler olarak yetiştirmek (Milli Eğitim Temel Kanunu, 1973).

Türk Milli eğitimin bu madde ile toplumsal değer temelini tanımlayarak bu amaçlara yönelik bireylere kişisel, insan ilişkileri, ekonomik hayat ve toplum hayatı bakımından genel bir bakış açısı sunmaktadır.

Milli Eğitimin genel amaçlarında bahsedilen niteliklere sahip bireyler yetiştirme amacıyla değerlerin öğretimi her kademedeki örgün ve yaygın öğretim kurumları yönetmeliklerinde ve Milli Eğitim Şuralarında da yer almaktadır. Örneğin Eylül 2003 tarih ve 2552 sayılı Tebliğler Dergisi’nde yayınlanan İlköğretim Kurumları Yönetmeliği ilköğretimin amaçları arasına “Öğrencilerin, millî ve evrensel kültür değerlerini

tanımalarını, benimsemelerini, geliştirmelerini, bu değerlere saygı duymalarını sağlamak” maddesini koyarak değerlerin öğretiminden bahsedilmiştir (Milli Eğitim Bakanlığı [MEB], 2003).

18. Milli Eğitim Şurasında da değerler eğitimi ile ilgili birçok karar alınmıştır. Bu kararlara baktığımızda, öğretim programlarında değer aktarımı yerine ulusal ve evrensel değerleri farkındalık kazandırarak öğretilmesi, değerler eğitimine okul öncesinden başlanılarak her kademede yer verilmesi, öğretmen yetiştiren tüm programlara değerler eğitimine yönelik bir ders konulması gerektiği ve tüm eğitim öğretim kademelerinde değerler eğitimine yönelik eğitim programı ve materyal geliştirilmesi gerekliliği belirtilmiştir (MEB, 2010).

Bunun yanında 2005 Eylül ayından itibaren uygulamaya giren ilköğretim programında “Bireysel ve ulusal değerlerin, küresel değerleri de dikkate alarak geliştirilmesi ihtiyacı” gerekçesiyle değerler, ders planlarının kazanımlar ve beceriler kısmına eklenmiştir. Ayrıca programda, disiplinler arası yaklaşım ile dersler arası kazandırılması hedeflenen değerler de verilmiştir (Çağatay, 2009).

DPT’nin (2009) yayınladığı 2007-2013 yılları arasını kapsayan Dokuzuncu Kalkınma Planı’nda önümüzdeki yıllar için eğitimle yetiştirilecek insanı; “insan haklarına saygılı, yaşama sevinci taşıyan, yardımlaşmayı önemseyen, sorumluluk sahibi, özgür düşünceli, çevreye duyarlı, ulusal ve evrensel değerleri benimsemiş, kendi değerlerini savunan, üretken ve iyi bir vatandaş” olarak öngörmüştür. Benzer olarak 2009-2013 Hayat Boyu Öğrenme Faaliyet Planında (2009) eğitim yoluyla bireylere toplumsal farkındalıklarının kazandırılarak hayat boyu öğrenme kültürünü kazandırmak hedeflenmiştir.

Milli Eğitim Bakanlığı değerler eğitimini yaygınlaştırmak için Eylül 2010 tarih ve 2010/53 sayılı “Değerler Eğitimi Genelgesi” yayınlamış bu genelgeye göre okul öncesinden ortaöğretim kademesine kadar tüm kademelerde öğrencilerin milli ve evrensel kültür değerlerini tanımalarını, benimsemelerini, geliştirmelerini ve bu değerlere saygı duymalarını sağlamak amacıyla okullarda değer eğitimine yönelik etkinliklere yer verilmesine karar verilmiştir. Değerler eğitiminde kazandırılması düşünülen değerlere genelgede yer verilmiştir. Bu değerleri ve değerlerin işleniş sırasını değiştirme yetkisi Değerler Eğitimi İl Komisyonlarına bırakılmıştır (MEB, 2013).

Değerler Eğitimi Genelgesi’ne göre ele alınması ön görülen değerler şunlardır:

 Sevgi  Aile birliğine önem verme

 Sorumluluk  Bağımsız ve özgür düşünebilme

 Saygı  İyimserlik

 Hoşgörü‐ duyarlılık  Estetik duyguların geliştirilmesi

 Özgüven  Misafirperverlik

 Empati  Vatanseverlik

 Adil olma  İyilik yapmak

 Cesaret, liderlik  Çalışkanlık

 Nazik olmak  Paylaşımcı olmak

 Dostluk  Şefkat - merhamet

 Yardımlaşma, dayanışma  Selamlaşma

 Temizlik  Alçakgönüllülük

 Doğruluk, dürüstlük  Kültürel mirasa sahip çıkma  Fedakârlık

Yine değerler eğitimi ile ilgili Milli Eğitim Bakanlığının yürüttüğü projelerde bulunmaktadır. Bunlardan en kapsamlı olan 2008 yılında başlatılan değer eğitimi projesidir. Bu proje ile öğretmen-öğrenci-aile ilişkilerinin olumlu olarak geliştirilmesi, öğrencilere akademik başarının yanında ahlaki davranışların da önemli olduğu bilincinin geliştirilmesi ve kültürel değerlerin içselleştirilmesi amaçlanmıştır. Proje kapsamında belirlenen değerlerden her ay belli değerler ele alınarak sınıf öğretmenleri sorumluluğunda etkinliklerle işlenmektedir. Halen devam eden projeye valilikler vcd ve kitap setleri ile desteklemekte, her il belirlenen değerleri kullanarak kendi değer eğitimi programını oluşturup uygulamalarını gerçekleştirmektedir (Öztürk, 2011).

Değerler Eğitimi Projesi ve Değerler Eğitimi Genelgesi ile birçok İl Milli Eğitim Müdürlüğü tarafından Duyarlı Sınıflar Projesi (Tekirdağ İl Milli Eğitim Müdürlüğü), EDEP (Niğde İl Milli Eğitim Müdürlüğü) ve Sevgi Kardelenleri (Karaman İl Milli Eğitim müdürlüğü) gibi örnek projeler uygulanmaktadır.

Bununla beraber Milli Eğitim Bakanlığı tüm illerde uygulanmak üzere projelerde sürdürülmektedir. Örneğin 2011 tarih ve 2011 sayılı demokrasi Eğitim ve Okul Meclisi Projesi ile okul ortamlarında demokrasi değeri ve yurttaşlık konusunda eğitim verilmesi amaçlanmıştır.

Yine 2011 tarih ve 1458 sayılı Gönül Köprüsü Projesi ile farklı illerde yaşayan çocuklar arasında sevgi, arkadaşlık ve paylaşma değerlerini çocuklara kazandırmak ve farklı kültürel değerleri tanımasına imkân sağlamak amacıyla gerçekleştirilmiştir. 2012 tarih ve 14401 sayılı yayınladığı Çevre Bilinci Kazandırma Genelgesi ile de her öğretim kademesindeki çocukların yaşadıkları çevreyi ve doğal zenginlikleri tanımaları ve korumaları konusunda okullarda etkinlikler yapılması kararlaştırılmıştır (MEB, 2013).

Yasal düzenlemeler ve projeler dışında eğitim sistemimizde toplumsal değerleri kazandırmak amacı ile hazırlanmış özel bir eğitim programı bulunmadığından dolayı değerler eğitimi amaçlar ve kazanımlar halinde bazı dersler ve etkinliklerde yer verilerek eğitim programlarının içine yerleştirilmeye çalışılmıştır. Bu konu ile ilgili Doğanay (2006), değerlerin Milli Eğitimin genel amaçları arasında her zaman yer aldığını ancak nasıl öğretileceği belirtilmediği için eksik kaldığını, planlı olarak olmasa da değer eğitiminin örtük bir şekilde formal eğitimin yani eğitim programlarının içinde görülebildiğini belirtmektedir.

İlköğretim programlarında değerler, Türkçe, Fen ve Teknoloji, Matematik, Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi ile Sosyal Bilgiler Dersi Öğretim Programlarında yer almaktadır (Can, 2008). Tüm bunlar eğitim sistemimizde örtük de olsa değerler eğitiminin varlığının olduğunu göstermektedir.

Okulda öğrencilere verilmesi gereken değerlerin neler olduğu, nasıl öğretilmesi gerektiği, niçin öğretilmesi gerektiği vb. soruların cevaplarının eğitim programlarında yer alması beklenmektedir (Şen, 2007). Her kademedeki eğitim programlarının “toplumsal değerlere dayalı olma” özelliği olmalıdır. Çünkü değerler, aileden okula, iş yerinden parlamentoya, birçok alanı etkiler. Bu etkilerin olumlu yönde olması toplumun maddî, manevî anlamda refah içerisinde olması demektir (Aral, 2008).

Türkiye’de eğitim programlarında değerlere yer verilmesi ve eğitim alanında bu konuda düzenlemelere de gidilmesine rağmen değerlerin benimsenmesinde çok kalıcı olmadığı görülmektedir. Bunun önemli bir nedeni uygulanan eğitim anlayışının ve öğretim yöntemlerinin etkisizliğinin olduğu söylenebilir (Yeşil, 2004). Değerler eğitiminde öğretim yöntemlerinin etkisiz kalması ise, değerlerin sadece bilgi boyutunun esas alınıp tutum ve davranış boyutunun genellikle göz ardı edilmesinden kaynaklanmaktadır. Oysaki değerler eğitimi bütünlük içinde ve bireyin çevresi de göz önünde bulundurularak bireylere verilmelidir (E. Güngör, 2000).

Bunun yanında değerler farklı sosyal gruplar arasında değişim gösterebilmektedir. Bu yüzden bir toplumun kendine özgü değerlerini olduğu gibi alıp,

başka bir topluma aynı değerleri öğretmek sorunlar yaratabilir. Yapılan araştırmalar, Türk toplumunun kültürel boyutta, batı değerlerinden çok farklı özelliklere sahip olduğunu göstererek bu görüşü desteklemektedir. Farklı özelliklerdeki bireylere, kendileri ile tam bir uyum içinde oluşturulmamış farklı değerlerle yaklaşmak, gerçek anlamda değerlerin içselleştirmesini sağlamayabilir hatta tam tersine var olan değerlerin de yozlaşmasına neden olabilir (Turan ve Aktan, 2008).

İşte bu nedenlerden dolayı Türkiye’de her eğitim kademesinde değerler eğitimi verilirken “hangi” değerlerin “niçin” ve “nasıl” verileceği, bize ait değerler dikkat edilerek seçilmeli, hem ulusal hem kültürel hem de evrensel değerler harmanlanarak düzenlenmelidir.