• Sonuç bulunamadı

Türk Ticaret Kanunu Hükümlerine Göre Kâr Dağıtımı

3.2. ANONİM ŞİRKETLERDE KÂR DAĞITIMI

3.2.2. Türk Ticaret Kanunu Hükümlerine Göre Kâr Dağıtımı

Türk Ticaret Kanunda kâr dağıtımıyla ilgili olarak kâr dağıtımında yetkili organ, kâr dağıtımının ne şekilde yapılacağı, kâr dağıtım kararının ne zaman kim tarafından alınacağı, kâr dağıtımından pay alacak kişi ve kuruluşlar, ayrılması zorunlu olan yedek akçeler ve ihtiyari olarak ayrılması gereken yedek akçeler, ödenecek I. temettü oranı gibi konularla ilgili düzenlemeler mevcuttur.

Halka açık olmayan anonim şirketlerde Türk Ticaret Kanunu’nun kâr dağıtımıyla ilgili maddeleri dikkate alınarak kâr dağıtımı yapılır.

3.2.2.1. Kâr Payı Dağıtımının Şekli

Türk Ticaret Kanunu’nun 279. maddesinin 2 nolu fıkrasının 10 nolu bentine göre; şirketin ana sözleşmesinde ani şekilde kurulan anonim şirketlerde her ortağın taahhüt ettiği sermayenin türü ve pay miktarı belirtilmelidir. Bununla birlikte TTK’nın 279. maddesinin 2 nolu fıkrasının 3 nolu bentine göre; şirketin esas sermayesinin miktarı ile her payın itibari kıymeti, ödeme suret ve şartları ana sözleşmede belirtilir. Kâr dağıtımın ne şekilde yapılacağı ana sözleşmede belirtilmek zorunda değildir. Eğer ana sözleşmede kâr dağıtımının nasıl yapılacağı belirlenmiş ise bu Türk Ticaret Kanunu hükümlerine aykırı olamaz.

3.2.2.2. Kâr Payı Dağıtımında Yetkili Organ

TTK’nın 364. maddesinin 2 nolu fıkrası ve 369. maddesinin 2 nolu fıkrasına göre kâr dağıtımı kararını verme yetkisi, genel kurula aittir.

Genel kurulun kâr dağıtımına ilişkin karar alabilmesi için öncelikle TTK’nın 470. maddesinin 2 nolu fıkrasına göre; “Kâr payı ancak safi kârdan ve bu gaye için ayrılan yedek akçelerden dağıtılabilir.” Buna göre kâr payı dağıtımı yapılabilmesi için usulüne uygun düzenlenmiş bilançoya göre kâr elde edilmiş ya da daha önceki yıllar kârından bu amaç için kullanılabilecek yedek akçenin bulunması gerekir.

TTK’nın 327. maddesine göre; “İdare meclisi her iş yılı sonunda 325’nci maddede yazılı bilançodan başka şirketin ticari, mali ve iktisadi durumunu ve yapılan muamelelerinin hülasasını gösterir bir rapor tanzimine ve dağıtılacak kazanç miktarı

ile yedek akçeyi teşkil edecek miktarın tayinine dair, teklif varakasını hazırlamaya mecburdur. Rapor ve teklif varakası, umumi heyet toplantısından en az onbeş gün önce pay sahiplerinin tetkikine arz olunur.”

Genel kurul yönetim kurulunun sunmuş olduğu bilançoyu ve kâr dağıtımına ilişkin öneriyi kabul edebilir ya da reddedebilir. Genel kurul kâr dağıtımıyla ilgili olarak yönetim kurulunun sunmuş olduğu teklifi kabul ederse kâr dağıtımına karar verilmiş olur.

Kâr dağıtımı teklifini yönetim kurulu yapmasına karşın, dağıtım yetkisi münhasır ve başka bir organa devredilemeyecek şekilde genel kurula bırakılmıştır. Pay sahiplerinin genel kurulca kâr dağıtım kararı alınmadan önce kâr payı talep etme hakkı bulunmamaktadır. Çünkü kâr payını talep hakkı, genel kurul kararı ile alacak hakkı halini almaktadır.

Genel kurul kâr dağıtımına ilişkin karar verirken kanun ve ana sözleşme hükümlerine uymak zorundadır. Aksi takdirde genel kurulun almış olduğu kâr dağıtım kararı gerçek dışı kâr dağıtımına ve bunu neticesinde de haksız kâr payı dağıtımına yol açar. Bu durumda TTK’nın 381. maddesine göre genel kurulun ana sözleşme veya kanun hükümlerine özellikle iyi niyet esaslarına aykırı olarak almış olduğu kararların aleyhine bu kararın alındığı tarihten itibaren üç ay içerisinde şirket merkezinin bulunduğu yerdeki mahkemeye başvurularak iptal davası açılabilir.

İptal davası açma hakkına TTK’nın 381. maddesinde sayılan ilgililer sahiptir. Bunlar; yönetim kurulu, denetçiler ve pay sahipleridir.

Genel kurul kâr dağıtımıyla ilgili kararları adi çoğunlukla alır. Kârın nasıl dağıtılacağı yönetim kurulu tarafından önerilmekle birlikte, genel kurul bu öneride gösterilen dağıtımla bağlı değildir. Bunu kanun ve ana sözleşme hükümlerine aykırı olmamak şartıyla değiştirebilir. Ancak kâr dağıtımı ve yedek akçeler hakkındaki Türk Ticaret Kanunu’ndaki emredici hükümler bağlayıcı niteliktedir.74

74 Selahattin Tuncer, “Kâr Dağıtımı Stopaj ve Yakın Geleceği”, Lebib Yalkın Mevzuat Dergisi, Sayı

3.2.2.3. Kâr Payının Ödenme Zamanı

Genel kurul kâr payının dağıtılmasına ilişkin kararında kâr payının hangi tarihte ödeneceğini de belirleyebilir. Genel kurulca kâr payının ödeme tarihinin belirlenmemesi halinde kâr payı sahiplerinin kâr payını talep hakkı, genel kurul kararı ile alacak hakkı halini aldığından hemen ödenmesi gerekir.

Genel kurul kâr paylarının ödenme süresini ve şeklini belirleyebileceği gibi bu konuda yönetim kuruluna yetki verebilir.

Genel kurulun kanun ve ana sözleşme hükümlerine uygun olarak kâr dağıtım kararını vermesi ile ödenecek olan kâr payı, kâr payı sahipleri açısından anonim şirkete karşı alacak hakkına dönüşür. Yenilik doğurucu nitelikte olan bu karar daha sonra alınan bir kararla kaldırılamaz veya dağıtım oranı düşürülemez. Bu amaçla alınan genel kurul kararı geçersizdir. Çünkü genel kurulun bir üçüncü kişiye ait alacak üzerinde tasarrufta bulunma yetkisi yoktur.75

Genel kurulca kâr payının ödeme tarihinin belirlenmesi aşağıdaki hukuki sonuçların doğmasına yol açar:

• Bu tarih ile alacak muaccel olduğundan kârdan pay alanlar alacaklarını şirketten isteyebilirler,

• Bu tarihten itibaren alacaklılar kâr paylarını başkalarına devredebilirler,

• Bu tarihten itibaren alacaklının payı üzerine kesin haciz konulabilir.

Genel kurulca kâr dağıtımına ilişkin karar alındıktan sonra pay sahiplerince tahsil edilmeyen kupon, tahviller ve hisse senedi bedellerinin beş yıl içinde tahsil edilmemesi halinde zamanaşımına uğrayan kâr payları hazineye intikal edecektir.76 Buna göre pay sahiplerinin kâr paylarını tahsil etmemesi halinde şirket bu kâr paylarını devlete aktarmak zorundadır. Aksi takdirde şirket tahsil edilmeyen kâr payı tutarı ve bu tutarının üç katı kadar bir tazminatla cezalandırılırlar.

75 Reha Poroy, Ünal Tekinalp ve Ersin Çamoğlu, Ortaklıklar ve Kooperatif Hukuku, 8. Baskı,

2000, İstanbul, s. 501.

3.2.2.4. Kâr Payı Dağıtım İlkeleri

Türk Ticaret Kanunu hükümlerine göre kâr dağıtım ilkeleri şu şekildedir:

• TTK’nın 469. maddesinin 1 nolu fıkrasına göre; “Kanuni ve ihtiyari yedek akçelerle kanun ve esas mukavele hükmünce ayrılması gerekli diğer paralar safi kârdan ayrılmadıkça kâr payı dağıtılamaz.” Buna göre Türk Ticaret Kanunu ve ana sözleşme gereğince ayrılması gereken paralar şunlardır:

 Tertip yasal yedek akçeler,77

 Ana sözleşme gereğince ayrılması gereken ihtiyari yedek akçeler,78

 Ana sözleşme gereğince ayrılan ihtiyari yedek akçe niteliğindeki fonlar,

 Esas sözleşme gereğince çalışanların yardım sandıklarına ayrılan yedek akçeler.79

• TTK’nın 469. maddesinin 2 nolu fıkrasına göre, şirketin devamlı surette gelişimi, istikrarlı kâr dağıtımı yapılabilmesi amacıyla, TTK ve ana sözleşmede yer alan yedek akçelerin dışında genel kurul tarafından yedek akçe ayrılmasına karar verilebilir. Genel kurul, yedek akçelerin kanun ve esas sözleşmede belirtilen oranlarının arttırılmasına karar verebilir.

• TTK’nın 469. maddesinin 3 nolu fıkrasına göre, ana sözleşmede hüküm olmasa bile genel kurul kararıyla işçi ve müstahdemlere yardım sandığı kurulması ya da diğer amaçlarla yardım yapmak için safi kârdan ayrım yapılabilmektedir.

İşçi, memur ve müstahdemlere kârdan pay verilebilmesi için mutlaka ana sözleşmede hüküm bulunması gerekmemektedir. Ana sözleşmede hüküm bulunmamasına rağmen genel kurul kararıyla da çalışanlara pay verilmesi mümkündür.

77 TTK md. 466/1 78 TTK md. 467 79 TTK md. 468.

• TTK’nın 466. maddesinin 1 nolu fıkrasına göre genel kurul önce yıllık kârının yirmide birini ödenmiş sermayenin beşte birini buluncaya kadar kanuni yedek akçe ayırmaya karar vermek zorundadır. Bunun yanı sıra TTK’nın 466. maddesinin 2 nolu fıkrasının 1 nolu bentine göre hisse senetlerinin çıkarılmasında, çıkarma masrafları indirildikten sonra, itibari kıymetten fazla olarak elde edilen gelirlerin itfalara veya yardım ve hayır işlerine sarf edilmeyen kısmı yedek akçe olarak ayrılabilir. TTK’nın 466. maddesinin 2 nolu fıkrasının 2 nolu bentine göre iptal edilen hisse senetlerinin bedellerine mahsuben yapılan ödemelerin, bunların yerine çıkarılan senetlerden elde edilen gelir noksanı kapatıldıktan sonra kalan kısmı da yedek akçe olarak ayrılabilir. Safi kârdan I. tertip yasal yedek akçeden başka pay sahipleri için % 5 oranında kâr payı dağıtıldıktan sonra, pay sahipleri ve kâra iştirak eden diğer kimselere dağıtılması kararlaştırılan kısmın onda biri tutarında II. tertip yasal yedek akçe ayrılabilir. Bu ayrılan yedek akçeler I. tertip yasal yedek akçede olduğu gibi ödenmiş sermayenin beşte biri tutarıyla sınırlı değildir.

• TTK’nın 466. maddesinin 2 nolu fıkrasının 3 nolu bentine göre, temel kâr payı olan I. temettü, ödenmiş sermaye üzerinden % 5 oranında ayrılmalıdır. TTK’ya göre en az % 5 olan ve ödenmiş sermaye üzerinden ayrılan birinci temettü sermayeye verilen faiz niteliğinde olduğundan ortaklara dağıtılması gereken kâr payı niteliği taşımaktadır.80

• TTK’nın 402. maddesinin 1 nolu fıkrasına göre, “Umumi heyet, esas mukavele gereğince veya esas mukaveleyi değiştirerek, bedeli itfa olunan payların sahipleri, alacaklılar, kurucular veya bunlara benzer bir sebeple şirketle ilgili olanlar lehine intifa senetleri ihdasına karar verebilir.” TTK’nın 403. maddesine göre; “İntifa senedi sahiplerine âzalık hakları verilemez; ancak, sâfi kazanca veya tasfiye neticesine iştirak yahut yeni çıkarılacak hisse senetlerini alma hakları tanınabilir.” TTK’nın 298. maddesine göre, “Kurucuların şirketi kurdukları sırada sarf ettikleri emeğe karşılık olarak para ve bedelsiz hisse senedi almak gibi bir

80 Şükrü Kızılot ve Saygın Eyüpgiller, Şirketler Muhasebesi Vergilendirilmesi Hukuku ve Mevzuatı, Yaklaşım Yayınları, Ankara, 1995, s. 1079.

suretle şirket sermayesinin azalmasını mucip olacak bir menfaatin kendilerine tahsisi hakkında esas mukaveleye dercedecekleri şartlar hükümsüzdür.”

• Ana sözleşme ile ya da ana sözleşmeye istinaden genel kurul kararıyla yönetim kurulu üyelerine ortak olarak alacakları kâr payından, aylık olarak ücretlerden ve huzur hakkından başka, şirket kârının elde edilmesine ilişkin olarak yaptıkları katkılardan dolayı kârdan pay verilebilir.81 Ancak; TTK’nın 472. maddesine göre;

“İdare meclisi azalarının kazanç payları, sadece sâfi kârdan ve ancak kanuni yedek akçe için muayyen para ayrıldıktan ve pay sahiplerine yüzde dört nispetinde veya esas mukavele ile muayyen daha yüksek bir nispette bir kâr payı dağıtıldıktan sonra verilebilir.” denilmiştir. TTK’ya göre yönetim kurulu üyelerine kârdan verilecek payın alt ve üst sınırı belirlenmemiştir. Ana sözleşmede farklı bir oran belirlenmiş ise bu oranda yönetim kurulu üyelerine kâr payı dağıtılması gerekir.

3.2.3. Sermaye Piyasası Kanunu Hükümlerine Göre Kâr Payı Dağıtımı