• Sonuç bulunamadı

Kurumlar Vergisi Kanununa Göre Kanunen Kabul Edilmeyen Giderler

2.2. SAFİ KURUM KAZANCININ TESPİTİ

2.2.2. Kurum Kazancının Tespitinde Kanunen Kabul Edilmeyen Giderler

2.2.2.2. Kurumlar Vergisi Kanununa Göre Kanunen Kabul Edilmeyen Giderler

100’e kadar artırmaya, sıfıra kadar indirmeye yetkilidir.

• Gelir Vergisi Kanunu’nun 41. maddesinin 7 nolu bentine göre; kiralama yoluyla edinilen veya işletmede kayıtlı olan yat, kotra, tekne, sürat teknesi gibi motorlu deniz, uçak ve helikopter gibi hava taşıtlarından işletmenin esas faaliyet konusu ile ilgili olmayanların giderleri ile amortismanları gider olarak indirilemez. Ancak, söz konusu taşıtların, işletmelerin esas faaliyet konusu ile ilgisi olması halinde, bu taşıtlara ilişkin giderlerin ve amortismanların tamamının ticari kazancın tespitinde indirilmesi mümkündür.

• Gelir Vergisi Kanunu’nun 41. maddesinin 9 nolu bentine göre; basın yoluyla işlenen fiillerden veya radyo ve televizyon yayınlarından doğacak maddi ve manevi zararlardan dolayı ödenen tazminat giderleri gider olarak indirilemez.

2.2.2.2. Kurumlar Vergisi Kanununa Göre Kanunen Kabul Edilmeyen Giderler

Sadece kurumlar vergisi mükellefleri için geçerli olan kanunen kabul edilmeyen giderler Kurumlar Vergisi Kanunu’nun 15. maddesinde yer almaktadır. Buna göre;

• Kurumlar Vergisi Kanunu’nun 15. maddesinin 1 nolu bentine göre; özsermaye üzerinden ödenen veya hesaplanan faizler kanunen kabul edilmeyen giderdir.

36 Celal Çelik, “Gelir, Kurumlar ve Katma Değer Vergisi’nde Kanunen Kabul Edilmeyen Giderler”, Vergi Dünyası, Sayı no: 232, Aralık 2000, s. 35.

5520 sayılı yeni Kurumlar Vergisi Kanunu’nun 11. maddesinin 1 nolu fıkrasının a bentinde de aynı hüküm yer almaktadır.

• Kurumlar Vergisi Kanunu’nun 15. maddesinin 2 nolu bentine göre; örtülü sermaye üzerinden ödenen veya hesaplanan faizlerin gider olarak indirilmesi mümkün değildir.

Kurumlar Vergisi Kanunu’nun 16. maddesinde örtülü sermayenin hangi durumlarda sözkonusu olacağı açıklanmıştır. Buna göre; kurumların aralarında vasıtalı, vasıtasız bir şirket ilişkisi veya devamlı ve sıkı bir iktisadi münasebet bulunan gerçek ve tüzel kişilerden yaptıkları borçlanmalar, teşebbüste devamlı olarak kullanılır ve bu ödünç paralar ile kurumun özsermayesi arasındaki oran, benzer kurumlara göre bir fazlalık gösterirse bu borçlar örtülü sermaye sayılır. İşletmeler tarafından yapılan borçlanmanın sermayenin yerine kullanılmış olması halinde örtülü sermayenin varlığından sözedilir. Şirket sahiplerinden veya kanunda belirtilen ilişkiler içinde bulunan diğer gerçek ve tüzel kişilerden alınan borç, örtülü yoldan konmuş bir sermaye niteliği kazandığında söz konusu borçlanma vergi matrahının tespitinde kanunen kabul edilmeyen giderdir. Örtülü sermaye üzerinden ödenen faizlerin gider olarak matrah tespitinde dikkate alınmaması bir vergi güvenlik müessesesi olup, kurum kazancının aşındırılmasının önlenmesi ve kurumda pay sahibi olan küçük yatırımcıların korunması amaçlanmıştır. Örtülü sermaye müessesesi ile amaçlanan, gerçekte sermaye olarak konulması gereken payların borçlanma yoluyla işletme bünyesinde devamlı olarak kullanılması sonucu ödenen veya hesaplanan faizlerin kurum kazancını düşürmesini önlemektir. Örtülü sermaye üzerinden hesaplanan veya ödenen faizlerin kurum kazancından indirilememesi, Kurumlar Vergisi Kanunu’nun 15. maddesinin 1 nolu bentinde ifade edilen özsermaye üzerinden hesaplanan faizlerin kanunen kabul edilmemesinin doğal bir sonucudur.

5520 sayılı yeni Kurumlar Vergisi Kanunu’nun 11. maddesinin 1 nolu fıkrasının b bentine göre de örtülü sermaye üzerinden ödenen veya hesaplanan faiz, kur farkları ve benzeri giderler kanunen kabul edilmeyen gider niteliğindedir.

• Kurumlar Vergisi Kanunu’nun 15. maddesinin 3 nolu bentine göre; örtülü olarak dağıtılan kazançların gider olarak indirilmesi mümkün değildir.

• Kurumlar Vergisi Kanunu’nun 15. maddesinin 4 nolu bentine göre; işletmelerin Türk Ticaret Kanunu’na, kurumların özel kanunlarına veya ana sözleşmelerine göre safi kazançlardan ayırdıkları yedek akçeler ile Bankalar Kanunu’na göre bankaların ayırdıkları karşılıklarda dahil olmak üzere kurum kazancının tespitinde bunların gider olarak indirilmesi mümkün değildir.

5520 sayılı yeni Kurumlar Vergisi Kanunu’nun 11. maddesinin 1 nolu fıkrasının ç bentine göre de yedek akçelerin gider olarak yazılması mümkün değildir.

• Kurumlar Vergisi Kanunu’nun 15. maddesinin 5 nolu bentine göre; dar mükellefiyete tabi kurumlarda bu kurumlar hesabına yapılan alım satımlar için ana merkeze veya Türkiye dışındaki şubelere verilen faizler, komisyonlar ve ana merkezin veya Türkiye dışındaki şubelerin giderlerine veya zararlarına iştirak etmek üzere ayrılan hisseler gider olarak indirilemez. Türkiye’deki kurumun denetimi için yabancı memleketlerden gönderilen yetkili kimselerin seyahat giderleri ise gider olarak indirilebilir.

5520 sayılı yeni Kurumlar Vergisi Kanunu’nun 22. maddesinin 3 nolu fıkrasının a bentine göre de dar mükellefler bu kurumlar hesabına yaptıkları alım-satımlar için ana merkeze veya Türkiye dışındaki şubelere verilen faizler, komisyonlar ve benzer giderler kanunen kabul edilmeyen niteliktedir.

• Kurumlar Vergisi Kanunu’nun 15. maddesinin 6 nolu bentine göre; Kurumlar Vergisi Kanununa göre hesaplanan kurumlar vergisi ile her türlü para cezaları, vergi cezaları ve Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkındaki Kanun hükümlerine göre ödenen cezalar, gecikme zamları ve faizlerin gider olarak indirilmesi mümkün değildir.

• Kurumlar Vergisi Kanunu’nun 15. maddesinin 9 nolu bentine göre; kanunlarla veya kanunların verdiği yetkiye dayanarak tespit edilen hadler saklı kalmak üzere, menkul kıymetlerin itibari değerlerinin altında satışından

doğan zararlar ile ödenen komisyonlar ve benzeri her türlü giderlerin gider olarak indirilmesi mümkün değildir.

• Kurumlar Vergisi Kanunu’nun 15. maddesinin 10 nolu bentine göre; Vergi Usul Kanunu hükümlerine göre ödenen gecikme faizleri kanunen kabul edilmeyen gider niteliğindedir.

5520 sayılı yeni Kurumlar Vergisi Kanunu’nun 11. maddesinin 1 nolu fıkrasının d bentine göre bu Kanuna göre hesaplanan kurumlar vergisi ile her türlü para cezaları, vergi cezaları, 21/07/1953 tarihli ve 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanun hükümlerine göre ödenen cezalar, gecikme zamları ve faizler ile Vergi Usul Kanunu hükümlerine göre ödenen gecikme faizleri gider olarak indirilemez.

• Kurumlar Vergisi Kanunu’nun 15. maddesinin 11 nolu bentine göre; her türlü alkol ve alkollü içkiler ile tütün ve tütün mamullerine ait ilan ve reklâm giderlerinin % 50’si gider olarak indirilemez.

5520 sayılı yeni Kurumlar Vergisi Kanunu’nun 11. maddesinin 1 nolu fıkrasının ı bentine göre de aynı hükmün geçerliliği devam etmektedir.

• Kurumlar Vergisi Kanunu’nun 15. maddesinin 12 nolu bentine göre; kiralama yoluyla edinilen veya işletmede kayıtlı olan yat, kotra, tekne, sürat teknesi gibi motorlu deniz, uçak ve helikopter gibi hava taşıtlarından işletmenin esas faaliyet konusu ile ilgili olmayanların giderleri ile amortismanları kanunen kabul edilmeyen giderdir.

5520 sayılı yeni Kurumlar Vergisi Kanunu’nun 11. maddesinin 1 nolu fıkrasının f bentinde de aynı hüküm yer almaktadır.

• Kurumlar Vergisi Kanunu’nun 15. maddesinin 14 nolu bentine göre; basın yoluyla işlenen fiillerden veya radyo ve televizyon yayınlarından doğacak maddi ve manevi zararlardan dolayı ödenen tazminat giderleri gider olarak indirilemez.

5520 sayılı yeni Kurumlar Vergisi Kanunu’nun 11. maddesinin 1 nolu fıkrasının h bentinde de aynı hüküm yer almaktadır.

2.2.2.3. Katma Değer Vergisi Kanununa Göre Kanunen Kabul