• Sonuç bulunamadı

İlk sesli Türk filmi olan Muhsin Ertuğrulun İstanbul Sokakları (1931) için talebesi Ferid Alnar'la

II) Altılamalar :

72. İlk sesli Türk filmi olan Muhsin Ertuğrulun İstanbul Sokakları (1931) için talebesi Ferid Alnar'la

müştereken yaptığı musiki

(65) 3 çoksesli kanon İlâhi ile 2 çoksesli Saz Semâîsi için, İlâ­

hîler ve Saz Semâîleri listesine bk.

İ38

X

B İ B L İ Y O G R A F Y A

Bu monografi, 14 aralık 1955'te Paris’te tamamla­

dığım Sâdeddin Arel monografisinin kısaltma, ekleme, dilini sadeleştirme suretiyle tadiline dayanmaktadır. Bu monografi, hiçbir yerde yayınlanmamış, fakat Türk Mu­

sikisi Ansiklopedisinin Arel maddesinde geniş şekilde özetlenmişti ki bu madde, Arel hakkında yayınlanmış en geniş, en tam incelemedir, zaten bir başkası da mev­

cut değildir. 1969'dan sonra Arel hakkında yayınlanan bütün ansiklopedik yayınlarda, yazılarda, konuşma me­

tinlerinde, TRT programlarında, bu maddeye dayanıl- mıştır.

Bu monografide, şifâhî kaynakların ayrı bir ağırlığı vardır. Zira daha önce Arel hakkmda etraflı bilgiler veren bir yazı yayınlanmış değildi. Başta ArelTe uzun beraberliğimiz, dostluğumuz yıllarında kendisinden öğ­

rendiklerim, dinlediklerim, sorduklarını, aldığım notlar gelir. Ölümünden hemen sonra zevcesi Pâkize Arel, ta­

mamlayıcı bilgiler verdikten başta, yazılı bilgiler de lüt­

fetmiştir. Arel ailesinden -hemşîre-zâdesi- Nûreddin E r­

gin gene ayni 1955’de istediğim yazılı bilgileri derhal gön­

dermişti. Diğer birkaç aile üyesiyle de görüşmelerimde bilgiler almıştım. Fakat bir çok aile efradı, beni cevap­

sız bırakmışlardı ki, biyograflar bu çeşit ilgisizlikle çok sık karşılaşırlar. Dr. Refet Kayserilioğlu 1948'de ve Lâ- ika Karabey 1955'de Arel'in dikte ettiği bazı biyografik notlardan da faydalanmamı sağlamışlardı. Ancak N. Er- gin’in verdiği yazılı şecere en çok işime yaramıştır.

Haklarında en kıt bilgiye sahip olduğumuz kültür ve san'at adamlanmız, müzisyenlerimizdir. Eserleri gibi âdeta biyografileri de unutulup gitmiştir. Doğum

tarih-139

lerini bildiklerimiz çok sayılıdır. Ölüm tarihlerini bil­

mediklerimiz çoktur. Hele gün olarak ölüm tarihlerini bildiklerimiz çok azdır, gün olarak doğum tarihlerini bildiklerimiz birkaç kişiden ibarettir. Son asır müzis­

yenleri tabiatiyle bu hükmümüzün dışındadır. Ancak on­

ların da biyografilerinde çok eksikler vardır. Torunlar, aile efradı, böyle şeylere ilgisizdir. Niçin ilgilenildiğine hayret edenlere rastlamışızdır. Evlerine gitmeyince ya­

zılı bilgi vermeyeceklerini söyleyenleri görmüşüzdür.

Gençler arasında büyük babasının adını bilmeyenlere te­

sadüf etmişizdir. Resmî kayıtları ülkemizde incelemek çok zordur. Zaten eski asırlar için bu husus bahis mev­

zuu değildir. Müzisyenlerin babalarının, eşlerinin, ço­

cuklarının adlarını bilmeyiz. Batının kilise kayıtları, nü­

fus kütükleri, dedelerini asırlarca önceye kadar tesbit edebilen aileleri bizde yok gibidir. Onun için biz, mü­

zisyenlerimizi, bıraktıkları eserlerden tanımaya, şahsi­

yetlerine bu yolla nüfuz etmeye çalışırız. Ancak bazıları­

nın günümüze o kadar az eseri gelmiştir ki, bu metot bile iflâs eder. Türk müzikolojisi çok ihmal edilmiş, çok geç ele alınmış, Türk müzikolojisinin musiki tarihi kısmı, biyografi ve repertuar tesbitleri hemen hemen ba­

şıboş bırakılmıştır, istisnalar değerli de olsa azdır, ye­

tersizdir. Verilen büyük emek, karşılık da görmemekte­

dir. Kaynaklar son derecede dağınıktır. Zaten hem mü­

zisyen, hem tarihçi olmak gerekmektedir.

Arel hakkmdaki bilgilere, Osmanlı ve cumhuriyet devirlerinin periodiklerinde, daha açık ifadeyle gazete, dergi ve yıllıklarında tesadüf edilmektedir, hattâ batı yayınlarında bile geçmektedir, fakat ekseriya bir isim geçişinden ibarettir ve burada anılmaları fuzulîdir. Arel- in yayınladığı üç dergi kolleksiyonunda, Şehbâl, Türk­

lük ve Musiki Mecmuasında ise bol bilgiler vardır. Arel hakkında çoğu güzel hislerini açıklamaktan ibaret ka­

lan pek çok gazete makalesini sıralamamız da bir şey 140

ifade etmez. Mühimce gördüğüm bir kaçım aşağıda an­ batı periodiklerinde bile geçmektedir. Mehmed Zeki Pâ- kalın, Türkiye Terâcim-i Ahvâl Ansiklopedisi, II, İstan­

bul 1924, 3 8 9 -9 0 , III, İstanbul 1932, s. 4 5 0 -1 , Türkçe 11.5.1955; Emin Değermen, Cumhuriyet, 12.5.1955; Tah­

sin Burdurlu, Ege Ekspres, 6.5.1956 ; Yusuf Sencer, Yeni

Eugenia Popescu-Judetz, Dimitrie Cantemir, Bükreş 1973, s. 80 vs; F. Tevetoğlu, EJB. Koıyürek, 1985, s. 24, 25, 174.

Bu paragraftaki yazıların hepsi Yılmaz öztuna'mn- dır : Türk Musikisi Lügati, 12a-4a, 77a-b, 218a, 383b, 421a, 434b, 4 4 0 b ; Türk Musikisi Ansiklopedisi, I, 45a-61b ; Türk Bestecileri Ansiklopedisi, 82-3 ; Ses San'atçılar An­

siklopedisi, 34a; 1923 -1973 Türkiye Ansiklopedisi, I, 200a-l c; Meydan - Larousse, I, 638c-9a, 641b; Türk An­ Musique Turque, 106-7, 108; Vilâyetlerimizin Tarihi, İs­

tanbul 1968, s. 441a; Türkiye Ansiklopedisi, II, 386b-c; Türk Musikisi Ansiklopedisinde verilen bilgi, Dr. Subhi Ezgi’nin eserindeki notalar dışındaki yazılar, gerçekte bir bilgi getirmemektedir. Zaten gerçek kaynak, Arel'in eserleri, yani besteleri, kompozisyonlan, bunların nota- landır. Bunlann mahdud da olsa plaklan, teype alın­

mış yani icra edilmiş şekilleridir. Eserlerinin 100-150 kadarının notası yayınlanmıştır. Bunların listesini bura­

da vermek gerekmez, zira çoğu Musiki Mecmuası kolek- siyoııundadır. Arel'in eserlerini, L. Karabey'deki orijina­

linden ofset (fotoğraf) usûlüyle ve kendi elyazısı nota­

larıyla yayınlamak bana en mâkulü gibi gelir. Zira nota hattatlanmn kopyalarında az veya çok yanlışlar yapıl­

maktadır.

14.12.1985 Î42

1

S&deddln Arel (1920lerde)

Sâdeddin Arel, için P TT tarafından bastırılan posta pulu (1957).

"1

P E H A H H Â K D U R A\ K

( H« S a d e t t i n Arel )

a ş - k ı - n ı b a -n a K a y r a

-yım s e - n i n Y s jı- d ı r b e - ni

Mey- l Mev 1 *.~m

14?

l a ­ yım,.- s e - n i n

146

DURMLAHî77.

cum -le a - 1 em ş e h - ru

ba.-z a r kaT- ma- d ı Din d i - y a - n e t

a~. d e - t u gûh- r e t k a - mu v a r - d ı y e*

s\ 0 C,

f r f j ^ g g g g

l e Ey K İ - y a - z T

149

150

R E V N A K Î T f t M A D U R A K

Do s t

151

153

154

b a - ba aşk b i r l e m - h a i t e v - hid

im; a-ga-rır M y ^

155

Kim k i m iy ’ r a c e y - l e - d i y - se c e

2-yi ■bir n e f - h a i t e

156

Z Î R G t İ L E L Î S & 2 İ N i K D U R A K ( H. S a d e t t i n A re l ) Durak e v f e r i ( aj______ —

■bul- *bxxX i w sen. ıjs *• ytı

157

158

H.SAAMüüDIN AHMı

O ş u h a l a r buğur, Ka&r-î Ş eref-ab ad 'e

. t Iiht x r-^ £ -^ £ ^ d ^ —T^râv^- ,• '.^' ■—•■''—■=—

^e cuşan~ı -şerab~u l a l a b ir 'd e v r -T beher îd i Ki h«Ua çeşaieler ^ T - 2 ^ c J . u y ü er y & e gliaSiroe ----.T^P^3- caia'-güİHftn.-;^

v»l;Ur-r:r.a£ci. sajğg^f>yza^:i?TÖTr7^ ... .—~

^ YAHYA KÜMAL ÜİIYAİ'Li

( Ş eref ~£bad .1 9 1 8 . Ga^ai i _____________________

Hisâr-Bûselik Durak veü Reng-I Di] Gazel, Y. Oztuna'mu âlger bütün eserler S. Arel’in elyazısı ile notaya alınmıştır MS4t>1 (orijinali er? Y öztuna’dadın

160

Ö-.

..A

SADEDDİN AREL (1880-1955)

Büyük bir Türk bestekârı ve musiki bilginidir. Türk Musi­

kisi’ni hemen hemen yok olmaktan kurtaran adamdır. Bu san'ata 'Türk Musikisi" diyen bile odur. Zira onun bu isimlen­

dirmesinden önce milli ses san'atımızm adı sadece "musiki”

idi, sonra Muzıkay-ı Humâyun'un Batı1 Musikisi ile uğraşan Türk müzisyenlerince adı "alaturka"ya çevrilmişti. Arel ve ar­

kadaşları olmasa idi bugün Türk Musikisi, sadece gazinolarda çalınıp okunan; eksotik, etnolojik bir ilkel kavim san'atı olarak meraklı müzikologlarca incelenecek, tarihe karışmış bir kültür unsuru şeklinde telakki edilecekti. Bu kitap, Arel'in milli musikimizde ne yaptığmı anlatıyor.

Fiyatı: 425.-TL (KDV dahil)